38: kýyametin özellikleri ve incelikler

bölüm: 1

Ø yarým hurma ile Cehennem’den korunulur mu?

2415- Adiyy b. Hatîm (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Sizden her bir kimseyle kýyamet günü Rabbi mutlaka konuþacaktýr ve arada tercüman da bulunmayacaktýr. O kiþi sað yanýna bakacak ancak göndermiþ olduðu amelleri görecektir. Sonra sol yanýna bakacak yine yapýp ettiði þeyleri görecek karþýsýna bakýnca da Cehennemi görecektir. Rasûlullah (s.a.v.), þöyle devam etti: Her kim yarým hurmayla bile olsa yüzünü ateþten korumaya gücü yeterse bunu hemen yapsýn.” (Müsned: 18573)

ž Bu hadis hasen sahihtir.

Ebû’s Saîb’in aktardýðýna göre Vekî’ bir gün bu hadisi bize A’meþ’den aktardý. Vekî hadisi tamamlayýnca þöyle dedi: Burada horasanlýlardan her kim varsa bu hadisi Horasanda aktarmak suretiyle Allah’ýn rýzasýný kazansýn. Çünkü Cehmiyye mezhebi; Allah’ýn kullarýyla konuþmasýný inkar etmektedir.

Ebû’s Saîb’in ismi Selm b. Cenade b. Selm b. Hâlid b. Câbir b. Semure el Kûfîdir.

2416- Ýbn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ýnsanoðluna beþ þeyden hesap sorulmadýkça kýyamet günü hiçbir tarafa hareket etmeyecektir; Ömrünü nerede ve nasýl tükettiðinden, gençliðini nerde yýprattýðýndan, malýný nerden kazanýp nerde harcadýðýndan öðrendiði bilgilerle yaþayýp yaþamadýðýndan.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Ýbn Mes’ûd’un, Hüseyin b. Kays’tan rivâyetiyle bilmekteyiz. Hüseyin b. Kays ise hadis konusunda hafýzasý yönünden zayýf bilinir. Bu konuda Ebû Berze ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

2417- Ebû Berze el Eslemî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kýyamet gününde bir kula þu sorular sorulmadýkça yerinden kýpýrdayamaz. Ömrünü nerede ve nasýl tüketti, öðrendiði bilgilerle ne yaptý? Malýný nereden kazandý ve nerede harcadý vücudunu nerede yýprattý.” (Dârimî, Mukaddime: 18)

ž Bu hadis hasen sahihtir. Saîd b. Abdullah b. Cüreyc, Basralýdýr. Ebû Berze’nin azâdlý kölesidir. Ebû Berze’nin ismi; Nadle b. Ubeyd’tir.

bölüm: 2

Ø müflis kimdir? ahirette takas nasýl yapýlýr?

2418- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ýflas eden kimdir? Biliyor musunuz?” Ashab: “Ey Allah’ýn Rasûlü! Bize göre, müflis parasý ve malý olmayan kimsedir” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ümmetimin müflisi o kimsedir ki kýyamet günü kýldýðý namazýyla tuttuðu orucuyla ve verdiði zekatýyla getirilecek ayný zamanda iþlediði günahlardan; sövdüðü zina isnadýnda bulunduðu, haksýz yere mal yediði ve haksýz yere kan akýttýðý ve ona buna vurduðu þerlerde ortaya konacaktýr. Ve böylece o kiþi yaptýklarýnýn hesabýný vermeye oturacak ve yaptýðý kötülüklere karþýlýk iyilikleri takas edilecektir. Ýyilikleri bitince takas iþlemi onun günahlarýnýn buna verilmesi bunun sevaplarýnýn da ona verilmesiyle devam edilecektir. Sonucunda da cezasýný ateþle çekmek üzere Cehenneme atýlacaktýr. Ýþte müflis budur.” (Müslim, Birr ve Sýla: 74)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

2419- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Mal ve namus meselesinde bir kulun bir kardeþinde bir hakký bulunur da bu dünya hayatýnda onunla helalleþirse Allah o kuluna rahmet etsin. Çünkü kýyamette ne dinar nede dirhem bulunmayacaktýr. Eðer o kimsenin iyilik ve sevaplarý varsa onlar alýnýp haksýzlýk edilen kimseye verilecektir. Þayet sevaplarý yoksa haksýzlýk yapýlan kimsenin günahlarý buna verilmek suretiyle hesaplaþma tamamlanacaktýr.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Saîd el Makburî hadisi olarak bu hadis hasen sahihtir. Mâlik b. Enes Saîd el Makburî’den, Ebû Hüreyre’den bu hadisin bir benzerini bize nakletmiþtir.

2420- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kýyamet gününde tüm haklar sahiplerine verilecektir. Hatta boynuzsuz hayvanýn bile boynuzludan hakký alýnacaktýr.” (Müslim, Birr ve Sýla: 79)

ž Bu konuda Ebû Zerr ve Abdullah b. Üneys’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

2421- Rasûlullah (s.a.v.)’in arkadaþlarýndan Mýkdad (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle buyurduðunu iþittim: “Kýyamet günü güneþ kullarýn üzerine bir mil veya iki mil mesafeye kadar yaklaþtýrýlacaktýr.” Süleym diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.)’in milden neyi kastettiðini bilemiyorum ya uzunluk ölçüsü olan mil veya göze sürme çekilen mil. Rasûlullah (s.a.v.) þöyle devam etti: “Güneþ onlarý adeta eritecek ve herkes yaptýðý amelleri oranýnca sýkýntýdan ter içinde kalacaktýr. Kimi topuðuna kadar kimi diz kapaklarýna kadar kimi de beline kadar kimi de aðzýna kadar ter içinde kalacaktýr.” Rasûlullah (s.a.v.) bu sözü söylerken aðzýna iþaret ediyor ve; “Aðzýna gem vuracak kadar” diyordu. (Müslim, Cennet: 15)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bu konuda Ebû Saîd ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

2422- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, (Hammad bu hadis merfu hükmündedir) dedi. Mutaffifin sûresi 6. ayeti: “O gün insanlar alemlerin rabbi huzurunda kalkýp dikilecekler” þöyle demiþtir: Kulaklarýn yarýsýna kadar ter içinde kalacaklardýr. (Müslim, Cennet: 15; Ýbn Mâce, Zühd: 68)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Hennâd, Ýsa b. Yusuf vasýtasýyla Ýbn Avn’dan, Nafi’den, Ýbn Ömer’den geçen hadisin bir benzerini bize aktarmýþtýr.

bölüm: 3

Ø insanlar kýyamet günü çýplak mý haþredilecekler?

2423- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ýnsanlar kýyamet günü mahþer yerine ilk yaratýldýklarý gibi yalýnayak, çýrýlçýplak ve sünnetsiz olarak toplanacaklardýr” dedi ve Enbiya sûresi 104. ayeti “… Tüm kâinâtý ilk kez nasýl yarattýysak, o gökyüzünü de yeniden yine öyle tekrar yaratacaðýz. Gerçekleþtirilmesini kendi üzerimize aldýðýmýz bir sözdür bu. Þüphesiz biz herþeyi yapabilecek güçteyiz.” Ni okudu ve þöyle devam etti: yaratýklar içersinde ilk giydirilecek olan Ýbrahim (a.s.) dýr. Ashabýmdan kimileri bana yaklaþtýrýlmamak için saða sola itilecekler de ben de Ya Rabbi! Onlar benim ashabýmdýr diyeceðim ve bana þöyle denilecek: Senden sonra onlarýn ne bidatlar ortaya çýkardýklarýný sen bilmezsin sen onlarýn arasýndan ayrýldýktan sonra onlar dinlerinden çýkýp eski þirklerine dönmüþlerdir. Bunun üzerine ben de Salih kul Ýsa’nýn söylediði þu sözü söyleyeceðim: “Þayet onlarý azaba çarptýrýrsan, þüphesiz onlar senin kullarýndýr. Ve eðer onlarý baðýþlarsan, doðrusu sen çok güçlü ve üstün olansýn. Yaptýðýn her þeyi yerli yerince yapansýn.” (Maide sûresi: 118) (Buhârî, Rýkak: 44; Müslim, Cennet: 19)

ž Muhammed b. Beþþâr ve Muhammed b. Müsenna, Muhammed b. Cafer vasýtasýyla Þu’be’den, Muðîre b. Numân’dan ayný senedle bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiþlerdir. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

2424- Behz b. Hakîm (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle buyurduðunu iþittim: “Kýyamet günü sizler yaya olarak binitli olarak ve yüzüstü sürünerek mahþer yerine toplanacaksýnýz.” (Müsned: 19171)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 4

Ø amel defterleri nasýl ele geçecektir?

2425- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ýnsanlar kýyamet gününde üç defa sorguya çekilecekler iki sorgu mücade ve mazeretler ortaya konulmasý þeklinde olacak üçüncü sorgu yani arz’da ise insanlarýn yapýp ettikleri kaydeden amel defterleri uçurulacak herkesin defteri kendisini bulacaktýr kimi bu defterini sað eliyle tutacak kimi de solundan alacaktýr.” (Ýbn Mâce, Zühd: 33)

ž Tirmizî: Hasan’ýn Ebû Hüreyre’den iþitmemiþ olmasýndan dolayý bu hadis sahih deðildir. Bazýlarý bu hadisi Ali er Rýfai’den ve Ebû Musa’dan rivâyet etmektedirler.

Tirmizî: Bu hadiste sahih deðildir. Çünkü Hasan, Ebû Musa’dan iþitmemiþtir.

bölüm: 5

Ø hesabý konusunda tartýþýlan mutlaka helak olur

2426- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: Hesabý konusunda kiminle münakaþa edilirse o kimse helak olmuþtur. Bunun üzerine ben þöyle dedim: Ey Allah’ýn Rasûlü! Allah, Ýnþikak sûresi 7 ve 8. ayetlerinde þöyle buyurmuyor mu? “Kimin sicili sað eline verilirse artýk o kimsenin hesabý kolayca görülür.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “O hesab deðil o arz’dýr.” (Buhârî, Ýlim: 17; Müslim, Cennet: 18)

ž Tirmizî: Bu hadis sahih hasendir. Eyyûb’ta ayný þekilde Ýbn ebî Müleyke’den bu hadisi rivâyet etmiþtir.

bölüm: 6

Ø allah’ýn verdiði þeyler ne yapýlmalý ki kazançlý çýkýlsýn?

2427- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kýyamet günü ademoðlu bir kuzu gibi getirilerek Allah’ýn huzurunda durdurulur ve Allah ona þöyle der: Sana dünyada mal mülk hizmetçi ve her þeyi verdim sen onlarý ne yaptýn? O kiþi þöyle cevap verecek: Biriktirdim artýrdým ve olduðundan fazla þekilde býraktým beni dünyaya geri çevir onlarýn hepsini sana getireyim.”

Allah’ta þöyle buyuracak: Dünyada iken benim rýzamý kazanmak için önceden gönderdiðin birþeyler varsa onlarý göster bakalým o kiþi de diyecek ki: Biriktirdim artýrdým ve olduðundan fazla býraktým. Beni geri dünyaya çevir de onlarýn hepsini sana getireyim. Böylece bu kulu hayýr adýna bir þey yapmadýðý görülür ve Cehenneme götürülür.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Pek çok kiþi bu hadisi Hasan’dan, Enes’in sözü olarak rivâyet edip Rasûlullah (s.a.v.)’e isnad etmemiþlerdir. Ýsmail b. Müslim hadis konusunda hafýzasý yönünden zayýf kabul edilmiþtir. bu konuda Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd el Hudrî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

2428- Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre (r.anhüma)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kýyamet günü bir kul Allah’ýn huzuruna getirilir ve Allah ona þöyle buyurur: Sana göz, kulak, mal ve evlat vermedik mi? hayvanlar ve ekinler vermedik mi? belli yerlerde yetkili olmana ve para kazanmana fýrsat tanýmadýk mý? Bugün benimle bu þekilde buluþacaðýný da biliyordun deðil mi? O kimse hayýr Ya Rabbi diyecek Allah’ta þöyle buyuracak: Önceden sen beni ve bugünleri unuttuðun gibi bugün de ben seni unutacaðým.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir. “Bugün de ben seni unutacaðým…” sözü: “Bugün de ben seni azaba terk edeceðim” manasýnda tefsir edilmiþtir.

Tirmizî: Bazý ilim adamlarý Araf sûresi 51. ayeti olan “… Biz de onlarý bugün unutacaðýz” sözünü; “Bugün onlarý azaba terk edeceðiz” þeklinde tefsir etmiþlerdir.

bölüm: 7

Ø yeryüzü ve organlar da konuþacak mý?

2429- Ebû Hüreyre (r.a.)’rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.), Zilzal sûresi 4. ayeti olan: “Ýþte o gün yeryüzü tüm haberlerini ortaya dökecektir.” Ayetini okudu ve yeryüzünün haberleri nedir? Bilir misiniz? Buyurdu. Ashab: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dediler. Buyurdu ki: “Yeryüzünün haberleri erkek ve kadýn her kimse hakkýnda yeryüzünde yaptýklarý hoþ iþ konusunda falan kiþi falan gün ve saatte falan yerde þöyle yaptý demesidir iþte haber budur. (Müsned: 8512)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

bölüm: 8

Ø sûr nasýl bir þeydir?

2430- Abdullah b. Amr b. As (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Bir bedevî Peygamber (s.a.v.)’e gelerek sûr nedir? Diye sordu; Rasûlullah (s.a.v.)’de: “Kendisiyle kýyametin haber verileceði üflenmek suretiyle ses çýkaran bir alettir” buyurdular. (Müsned: 10614)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen olup pek çok kimse Süleyman et Teymî’den rivâyet etmiþlerdir. Ancak bu þekliyle bilmekteyiz.

2431- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sûr’a üfürecek kiþi sûr’u eline almýþ üfleme emri gelir gelmez hemen üflemek üzere izin beklerken ben bu dünyada nasýl zevk içerisinde yaþayabilirim? Bu söz ashaba aðýr gelmiþ olacak ki Rasûlullah (s.a.v.), onlara þöyle buyurdu: “Daima Allah’a güveniyoruz en güzel vekil odur sadece Allah’a güveniriz” deyiniz. (Ebû Dâvûd, Sünnet: 17)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen olup baþka þekillerde Atýyye’den, Ebû Saîd’den buna benzer þekilde rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 9

Ø kýyamet günü Peygamber (s.a.v.), nerede aranmalý?

2432- Muðîre b. Þu’be (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Sýrat üzerinde müminin parolasý selâmet ve kurtuluþ nasip et” olmalýdýr. (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Muðîre b. Þu’be hadisi olarak bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Abdurrahman b. Ýshâk’ýn rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

2433- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’den kýyamet gününde bana þefaat etmesini istedim þefaat ederim buyurdu. Ey Allah’ýn Rasûlü! dedim seni nerde arýyayým? Buyurdular ki: Ýlk olarak sýrat üzerinde ara, Enes: Sizi sýrat üzerinde bulamaz isem, Rasûlullah (s.a.v.): Amellerin tartýlacaðý alet olan mizan denilen terazinin yanýnda ara buyurdu. Enes, terazinin yanýnda sizi bulamaz isem? Rasûlullah (s.a.v.): O zaman Kevser havuzunun yanýnda ara beni buyurarak ben mutlaka bu üç yerden birinde bulunurum dedi.” (Müsned: 12360)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir bu þekliyle bilmekteyiz.

bölüm: 10

Ø kýyamette þefaat nasýl olacaktýr?

2434- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e et getirildi ve ön but kýsmý takdim edildi çünkü o etin bu kýsmýndan hoþlanýrdý. Etten bir parça ýsýrdý ve þöyle buyurdu: “Kýyamet günü insanlarýn en saygýdeðeri ben olacaðým bunun niçin böyle olacaðýný biliyor musunuz? Dinleyin! Anlatayým; Allah bütün insanlarý öncekileriyle ve sonrakileriyle hepsini büyük ve düz bir alanda toplayacak ve söyleyeceði her söz tüm insanlýða duyurulacak gözler bu manzaralara þâhid olacak, güneþ kendilerine o kadar yaklaþtýrýlacak ki sýkýntý ve keder güç yetiremeyecek, çekilmez hale gelecek ve insanlar birbirlerine; Baþýnýza gelenleri görmüyor musunuz? Rabbiniz yanýnda size þefaat edebilecek birine bakmýyor musunuz? Ýnsanlar birbirlerine, Adem’e müracaat ediniz deyip ona gelecekler ve þöyle konuþacaklar: Sen tüm insanlarýn babasýsýn, Allah seni eliyle yarattý ruhundan üfürdü ve meleklere secde etmelerini emretti, onlar da sana secde ettiler. Rab­binin yanýnda bize þefaat et. Ne durumda olduðumuzu görüyorsun, görüyorsun ki halimizi! Adem onlara þöyle diyecek: “Rabbim bugün o derece gazablanmýþ ki, bu güne kadar bu þekilde gazablanmamýþ ve bundan sonra da böylesine gazablanmayacaktýr. Cennet’te bir aðaca yaklaþma demiþti de ben hata edip o aðacýn meyvesinden yemiþtim. Ben kendi derdime düþmüþüm! Baþka birine gidin; Nuh'a gelecekler ve diyecekler ki: “Ey Nuh! Yeryüzüne gönderilen peygamberlerin il­k olanlarýndansýn. “Allah, seni çok þükreden kul” olarak vasýflandýrmýþtýr. Rabbinin yanýnda bize þefaat et! Ne halde olduðumuzu görü­yor ve ne duruma geldiðimizi biliyorsun!” Nuh (a.s) onlara þöyle cevap verecek: “Rabbim bugün o derece gazablanmýþ ki, bugüne kadar bu þekilde hiç gazablanmamýþ bundan sonra da böylesine gazablanmayacaktýr. Ben de kavmime beddua edip Allah’a karþý bir suç iþlemiþtim bu yüzden benim derdim bana yeter siz baþkasýna gidin, Ýbrahim'e gidiniz! Sonra Ýbrahim’e gelirler ve þöyle derler: Ey Ýbrahim! Sen Allah'ýn Peygamberi ve yeryüzü halký içerisinde O'nun tek dostusun. Rabbin ya­nýnda bizim için þefaat ediver! Ne halde olduðumuzu görüyorsun? Ýbrahim þöyle der: “Rabbim bugün o derece gazablanmýþ ki, bugüne kadar bu þekilde hiç gazablanmamýþ bundan sonra da bu þekilde gazablanmayacaktýr. Ben hayatým boyunca üç yerde yalan söylemiþtim Ebû Hayyan’ýn rivayetinde bu, yalan söylediði üç yer sayýlýr) Dolayýsýyla benim derdim bana yeter siz baþkasýna gidin, Musa'ya gidin! Sonra insanlar Musa'ya gelirler ve þöyle derler: Ey Musa! “Sen Allah'ýn Rasûlüsün Allah sana, kitap vererek ve seninle konuþarak seni insanlardan üstün kýlmýþtýr. Rabbin yanýnda bize þefaat et! Durumuzu görmüyor musun! Musa’da þöyle diyecek: “Rabbim bugün çook þiddetli derecede gazablanmýþ ki, bugüne kadar bu þekilde hiç gazablanmamýþ bundan sonra da bu þekilde gazablanmayacaktýr. Ben de bir zamanlar bana emredilmemesine raðmen bir adam öldürmüþtüm o þuç bana yeter. Dolayýsýyla benim derdim bana yeter siz baþkasýna gidin, Ýsa'ya gidin! Sonra Ýsa'ya gelirler ve þöyle derler, “Sen Allah'ýn rasûlü ve Meryem'e ilka ettiði kelimesi ve Ruhundan üfürdüðü kimsesin. Beþikte insanlarla konuþan sensin, Rabbinin yanýnda bize þefaat et! Durumumuzu görüyorsun! Ýsa þöyle diyecek: “Rabbim bugün o derece gazablanmýþ ki, bugüne kadar bu þekilde hiç gazablanmamýþ bundan sonra da bu þekilde gazablanmayacaktýr. Ýsa, kendi için iþlediði bir günah zikretmemiþtir. Benim de kendi derdim bana yeter siz baþkasýna gidin, Muhammed (s.a.v.)’e gidin! Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Muhammed (s.a.v.)’e gelecekler ve þöyle diyecekler Ey Muhammed! Sen, Allah'ýn Rasûlü, peygamberlerin sonuncususun. Geçmiþ ve gelecek bütün günahlarý baðýþlanan sensin. Rabbin yanýnda bize þefaat et! Durumumuzu görüyorsun! Bende hemen hareket edip arþýn altýna gelir ve Rabbime secdeye kapanýrým. Sonra Allah, o anda benden önce kimseye nasip etmediði hamd ve övgülerden öyle þeyler bana ilham edecektir. Sonra “Ya Muhammed!” denilecek, “kaldýr baþýný secdeden; iste isteðin yerine getirilecektir. Þefaat et þefaatin de kabul edilecektir. Baþýmý kaldýracaðým ve “Ya Rabbi, ümmetim! Ya Rabbi, ümmetim! Ya Rabbi, ümmetim!” diyeceðim. Allah, Ya Muhammed! diyecek, ümmetinden hesaplaþmasý olmayanlarý, Cennet kapýlarýnýn saðýndan girdir bu girecek kimseler diðer tüm kapýlardan da girebilirler. Sonra Rasûlullah (s.a.v.) þöyle devam etti: Canýmý kudret elinde tutan Allah’a yemin olsun ki Cennet kapýlarýndan iki kanadýn arasý Mekke ile Hecer veya Mekke ile Busra arasý kadardýr.” (Buhârî, Ehadisül Enbiya: 23; Müslim, Ýman: 72)

ž Bu konuda Ebû Bekir es Sýddîk, Enes, Ukbe b. Âmir ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Hayyan et Teymî’nin ismi Yahya b. Saîd b. Hayyan olup Küfelidir ve güvenilir bir kimsedir. Ebû Zür’a b. Amr b. Cerir’in ismi ise Herîm’dir.

bölüm: 11

Ø Peygamberimizin þefaati kimleredir?

2435- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Þefaatim, ümmetimden büyük günah iþleyenleredir.” (Ýbn Mâce, Zühd: 37; Ebû Dâvûd, Edeb: 21)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle hasen sahih garibtir.

Bu konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

2436- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Þefaatimden ümmetimden büyük günah iþleyen kimseleredir.”

Muhammed b. Ali diyor ki: Câbir bana þöyle dedi: Ey Muhammed büyük günah iþlemeyen kimsenin þefaate ne ihtiyacý vardýr? (Ýbn Mâce, Zühd: 37; Ebû Dâvûd, Edeb: 21)

ž Tirmizî: Bu hadis Cafer b. Muhammed rivâyeti olarak garibtir.

bölüm: 12

Ø Cennete bu ümmetten kaç kiþi girecektir?

2437- Ebû Umame (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle diyordu: “Rabbim bana ümmetimden yetmiþ bin kiþiyi hesap ve azab görmeden Cennete koyacaðýný vaad etti, ayný zamanda her bin kiþiyle birlikte yetmiþ bin kiþi ve Rabbinin isteyeceði kadarýn üç misliyi de vaad etti.” (Ýbn Mâce, Zühd: 34; Dârimî, Rýkak: 86)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

2438- Abdullah b. Þakîk (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Bir gurup insanla birlikte Kudüs’te idim onlardan bir kimse þöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle söylediðini iþittim: Ümmetimden bir adamýn þefaatiyle Temimoðullarýndan daha çok kiþi Cennete girecektir. Denildi ki: Ey Allah’ýn Rasûlü! Sizin þefaatinizden baþka mý? Rasûlullah (s.a.v.), benim þefaatimden baþka buyurdu. Hadisi rivâyet eden zat kalkýnca bu kimdir? Diye sordum Dediler ki bu Ýbn eb’îl Ced’a’dýr.” (Ýbn Mâce, Zühd: 34; Dârimî, Rýkak: 86)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.

Ýbn’ül Ced’a’nýn adý Abdullah’týr bu hadisi Sadece o rivâyet etmiþtir.

2439- Hasan-ý Basrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Osman b. Afvân; kýyamet günü Rabia ve Mudar kabileleri sayýsý kadar insana þefaat edecektir.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

2440- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ümmetim içinde büyük guruplara þefaat edecek kimse vardýr. Bir kabile kadar insan gurubuna þefaat edecek kimse vardýr. Belli bir guruba þefaat edecek kimseler de vardýr. Kimi de bir kiþiye þefaat edecektir ve bu þefaat edilenler Cennete gireceklerdir.” (Müsned: 10721)

ž Tirmizî: Bu hadis hasendir.

bölüm: 13

Ø þefaat allah’a ortak koþmadan ölen kimseleredir

2441- Avf b. Mâlik el Eþcaî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Rabbimin katýndan bir melek bana geldi ve beni ümmetimin yarýsýný Cennete sokmak ileþefaat yetkisi arasýnda serbest býraktý da ben þefaat etmeyi seçtim. Bu þefaat de Allah’a ortak koþmadan ölenleredir.” (Ýbn Mâce, Zühd: 38)

ž Bu hadis Ebû’l Melih’den ve Peygamber ashabýndan baþka bir kimseden rivâyet edilmiþ olup “Avf b. Mâlik’den” denmemiþtir. Bu hadis buradakinden uzuncadýr.

Kuteybe Ebû Avâne vasýtasýyla Katâde’den, Ebû’l Melih’den, Avf b. Mâlik’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmýþlardýr.

bölüm: 14

Ø kevser havuzunun ibrikleri var mýdýr?

2442- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Benim havuzumun çevresinde gökteki yýldýzlar sayýsýnca ibrikler vardýr.” (Buhârî, Rýkak: 94; Ýbn Mâce, Zühd: 38)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle hasen sahih garibtir.

2443- Semure (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Her Peygamberin kýyamet gününde bir havuzu vardýr ve Peygamberler su içmeye gelenlerin fazlalýðýyla birbirine karþý övünürler. Ben; içmeye geleni, en çok olacak Peygamber olacaðýmý ümid ediyorum.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir. Eþ’as b. Abdulmelik bu hadisi Hasan vasýtasýyla mürsel olarak rivâyet etmiþ senedinde “Semure”yi zikretmemiþtir ki bu rivâyet daha saðlamdýr.

bölüm: 15

Ø kevser havuzunun ölçüleri ve suyunun özellikleri

2444- Ebû Sellam el Hubþî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ömer bin Abdülaziz bana haber göndermiþti; posta beygirine bindirilerek yanýna vardým, girince Ey Müminlerin emiri dedim posta beygiriyle gelmem pek zahmetli oldu. Bunun üzerine Ömer b. Abdülaziz dedi ki: “Sana zahmet etmek istemezdim. Fakat Rasûlullah (s.a.v.)’in havuz hakkýnda Sevbân’dan rivâyeti bana ulaþtý da bir de bizzat senin aðzýndan dinleyim istedim.” Ebû Sellam þöyle dedi: “Sevbân, Rasûlullah (s.a.v.)’den þu þekilde aktardý. Benim havuzum, Aden'den, Belka Ammaný'na ulaþacak kadar büyüktür. Suyu, sütten daha beyaz, baldan daha tatlýdýr. Kadehleri, gökteki yýldýzlarýn sayýsý kadardýr. Her kim ondan bir yudum içerse bir daha ebediyyen susamaz. Havuza ilk gelecek insanlar; muhâcirlerin fakirlerinden olup baþ­larý, saçlarý daðýnýk, elbiseleri kirli, konfor içinde yaþayan kadýnlarla ev­lenemeyen, kendilerine kapýlarýn ve imkanlarýn açýlmadýðý kimseler­dir.” Ömer b. Abdülaziz dedi ki: “Fakat ben, konfor içinde yaþayan kadýnlarla da evlendim ve her türlü kapýlar da bana açýldý. Ab­dülmelik'in kýzý Fatýma ile evlenmiþ durumdayým ben saçlarým daðýlmadan baþýmý yýkamam, vücuduma deðen elbisemi de kirlenmeden yýkamam.” (Ýbn Mâce, Zühd: 39; Ebû davud, Edeb: 21)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle garib’tir.

Bu hadis, ayný þekilde Ma'dan b. Ebî Talha'dan, Sevbân'dan da rivayet edilmiþtir. Ebû Sellam EI Habe­þî'nin ismi Memtûr'dur. Þamlýdýr ve güvenilen bir kimsedir.

2445- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Ey Allah’ýn Rasûlü! Havuzun kaplarý nasýldýr?” dedim. Buyurdu ki: “Canýmý kudret elinde tutan Allah’a yemin olsun ki; havuzun kap­larý, karanlýk ve bulutsuz bir gecede gökyüzünde görülen ufaklý yýldýzlarý­nýn sayýsýndan daha çoktur ve Cennet kaplarýndandýr. Ondan bir yudum içen bir daha susuzluk nedir bilmeyecektir. Havuzun eni, boyu kadardýr büyüklüðü Amman ile Ey­le arasý kadardýr. Suyu, sütten daha beyaz ve tadý da baldan daha tatlýdýr.” (Ýbn Mâce, Zühd: 39; Ebû davud, Edeb: 21)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garib’tir.

Bu konuda Huzeyfe b. eI Yemân, Abdullah b. Amr, Ebû Berze eI Eslemi, Ýbn Ömer, Hârise b. Vehb, Müstevrid b. Þeddâd’tan da hadis rivayet edilmiþtir.

Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Benim, havuzumun, büyüklüðü; Küfe ile Hacer-ül Esved arasýndaki mesafe kadardýr.”

bölüm: 16

Ø Peygamber (s.a.v.)’in ümmetinin çok oluþu

2446- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivayete göre, þöyle demiþtir: “Peygamber (s.a.v.) Mîrâc’a çýkarýldýðýnda beraber­inde büyük toplumlar bulunan bir ve birkaç peygambere, yine beraberinde birer cemaat bulunan bir ve birkaç peygambere, bera­berinde hiç kimse bulunmayan bir ve birkaç peygambere uð­ramýþtý ki, sonunda çok büyük bir kalabalýða uðradým ve bunlar kim­lerdir? diye sordum. “Musa ve kavmi!” dediler. Fakat baþýný kal­dýr ve bak! Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Þu yandan ve bu yan­dan tamamen ufku kaplamýþ bir kalabalýk gözü­me iliþti, iþte bunlar senin ümmetindir denildi. Ve bunlardan baþka yetmiþbin kiþi hesapsýz bir þekilde cennete girecektir” denildi. Bu sözleri söyleyince Rasûlullah (s.a.v.), hanýmlarýndan birinin odasýna girdi bunlarýn kimler olduðunu kimse sormamýþtý. Kendisi de bir tefsirde bulunmadý. Sonra Asbab: Kendi aralarýnda onlar biziz! dediler. Bir kýsmý da onlar; fýtrat üzerine doðan ve Müslüman olarak ölenlerdir! Dediler. Bu arada Rasûlullah (s.a.v.) çýktý ve þöyle buyurdu: “Onlar tedavi olarak daðlanmayan, kulak hýrsýzlýðý yapmayan, Uðursuzluk inancýna sahip olmayan ve Allah’a her zaman ve her yerde güvenip dayanan kimselerdir” Ukkaþe b. Mýhsan ayaða kalktý ve “Ey Allah’ýn Rasûlü!” dedi, ben onlardan mýyým? Rasûlullah (s.a.v.) “evet!” buyurdu. Sonra bir baþkasý kalktý ve “ben de onlardan mýyým?” deyince; Rasûlullah (s.a.v.), “Ukkaþe seni geçti!” buyurdu. (Buhârî, Týp: 11; Müslim, Ýman: 23)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bu konuda Ýbn Mes’ûd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 17

Ø bedbaht kimsenin özellikleri nelerdir?

2447- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivayete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) zamanýnda kulluk ve ibadet olarak yapýp ettiðiniz hiçbirþeyi bugün üzerinde görüp tanýyamýyorum.” Ravi diyorki:  “Ya namazlarýmýz hakkýnda ne dersin?” Enes dedi ki: “Bildiðiniz gibi namazlarýnýzda da ayný þekilde o dönemin hassasiyeti yok ve kalmamýþtýr.” (Müsned: 11539)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle Ebû Imrân el Cevnî rivâyeti olarak hasen garibtir. Enes’den deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir.

2448- Esma binti Umeys eI Has'amiyye (r.anha)’dan ri­vayete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle diyordu: “Hayal kurup üstünlük taslayan ve yüce Allah'ý unutan kul ne bedbahttýr. Zorba­lýk edip haklara tecavüz eden ve yüce kudret ve kuvvet sahibini unutan ne bedbahttýr! Gaflete dalarak gülüp oynayan ve kabirleri ve toprak altýnda çürümeyi unutan kul ne bedbahtýr! Azýp, taþkýnlýk gösteren doðum, ölüm ve ölümden sonrayý unutan kul ne bedbahttýr! Dini dünyaya alet eden kul ne bedbahttýr. Dine þüpheler karýþtýran kul ne bedbahttýr! Hýrs ve tamah tarafýndan kumanda edilen kul ne bedbaht kuldur! Arzu ve isteklerinin kendisini saptýrdýðý kul ne bedbahtýr! Açgözlülüðün hor ve zelil ettiði kul ne bedbaht kuldur!” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir ancak bu þekliyle bilmekteyiz ve senedi de saðlam deðildir­.

bölüm: 18

Ø dünyada yedirip içirip giydirene ahirette ne yapýlacaktýr?

2449- Ebû Saîd eI Hudrî (r.a.)’den rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bir mü’­min, aç bir mü’mini doyurursa Allah o kimseyi Cennet meyveleriyle doyuracaktýr, Yine bir mü’min, susuz kalan bir mü’mine bir þeyler içirip susuzluðunu giderirse Allah kýyamette en güzel meþrubattan olan “Rahýk-ý Mahtûm”dan içirecektir. Yine bir mü’min, elbiseye ihtiyacý olan bir mü’­mini giydirirse Allah’ta ona Cennetin yemyeþil elbiselerinden giydire­cektir.” (Ebû Dâvûd, Zekat: 32)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadis Atýyye’den ve Ebû Saîd eI Hudrî’den mevkuf olarak ta rivayet edilmiþ olup bu rivayet daha saðlam ve makbuldür.

2450- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kim Allah’ýn azabýndan korkup sakýnýrsa cenneti elde etmek için hemen yola koyulur. Kim de yola koyulursa arzusuna kavuþur. Ama dikkat edin! Allah’ýn ticaret için ortaya koyduðu malý çok pahalýdýr. Dikkat edin! Allah’ýn ticaret eþyasý ise cennettir.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Ebûn Nadr hadisi olarak bilmekteyiz.

bölüm: 19

Ø takva (Allah’a karþý sorumluluk bilinci) nedir?

2451- Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan Atiye es Sa’dî (r.a.)’den rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kul, haram olabilecek þeye düþmekten uzak durarak sakýncalý olmayan þeyi bile terk etmedikçe takvalý kiþilerden olmak durumuna yükselemez.” (Ýbn Mâce, Zühd: 24)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir. Sadece bu þekliyle bilmekteyiz.

bölüm: 20

Ø melekler mü’minleri hangi halde kanatlarýyla gölgelendirir?

2452- Hanzale eI Üseydî (r.a.)’den rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ey Ashabým sizler her zaman benim yanýmda olduðunuz haldeki gibi iman üzere olabilseydiniz melekler sizleri kanatlarýyla gölgelendirirlerdi.” (Ýbn Mâce, Zühd: 28; Müslim, Tevbe: 3)

ž Tirmizî: Bu hadis, bu þekliyle hasen garibtir. Bu hadis Hanzala el Üseydî tarafýndan deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir. Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 21

Ø þöhret ve zirvede mi olmak gerekir?

2453- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle demiþtir: “Her varlýðýn bir þiddetli ve sert olduðu bir yönü olduðu gibi bu þiddet ve sertliðin gevþeme zamaný da vardýr. Bir kimse sert olduðu zaman da bile orta yolu tercih edip yakýnlaþtýrýcý biçimde hareket ederse ondan yana ümitliyim. Eðer parmakla gösterilecek duruma gelirse gösteriþ için yaptýðýndan dolayý onun bu hareketini hesaba katmayýn.” (Müslim, Fiten: 24; Ýbn Mâce, Zühd: 21)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle hasen sahih garibtir.

Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöy­le buyurmuþtur: “Bir kiþinin, din veya dünya konusunda parmakla gösterilecek duruma gelmesi kötülük bakýmýndan kendisine yeter. Ancak Allah'ýn koruduðu kiþiler bundan müstesnadýr.”

­bölüm: 22

Ø ecel ümid ve hayaller

2454- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivayete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bize bir dörtgen þekli çizdi, bu þeklin ortasýna bir çizgi çizdi ve bu çizgiyi dörtgenin dýþýna uzattý ve bu dörtgenin içindeki o çizgiye deðiþik çizikler çizerek þöyle buyurdu: “Þu ortadaki çizgi in­san oðlu ve ömrüdür. Bu çizgiyi dört taraftan kuþatan dörtgen onun ecelidir. Þu küçük çizgiler ise hayatý boyunca o kimsenin baþýna gelecek sýkýntýlar ve imtihanlarýdýr birinden kurtulsa bir diðeri gelip onu bulacaktýr. Dörtgenin dýþýndaki çizgi ise kiþinin ümid ve hayalleridir.” (Ýbn Mâce, Zühd: 27; Buhârî, Rýkak: 4)

ž Tirmizî: Bu hadis sahihtir.

2455- Enes (r.a.)’den rivayete göre; Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ýnsanoðlu ihtiyarlar, fakat onun iki özelliði gençleþir: Mal hýrsý ve uzun yaþama hýrsý.” (Müslim, Zekat: 38; Dârimî, Rýkak: 62)

ž Tirmizî: Bu hadis sahih'tir.

2456- Abdullah b. Þýhhîr (r.a.)’den rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ademoðlu, çevresini kuþatan doksandokuz bela ve musibetle temsil edildi. Bunlardan birini veya hepsini atlatmýþ olsa bile ihtiyarlýk onu bulur.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.

bölüm: 23

Ø allah ve peygamber hiç hatýrdan çýkarýlmamalýdýr

2457- Übey b. Ka'b (r.a.)’den rivâyete göre; Rasûlullah (s.a.v.), gecenin üçte ikisi geçince kalkar ve þöyle derdi: “Ey insanlar! Kalkýn Allah'ýn büyüklüðünü ve size verdiði imkanlarý düþünüp gereðini yerine getirin. Râcife (bütün canlýlara ölüm getirecek olan ilk sûra üfürülmenin) zamaný geldi, bunun hemen ardýndan da Radife (bütün can­lýlarý diriltecek olan üfleniþ) gelecektir. Ölüm, her türlü þiddet ve sancýlarýyla mutlaka gelecektir; ölüm, mutlaka herkesi bulacaktýr.” Übeyy diyor ki: “Ey Allah’ýn Rasûlü! ben sana çok dua edip salevat getiriyorum; dualarýmýn ne ka­darýný sana ayýrayým?” Rasûlullah (s.a.v.): “dilediðin kadar!” buyurdu. Dualarýmýn “dörtte birini mi?” dedim; “dilediðin kadarýný!” buyur­du, “þayet artýrýrsan senin için daha hayýrlýdýr!” buyurdu. Bende “yarýsýný ayýrayým mý? diye sordum; “dilediðin kadarýný!” buyurdu, “þayet artýrýrsan senin için daha hayýrlýdýr!” Ben de “üçte ikisini mi?” dedim; “dilediðin kadarýný!” buyurdu, “þayet artýrýrsan senin için daha hayýrlýdýr!” buyurdu. Ben de o halde “bütün dualarýmý senin için yapacaðým” dedim. Bunun üzerine buyurdular ki: “Sýkýntýlarýn giderilecek ve günahlarýn affedilecektir.” (Müsned: 20289)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 24

Ø allah için gereði biçimde haya etmek ne demektir?

2458- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivayete göre; Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah’tan gereði biçimde haya edin!” Bunun üzerine “Ey Allah’ýn Peygamberi!” dedik, “Zaten; hayalý davranýyoruz Elhamdülillah!” Buyurdu ki: “O si­zin anladýðýnýz utanma hissi deðildir! Allah’tan gereði biçimde haya et­mek demek; baþ ve baþta bulunan organlarla, karýn ve karýnýn içersine aldýðý organlarý her türlü günah ve haramlardan korumak, ölümü ve toprak altýnda çürümeyi daima hatýrlamaktýr. Ahireti isteyen dünyanýn süsünü býrakýr. Kim bu þekilde davranýrsa Allah’tan gereði biçimde haya etmiþ olur.” (Müsned: 3489)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece, Ebân b. Ýshâk’ýn Sabbah b. Muhammed’den rivayetiyle bilmekteyiz.

bölüm: 25

Ø gerçek akýllý kimse kimdir?

2459- Þeddâd b. Evs (r.a.)’den rivâyete göre; Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Gerçekten zeki ve akýllý kiþi, nefsinin kötü arzularýna hâkim olup ölümden sonrasý için çalýþandýr. Aciz kiþi ise, nefsinin her türlü arzu ve isteklerine uyarak hayatýný devam ettirip, Allah’tan her þeyi ve Cenneti isteyen kiþidir.” (Ýbn Mâce, Zühd: 31)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen'dir. Hadiste geçen: “Nefsine hâkim olmak” demek, kýyamet gününde hesaba çekilmeden önce dünyada iken kendisini hesaba çekip hayatýný ayarlayan kimsedir. Ömer b. Hattâb’ýn þöyle de­diði rivayet edilmiþtir: “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesa­ba çekin, büyük hesap günü için kendinizi donatýn! Çünkü kýyamet gününde hesap, ancak dünyada iken kendisini hesaba çekenler için kolay olacaktýr.”

Meymûn b. Mihran’ýn da þöyle dediði riva­yet edilir: “Bir kul, ortaðýna yemesi nereden, giymesi nereden? diye hesap sorduðu gibi kendi nefsine de hesap sormadýkça mütteki yani Allah’a karþý sorumluluk bilinci taþýmýþ olamaz.”

bölüm: 26

Ø kabir, içerisindekilerle nasýl konuþacaktýr?

2460- Ebû Saîd (r.a.)’den rivayete göre, þöyle demiþtir; Rasûlullah (s.a.v.), namazgaha girdi ve bazý insanlarýn diþleri görünecek derecede gülüþtüklerini gördü ve þöyle buyurdu: “Ne var ki sizler ölümü çok sýk hatýrlamýþ olsaydýnýz þu gördüðüm vaziyette olmazdýnýz.” Öyleyse tüm lezzetleri yok edip kesen, ölümü çok hatýrlayýn. Kabir, hergün þöyle diyerek konuþur: “Ben yalnýzlýk eviyim, ben tek kiþilik evim, ben toprak eviyim, ben kurtçuklarýn eviyim!” Mü’min kul topraða defnedildiðinde kabir ona þöyle diyecektir: “Merhaba, hoþ geldin! Üzerimde yürüyenlerin en sevgilisi olduðuna göre bugün benim himayem altýna girdin sana ne yapacaðýmý göreceksin!” Sonra o kabir, o kimse için gözünün görebildiði kadar geniþleyecek ve Cennete doðru bir kapý açýlacaktýr. Ýsyancý ve kafir bir kul da kabre konulduðunda kabir ona þöyle diyecektir: “Sana rahat ve huzur yok, sen hoþ vaziyette gelmedin bana, üzerimde yürüyenlerin en sevimsizi ve kýzdýðým biri olarak bana gelmiþ durumdasýn ve sana ne yapacaðýmý göreceksin.” Rasûlullah (s.a.v.) þöyle devam etti: “Sonra kabir o kimseyi o derece sýkýþtýrýr ki, kaburgalarý birbirine geçer.” Ebû Saîd dedi ki: “Rasûlullah (s.a.v.), parmaklarýyla bu durumu göstererek parmaklarýný iç içe soktu ve þöyle buyurdu: “Sonra o kimseye yetmiþ tane yýlan musallat edilir ki, o yýlanlardan biri topraða üflese, o toprak dünya durdukça hiç bir þey bi­tirmez. Bu yýlanlar onu, hesaba çekilinceye kadar, sokar ve ýsýrýrlar, paramparça ederler. Ebû Saîd þöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.), þöyle buyurdu: “Kabir, ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukur­larýndan bir çukurdur.” (Ýbn Mâce, Zühd: 31)

ž Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu þekliyle bilmekteyiz.

bölüm: 27

Ø Rasûlullah (s.a.v.)’in vücuduna hasýr iz yapmýþ mýydý?

2461- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in yanýna girdim, kuru ha­sýrýn üzerine yaslanmýþ vaziyette buldum. Yan ta­rafýnda hasýrýn izini gördüm.” (Buhârî, Mezâlim: 77; Müslim, Talak: 17)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir, bu hadis buradakinden uzuncadýr.

bölüm: 28

Ø bu ümmetin felaketi mal ve dünya sevgisinde midir?

2462- Amr b. Avf (r.a.) (ki bu beni Âmir b. Lüey’in yetkilisi ve Bedir savaþýna Peygamber (s.a.v.) ile birlikte katýlan kimsedir) (r.a.)’ýn haber verdiðine göre Rasûlullah (s.a.v.), Ubeyde b. Cerrâh'ý, Bahreyn'e göndermiþ­ti o da oradan bir miktar mal ile geldi. Ensâr, Ebû Ubeyde'nin geliþini iþitip sabah namazýný Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte sabah namazýný kýlmaða geldiler. Rasûlullah (s.a.v.), namazý bitince kalktý ve Ensâr da Peygamber (s.a.v.)’in önüne durdular. Rasûlullah (s.a.v.), bu durumu görünce gülüm­sedi ve þöyle buyurdu: “Sizler, Ebû Ubeyde'nin bir þeylerle geldiðini iþittiniz?” Ensâr, “Evet, ondan dolayý geldik Ey Allah’ýn Rasûlü!” de­diler. “Müjdeler size sizi sevindirecek bir ha­beri bekleyin!” buyurdu ve þöyle devam etti: “Allah'a yemin olsun ki sizin için fakirlikten korkmuyorum, sizin için korktuðum þey; dünya malýnýn sizden öncekilere yayýlýp serildiði gibi size de açýlmasý ve dünyalýk yarýþýna girerek, öncekileri dünyanýn helak ettiði gibi sizi de helak etmesidir.” (Buhârî, Cizye: 24; Müslim, Zühd: 61)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 29

Ø tok gözlü olana herþey bereketli mi kýlýnýr?

2463- Hakîm b. Hýzâm (r.a.)’den rivayete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den dünyalýk istedim, bana verdi sonra yine istedim, yine bana verdi; sonra yine istedim, yine verdi ve sonra þöyle buyurdu: “Ey Hakîm! Dünya malý tatlý ve yemyeþildir. Her kim bu dünyalýðý tok gözlü olarak alýr ve elde ederse kendisi için hayýrlý ve bereketli kýlýnýr. Kim de aç gözlü olarak alýrsa kendisi için bereketli olmaz yiyip te doymayan kimse gibi olur. Veren el, alan elden daima hayýrlýdýr.”

Hakîm diyor ki: “Ey Allah’ýn Rasûlü!” dedim, “Seni hak ile gönderen Allah’a yemin ederim ki dünyadan ayrýlýncaya kadar kimseden bir þey istemeyeceðim.” Sonra Ebû Bekir (r.a.), Ha­life olduðunda Hakîm'i bahþiþ vermek için çaðýrýrdý fakat Hakîm uzak durdu ve hiçbir þey kabul etmedi. Bunun üzerine Ömer þöyle de­di: “Ey Müslümanlar topluluðu! Ben sizleri þâhid tutarým ki ganimetten kendi payýný ona sunuyorum, fakat o bunu almaya yaklaþmýyor.” Hakîm, Rasûlullah (s.a.v.)’den sonra ve kendisi vefat edinceye kadar halktan kimsenin malýndan bir þey istemedi. (Buhârî, Rýkak: 16; Müslim, Zekat: 43)

ž Tirmizî: Bu hadis sahihtir.

bölüm: 30

Ø kimin kaygýsý ahiret olursa kalben zengin olur mu?

2464- Abdurrahman b. Avf (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) zamanýnda sýkýntýlý günler geçirdik, sabrettik. Sonra bolluk günlere kavuþtuk fakat tahammül gösteremedik ve dünyaya kapýldýk.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis hasendir.

2465- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivayete göre, þöyle demiþtir; Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kimin kaygýsý ahi­ret olursa Allah onun zenginliðini kalbinde kýlar, iki yakasýný bir araya getirir ve dünya ona boyun eðerek gelir. Her ki­min kaygýsý da dünya olursa Allah, onun fakirliðini iki gözü arasýnda kýlar ve iki yakasý bir araya gelmez periþan olur zaten kendisine de takdir edilen þey gelir fazlasý gelmez.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

2466- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: Allah þöyle buyurur: “Ey Ademoðlu her durumda kendini bana ibadete ver ki; gönlünü zenginlikle doldurup ihtiyacýný gidereyim fakat böyle yapmaz isen ellerini meþguliyetle doldurur ihtiyaçlarýný da kapatmam.” (Ýbn Mâce, Zühd: 28)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Ebû Hâlid el Vâlibî'nin ismi Hürmüz'dür.

bölüm: 31

Ø evimizdeki gýda maddelerini ölçüp saymamalý mýyýz?

2467- Âiþe (r.anha)’dan rivayete göre, þöyle demiþtir; Rasûlullah (s.a.v.) vefat ettiðinde yanýmýzda bir miktar arpa vardý ondan bir süre Allah’ýn dilediði miktar yedik, sonra cariyeye arpayý ölçüver bakayým dedim. Bunun üzerine arpa çok geçmeden tükendi. Âiþe þöyle devam etti: “Biz arpayý ölçmeden býrakmýþ olsaydýk ondan daha uzun süre yiyecektik.” (Buhârî, Humus: 3; Müslim, Zühd: 1)

ž Tirmizî: Bu hadiþs sahihtir.Hadiste geçen “Þatr” kelimesinin manasý “bir miktar” demektir.

bölüm: 32

Ø dünyayý hatýrlatan perde

2468- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Evimizin kapýsýnda üzeri nakýþlý ve süslü bir perdemiz vardý. Rasûlullah (s.a.v.) bunu gördü ve þöyle buyurdu: “Kaldýr onu! Çünkü bana dünyayý hatýrlatýyor.” Âiþe sözünü þöyle sürdürdü: “Ýçinde ipek çizgiler olan kadife bir elbisemiz vardý onu giyerdik.” (Müslim, Libas: 17; Buhârî, Libas: 27)

ž Tirmizî: Bu hadis bu yönüyle hasen sahih garibtir.

2469- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir; “Rasûlullah (s.a.v.)’in yataðý deriden olup içi hurma lifinden doldurulmuþ idi.” (Buhârî, Rýkak: 17; Müslim, Libas: 27)

ž Bu hadis sahihtir.

bölüm: 33

Ø evde kalan mý yoksa daðýtýlan mý bizimdir?

2470- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber hanýmlarý bir koyun kesmiþlerdi de Rasûlullah (s.a.v.): “Koyundan ne kadarý kaldý.” diye sordu. Âiþe, dedi ki: “Sadece kürek kemiði bölgesi kaldý! Gerisini daðýttýk” deyince; Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Küreðinden baþka hepsi bize sevap olarak kaldý.” (Müsned: 22107)

ž Tirmizî: Bu hadis sahihtir. Ebû Meysere el Hemedanî’nin ismi Amr b. Þurahbil’dir.

bölüm: 34

Ø Peygamber hanýmlarý su ve hurma mý yerlerdi?

2471- Âiþe (r.anha)’dan rivayete göre, þöyle demiþtir; “Biz Muhammed (s.a.v.)’in hanýmlarý bir ay boyunca yemek piþirmek için ateþ yakmazdýk, gýdamýz sadece su ve hurma idi.” (Buhârî, Rýkak: 17; Müslim, Zühd: 1)

ž Tirmizî: Bu hadis sahihtir.

2472- Enes (r.a.)’den rivayete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah yolunda korkutulduðum kadar hiç kimse korkutulmadý. Allah yolunda bana eziyet edildiði kadar hiç kimseye eziyet edilmedi, üzerimden gecesi ve gündüzü ile otuz gün geçmiþtir ki bu süre içerisinde ne benim ne de Bilâl’in yiyeceði yoktu sadece Bilâl’in koltuðunun altýnda sýkýþtýrdýðý þeyden baþka bir canlýnýn yiyebileceði bir þey yoktu.” (Buhârî, Rýkak: 17; Müslim, Zühd: 1)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

Bu hadisin manasý þudur: “Rasûlullah (s.a.v.), Mekke’den Bilâl ile birlikte kaçmak için çýktýðý zaman Bilâl’in koltuðunun altýnda taþýdýðýndan baþka yiyecek yoktu.”

2473- Ali b. Ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Soðuk bir günde Rasûlullah (s.a.v.)’in evinden çýktým tabaklanmýþ bir deri almýþtým ortasýný delip boynuma geçirdim belimi de toplayýp hurma yapraðýyla baðladým ve ben çok acýkmýþtým. Rasûlullah (s.a.v.)’in evinde yemek olsaydý ondan yerdim fakat yoktu. Derken yiyecek bir þeyler aramaya çýktým. Kuyusundan su çekip hurmalarýný sulayan bir Yahudi’ye uðradým ve duvardaki bir gedikten ona baktým o da ne istiyorsun Ey A’rabî! Dedi. Her bir kova su çekip hurmalarýný sulamak karþýlýðýnda bir hurmaya razý mýsýn? Dedi. Bende evet dedim. Kapýyý açta gireyim dedim, kapýyý açtý ben de girdim kovasýný bana verdi, her kova çektiðimde bana bir hurma verdi avcum hurma ile dolunca kovasýný býraktým ve yeter dedim onlarý yedim ve sudan yudum yudum içtim sonra mescide geldim ve Rasûlullah (s.a.v.)’i orada buldum.” (Ýbn Mâce, Ahkam: 38)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

2474- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayete göre “Bir zamanlar açlýk dönemi yaþanmýþtý da Rasûlullah (s.a.v.), tek tek hurma vermiþti.” (Buhârî, Etýme: 91; Ýbn Mâce, Zühd: 47)

ž Bu hadis hasen sahihtir.

2475- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir; “Rasûlullah (s.a.v.), bizi bir müfreze olarak gönderdi ve biz üç yüz kiþi idik. Azýklarýmýzý boyunlarýmýzdaki çantalarda taþýyorduk… Derken azýðýmýz tükendi o dereceye geldik ki her kiþiye günde bir hurma düþüyordu! Bunun üzerine Ey Ebû Abdullah bir hurma bir kiþiye nasýl yetsin denildi. Dedi ki bir hurmayý da bulamaz olduðumuz zaman onun yokluðunu da hissettik. Sonra denize vardýk, denizin kýyýya attýðý kocaman bir balýða rastladýk, On sekiz gün arzu ettiðimiz kadar o balýktan yedik.” (Buhârî, Þirket: 17; Müslim, Sayd: 27)

ž Bu hadis hasen sahihtir. Câbir b. Abdullah’tan deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir. Mâlik b. Enes, Vehb b. Kaysan’dan bu hadisi daha mükemmel ve uzunca rivâyet etmiþtir.

bölüm: 35

Ø konforlu bir hayatta kiþi kendisini ibadete verebilir mi?

2476- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir; diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber mescidde oturuyorken Mus'ab b. Umeyr çýkageldi, deriden yapýlmýþ tek parça elbisesi vardý. Rasûlullah (s.a.v.) onu bu halde görünce önceki konforlu hayatýný hatýrlayýp ve bugünkü bu garib durumundan dolayý aðladý. Sonra Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyur­du: “Sizden biriniz akþam bir elbise, sabah bir elbise giydiði zaman, bir tabak yemek kaldýrýp ikinci bir tabak konulduðu zaman, evlerinizi Ka’be gibi deðiþik þeylerle örttüðünüz zaman haliniz ne olacak?” Ashab “Ey Allah’ýn Rasûlü o gün biz, bugünkü halimizden daha iyi oluruz öylece geçimimizi temin eder ve kendimi­zi ibadete veririz” dedik. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), þöyle bu­yurdu: “Siz, bugün, o günkünden daha hayýrlýsýnýz.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Bu hadis hasendir.

Yezîd b. Ziyâd, Ýbn Meysere’dir ve Medînelidir kendisinden Mâlik b. Enes ve pek çok ilim adamý rivayette bulunmuþtur. Yezîd bin Ziyâd ed Dýmýþkî ise Þamlý olup kendisinden Zührî, Vekî’, Mervan b. Mu­aviye hadis rivayet etmiþlerdir. Yezîd b. ebî Ziyâd ise Küfeli­dir.

bölüm: 36

Ø Ehli suffe, peygamberimiz ve Ebû hüreyre’nin süt ikramý

2477- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir; Ehli Suffe denilen mescidin yaný baþýnda barýnan kimseler Müslümanlarýn misafirleri idiler, ne mallarý nede çoluk çocuklarý vardý.

Kendisinden baþka ilah bulunmayan Allah'a andolsun ki, açlýðýn tesirinden yüzükoyun yatarak ciðerimi yere dayardým ve yine açlýðýn tesirinden karnýma taþ baðlar­dým. Bir gün, onlarýn çýktýklarý yol üzerine oturdum, Ebû Bekir oradan geçti Allah'ýn kitabýndan bir ayet sordum maksadým beni doyurmasý içindi geçti gitti içimden geçirdiðim þeyi yapmadý sonra Ömer geçti Ona da, Allah’ýn kitabýndan bir ayet sordum sormaktaki maksadým beni doyurmasý içindi O da geçti gitti isteðimi yapmadý sonra Ebûl Kâsým Muhammed (s.a.v.) geç­ti. Beni görünce gülümsedi ve “Ey Ebû Hüreyre” buyurdu. “Ya Ra­sûllah! emrine hazýrým Ey Allah’ýn Rasûlü!” dedim. Rasûlullah (s.a.v.) “Beni takip et!” buyurdu ve geçti Ben de peþinden gittim evine girdi. Ben de girmek için izin istedim, izin verildi ve girdim. Evde bir tas süt gördü ve sordu: Bu süt size nereden geldi? diye. “Falan kimse bize he­diye olarak getirmiþti!” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ey Ebû Hüreyre!” Ben de “Emrinize hazýrým Ey Allah’ýn elçisi!” dedim. “Suffelilere git ve onlarý buraya çaðýr onlar Müslümanlarýn misafirleridir. Ne mallarý, ne de çocuklarý yoktur onlarýn!” dedi. Rasûlullah (s.a.v.)’in kendisine zekat malý geldiðinde ondan hiçbir þey yemez Suffelilere gönderirdi. Hediye geldiðinde ise onlara haber gönderir, kendisi de bu hediyeden yer onlarý da buna ortak ederdi.

Bu Suffelileri çaðýrma vazifesi hoþuma gitmedi. Peygamber'in el­çisi olarak Suffelileri çaðýrmaya giderken kendi kendime þöyle dedim: Bir tas süt Suffelilere yetmez ki hem de Peygamber (s.a.v.) ve ben de varým bu ikram edilecekler arasýnda Rasûlullah (s.a.v.), o bir tas sütü onlara dolaþtýrmamý emredecek ki benim payýma bundan ne düþebilir? Ben açlýðýmý giderecek kadar ondan içmek isterdim ama Allah’a ve Rasûlüne itaatten baþka çare yok.. Suffelilere geldim ve onlarý çaðýrdým. Rasûlullah (s.a.v.)’in yanýna girdiler ve herkes yerini aldý. Rasûlullah (s.a.v.), “Ey Ebû Hüreyre!” süt tasýný al onlara ikram et buyurdu. Ben de tasý alýp tek tek herkese veriyordum her alan doyasýya içiyor sonra bana veriyor bende bir baþkasýna veriyordum sonunda Rasûlullah (s.a.v.)’e vardým, bütün cemaat doyuncaya kadar içmiþlerdi Rasûlullah (s.a.v.) süt tasýný aldý ellerinin arasýna koydu sonra baþýný kaldýrarak gülümsedi ve “Ebû Hüreyre iç!” buyurdu. içtim. Sonra tekrar “Ýç!” buyurdu. Ben içmeye devam ediyorum, O da “Ýç!” buyuruyordu. Sonunda þöyle dedim: “Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, artýk içmeyeceðim…” Sonunda tasý eline aldý, AIlah’a hamdetti, besmele çekti ve sütten içti. (Buhârî, Etýme: 56)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 37

Ø dünyada çok yiyenler ahirette aç mý kalacaklar?

2478- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in yanýnda bir adam çok yediðinden dolayý geðirdi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) “Geðirmeyi kes” buyurdu. “Çünkü dünyada çok doymuþ olanlar kýyamet günü uzun süre aç kalacaklardýr.” (Ýbn Mâce, Etýme: 50)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle garibtir. Bu konuda Ebû Cuhayfe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 38

Ø Peygamberler ve ashabý yünden elbiseler giyerlerdi

2479- Ebû Musa (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber olduðumuz günlerde yaðmura tutulduðumuz da bizi görmüþ olsaydýn kokumuzu koyun kokusu zannederdin.” (Ebû Dâvûd, Libas: 17; Ýbn Mâce, Libas: 27)

ž Tirmizî: Bu hadis sahihtir. Bu hadisin anlamý þudur: Onlarýn giydikleri elbiseleri yündendi bu yüzden yaðmur deðdiði zaman elbiselerden koyun kokusu gibi koku gelmekteydi.

bölüm: 39

Ø yapý ve inþaat iþlerinde sevap kazanýlýr mý?

2480- Ebû Hamza ve Ýbrahim Nehaî (r.anhüma)’dan rivâyete göre, þöyle demiþlerdir: “Bina ve inþaat tamamen sorumluluk yükleyen bir iþtir.” Gerekli olan kiþinin oturacaðý yeri yapmasýna ne dersin? Dedim. “Günahta yok sevapta yok” dedi. (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

2481- Muâz b. Enes el Cühenî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim gücü yettiði halde Allah için tevazu göstererek pahalý ve kýymetli elbiseler giymeyi terk ederse Allah, kýyamet gününde herkesin önünde onu çaðýrarak iman elbiselerinden hangisini dilerse giymesi için onu serbest býrakacaktýr.” (Müsned: 15078)

ž Tirmizî: Bu hadis hasendir.

“Ýman elbiseleri” demek; Ýman ehline Cennet’te verilecek elbiseler demektir.

bölüm: 40

Ø bina ve inþaat harcamalarýnda sevap olmaz mý?

2482- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Tüm harcamalar Allah yolunda sayýlýr yani kiþiye sevap kazandýrýr, sadece bina ve inþaata yapýlan harcamalarda hayýr yoktur.” (Ýbn Mâce, Zühd: 13)  

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir.

2483- Hârise b. Mudarrib (r.a.)'den rivayet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Habbab'ý hastalýðý dolayýsýyla ziyarete geldik kendisi yedi sefer daðlanmak suretiyle tedavi görmüþtü. Bize þöyle dedi: Hastalýðým uzadý, Rasûlullah (s.a.v.)’den ölümü temenni etmeyiniz!” buyurduðunu iþitmemiþ olsaydým mutlaka ölümü temenni ederdim.” Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Kiþi yaptýðý hertürlü harcamada sevap kazanýr ancak topraða ve binaya yaptýðý yatýrýmlarda sevap yoktur.” (Ýbn Mâce, Zühd: 13)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 41

Ø allah rýzasý için yapýlan harcamalar kiþiyi allah’ýn himayesine sokar

2484- Husayn (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Bir dilenci geldi ve Ýbn Abbâs’tan bir þeyler istedi. Ýbn Abbâs dilenciye dedi ki: “Allah'tan baþka ilah olmadýðýný kabul ediyor musun?” Dilenci “evet” dedi. Ýbn Abbâs, “Muhammed (s.a.v.)'in Allah'ýn Rasulû oldu­ðuna þehâdet ediyor musun?” dedi. Dilenci “evet” dedi. Ýbn Abbâs, “Ramazan’da oruç tutuyor musun?” dedi. Di­lenci “evet” dedi. Bunun üzerine Ýbn Abbâs þöyle devam etti: “Ýstedin ve isteyenin hakký vardýr. Bu sebeple sana bir þeyler vermek bize gerekir dedi ve bir elbise verdi ve þöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle buyurduðunu iþittim: “Her­hangi bir Müslüman, bir Müslüman’a bir elbise giydirirse o elbiseden bir parça kalmayýncaya kadar yani kullandýðý sürece o Müs­lüman, Allah'ýn himayesindedir.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle hasen garibtir.

bölüm: 42

Ø Rasûlullah (s.a.v.), Medîne’ye geldiðinde ilk olarak ne söylemiþti?

2485- Abdullah b. Selam (r.a.)’den rivayete göre, þöyle demiþtir; Rasûlullah (s.a.v.), Medîne’ye geldiklerinde insanlar ona doðru koþuþtular. Rasûlullah (s.a.v.) geldi Rasûlullah (s.a.v.) geldi Rasûlullah (s.a.v.) geldi denildi. O'nu görmek için ben de halkýn arasýna katýldým. O’nun yüzünü gördüðüm an onun yalancý bir kimse olmadýðýný bildim. Konuþtuðu ilk söz þöyle olmuþtu: “Ey Ýnsanlar! Selam'ý aranýzda yaygýnlaþtýnýz, yemek yediriniz. Ýnsanlar uykuda iken namaz kýlýnýz ki, selametle Cennete giresiniz.” (Ýbn Mâce, Etýme: 1; Dârimî, Salat: 156)

ž Tirmizî: Bu hadis sahihtir.

bölüm: 43

Ø yiyip içip þükreden, oruçta açlýða sabreden kimse gibidir

2486- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: Yiyip Allah’a þükreden kimse sevap yönünden oruç tutarak açlýða sabreden kimse gibidir.” (Ýbn Mâce, Sýyam: 53)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

bölüm: 44

Ø Ensârýn muhâcirlere yaptýðý iyilikler

2487- Enes (r.a.)’den rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.), Medîne'ye gelince Muhâcirler kendisine gelerek; “Ey Allah’ýn Rasûlü!” dediler; “Aralarýna girip misafir olduðumuz bu Ensâr kardeþlerimiz kadar çok olan þeyden bol bol daðýtan, azý da en iyi þekilde taksim eden bir toplum hiç görmedik. Sýkýntýlarýmýzý giderdiler, mutluluklarýna bizi ortak ettiler. Tüm sevaplarý alýp götüreceklerinden korktuk.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Hayýr öyle deðil… Siz onlar için dua ettiðiniz ve kendilerinin yaptýðý bu iyilikleri bildiðiniz sürece onlara karþý vazifenizi yapmýþ olursunuz.” (Müsned: 12602)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle sahih hasen garibtir.

bölüm: 45

Ø Cehennem ateþi kime haramdýr?

2488- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kendisi Cehennem ateþine, Cehennem ateþi de kendisine haram olan bir kiþiyi size bildireyim mi? Her cana yakýn, yumuþak huylu, kolaylaþtýrýcý kimsedir.” (Müsned: 3742)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

2489- Esved b. Yezîd (r.a.)'den rivayete göre, þöyle demiþtir: “Ey Âiþe!” dedim, “Rasûlullah (s.a.v.), evine girdiði zaman ne yapardý?” Âiþe þöyle cevap verdi: “Ailesinin ev hizmetlerine yardým eder namaz vakti girince de kalkýp namaz kýlardý.” (Buhârî, Ezan: 35)  ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 46

Ø Rasûlullah (s.a.v.), karþýlaþtýðý kimseye nasýl muamele ederdi?

2490- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir; “Rasûlullah (s.a.v.) bir kimseyle karþýlaþýnca onunla tokalaþýr o kimse elini býrakmadan elini ondan çekmezdi o kimse yüzünü çevirmeden Rasûlullah (s.a.v.)’de yüzünü ondan çevirmezdi. Rasûlullah (s.a.v.)’in, beraber oturduðu bir kimsenin önüne ayaklarýný uzattýðý görülmemiþtir.” (Ýbn Mâce, Edeb: 15)

ž Tirmizî: Bu hadis garibtir.

bölüm: 47

Ø giyim kuþamýyla kibirlenen kimse yere batýp gitti mi?

2491- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sizden önceki toplumlardan bir adam, kýymetli elbisesini içerisinde kurularak çýkmýþtý ki, Allah yeryüzüne emretti de yeryüzü onu içerisine alýverdi o adam kýyamete kadar batmak­tadýr veya batýp çýkmaktadýr.” (Müsned: 6777)

ž Tirmizî: Bu hadis sahihtir.

2492- Amr b. Þuayb (r.a.)’ýn dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Dünyada kendini beðenip büyüklük taslayanlar kýyamet günü insan þeklinde zerrecikler gibi mahþer yerine çýkarýlacaklar, heryönden zillet kendilerini kaplayacak. Cehennem’de adýna “Bûlüs” denilen bir hapishaneye sürülecekler üzerlerinde ateþlerin ateþi yükselecek. Cehennemliklerin kan irin ve tortularý onlara içirilecektir.” (Müsned: 6390)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 48

Ø öfkesini yenen kimsenin mükafatý

2493- Musa b. Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Her kim gücü yettiði halde öfkesini tutar ve kimseye zarar vermez ise Allah o kimseyi kýyamet gününde herkesin önünde çaðýrarak dilediði huriyi almakta kendisini serbest býrakacaktýr.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 27; Ýbn Mâce, Zühd: 17)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

2494- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kimde þu üç özellik bulunursa Allah o kimseye himayesini artýrýr ve onu Cennetine koyar. Güçsüzlere yumuþak davranmak, ana babaya þefkat ve elinin altýnda bulunanlara iyi muamele…” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Ebû Bekir b. Münkedir; Muhammed b. Münkedir’in kardeþidir.

2495- Ebû Zerr (r.a.)’den rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu; “Allah þöyle buyurur: “Ey kullarým! Hepiniz dalalettesiniz ancak benim hidayet nasib ettiðim kiþiler hariç benden hidayet isteyiniz ki, size hidayet vereyim. Hepiniz fakirsiniz, ancak benim zengin ettiðim kimseler hariç; benden isteyin, sizi rýzýklandýrayým. He­piniz günahkarsýnýz, benim affettiklerim dýþýnda; içinizden her kim, benim baðýþlama gücüne sahip olduðumu bilir ve benden baðýþlanmasýný isterse gü­nahlarýnýn çokluðuna ve büyüklüðüne aldýrmaksýzýn onu affederim.

Sizin öncekileriniz, sonrakileriniz, ölüleriniz ve dirileriniz yaþlarýnýz ve kurularýnýz kullarýmdan en takvalý bir kimse gibi olsalar benim saltanatýmda sivrisineðin kanadý kadar bir þey artmaz.

Eðer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, ölüleriniz ve dirileriniz yaþlarýnýz ve kurularýnýz kullarýmdan en kötü ve bedbaht bir kimse gibi olsalar benim saltanatýmdan sivrisineðin kanadý kadar bir þey eksilmez.

Eðer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, ölüleriniz ve dirileriniz yaþlarýnýz ve kurularýnýz büyük bir meydanda toplansa ve herkes hayalinde canlandýrabileceði her þeyi istese hepsini veririm ve bu verilenler benim mülkümden hiç bir þey eksiltmez; ancak bir kiþinin denize iðne daldýrýp çýkardýðýnda ne kadar su eksilirse o kadar eksilir. Çünkü ben cömerdim, varlýk sahibiyim, güçlüyüm istediðimi yapabilirim, baðýþlamam bir söze baðlýdýr. Azabým da yine bir söze baðlýdýr. Bir þeyin olmasýný istediðimde sadece ol derim ve o þey hemen oluverir.” (Müslim, Birr ve Sýla: 17; Ýbn Mâce, Zühd: 27)

ž Bu hadis hasendir. Bazýlarý da bu hadisi Þehr b. Havþeb’den, Ma’dikerb’den ve Ebû Zerr’den benzeri þekilde rivâyet etmiþlerdir.­

2496- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir; Rasûlullah (s.a.v.)’den bir hadis iþittim ki onu bir, iki, üç, beþ yedi ve yediden çok fazla iþittim böyle çok iþitmeseydim onu size aktaramazdým Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle buyur­duðunu iþittim: “Ýsrail oðuIlarýndan Kifl adýnda biri vardý günah iþlemekten çekinmezdi. Bir kadýn ona geldi ve cinsel iliþki kurmak için altmýþ dinar verdi. Bir kocanýn karýsýna hazýrlanmasý gibi o kadýna Kifl hazýrlýk yapýnca kadýn titremeðe ve aðlamaða baþladý. Kifl: “Neden aðlýyorsun seni bu iþe zorladým mý?” dedi. Kadýn: “Hayýr!” dedi “Fakat bu iþ hiç yapmadýðým bir iþtir ve beni bu iþe zorlayan da sadece bir ihtiyaçtýr. Bunun üzerine Kifl þöyle dedi: “Sen titriyorsun ve daha önce de bu iþi yapmýþ deðilsin, o halde git ve o alt­mýþ dinar da senin olsun.” Kifl dedi ki: “Hayýr! hayýr!” Vallahi bundan sonra bir daha Allah'a isyan etmeyece­ðim.” Kifl, o gece öldü sabahleyin Kifl’in kapýsý üzerinde “Allah, Kifl'i baðýþladý!” yazýlý idi.” (Müsned: 4517)

ž Tirmizî: Bu hadis hasendir, Þeyban ve pek çok kimse bu hadisi A’meþ’den merfu olarak rivâyet etmiþlerdir. Bazýlarý ise A’meþ’den merfu olmaksýzýn rivâyet ettiler. Ebû Bekir b. Ayyaþ bu hadisi El A’meþ’den rivayet etmekte ve senedinde yanýlarak “Abdullah b. Abdullah’tan, Saîd bin Cübeyr’den ve Ýbn Amr’dan” demektedir ki bu rivâyet makbul deðildir.

Abdullah b. Abdullah er Razî; Küfelidir ve onun bü­yük annesi, Ali b. ebî Tâlib'in, kendi­sine oda tahsis eden cariyesi idi, Abdullah b. Abdullah er Ra­zî’den, Ubeyde Ed Dabbî, Haccac b. Ertae ve pek çok ilim adamlarý hadis rivayet etmiþtir.

bölüm: 49

Ø mü’min kimse günahlarýný nasýl görür?

2497- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.), biri kendisinden diðeri Rasûlullah (s.a.v.)’den olmak üzere iki hadis anlattý: Abdullah dedi ki: “Mü’min kimse günahlarýný üzerine düþüverecek bir dað gibi büyük görür. Günahkar kiþi de günahlarýný, burnu üzerine konan ve kovalayýnca kaçýverecek sinek gibi görür.” Ebû Muaviye bu hadisi bu þekilde A’meþ’den, Umare b. Umeyr’den ve Harîs b. Süveyd’den rivâyet etmiþtir. (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, Tevbe: 17)

2498- Fetar (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sizden birinizin tevbesine, Allah o derece sevinir ki; þu örnekte olduðu gibi: Sizden birinizin ýssýz bir çölde üzerinde yiyeceði içeceði ve her þeyi devenin sýrtýnda olan, derken devesini kaybedip onu aramaya baþlayan sonunda ölümle karþý karþýya gelince “Deveyi kaybettiðim yere döneyim ve orada can vereyim!” deyip eski yerine dönen ve uykuya dalan uyandý­ðý zaman yaný baþýnda devesini ve tüm eþyalarýný bulan kimsenin sevinmesinden daha çok Allah’ý sevindirir. (Buhârî, Deavat: 27)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahih'tir.

Bu konuda Ebû Hüreyre, Numân b. Beþîr, Enes b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

2499- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Adem oðlunun hepsi hatadadýr, hatalýlarýn en iyisi ise tevbe edenlerdir.” (Ýbn Mâce, Zühd: 17; Dârimî, Rýkak: 27)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Ali b. Mes’ade’nin Katâde’den rivâyetiyle bilmekteyiz.

bölüm: 50

Ø mutlaka hayýr söylenmeli veya susmalý

2500- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Allah’a ve ahiret gününe inanan kiþi misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe inanan kiþi mutlaka hayýr söylesin veya sussun.” (Buhârî, Edeb: 27; Müslim, Ýman: 17)

ž Bu hadis sahihtir.

Bu konuda Âiþe ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Ebû Þureyh el Adevî el Ka’bî el Huzaî’nin adý Huveylid b. Amr’dýr.

2501- Abdullah b. Amr’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim gereksiz ve günah kazandýran sözlerden dillini korursa her türlü sýkýntýdan ve günahtan kurtulur.” (Dârimî, Rýkak: 17)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece Ýbn Lehîa’nýn Ebû Abdurrahman’dan rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebû Abdurrahman el Hublî; Abdullah b. Yezîd’tir.

bölüm: 51

Ø insanlar taklid edilebilir mi?

2502- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e bir kiþiden, taklidini yaparak bahsetmiþtim de þöyle buyurdular: “Benim þu kadar veya bu kadar menfaatim olsa bile birinin taklidini yapmak hoþuma gidip beni sevindirmez.” Âiþe diyor ki: Bir seferinde “Ey Allah’ýn Rasûlü!” dedim. “Safiyye küçücük bir kadýndýr” dedim ve elimle kýsa oluþunu gösterdim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Öyle bir söz ettin ki o söz denize karýþsaydý denizin suyu deðiþirdi.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 27)

2503- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Benim için pek çok þeyler verilse bile hiç kimsenin taklidini yapmaktan hoþlanmam.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 27)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Huzeyfe; Küfeli olup Ýbn Mes’ûd’un arkadaþlarýndandýr. Ýsmine, Seleme b. Þuheybe denilir.

bölüm: 52

Ø gerçek müslümanýn elinden ve dilinden zarar gelmez

2504- Ebû Musa (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e hangi Müslüman daha deðerlidir diye soruldu da: “Elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediði kimsedir” buyurdu. (Nesâî, Ýman: 8)

ž Tirmizî: Ebû Musa’nýn rivâyeti olarak bu þekliyle bu hadis sahih garibtir.

bölüm: 53

Ø kiþi ayýpladýðý bir günahý iþler mi?

2505- Muâz b. Cebel (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kim Müslüman kardeþini iþlediði bir suçtan dolayý ayýplarsa kendisi de o suçu iþlemeden ölmez.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Ahmed diyordu ki “Tevbe ettiði bir günahtan dolayý ayýplarsa”

Tirmizî: Bu hadis garib olup senedi muttasýl deðildir. Çünkü Hâlid b. Ma’dan, Muâz b. Cebel’e yetiþip onu görmemiþtir. Hâlid b. Ma’dan’ýn Peygamber’in ashabýndan yetmiþ kiþiye yetiþip onlarla görüþtüðü rivâyet ediliyor Muâz b. Cebel Ömer’in halifeliði döneminde vefat etmiþtir. Hâlid b. Ma’dan, Muâz’ýn arkadaþlarýndan baþka pek çok kimseden ve Muâz’dan bu hadisin baþka hadisler de rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 54

Ø kiþi sevinip güldüðü þeyle de imtihan olur mu?

2506- Vasile b. Eskâ (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kardeþinin baþýna gelen bir þeye sevinip gülme sonra Allah onu baðýþlar ve merhamet eder de seni o þeyle imtihan eder.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

Mekhûl, Vasile b. Eskâ, Enes b. Mâlik ve Ebû Hind ed Dârî’den hadis iþitmiþtir. Kendisi Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan sadece bu üç kiþiden hadis iþitmiþtir. Mekhûl, Þamlý olup Ebû Abdullah diye künyelenir köle idi sonradan azâd edilmiþtir.

Mekhûl el Ezdî ise Basralýdýr. Abdullah b. Ömer’den hadis iþitmiþtir. Kendisinden Imara b. Zazân hadis rivâyet etmektedirler.

Ali b. Hucr, Ýsmail b. Ayyaþ vasýtasýyla Temim b. Atýyye’den þöyle aktarmýþtýr: “Çoðu zaman Mekhûl’e soru sorulduðunda Nedanem (bilmiyorum) dediðini iþittim.”

bölüm: 55

Ø müslümanlarýn arasýna karýþmak gerekir

2507- Rasûlullah (s.a.v.) ashabýndan yaþlý bir kimse olan Yahya b. Vessab’tan aktarýldýðýna göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Müslümanlarýn arasýna karýþarak onlarýn eziyetlerine katlanan kimse halk arasýna karýþmayýp eziyete katlanmayan kimseden daha hayýrlýdýr.” (Ýbn Mâce, Fiten: 23)

ž Tirmizî: Ýbn ebî Adýy diyor ki: Þu’be, hadisi rivâyet eden yaþlý kimsenin Ýbn Ömer, olduðu kanaatindedir.

bölüm: 56

Ø dini yok edip bitiren þey nedir?

2508- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Aranýzýn kötü olmasýndan þiddetle sakýnýnýz. Çünkü bu özellik dini yok edip bitirir.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadis bu þekliyle sahih garibtir: “Aranýzýn kötü olmasý” demek Müslümanlarýn birbirine düþman olmalarý ve kin beslemeleridir. “Halika” kelimesinin manasý dini týraþ edip bitirir anlamýndadýr.

2509- Ebû’d Derdâ (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Oruç, namaz ve sadaka vermenin kazandýracaðý sevap ve dereceden daha deðerlisini size bildireyim mi? Ashab “evet” dediler; Rasûlullah (s.a.v.): “Müslümanlarýn birbirleriyle aralarýnýn iyi olmasýdýr çünkü aranýn bozuk olmasý dini yok edip bitirir” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Edeb: 50)

ž Tirmizî: Bu hadis sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle de rivâyet edilmiþtir: “Yok edip bitirir diyorum saçý týraþ eder demiyorum fakat dini týraþ edip bitirir diyorum.”

2510- Zübeyr b. Avvam (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Geçmiþ toplumlarýn hastalýðý size de bulaþtý hasen ve kin beslemek iþte bu kökten yok etmedir saçý týraþ eder demiyorum fakat dini kökünden kazýyýp yok eder. Caným kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki iman etmeden Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmeden de mü’min olamazsýnýz. Aranýzda birbirinizi sevmeyi gerçekleþtirecek olan þeyi size haber vereyim mi? Selamý aranýzda yayýn.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmizî: Bu hadisin rivâyetinde ihtilaf edilmiþtir. Kimileri Yahya b. ebî Kesîr’den derken bazýlarý da Yahya b. ebî Kesîr’den, Yaîþ b. Velid’den ve Zübeyr’in azâdlý kölesinden demektedirler ve “Zübeyr’den” dememektedirler.

bölüm: 57

Ø cezasý dünyada verilen günahlar

2511- Ebû Bekre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah’ýn ahirette ayýrdýðý azabla beraber dünyada sahibini acele olarak cezalandýracaðý iki günah vardýr: “Azgýnlýk ve akraba ile ilgiyi kesmek.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 43)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 58

Ø þükreden ve sabreden kul hangi özelliktedir?

2512- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle buyurduðunu iþittim: “Her kimde þu iki özellik bulunursa Allah o kimseyi þükreden ve sabreden bir kul olarak yazar kimde de bu iki özellik bulunmazsa Allah o kimseyi þükreden ve sabreden olarak yazmaz. Kim din konusunda kendisinden üstün kimselere bakar ve onlar gibi olmaya çalýþýrsa dünyalýk konusunda da kendisinden aþaðýlýk olanlara bakýp Allah’ýn kendisine verdiði nimete hamdederse Allah bu kimseyi þükredici ve sabredici olarak yazar kimde din konusunda kendisinden aþaðý olan kimseye bakar ve kendisini ondan iyi görüp kulluðunu artýrmaz dünyalýk konusunda da kendisinden üstün olan kimselere bakarak elinden kaçan þeylere üzülürse Allah’ta o kimseyi ne þükreden nede sabreden olarak yazar.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Salih insan Musa b. Hizam, Ali b. Ýshâk vasýtasýyla Abdullah b. Mübarek’den, Müsennab Sabah’tan, Amr b. Þuayb’tan babasýndan ve dedesinden bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiþtir.

Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Süveyd b. Nasr rivâyetinde “babasýndan” dememektedir.

2513- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir; Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Dünyalýk sýhhat ve afiyet konularýnda kendinizden aþaðý olan kimselere bakýnýz, Üstün olan kimselere bakmayýnýz! Çünkü Allah’ýn size verdiði nimeti küçük görmemeniz için size uygun davranýþ budur.” (Müslim, Zühd: 17; Ýbn Mâce, Zühd: 9)

ž Bu hadis sahihtir.

bölüm: 59

Ø melekler bizimle ne zaman tokalaþýrlar?

2514- Hanzale el Üseydî (r.a.) ki Peygamber (s.a.v.)’in vahiy katiplerindendir. Hanzale, bir gün aðlayarak Ebû Bekir’in yanýna uðradý. Ebû Bekir “Neyin var ey Hanzale!” diye sordu. Hanzale, “Ey Ebû Bekir!” de­di, “Hanzale münafýk olmuþtur. Þöyle ki Rasûlullah (s.a.v.)’in yanýnda olduðumuz sürece bize Cennet ve Cehennemi hatýrlattýðýnda gözümüzle görüyormuþ gibi oluyoruz. Fakat onun yanýndan ayrýlýp çoluk çocuðumuzun ve iþlerimizin baþýna vardýðýmýzda ise çoðunu unutuyoruz.” Ebû Bekir, “Allah’a yemin olsun ki bizlerde ayný durumdayýz, yürü beraberce Rasûlullah (s.a.v.)’e gidelim dedi. Ve beraberce gittik. Rasûlullah (s.a.v.), onu görünce “Hanzale, derdin nedir?” diye sordu. Hanzale: “Ey Allah’ýn Rasûlü! Hanzale münafýk oldu dedi þöyle ki, senin yanýnda bulunduðumuz hallerde Cennet ve Cehennemi hatýrlattýðýnda sanki gözümüzle görür gibi oluyoruz. Fakat senin yanýndan ayrýlýp hanýmlarýmýzýn ve iþlerimizin baþýna vardýðýmýzda çok þeyi unutuyoruz. Ebû Bekir dedi ki: Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Her zaman benim yanýmdan kalktýðýnýz durumda olsaydýnýz melekler oturduðunuz yerlerde yollar üzerinde ve yataklarýnýzda sizinle tokalaþýrlardý. Fakat Ey Hanzale bazen öyle bazen böyle her an bir olmaz.” (Ýbn Mâce, Zühd: 28; Müslim, Tevbe: 17)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

2515- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sizden biriniz kendisi için sevdiðini mü’min kardeþi içinde sevmedikçe gerçek mü’min olamaz.” (Müslim, Ýman: 17; Nesâî, Ýman: 19)

ž Bu hadis sahihtir.

2516- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir; Birgün Rasûlullah (s.a.v.)’in binitinin arkasýnda idim. Buyurdu ki: “Ey delikanlý! Sana birkaç kelime öðreteceðim: “Allah’ýn emir ve yasaklarýna iyi dikkat ederek yaþa ki Allah’ta seni gözetip kollasýn. Allah’ý hiç hatýrýndan çýkarma ki onu her an karþýnda bulasýn. Ýsteyeceðinde Allah’tan iste yardým isteyeceðinde Allah’tan yardým iste, bilmiþ ol ki tüm insanlar sana bir konuda fayda vermek için bir araya gelseler ancak Allah’ýn yazdýðý kadarýyla sana faydalý olabilirler. Eðer tüm insanlar sana zarar vermek konusunda birleþip bir araya gelseler ancak Allah’ýn sana yazdýðý kadarýyla zarar verebilirler. Kader kalemleri kalkmýþ ve yazýlan sahifeler kurumuþtur.” (Müsned: 2527)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 60

Ø allah’a tevekkül nasýl olmalýdýr?

2517- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, diyor ki: Bir adam Peygamber (s.a.v.)’e Ey Allah’ýn Rasûlü! devemi baðlayarak mý yoksa salývererek mi Allah’a tevekkül edeyim diye sordu Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Deveni baðla sonra Allah’a güven ve dayan.” (Tirmizî rivâyet rivâyet etmiþtir.)

ž Amr b. Ali, Yahya’nýn bu hadis bence münkerdir dediðini aktarmaktadýr.

Tirmizî: Enes’in rivâyeti olarak bu hadisi garibtir. Ancak bu þekliyle bilmekteyiz. Amr b. Ümeyye ed Damrî’den bu hadisin bir benzeri rivâyet edilmiþtir.

2518- Ebû’l Havra es Sa’dî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Hasan b. Ali’ye Rasûlullah (s.a.v.)’den ezberlediðin bir þey var mý diye sordum dedi ki, Rasûlullah (s.a.v.)’den þunu ezberledim: “Þüpheli olaný býrak þüphesiz olana bak, çünkü doðruluk gönül rahatlýðýdýr yalancýlýk ise kuþkudan ibarettir. (Nesâî, Eþribe: 17; Dârimî, Büyü: 27)

ž Bu hadis biraz uzuncadýr. Tirmizî: Ebû’l Havra es Sa’dî’nin ismi Rabia b. Þeyban’dýr.

Tirmizî: Bu hadis sahihtir. Bündar, Muhammed b. Cafer el Mahremî vasýtasýyla Þu’be’den ve Büreyd’den geçen hadisin bir benzerini bize aktarmýþtýr.

2519- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Peygamber (s.a.v.) yanýnda bir adam ibadet ve gayretiyle anýldý baþka birisi de Allah’ýn hakkýný gözetme konusunda anýldý da Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Hiçbir þey Allah’ýn hukukunu gözetmeye denk olamaz.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Abdullah b. Cafer, Misver b. Mahreme’nin oðludur Medînelidir. Hadisçiler yanýnda güvenilen bir kimsedir.

Tirmizî: Bu hadis hasen garib olup sadece bu þekliyle biliyoruz.

2520- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim helal lokma yer ve Ýslam nizamýna göre yaþarsa ve insanlar da onun kötülüklerinden emin olurlarsa o kiþi Cennete girer. Bir adam: Ey Allah’ýn Rasûlü! bugün bu özellikte kiþiler halk arasýnda pek çoktur. Rasûlullah (s.a.v.), benden sonraki asýrlarda da bu özellikte kimseler bulunacaktýr.” (Tirmizî rivâyet etmiþtir.)

ž Bu hadis garib olup sadece bu þekliyle Ýsrail’in hadisi olarak bilmekteyiz.

Abbâs ed Dûrî, Yahya b. ebî Bükeyr vasýtasýyla Ýsrail’den ayný senedle bu hadisin bir benzerini bize aktarmýþtýr.

Muhammed b. Ýsmail’e bu hadis hakkýnda sordum sadece Ýsrail’in hadisi olarak bildi Ebû Biþr’in ismini de bilemedi.

2521- Sehl b. Muâz b. Enes el Cühenî (r.a.)’den ve babasýndan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kim Allah için verir ve Allah için engel çýkarýrsa, Allah için sever ve Allah için buðzederse ve Allah için nikahlanýp evlenirse o kimsenin imaný olgunluða ermiþtir.” (Müsned: 15064)

ž Tirmizî: Bu hadis hasendir.

2522- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Cennete ilk girecek kimseler ayýn bedir þeklindeki parlak oluþu gibi girecekler ikinci olarak girecekler ise gökteki parlak yýldýzýn parlaklýðý gibi gireceklerdir. Her bir kimse için iki haným verilecek, her bir hanýmýn yetmiþ kat elbisesi olacak bu kadar elbise altýndan inciklerinin iliði görülecektir.” (Müsned: 10702)

ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.