TEMÝZLÝK BÖLÜMLERÝ

Bölüm:1

Ø ABDESTSÝZ NAMAZ KABUL EDÝLÝR MÝ?

1- Abdullah Ýbn Ömer (r.a.)’den bize bildirildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Abdestsiz namaz kabul edilmez. Ganimetten aþýrýlarak elde edilen hiçbir maldan da sadaka kabul edilmez.” (Müslim,Tahara: 2; Ýbn Mâce, Tahara: 2.)

Hennâd rivâyetinde “illa bitahûrin” ibaresi kullanýlmaktadýr.

ž Tirmîzî: Bu konuda gelen hadislerin en sahih ve hasen olaný budur diyor. Bu konuda; Ebû’l Melih, babasýndan, Ebû Hüreyre ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Ebû’l Melih Ýbn Üsâme'nin adý Âmir'dir, ona Zeyd bin Ûsame Ýbn Umeyr el Hüzeli de denir.

Bölüm: 2

Ø ABDEST ALMANIN DEÐER VE KIYMETÝ

2- Ebû Hüreyre (r.a.)’den bildirildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Müslüman veya Mü’min bir kimse abdest alýrken yüzünü yýkadýðýnda gözleriyle iþlediði her türlü günah, abdest suyu veya suyun son damlasýyla dökülür gider. Ellerini yýkadýðýnda, elleriyle iþlediði her günah, suyun son damlasýyla dökülür gider ve böylece günahlarýndan temizlenmiþ olur.” (Müslim, Tahara: 11; Muvatta, Tahara: 6)

ž Tirmîzî: Bu sahih ve hasen bir hadistir. Mâlik’in; Süheyl, babasý ve Ebû Hüreyre'den aktardýðý hadistir. Ebû Salih Süheyl'in babasý olup, Ebû Salih es Sem’an denilen bu kiþinin adý Zekvan’dýr. Ebû Hüreyre’nin adýnýn Abdüþþems veya Abdullah ibn Amr olduðu da söylenmiþtir ki doðrusu budur. Yine bu konuda Osman b. Affân, Sevbân, Sunabihî, Amr b. Abese, Selman ve Abdullah b. Amr’dan da rivâyet vardýr. Ebû Bekir’den rivâyet eden Sunabihî’nin, Rasûlullah (s.a.v.)’den iþitmesi yoktur. Ebû Abdurrahman diye künyelenen Sunabihî, Rasûlullah (s.a.v.)’i görmek için yola çýktý fakat Rasûlullah (s.a.v.), O’ yolda iken vefat etmiþti pek çok hadis rivâyet eden bu kimsenin ismine benzer isimle anýlan, Es Sunabih b. El A’ser el Ahmesi'ye de “es Sunabihî” denilir. Meþhur hadisi þudur: “Ben diðer milletlere karþý sizin çokluðunuzla övüneceðim. Benden sonra birbirinizle savaþmayýn.”

Bölüm: 3

Ø NAMAZIN ANAHTARI TEMÝZLÝKTÝR

3- Ali (r.a.)’den bildirildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Namazýn anahtarý temizlik, namaz içinde yapýlmasý yasak olan þeyleri haram kýlan þey ise, tekbîr getirmektir. O þeyleri helal kýlan ise selam vermektir.” ( Ýbn Mâce, Tahara: 3; Dârimî, Tahara: 22)

ž Tirmîzî: Bu hadis bu konuda rivâyet edilenlerin en sahih ve en güzel olanýdýr. Abdullah b. Muhammed b. Akil; doðru, dürüst kiþilerdendir. Fakat hafýzasý konusunda tenkit edilmiþtir.

Tirmîzî: Muhammed b. Ýsmail’den iþittim o þöyle derdi: Ahmed b. Hanbel, Ýshâk b. Ýbrahim ve Humeydî, bu kimsenin hadisini delil olarak kabul ederlerdi. Muhammed; Hadis konusunda bu kimsenin güvenilir olduðunu söylerdi.

Tirmîzî: Bu konuda Câbir ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

4- Câbir b. Abdillah (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cennetin anahtarý namaz, namazýn anahtarý abdest almaktýr.” (Müsned: 14135)

Bölüm: 4

Ø TUVALETE GÝRERKEN YAPILACAK DUA

5- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) tuvalete girmek istediðinde: “Allah’ým erkek ve diþi tüm þeytanlardan ve tüm pisliklerden sana sýðýnýrým” derdi. (Buhârî, Vudu’: 9; Müslim, Hayz: 32)

ž Þu’be diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.) bazen baþýnda “Allahümme” demeksizin bu duayý okurdu.

Tirmîzî: Bu konuda Ali Zeyd b. Erkâm, Câbir ve Ýbn Mes’ûd’dan da rivâyet vardýr.

Tirmîzî: Enes hadisi bu konuda rivâyet edilenlerin en sahih ve güzel olanýdýr. Zeyd b. Erkâm’ýn hadisinin sened bölümünde hastalýk vardýr. Hiþâm ed Destevaî ve Saîd b. Ebî Arûbe’nin, Katâde’den rivâyet ettikleri hadisin sened bölümündeki aksaklýk; Katâde’nin iki yolla da rivâyet etmiþ olabileceði þeklinde izah edilmiþtir.

6- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.), tuvalete gireceðinde: “Allah’ým erkek ve diþi tüm þeytanlardan ve tüm pisliklerden sana sýðýnýrým” derdi. (Buhârî, Vudu’: 9; Müslim, Hayz: 32)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 5

Ø TUVALETTEN ÇIKINCA YAPILACAK DUA

7- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) tuvaletten çýkýnca: “Lutfunla Ya Rab beni baðýþla” derdi. (Ebû Davut, Tahara: 17; Ýbn Mâce, Tahara: 10)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece; Ýsrail’in, Yusuf b. ebî Bürde’den geldiði þekliyle biliyoruz. Bu konuda Âiþe (r.anha)’nýn bu hadisinden baþkasýný bilmiyoruz.

Bölüm: 6

Ø TUVALET YAPARKEN KIBLEYE DÖNÜLÜR MÜ?

8- Ebû Eyyûb el Ensarî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Tuvalete girdiðinizde kýbleyi karþýnýza almayýn ve arkanýzý da çevirmeyin doðu veya batý tarafýna dönünüz.” Hadisi rivâyet eden, Ebû Eyyûb diyor ki: Þam’a geldiðimizde tuvaletlerin kýbleye karþý yapýldýðýný gördük, buralara girince mümkün olduðu kadar baþka yöne yöneliyor ve Allah’tan af diliyorduk. (Buhârî, Vudu’: 11; Ýbn Mâce, Tahara: 17)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Hâris b. Cez’ez Zubeydî ve Ma’kýl ibn ebî Heysem, Ma’kýl ibn ebî M’akýl da denilir. Ebû Ümâme, Ebû Hüreyre ve Sehl b. Huneyf’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu, Ebû Eyyûb hadisi bu konuda en sýhhatli ve en güzel hadistir. Ebû Eyyûb’un ismi, Hâlid b. Zeyd’dir. Zühri’nin ismi ise, Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Þihâb ez-Zührî, künyesi ise Ebû Bekir’dir. Ebû’l Velid el Mekkî diyor ki: Ýmam-ý Þâfii, bu hadis hakkýnda þöyle diyor: Bu yasak ancak kýrlarda ve açýk yerlerdedir kapalý yerlerdeki tuvaletlerde kýbleye dönülebilir. Ýshâk b. Ýbrahim’de aynen söylemiþtir.

Ahmed b. Hanbel ise þöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v.)’in bu ruhsatý kýbleye arkayý çevirmekle ilgilidir. Kýbleye karþý ne açýk ne de kapalý yerlerde durulmamalýdýr.

Bölüm: 7

Ø TUVALET YAPARKEN KIBLEYE DÖNME ÝZNÝ VAR MI?

9- Câbir b. Abdillah (r.a.) demiþtir ki: “Peygamber (s.a.v.), tuvalet esnasýnda kýbleye yönelmeyi yasaklamýþtý. Ancak vefatýndan bir yýl önce kýbleye doðru tuvaletini yaparken gördüm.” (Ebû Davut, Tahara: 5; Ýbn Mâce, Tahara: 18)

ž Bu konuda; Ebû Katâde Âiþe ve Ammâr b. Yâsir’den de hadis rivayet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu konudaki Câbir hadisi hasen garibtir demiþtir.

10- Ebû Katâde (r.a.): “Rasûlullah (s.a.v.)’in kýbleye dönerek tuvalet ihtiyacýný giderdiðini görmüþtür.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Bu hadisi Kuteybe bu þekilde Ýbn Lehia'dan bize aktarmýþtýr. Câbir’in 9 numaralý hadisi bu konuda daha sahihtir. Bazý hadisçiler Ýbn Lehia’yý hafýza yönünden tenkit etmiþlerdir.

11- Ýbn Ömer (r.a.), þöyle demiþtir: “Bir gün Hafsa (r.anha)’nýn evinin damýna çýkmýþtým, Rasûlullah (s.a.v.)’i yüzü Þam tarafýna arkasý da Ka’be’ye dönük olarak tuvalet ihtiyacýný gideriyordu.” (Buhârî, Vudu’: 14; Nesâî, Tahara: 22)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bölüm: 8

Ø AYAKTA KÜÇÜK ABDEST BOZMA YASAÐI

12- Âiþe (r.anha)’dan aktarýldýðýna göre, þöyle demiþtir: “Kim size; Rasûlullah (s.a.v.)’in ayakta küçük abdest yaptýðýný söylerse inanmayýn. Rasûlullah (s.a.v.), çökmeden küçük abdestini yapmazdý.” (Ýbn Mâce, Tahara: 14; Nesâî, Tahara: 25.)

ž Bu konuda, Ömer, Büreyde ve Abdurrahman b. Hasene’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: “Âiþe hadisi bu konuda en güzel ve en sahih hadistir” der.

Ömer’in hadisi ise, sadece Abdülkerim b. Eb’îl Muhârik’in, Nafi’den, Ýbn Ömer’den ve Ömer’den rivâyeti olarak gelmiþtir ve þöyledir: “Rasûlullah (s.a.v.) beni ayakta abdest bozarken gördü de, Ya Ömer ayakta abdest bozma buyurdu. Bende bundan sonra ayakta abdest bozmadým.”

Tirmîzî: Bu hadisi sadece Abdülkerim b. ebî Muhârik, Ömer’e nispet etmiþtir ki bu kimse hadisçiler yanýnda hadisleri zayýf görülmüþtür. Eyyûb es Sahtiyânî bu kiþiyi zayýf kabul etmiþ ve hakkýnda bazý sözler söylemiþtir.

Ubeydullah, Nafi’den o da Ýbn Ömer’den rivâyet ettiðine göre; Ömer (r.a.): “Müslüman olduðumdan beri ayakta abdest bozmadým” demiþtir. Bu hadis Abdülkerim’in hadisinden daha sahihtir. Bu konudaki Büreyde hadisi pek saðlam deðildir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ayakta küçük abdesti bozmayý yasaklamasý haramlýk için olmayýp bir edep kaidesi içindir. Abdullah Ýbn Mes’ûd’tan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Edebe aykýrý davranýþlardan biri de ayakta abdest bozmaktýr.”

Bölüm: 9

Ø ZARURET HALÝNDE AYAKTA ABDEST BOZMA ÝZNÝ

13- Huzeyfe (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre; “Rasûlullah (s.a.v.), bir toplumun çöplüðüne geldi ve orada ayakta küçük abdest bozdu. O’na abdest suyu getirmiþtim oradan ayrýlýrken beni çaðýrdý topuklarýna kadar yaklaþmýþtým. O zaman abdest aldý ve mestleri üzerine meshetti.” (Nesâî, Tahara: 24; Ýbn Mâce, Tahara: 13)

ž Tirmîzî: Carûd’tan iþittim dedi ki: Veki’in bu hadisi A’meþ’den rivâyet edip þöyle dediðini duydum: Bu hadis; “Rasûlullah (s.a.v.)’den mesh hakkýnda rivâyet edilen en sahih hadistir.” Ebû Ammâr Hüseyin b. Hureys’den iþittim þöyle diyordu: O da Vaki’den iþittim dedi, yaklaþýk olarak ayný þeyi anlattý.

Tirmîzî: Bu þekilde Mansur, Ubeyde ed Dabbî, Ebû Vâil’den, Huzeyfe’den, A’meþ'in rivâyetinin benzeri rivâyet etmiþlerdir.

Yine Hammad b. ebî Süleyman ve Âsým b. Behdele, Ebû Vâil'den, Muðîre b. Þu’be yoluyla Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivâyet etmiþlerdir ki Ebû Vâil’in, Huzeyfe’den rivâyeti daha sahihtir.

*Ýlim ehlinden bir kýsmý ayakta abdest bozmaya izin vermiþlerdir.

Tirmîzî: Tabiî’nin büyüklerinden Abiyde b. Amr es Selmânî’den Ýbrahim Nehai’nin, Abiyde’den rivâyeti þöyledir. “Rasûlullah (s.a.v.)’in vefatýndan iki yýl önce Müslüman oldum.” Ýbrahim’in arkadaþý Ubeyde ed Dabbî, Abdülkerim diye künyelenen “Ubeyde b. Muattip” dýr.

Bölüm: 10

Ø TUVALET ANINDA BAÞKALARINDAN GÝZLENME GEREÐÝ

14- Enes (r.a.) þöyle diyor: “Rasûlullah (s.a.v.) tuvalet ihtiyacýný gidereceðinde çömelmeden önce elbisesini toplamazdý.” (Ebû Davut, Tahara: 6; Dârimî, Tahara: 7)

ž Tirmîzî: Muhammed b. Rabia da, A’meþ yoluyla Enes’den böylece rivâyet etmiþtir. Yine, Vekî ve Ebû Yahya el Hýmmânî, A’meþ yoluyla Ýbn Ömer’den þöyle rivâyet ettiler: “Rasûlullah (s.a.v.), tuvalet ihtiyacýný gidereceðinde çömelmeden önce elbisesini toplamazdý.”

Her iki hadiste mürseldir, çünkü A’meþ’in ne Enes’den ne de diðer sahabeden bir þey duymadýðý söylenmektedir. A'meþ’in, Enes’i gördüðü ve “onu namaz kýlarken gördüm” diyerek namaz hakkýnda bir þeyler söylediði hatýrlatýlýyor. A’meþ’in adý: Süleyman b. Mihran Ebû Muhammed el Kâhîlî olup, Kâhîlî’lerin azatlýsýdýr. A’meþ diyor ki: “Babam düþman topraklarýndan küçük yaþta getirilmiþ birisi olup Mesrûk onu kendisine mirasçý yaptý.”

Bölüm: 11

Ø TUVALETTE SAÐ ELLE TEMÝZLENMENÝN HOÞ OLMAYIÞI

15- Ebû Katâde (r.a.), babasýndan þöyle rivâyet etmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), kiþinin sað eliyle taharetlenmesini yasakladý.” (Ebû Davut, Tahara: 18; Dârimî, Tahara: 13)

ž Bu konuda; Âiþe, Selman, Ebû Hüreyre ve Sehl b. Huneyf’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Katâde el Ensarî'nin adý: Hâris b. Rab’î dýr. Ýlim ehlinin çoðunluðu bu hadise göre amel etmektedir. Yani sað el ile temizlik yapmak hoþ karþýlanmamaktadýr.

Bölüm: 12

Ø SU BULUNMAYAN YER VE ZAMANLARDA TAÞLA TEMÝZLENME GEREÐÝ

16- Abdurrahman b. Yezîd (r.a.) þöyle aktarýyor: “Selman’a sizin Peygamberiniz (s.a.v.), size her þeyi hatta abdest bozmayý bile öðretti denildi de, Selman: “Evet” dedi, bizi büyük ve küçük abdest bozarken kýbleye doðru dönmekten, sað el ile taharetlenmekten, taharetlenmeyi üç taþtan az olarak yapmaktan, kemik ve tezekle taharetlenmekten de yasakladý.” (Ýbn Mâce, Tahara:16; Ebû Davut, Tahara: 21)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Huzeyme b. Sabit, Câbir, Hallâd b. es Sâib ve babasýndan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Selman’ýn bu konudaki hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabý ve ondan sonraki gelen alimlerin görüþü böyledir. Yani, su bulunmadýðý hallerde taþla temizlenme yeterlidir ki, idrar ve dýþkýnýn izi kalmasýn. Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþleri de böyledir.

Bölüm: 13

Ø SU BULUNMAYAN YERDE ÝKÝ TAÞTA YETERLÝ OLUR MU?

17- Abdullah Ýbn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) tuvalet için çýkmýþtý ki bana üç taþ bul dedi. Bende iki taþ ve bir tezek getirdim iki taþý aldý ve tezeði atarak bu pistir” buyurdu. (Ýbn Mâce,Tahara:16; Ebû Davut, Tahara:21)

ž Tirmîzî: Kays b. er Rabi’ bu hadisi Ebû Ýshâk Ebû Ubeyde ve Abdullah ibn Mes’ûd’dan, Ýsrail’in hadisinin benzeri olarak rivâyet etmiþtir.

Yine Ma’mer; Ammâr b. Züreyk, Ebû Ýshâk, Alkame ve Abdullah b. Mes’ûd’dan rivâyet etmiþtir.

Yine Züheyr; Ebû Ýshâk'tan, Abdurrahman b. Esved’den, O da babasý Esved b. Yezîd yine Abdullah b. Mes’ûd kanalýyla rivâyet etmiþlerdir.

Yine Zekeriya b. ebî Zaide, Ebû Ýshâk'tan, Abdurrahman b. Yezîd’den, Evsed b. Yezîd ve Abdullah b. Mes’ûd’tan rivâyet etmiþlerdir. Bu hadiste yanýlgý ve karýþýklýk vardýr. Muhammed b. Beþþâr, Muhammed b. Cafer, Þu’be’den O da Amr b. Mürre diyor ki: Ebû Ubeyde'ye sordum. Abdullah Ýbn Mes’ûd’dan bir þeyler duydun mu? Hayýr dedi.

Tirmîzî: Abdullah b. Abdurrahman’a sordum bu konuda Ebû Ýshâk'tan yapýlan rivâyetlerin hangisi daha sahihtir? Hiçbir þey demedi. Buhârî'ye sordum O da bir þey demedi herhalde Züheyr’in, Ebû Ýshâk'dan, Abdurrahman b. Esved, babasýndan ve Abdullah b. Mes’ûd’dan rivâyeti daha uygun bularak onu Sahih-i Buhârî kitabýna koymuþtur.

Tirmîzî: Bana göre bu konuda en doðru rivâyet; Ýsrail ve Kays’ýn, Ebû Ýshâk’dan, Ubeyde ve Abdullah Ýbn Mes’ûd rivâyetidir. Çünkü Ýsrail, Ebû Ýshâk hadisini daha iyi biliyor.

Tirmîzî: Ebû Musa, Muhammed b. Müsennâ’dan iþittim diyordu ki: Abdurrahman b. Mehdî’den iþittim diyordu ki: Ebû Ýshâk’ýn, Sûfyân es Sevrî’den yaptýðý rivâyetten her ne kaçýrdýmsa onu Ýsrail’den öðreneceðimi bildiðim içindir. Çünkü O, bu iþi tam bilirdi.

Tirmîzî: Züheyr’in, Ebû Ýshâk’tan rivâyeti pek saðlam olmayýp ondan iþitmesi ömrünün son zamanlarýnda olmuþtur. Ahmet b. Hasan et Tirmîzî’den iþittim, Ahmed b. Hanbel’in þöyle dediðini rivâyet etti. “Bir hadisi Zaide ve Züheyr’den iþitmiþsen baþkalarýndan iþitmediðine aldýrma ancak Ebû Ýshâk’tan aktardýklarý hadis hariç” Ebû Ýshâk’ýn ismi: Amr b. Abdillah es Sebiî el Hemedânîdir. Abdullah Ýbn Mes’ûd’un oðlu Ebû Ubeyde babasýndan hadis iþitmemiþtir. Kendisi bu künyesiyle bilinir ismi bilinmemektedir.

Bölüm: 14

Ø TAHARETLENÝLMESÝ YASAK OLAN ÞEYLER

18- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþlardýr: “Tezek ve kemikle taharetlenmeyin, çünkü o cin kardeþlerinizin azýðýdýr.” (Ebû Davut, Tahara: 20; Nesâî, Tahara: 36)

ž Bu konuda, Ebû Hüreyre, Selman, Câbir ve Ýbn Ömer’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadisi Ýsmail b. Ýbrahim ve diðerleri Davut b. ebî Hind’den, Þa’bi’den, Alkame'den ve Abdullah b. Mes’ûd’tan þöylece aktarmýþlardýr: ”Abdullah Ýbn Mes’ûd, cin gecesi Rasûlullah (s.a.v.) ile beraberdi…” Bu uzunca hadis hakkýnda Þa’bi diyor ki: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Tezek ve kemikle temizlenmeyin çünkü onlar cin kardeþlerinizin azýðýdýr.” Bu konudaki Ýsmail’in rivâyeti sanki Hafs b. Gýyas’ýn rivâyetinden daha sahih görünmektedir. Ýlim ehli bu hadis’e göre amel etmektedir. Bu konuda ayrýca Câbir ve Ýbn Ömer’den de rivâyet vardýr.

Bölüm: 15

Ø SU ÝLE TEMÝZLENMEK

19- Âiþe (r.anha)’dan aktarýldýðýna göre, þöyle demiþtir: “Kocalarýnýza su ile temizlenmelerini söyleyin. Ben onlara, bunu anlatmaktan utanýyorum Rasûlullah (s.a.v.) su ile temizlenirdi.” (Müslim, Tahara: 21; Nesâî, Tahara: 41)

ž Bu konuda; Cerir b. Abdillah el Becelî, Enes ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ýlim sahipleri bu hadisle amel etmektedirler. Taþla temizlenme yeterli olmasýna raðmen su ile temizlenme hoþ görülmüþ ve tercih edilmiþtir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmet ibn Hanbel ve Ýshâk’ta bu görüþtedirler.

Bölüm: 16

Ø AÇIK YERLERDE TUVALETÝ ÝNSANLARDAN UZAK YERLERE YAPMAK

20- Muðîre b. Þu’be (r.a.) þöyle anlatmýþtýr: “Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte bir yolculukta idim, tuvalet ihtiyacýný gidereceðinde insanlardan uzaklaþýrdý.” (Nesâî, Tahara: 16; Ebû Davut, Tahara: 1)

ž Bu konuda, Abdurrahman b. ebî Kurad, Ebû Katâde, Câbir, Yahya b. Ubeyd, babasýndan, Ebû Musa, Ýbn Abbâs, Bilâl b. el Hâris’den de rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir demiþtir. Yine Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle rivâyet edilmiþtir: “O küçük abdestini yapmak için üzerine sýçramamasý için uygun yer arardý.”

Ebû Seleme’nin adý: Abdullah b. Abdurrahman b. Avf ez-Zührî’dir.

Bölüm: 17

Ø YIKANILAN YERE KÜÇÜK ABDEST BÝLE BOZMANIN YASAKLIÐI

21- Abdullah b. Muðaffel (r.a.)’den aktarýldýðýna göre, Rasûlullah (s.a.v.): “Biriniz yýkandýðý yere idrarýný yapmasýn þüphe ve vesvesenin birçoðu bundandýr.” (Nesâî, Tahara: 32; Ýbn Mâce, Tahara:12)

ž Bu konuda; Rasûlullah (s.a.v.)’in bir sahabesinden de rivâyet vardýr.

Tirmîzî: Bu hadis gariptir. Merfu olarak sadece, A’ma Eþ’as denilen Eþ’as b. Abdullah’ýn rivâyetinden biliyoruz.

Ýlim sahiplerinden birçoðu yýkanma yerine idrar yapmayý hoþ görmemiþlerdir. Temizlikle alakalý pek çok vesvese ve þüphenin bu iþten kaynaklandýðýný söylemiþlerdir. Bir kýsým ilim sahibi ise buna izin vermiþtir. Ýbn Sirîn bunlardan biridir. Kendisine; vesvesenin ve þüphenin birçoðu yýkanma yerine idrar yapmaktan ileri gelirmiþ dendiðinde: Bu iþin garipliðini kabul edercesine: “Rabbim Allah’týr, O’nun ortaðý yoktur” dedi.

Ýbn’ül Mübarek der ki: Yýkanma yerinde su akýp gidiyorsa idrar yapýlabilir.

Tirmîzî: Ýbn Mübarek'in bu sözünü Ahmed b. Abde el Âmulî’den, Ýbn Hýbban ve Ahmed b. Hanbel rivâyet etmiþtir.

Bölüm: 18

Ø DÝÞ TEMÝZLÝÐÝ ÝÇÝN MÝSVAK KULLANMAK

22- Ebû Hüreyre (r.a.)’den bildirildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Eðer ümmetime zorluk verecek olmasaydým her namaz için misvâk kullanmalarýný emrederdim.” (Ebû Davut, Tahara: 25; Müslim, Tahara: 15)

ž Tirmîzî: Bu hadis Zeyd b. Hâlid, Ebû Seleme, Muhammed b. Ýbrahim, Muhammed b. Ýshâk yoluyla rivâyet edilmiþtir. Ebû Seleme’nin, Ebû Hüreyre ve Zeyd b. Hâlid, ikilisinden rivâyeti yanýmda daha sahihtir. Bu hadis baþka yollarla da Ebû Hüreyre'den rivâyet edilmiþtir. Pek çok yönden rivâyeti bu hadisi sahih hale getirmiþtir. Ýmâm-ý Buhârî ise; Ebû Seleme’nin, Zeyd b. Hâlid’den rivayetini daha sahih kabul eder.

Tirmîzî: Bu konuda Ebû Bekir, Ali, Âiþe, Ýbn Abbâs, Huzeyfe, Zeyd b. Hâlid, Enes, Abdullah b. Amr, Ýbn Ömer, Ümmü Habibe, Ebû Ümâme, Ebû Eyyûb, Temam, Ýbn Abbâs, Abdullah b. Hanzale, Ümmü Seleme, Vâsile ve Ebû Musa’dan da rivâyet edilmiþtir.

23- Zeyd b. Hâlid el Cühenî (r.a.)’den aktarýldýðýna göre, Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle buyurduðunu iþittim dedi: “Ümmetime zorluk vereceðinden korkmasaydým her namaza baþlamadan misvâk kullanmalarýný emreder, yatsý namazýný gecenin üçte birine kadar geciktirirdim.” (Ebû Davut, Tahara: 25)

Hadisin Râvîsi Ebû Seleme dedi ki: Zeyd b. Hâlid misvâký katiplerin kulaklarýna kalem koyduklarý gibi koyarak, namaza katýlýrdý. Namaza baþlamadan misvâkýný kullanýr sonra misvâký yerine kor ve namazýna baþlardý.

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir der.

Bölüm: 19

Ø UYKUDAN KALKAN KÝMSE ELÝNÝ YIKAMADAN SU KABINA DALDIRMAMALIDIR.

24- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Biriniz gece uykusundan uyandýðýnda elini iki yada üç sefer yýkamadan su kabýnýn içine sokmasýn çünkü elinin nerede gecelediðini bilemez.” (Nesâî, Gusul: 29; Ebû Dâvûd, Tahara: 49)

ž Bu konuda Ýbn Ömer, Câbir ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir der.

Þâfii: Her uykudan kalkan kimsenin elini yýkamadan abdest kabýna daldýrmamasýný severim. Yýkamadan elini daldýran kimseyi hoþ görmem. Elinde necaset olmaz ise su bozulmaz.

Ahmed b. Hanbel: Gece uykusundan uyandýðýnda elini yýkamadan önce abdest kabýna daldýrýrsa o suyun dökülmesi hoþuma gider.

Ýshâk: Gece veya gündüz uykusundan uyanan kiþi elini yýkamadan abdest kabýna elini daldýrmasýn.

Bölüm: 20

Ø ABDESTE BAÞLARKEN BESMELE ÇEKMEK

25- Ebû Sûfyân b. Huveytib (r.a.), ninesinden o da babasýndan bize bildirdiðine göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim buyurdular ki: “Abdest’e baþlarken besmele çekmeyen kimsenin abdesti yoktur.” (Ýbn Mâce, Tahara: 29; Nesâî, Tahara: 41)

ž Bu konuda Âiþe, Ebû Saîd, Ebû Hüreyre, Sehl b. Sa’d ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî ve Ahmed b. Hanbel: Bu konuda isnadý daha sahih bir hadis bilmiyoruz diyorlar.

Ýshâk: Abdest alan besmeleyi bilerek terk ederse abdestini yeniler unutarak ve te’vile giderek terk ederse abdesti caizdir diyor.

Muhammed b. Ýsmail: Rebah b. Abdurrahman’ýn hadisi bu konudaki hadislerin en iyisidir.

Tirmîzî: Rebah b. Abdurrahman, büyükannesinin babasýnýn adý Saîd b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl’dir. Ebû Sifal el Mürrî’nin adý ise, Sümâme b. Husayn’dýr. Rabah b. Abdurrahman, Ebû Bekir b. Huveytýb’dýr. Bazýlarý dedesine nispet ederek, Ebû Bekir b. Huveytýb diyerek rivâyet ettiler.

26- Saîd b. Zeyd (r.a.), babasýndan, o da, Rasûlullah (s.a.v.)’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiþtir. (Ýbn Mâce, Tahara; 41)

Bölüm: 21

Ø ABDEST ALIRKEN AÐIZ VE BURUNA SU VERMEK

27- Seleme b. Kays (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Abdest alýrken burnuna su verdiðinde burnunu temizle. Abdest bozduktan sonra su bulamadýðýnda taþla temizleneceksen taþ sayýsýný tek yap.” (Buhârî, Vudu: 26; Nesâî, Tahara: 72)

ž Bu konuda Osman, Lakît b. Sabire, Ýbn Abbâs, Mýkdam b. Ma’dýkerib, Vâil b. Hucr ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Seleme b. Kays’ýn hadisi hasen sahihtir. Ýlim ehli, aðýza ve buruna su verme konusunda ihtilaf etmiþlerdir. Bir kýsmý aðýz ve buruna su vermeyi terk eden, namazýný iade eder, derler. Abdest ve guslü de iade eder demiþlerdir. Ýbn ebi Leylâ, Abdullah b. Mübarek, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

Ahmed b. Hanbel der ki: Abdest için buruna su verip sümkürmek aðýza su vermekten daha gereklidir.

Tirmîzî: Ýlim sahibi bir gurup, abdestte iade etmez; gusülde terk edilirse guslün yenilenmesi gerekir derler. Sûfyân es Sevrî ve Küfelilerin görüþü böyledir.

Diðer bir gurup ise: Aðýz ve buruna su vermeyi unutan ne abdestte nede gusülde iade gerekmez çünkü aðýza ve buruna su vermek iþi Rasûlullah (s.a.v.)’in sünnetidir. Mâlik ve Þâfii’nin sonraki görüþü de böyledir.

Bölüm: 22

Ø AÐIZ VE BURUNA BÝR AVUÇLA SU VERMEK

28- Abdullah b. Zeyd (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir, dedi ki: “Rasûlullah (s.a.v.), bir avucuyla aðzýna ve burnuna su verdiðini gördüm. Bunu üç defa yaptý. (Buhârî, Vudu: 25; Nesâî, Tahara: 94)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Abbâs’ýn hadisi de vardýr.

Tirmîzî: Abdullah b. Zeyd’in bu hadisi hasen garibtir. Mâlik, Ýbn Uyeyne ve baþka bir kimse bu hadisi Amr b. Yahya’dan rivayet ettiler ve: “Rasûlullah (s.a.v.), bir avuçtan aðzýna ve burnuna su verdi” bölümünü zikretmediler. Bu bölümü sadece Hâlid b. Abdullah zikretmiþtir. Hadisçiler yanýnda bu kimse sika ve hafýzdýr.

Bazý ilim sahibi kimselerde: “Bir avuçla hem aðza hem de buruna su vermek yeterlidir.” Derken bir kýsmý da: “Bu iþin ayrý ayrý yapýlmasý bize daha hoþ gelir” demektedirler.

Þâfii: Aðýza ve buruna su vermek tek avuçla olursa caizdir; fakat ayrý ayrý yapýlýrsa bu daha hoþtur diyor.

Bölüm: 23

Ø SAKAL ARALARINA SU GEÇÝRMEK

29- Hassân b. Bilâl (r.a.), þöyle anlatmýþtýr: Ammâr b. Yâsir’i gördüm abdest aldý sakal aralarýna su geçirdi. Ona: “Sakalýnýn aralarýna su mu geçiriyorsun?” dedim. O da: “Buna engel olacak bir þey mi var? Rasûlullah (s.a.v.)’i sakal aralarýna su geçirirken gördüm” dedi. (Ýbn Mâce, Tahara: 50)

30- Hassân b. Bilâl (r.a.), Ammâr’dan ayný hadisi rivâyet etmiþtir. (Ýbn Mâce, Tahara: 50)

ž Tirmîzî: Bu konuda Osman, Âiþe, Ümmü Seleme, Enes, Ýbn ebi Evfâ ve Ebû Eyyûb’tan da rivayet vardýr.

Tirmîzî: Ýshâk b. Mansûr’dan iþittim þöyle diyordu: Ahmed b. Hanbel ve Ýbn Uyeyne þöyle demiþlerdir. “Abdulkerim, sakal aralarýna su geçirme hadisini Hassân b. Bilâl’dan iþitmemiþtir.”

Muhammed b. Ýsmail: Bu konuda rivâyet edilen en sahih hadis Âmir b. Þakîk’ýn, Ebû Vâil ve Osman’dan rivâyet ettiði hadistir.

Tirmîzî: Sahabe ve tabiin alimlerinin çoðunluðu sakal aralarýna su geçirilmesi kanaatindedirler. Þâfii de ayný görüþtedir.

Ahmed b. Hanbel: Sakal arasýna su geçirmeyi unutanýn abdesti caizdir.

Ýshâk: Unutarak ve tevil ederek terk ederse abdesti caizdir, bile bile terk ederse abdesti iade eder.

31- Osman b. Affân (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) sakallarýnýn arasýna abdest suyunu geçirirdi.” (Ýbn Mâce, Tahara: 50)

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir demiþtir.

Bölüm: 24

Ø BAÞI ÖNDEN ARKAYA DOÐRU MESHETMEK

32- Abdullah b. Zeyd (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.), baþýný iki eliyle önden arkaya doðru meshetti elini ileri geri hareket ettirerek ilk baþladýðý yere geri getirdi, sonra da ayaklarýný yýkadý.” (Buhârî, Vudu: 40; Ýbn Mâce, Tahara: 51)

ž Tirmîzî: Bu konuda Muaviye, Mikdam b. Ma’dikerib ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Abdullah b. Zeyd’in bu hadisi bu konudaki en saðlam ve en güzel olanýdýr. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’da bu görüþtedir.

Bölüm: 25

Ø BAÞI MESHETMEYE ARKA TARAFTAN BAÞLAMAK

33- Muavviz b. Afrâ (r.anha)’dan rivayete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), bir defasýnda önden arkaya, arkadan öne olmak üzere baþýný iki sefer meshetti. Ýki kulaðýnýn da hem içini hem de dýþýný meshetti.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 51; Ýbn Mâce, Tahara: 51)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen bir hadistir. Abdullah b. Zeyd’in hadisi ise bu konuda sened yönünden daha güzel ve iyi olanýdýr. Kûfeliler uygulamalarýný bu hadisle yapmýþlardýr. Vekî’ b. Cerrâh’da onlardan biridir.

Bölüm: 26

Ø BAÞI BÝR SEFER MESHETMEK

34- Muavviz b. Afrâ (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, O bir sefer Rasûlullah (s.a.v.)’i abdest alýrken gördü ve þöyle dedi: “Ön ve arka kýsýmlarýyla baþýný þakaklarýyla kulaklarýný bir sefer meshetti.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 60; Ýbn Mâce, Tahara: 51)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali ve Talha b. Musarrýf’ýn dedesinden de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Rübeyyi’ hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’den baþka bir yoldan “Baþýný bir kere meshetti” rivayeti de gelmiþtir. Sahabe ve tabiin dönemindeki ilim ehli, uygulamalarýný bu hadisle yapmýþlardýr. Cafer b. Muhammed, Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed, Ýshâk baþýn bir sefer meshedilmesinden yanadýr.

Muhammed b. Mansur el Mekkî anlatmýþtýr: Sûfyân b. Uyeyne’den iþittim þöyle demiþtir: Cafer b. Muhammed’e baþý mesh yapma konusunda, “Bir kere kafi gelir mi?” dedim. “Evet vallahi yeterlidir” dedi.

Bölüm: 27

Ø BAÞI MESHETMEK ÝÇÝN YENÝDEN SU ALMAK

35- Abdullah b. Zeyd (r.a.)’den aktarýlmýþtýr: “Peygamber (s.a.v.)’in abdest aldýðýný, baþýný ellerinin artýðý olmayan, yeni aldýðý bir su ile meshettiðini görmüþtür.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 51; Nesâî, Tahara: 82)

ž Bu hadis hasen sahihtir.

Ýbn Lehîa bu hadisi Habban b. Vâsi’den, babasýndan ve Abdullah b. Zeyd’den rivâyet ederek þöyle dedi. “Rasûlullah (s.a.v.) abdest aldý ve baþýný, ellerinin artýðý olmayan baþka bir su ile meshetti.”

Amr b. el Hâris’in Habban’dan rivayeti daha sahihtir. Çünkü bu hadis Abdullah b. Zeyd ve baþkalarýndan deðiþik yollarla þu þekilde: “Rasûlullah (s.a.v.) baþýný meshetmek için yeniden su aldý.” Rivâyet edilmiþtir. Ýlim ehlinin çoðunluðu; baþýn meshedilmesi için yeniden su alýnmasý görüþündedirler.

Bölüm: 28

Ø KULAKLARIN ÝÇÝNÝ VE DIÞINI MESHETMEK

36- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), baþýný, kulaklarýn içini ve dýþýný meshetti.” (Nesâî, Tahara: 84; Ebû Davut, Tahara; 51)

ž Tirmîzî: Bu konuda Rubeyyi’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu, Ýbn Abbâs hadisi, hasen sahihtir. Ýlim ehlinin çoðunluðunun görüþü: “Kulaklarýn içten ve dýþtan meshedilmesi gerektiði” þeklindedir.

Bölüm: 29

Ø KULAKLARIN BAÞIN MESHEDÝLMESÝNDEN SAYILMASI

37- Ebû Ümâme (r.a.)’den rivâyete göre, demiþtir ki: Rasûlullah (s.a.v.), abdest aldý yüzünü ve ellerini üçer kere yýkadý, baþýný meshederek dedi ki: “Kulaklar baþýn meshine dahildir.” (Ýbn Mâce, Tahara: 53; Ebû Dâvûd, Tahara: 51)

ž Tirmîzî: Kuteybe ve Hammad dediler ki: “Kulaklar baþýn meshine dahildir” sözü: Peygamber (s.a.v.)’in sözünden mi yoksa Ebû Ümâme’nin sözünden mi olduðunu bilmiyoruz. Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasendir, isnadý pek saðlam deðildir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabý ve tabiinden ilim ehlinin uygulamalarý bu hadise göredir, kulaklar baþýn meshine dahildir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþü de budur.

Bazý ilim ehline göre: Kulaklarýn ön tarafý, yüzden; arka tarafý ise, baþtan sayýlýr.

Ýshâk diyor ki: Kulaklarýn ön tarafýný yüzümü yýkarken meshetmeyi, tercih ederim.

Þâfii’de þöyle diyor: Kulaklarýn tamamen meshedilmesi sünnet olup elin artýðý su ile deðil yeni su ile meshedilmelidir.

Bölüm: 30

Ø PARMAK ARALARINA SU GEÇÝRMEK

38- Lakît b. Sabire (r.a.)’nýn babasýndan rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Abdest aldýðýn da parmak aralarýna suyu geçirmeye çalýþ.” (Nesâî, Tahara: 92; Ýbn Mâce, Tahara: 54)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs, Müstevrid b. Þeddâd el Fihrî ve Ebû Eyyûb el Ensârî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir demiþtir. Ýlim sahipleri uygulamalarýný bu hadise göre yapmýþ olup, abdestte ayak parmaklarý arasýna mutlaka su geçirilmelidir demiþlerdir. Ahmed ve Ýshâk’da ayný görüþtedirler. Ýshâk der ki: “Abdestte el ve ayak parmaklarýnýn arasýna su geçirilmeye çalýþýlmalýdýr.” Hadisin râvîlerinden Ebû Haþim’in adý: Ýsmail b. Kesir el Mekkî’dir.

39- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Abdest aldýðýnda el ve ayak parmaklarýnýn arasýna su geçirmeye çalýþ.” (Ýbn Mâce, Tahara: 55; Nesâî, Tahara: 93)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

40- Müstevrid b. Þeddâd el Fihrî (r.a.)’den rivayete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’i abdest alýrken serçe parmaðý ile her iki ayak parmaklarýnýn arasýný ovuþturduðunu gördüm.” (Ýbn Mâce, Tahara: 54; Nesâî, Tahara: 92)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Bunu sadece Ýbn’ü Lehia’nýn rivayetinden bilmekteyiz.

Bölüm: 31

Ø ABDESTTE YIKANMAYAN ÖKÇELERE ATEÞTEN AZÂB OLSUN!

41- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Abdest alýrken yýkanmayýp kuru býrakýlan ökçelere ateþten azâb olsun.” (Ýbn Mâce, Tahara: 55; Nesâî, Tahara: 89)

ž Bu konuda: Abdullah b. Amr, Âiþe, Câbir, Cez’in, Zübeydi’nin oðlu Abdullah b. el Hâris, Muaykýb, Hâlid b. Velid, Þurahbil b. Hasene, Amr b. As, Yezîd b. Sûfyân’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu, Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’den: “Abdest alýrken yýkanmayýp kuru býrakýlan ayak içleri ve topuklara ateþten azâb olsun.” Þeklinde de hadis rivâyet olunmuþtur.

Bu hadisten anlaþýlan þudur: Çorap ve mest giyilmeksizin çýplak ayaklara mesh yapmak caiz deðildir.

Bölüm: 32

Ø ABDEST ALIRKEN ORGANLARI BÝRER defa YIKAMAK

42- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivayete göre “Rasûlullah (s.a.v.) tüm organlarýný birer defa yýkayarak abdest aldý.” (Ýbn Mâce, Tahara: 45; Buhârî, Vudu: 23)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Câbir, Büreyde, Rafi’ ve Ýbn Fakih’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu, Ýbn Abbâs hadisi bu konudaki rivâyetlerin en güzel ve sahih olanýdýr. Riþdîn b. Sâ’d ve baþkalarý bu hadisi Dahhâk b. Þurahbil, Zeyd b. Esleme’nin babasýndan ve Ömer b. Hattâb’tan: “Abdest organlarýný tek tek yýkayarak abdest aldý” diye rivâyet edilmiþtir. Bu hadis pek saðlam deðildir. Sahih olan rivâyet: Ýbn’ü Aclan, Hiþâm b. Sa’d, Sûfyân es Sevrî, Abdulaziz b. Muhammed, Zeyd b. Eslem, Atâ b. Yesâr ve Ýbn Abbâs’tan yapýlan rivâyettir.

Bölüm: 33

Ø ABDEST ALIRKEN ORGANLARI ÝKÝÞER defa YIKAMAK

43- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayete göre, “Rasûlullah (s.a.v.), tüm organlarýný ikiþer sefer yýkayarak abdest aldý.” (Ýbn Mâce, Tahara: 47; Ebû Dâvûd, Tahara: 53)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Ýbn Sevbân’ýn Abdullah b. el Fadl’dan rivâyetiyle bilmekteyiz. Bunun da isnadý hasen sahihtir.

Tirmîzî: Hemmâm, Âmir el Ahvel’den, Atâ’dan ve Ebû Hüreyre’den “Rasûlullah (s.a.v.)’in üçer kere abdest organlarýný yýkayarak abdest aldý” diye rivâyet etmektedir.

Bölüm: 34

Ø ABDEST ORGANLARINI ÜÇER defa YIKAMAK

44- Ali (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) tüm organlarýný üçer kere yýkayarak abdest aldý.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 52, Ýbn Mâce, Tahara: 46)

ž Tirmîzî: Bu konuda Osman, Âiþe, Rübeyyi’, Ýbn Ömer, Ebû Ümâme, Ebû Rafi’, Abdullah b. Amr, Muaviye, Ebû Hüreyre, Câbir, Abdullah b. Zeyd ve Übey b. Ka’b’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali’nin hadisi bu konuda en güzel ve sahih olanýdýr. Çünkü bu hadis Hz. Ali’den, pek çok kiþilerden rivâyet edilmiþtir. Ýlim sahiplerinin uygulamalarý bu hadise göredir. Abdest organlarýný tek yýkamak caizdir ve yeterlidir. Ýki kere yýkamak caizdir ve yeterlidir. Ýki kere yýkamak daha deðerlidir. Üç kere yýkamak daha deðerlidir, bundan baþkasý olmaz.

Ýbn’ül Mübârek: Abdeste organlarý üçer seferden fazla yýkayanýn günahkâr olacaðýný söyleyemem.

Ahmed ve Ýshâk: “Vesveseli ve hasta kimseler üçten fazla yapabilir” derler.

Bölüm: 35

Ø ABDEST ORGANLARINI BÝRER, ÝKÝÞER VE ÜÇER defa YIKAMAK

45- Sabit b. ebî Saffiye (r.a.)’den rivâyete göre, demiþtir ki: Ebû Cafer’e, Câbir sana: Rasûlullah (s.a.v.)’in abdest organlarýný birer, ikiþer ve üçer kere yýkayarak abdest aldýðýný aktardý mý?” diye sordum. “Evet” dedi. (Ýbn Mâce, Tahara: 45)

46- Tirmîzî: Vekî’, bu hadisi Sabit b. Ebû Safiyye’den rivâyet ederek þöyle demiþtir: Ebû Cafer’e; “Câbir sana Rasûlullah (s.a.v.)’in abdest organlarýný birer kere yýkayarak abdest aldýðýný aktardý mý?” dedim. “Evet” dedi. (Ýbn Mâce, Tahara: 45)

ž Hadisi bu þekilde bize Hennâd ve Kuteybe aktardýlar ve bu hadisi bize Vekî’, Sabit b. Safiyye’den bize aktarmýþtýr, dediler.

Tirmîzî: Bu hadis Þerik’in hadisinden daha sahihtir, çünkü bundan baþka yollarla da rivâyet edilmiþtir. Vekî’ rivâyetine benzer Sabit’den aktarýlmýþtýr.

Þerik ise hadis rivayetinde çok yanlýþ yapan biridir. Sabit b. ebî Safiyye’nin ismi ise, Ebû Hamza es Sümâlî’dir.

Bölüm: 36

Ø ABDEST ALIRKEN BAZI ORGANLARI ÝKÝ BAZILARINI ÜÇER KERE YIKAMAK

47- Abdullah b. Zeyd (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.), abdest aldý: Yüzünü, üç kere; kollarýný, ikiþer kere yýkayýp; baþýný meshetti ve ayaklarýný da ikiþer defa yýkadý.” (Buhârî, Vudu: 154; Ýbn Mâce Tahara: 45; Nesâî, Taharat: 65)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir demiþtir. Baþka hadislerde Rasûlullah (s.a.v.)’in abdest organlarýndan kimini bir kere, kimini üç kere yýkayarak abdest aldýðý zikredilmiþtir.

Bir kýsým ilim sahibi, böyle yapmaya ruhsat vermiþtir. Abdest organlarýnýn bir kýsmýný üç, bir kýsmýný iki, bir kýsmýný da tek sefer yýkamakta bir sakýnca görmemiþlerdir.

Bölüm: 37

Ø RASÛLULLAH (s.a.v.) NASIL ABDEST ALIRDI?

48- Ebû Hayye (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ali’yi gördüm abdest aldý ellerini tertemiz yýkadý. Sonra aðzýna üç sefer su verdi; üç seferde burnuna su verdi; yüzünü de üç sefer yýkadý; kollarýný da üç defa yýkadý; baþýný bir sefer meshetti; ayaklarýný topuklarýna kadar yýkadý sonra kalkýp abdestten artan suyu ayakta olduðu halde içti ve þöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v.)’in abdestinin nasýl olduðunu size göstermek istedim.” (Buhârî, Vudu’: 25; Ýbn Mâce, Tahara: 46)

ž Tirmîzî: Bu konuda Osman, Abdullah b. Zeyd, Ýbn Abbâs, Abdullah b. Amr, Rübeyyi’, Abdullah b. Üneys ve Âiþe’den hadis rivâyet edilmiþtir.

49- Abdi Hayr (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir, Ebû Hayye’nin, Ali’den rivâyet ettiði hadisi aynen aktarýp, sonunda: “Abdestini bitirince abdestten artan sudan avucuyle alýr ve içerdi” demiþtir. (Ýbn Mâce, Tahara: 45; Buhârî, Vudu’: 25)

ž Tirmîzî: Bu Ali (r.a.) hadisini; Ebû Ýshâk el Hemedanî, Ebû Hayye, Abdulhayr ve el Hâris’den her biri vasýtasýyla rivâyet etmiþtir.

Zaide b. Kudâme ve baþkalarý Hâlid b. Alkame’den ve Abdi Hayr’den, Ali (r.a.)’den uzunca rivâyet etmiþlerdir. Bu hadis hasen sahihtir.

Tirmîzî: Þu’be bu hadisi Hâlid b. Alkame’den rivâyet etmiþtir. Fakat rivâyet ettiði kiþinin ve babasýnýn isminde hata ederek þöyle demiþtir: “Mâlik b. Urfuta” Abdihayr’den ve Ali’den.

Tirmîzî: Ebû Avâne’de; Hâlid b. Alkame’den, Abdihayr’den ve Ali’den rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Þu’be rivâyeti gibi “Mâlik b. Urfuta” dan da yine ayný rivâyet yapýlmýþ olup bu ismin doðrusu: “Hâlid b. Alkame’dir.

Bölüm: 38

Ø ABDESTTEN SONRA ELBÝSENÝN ETEÐÝNE SU SERPMEK

50- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cibril bana geldi ve Ya Muhammed! Abdest aldýðýnda (vesveseyi önlemek için elbisenin ön tarafýna) su serp” dedi. (Ýbn Mâce, Tahara: 58)

žTirmîzî: Bu hadis gariptir. Buhârî’den iþittim dedi ki: Hasen Ýbn Alî el Haþimî’nin hadisleri pek kabul edilmez.

Tirmîzî: Bu konuda Ebû’l Hakem b. Sûfyân, Ýbn Abbâs, Zeyd b. Hârise, Ebû Saîd el Hudrî’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Bu hadiste görüldüðü gibi bazý hadisçiler Sûfyân b. Hakem derken bazýlarý da Hakem b. Sûfyân diyerek karýþýklýða düþmüþlerdir.

Bölüm: 39

Ø HER DURUMDA ABDESTÝ EN GÜZEL ÞEKLÝYLE ALMAK

51- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Allah’ýn günahlarý ne ile sildiðini ve dereceleri ne ile yükselttiðini size haber vereyim mi?” Sahabîler: “Evet Ya Rasûlullah!” dediler. Buyurdu ki: “Her türlü zorluklara raðmen abdesti en güzel þekliyle almak, mescidlere namaz kýlmak için giderken adýmlarý çoðaltmak, bir namazdan sonra diðer namazý kýlmak için büyük bir arzuyla beklemek. Ýþte tüm bunlar, sizin ibâdetler konusunda en büyük cihadýnýzdýr.” (Müslim, Tahara:14; Ýbn Mâce, Tahara: 58)

52- Kuteybe (r.a.), ayný hadisin bir benzerini Abdulaziz b. Muhammed’den ve el A’lâ’dan naklederek þu ilaveyi yapmýþtýr: “Ýþte ribât’ýnýz budur, iþte ribât’ýnýz budur, iþte ribât’ýnýz budur.” (Müslim, Tahara: 14; Nesâî, Tahara: 107)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Abdullah b. Amr, Ýbn Abbâs, Abîde (Ubeyde de denilir) b. Ömer, Âiþe, Abdurrahman b. Âiþ el Hadremî ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre’nin bu konudaki hadisi hasen sahihtir.

El A’lâ b. Abdurrahman; Yakup el Cühenî el Hurakî’nin oðludur ve hadisçiler yanýnda güvenilen biridir.

Bölüm: 40

Ø ABDESTTEN SONRA HAVLU KULLANMAK

53- Âiþe (r.anha)’dan rivayete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in bir havlusu vardý; abdestten sonra onunla kurulanýrdý.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu Âiþe (r.anha)’nýn hadisi pek saðlam deðildir. Çünkü; Rasûlullah (s.a.v.)’den bu konuda sýhhatli bir þey yoktur. Hadisin râvîlerinden, Ebû Muâz’a: Süleyman b. Erkâm” denilir ki, hadisçiler tarafýndan zayýf sayýlýr.

Tirmîzî: Yine bu konuda Muâz b. Cebel’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

54- Muâz b. Cebel (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’i abdest alýrken gördüm yüzünün ýslaklýðýný elbisesinin ucuyla kuruladý.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir, sened yönünden zayýftýr. Riþdîn b. Sa’d ve Abdurrahman b. Ziyâd b. En’um el Afrikýyyu’nun, hadis konusunda zayýf olduklarý tesbit edilmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.) dönemi ve sonraki dönem olan Tabiin alimlerinden bir kesim havlu ile kurulanmaya izin vermiþlerdir.

Kurulanmayý hoþ karþýlamayanlar ise: “Abdest sevap yönünden tartýlacaktýr.” sözünden dolayý bu kanaate varmýþlardýr, bu da Saîd b. Müseyyeb ve Zührî’den rivâyet edilmektedir.

Muhammed b. Humeyd er Razi’den rivâyet ederek þöyle demiþtir: Ali b. Mûcâhid bana rivâyet etti, “bana göre o güvenilir biridir” O da, Zuhrî’den aktardýðýna göre, Zuhrî þöyle demiþtir: “Abdestten sonra kurulanmanýn hoþ görülmeyiþi abdest sevap yönünden tartýlacaktýr” sözünden dolayýdýr.

Bölüm: 41

Ø ABDESTTEN SONRA HANGÝ DUA OKUNACAK?

55- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim abdestini güzelce alýr ve sonunda; Eþhedü en lâ ilahe illallahu vahdehû la þerîke leh ve eþhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülühü. Allahümecalnî minettevvabîne vecalnî minel mutetahhirîn”[1] derse kendisine Cennetin sekiz kapýsý açýlýr ve dilediði kapýdan içeri girer. (Nesâî, Tahara: 109; Ýbn Mâce, Tahara: 60)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes ve Ukbe b. Âmir’den de rivâyet vardýr.

Tirmîzî: Ömer’in bu hadisinde Zeyd b. Hubab’a karþý çýkýlmýþtýr.

Tirmîzî: Abdullah b. Salih ve daha baþkalarý bu hadisi Muaviye b. Salih, Rabia b. Yezîd, Ebû Ýdris, Ukbe b. Âmir, Ömer, Rabia, Ebû Osman, Cübeyr b. Nüfeyr ve Ömer’den rivâyet etmiþlerdir.

Bu hadisin senedinde karýþýklýk vardýr. Bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den sahih olarak fazla bir þey aktarýlmamýþtýr. Muhammed: Ebû Ýdris, Ömer’den hiçbir þey iþitmemiþtir demiþtir.

Bölüm: 42

Ø YAKLAÞIK OLARAK ÝKÝ LÝTRE ÝLE ABDEST ALMAK

56- Sefîne (r.a.)’den rivayete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) bir müd ile abdest alýr bir sa’ ile de guslederdi.” (Müslim, Hayz:10; Dârimî, Tahara: 23)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu, Sefîne hadisi hasen sahihtir. Ebû Reyhane’nin ismi, Abdullah b. Matar’dýr. Ýlim sahipleri bu þekilde abdest ve gusüldeki ölçeklere itibar etmiþlerdir.

Þâfii, Ahmed, Ýshâk; Bu hadisten bu miktarýn dýþýnda az veya çok olursa caiz deðildir anlamý çýkmaz, hadis bir sýnýrlama getirmemiþtir kafi gelecek miktarý göstermektedir, derler.

Bölüm: 43

Ø ABDEST ALIRKEN SUYU ÝSRâF ETMEMEK

57- Übey b. Ka’b’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Her ibadette olduðu gibi; abdest’e vesvese sokmak için abdestin de bir þeytaný vardýr ona VELEHAN denilir. Evham ve vesveseye kaptýrýp suyu fazla kullandýrmasýndan dolayý onun vesvesesin den sakýnýp uzak durun.” (Ýbn Mâce, Tahara: 48)

ž Bu konuda Abdullah b. Amr ve Abdullah b. Muðaffel’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Übey b. Ka’b’ýn hadisi garibtir, hadisin senedi hadisçilerce pek saðlam deðildir. Çünkü Hârice’den baþka bu hadisi rivâyet eden birini bilmiyoruz.

Bu hadis Hasan’dan baþka yollarla rivâyet edilmiþ olup bu konuda, Peygamber (s.a.v.)’den sahih bir hadis rivâyet edilmiþ deðildir. Hadisçiler arasýnda Hârice pek saðlam sayýlmaz Ýbn’ül Mübarek, bu kimseyi zayýf kimselerden saymaktadýr.

Bölüm: 44

Ø HER NAMAZ ÝÇÝN AYRI BÝR ABDEST ALMAK

58- Enes (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Peygamber (s.a.v.), abdestli olsa da olmasa da; her namaz için ayrýca abdest alýrdý.” Hadisin râvîsi Humeyd, “Enes’e: siz nasýl yapardýnýz?” diye sordum O da: “Biz tek abdest alýrdýk” diye cevap verdi. (Ýbn Mâce, Tahara: 72; Nesâî, Tahara: 101)

ž Tirmîzî: Enes’in, Humeyd’den, rivâyet ettiði bu hadis bu yönüyle hasen garibtir. Hadisçiler yanýnda ise Amr b. Âmir el Ensarî’nin, Enes’den rivâyet ettiði hadis meþhurdur. Bazý ilim sahibi kimseler her namaz için abdest almayý, vâcib olarak deðil müstehap olarak görürler.

59- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Abdest üzerine abdest alan kimseye Allah on abdest sevâbý yazar.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 32; Ýbn Mâce, Tahara: 73)

ž Bu hadisi el Afrikî, Ebû Gutayf ve Ýbn Ömer’den rivâyet ediyor. Bu hadisi bu þekilde Huseyn b. Hureys el Mervezî ve Muhammed b. Yezîd el Vasîti ve el Afrýkî’den aktarmýþtýr ki isnad yönünden zayýftýr.

Ali b. el Medinî, Yahya b. Saîd el Kattan’dan naklen þöyle diyor: Bu hadis Hiþâm b. Urve’ye hatýrlatýlýnca: “Bu rivâyet meþrik adý verilen Kufe ve Basra bölgesinin” rivâyet þeklidir.

Tirmîzî: Ahmed b. Hasen’den iþittim diyordu ki: Ahmed b. Hanbel’in; “Yahya b. Saîd el Kattan gibisini hiç görmedim” dediðini kendisinden iþittim.

60- Amr b. Âmir el Ensarî (r.a.), Enes’in þöyle dediðini iþittim diyor: “Rasûlullah (s.a.v.), her namaz için abdest alýrdý.” Enes’e: “Siz ne yapardýnýz?” dedim. “Abdestimiz bozulmadýkça pek çok namazý bir abdestle kýlardýk” dedi. (Nesâî, Tahara: 101; Ýbn Mâce, Tahara: 72)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir, Humeyd’in Enes’den rivâyet ettiði hadis ise ceyyid garib hasendir.

Bölüm: 45

Ø BÝR ABDESTLE BÝRKAÇ NAMAZ KILMAK

61- Büreyde (r.a.)’ýn babasýndan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) her namaz için abdest alýrdý. Mekke fethi günü bütün namazlarý tek bir abdestle kýldý ve mestlerinin üzerine mesh etmiþti.” Bunun üzerine Ömer (r.a.): “Bugüne kadar yapmadýðýný yaptýn!” deyince: “Bunu bilerek yaptým ya Ömer!” buyurmuþlardýr. (Müslim, Tahara: 25; Nesâî, Tahara: 100)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ali b. Kâdim, Sûfyân es Sevî’den bu hadisi þu ilaveyi yaparak rivâyet etmektedirler: Abdest organlarýný birer sefer yýkayarak.”

Tirmîzî: Sûfyân es Sevrî ayný þekilde bu hadisi, Muharib b. Disâr’dan ve Süleyman b. Büreyde’den rivâyet ederek; “Rasûlullah (s.a.v.) her namaz için abdest alýrdý” demektedir. Vekî’, Sûfyân, Muharib, Süleyman b. Büreyde, babasýndan da ayný hadisi rivâyet etti.

Tirmîzî: Abdurrahman b. Mehdî ve baþkalarý; Sûfyân, Muharib b. Disâr ve Süleyman b. Büreyde’den mürsel olarak rivâyet etmiþtir ki, bu hadis Vekî’in hadisinden daha sahihtir. Ýlim sahipleri uygulamalarýný bu hadise göre yaparlar. Abdest bozulmadýkça namazlar bir abdestle kýlýnýr. Bir kýsmý da sevâbýný umarak müstehab görürler.

El Ýfrikî, Ebû Gutayf, Ýbn Ömer’den rivâyet ederek: “Her kim, abdesti bozulmadan tekrar abdest alýrsa: Allah ona on sevap yazar” bu hadisin isnadý zayýftýr.

Bu konuda Câbir b. Abdillah’tan: “Rasûlullah (s.a.v.), öðle ve ikindi namazlarýný tek abdestle kýldý” þeklinde rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 46

Ø KARI KOCANIN BÝR KAPTAN GUSÜL YAPMALARI

62- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Meymûne þöyle aktarmýþtýr: “Ben ve Rasûlullah (s.a.v.), bir kaptan gusül abdesti alýrdýk.” (Buhârî, Gusül: 2; Müslim, Tahara: 10)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Fakîhlerin genelinin görüþü budur. Karý kocanýn bir kaptan yýkanmasýnda bir sakýnca yoktur.

Tirmîzî: Bu konuda Ali, Âiþe, Enes, Ümmü Hâni, Ümmü Sübeyye el Cühenîyye, Ümmü Seleme ve Ýbn Ömer’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Þa’sa’nýn adý, Câbir b. Zeyd’tir.

Bölüm: 47

Ø KADININ TEMÝZLÝÐÝNDEN ARTAN SU ÝLE ABDEST ALINIR MI?

63- Gifar oðullarýndan bir adam (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), kadýnýn abdestinden artan su ile abdest almayý yasakladý.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 40; Nesâî, Miyah: 12)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Sercis’den de rivâyet vardýr.

Tirmîzî: Fakîhlerden bir kýsmý kadýnýn temizliðinden artan su ile abdest almayý hoþ görmemiþlerdir. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Kadýnýn temizliðinden artan suyu mekruh gören bu kimseler kadýnlarýn içtiði sudan kalan artýkla bir sakýnca görmemektedirler.

64- Hakem b. Amr el Gýfârî (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.): “Erkeðin, kadýnýn temizliðinden artan su ile abdest almasýný yasakladý” veya artýðýndan dedi. (Ebû Dâvûd, Tahara: 40; Nesâî, Miyah: 12)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Ebû Hacib’in ismi “Sevâbe b. Âsým”dýr.

Muhammed b. Beþþâr bu hadisinde: “Rasûlullah (s.a.v.), erkeðin kadýnýn temizliðinden artan su ile abdest almasýný yasakladý” demekte ve þüpheye düþmemektedir.

Bölüm: 48

Ø KADININ ABDESTÝNDEN ARTAN SU ÝLE ABDEST ALMA ÝZNÝ

65- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir, dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)’in hanýmlarýndan biri Cefne’de gusletti, Rasûlullah (s.a.v.) o kaptan abdest almak isteyince; “Ya Rasûlullah! Ben cünüp idim.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Su cünüp olmaz yani pislenmez.” (Ýbn Mâce, Tahara: 33; Ebû Dâvûd, Tahara: 35)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Sûfyân es Sevrî, Mâlik ve Þâfii’nin görüþü de bu hadis doðrultusundadýr.

Bölüm: 49

Ø ÇOK OLAN SUYU HÝÇBÝR ÞEY KÝRLETMEZ

66- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir; “Ya Rasûlullah! Budaa kuyusunun suyundan abdest alabilir miyiz? O kuyuya etrafýndan sel sularý ve rüzgar vasýtasýyla hayýz bezleri, kokmuþ þeyler ve köpek leþleri de sürüklenip gelebiliyor” deyince buyurdular ki; “Çok olan sular daima temizdir onu hiçbir þey pisleyemez.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 34; Nesâî, Miyah: 2)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Ebû Üsâme bu hadisin senedini temizleyerek güzelleþtirmiþtir. Ebû Saîd’in Budaa kuyusu hakkýndaki bu hadisini Ebû Üsâme rivâyetinden daha güzel kimse rivâyet etmemiþtir. Yine bu hadis deðiþik þekillerde Ebû Saîd’den rivâyet edilmiþtir. Bu konuda Ýbn Abbâs ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 50

Ø NE KADAR SUYU HÝÇBÝR ÞEY KÝRLETMEZ?

67- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, demiþtir ki; Issýz bir yerde bulunan çeþitli hayvanlarýn ve yýrtýcýlarýn uðrak yeri olan bir sudan abdest alýnýp alýnmayacaðý hakkýnda sorulmuþtu da, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Su iki, kulle miktarý kadar olursa hiçbir þey onu kirletmez.” (Ýbn Mâce, Tahara: 76; Dârimî, Tahara: 55)

ž Abde, Muhammed b. Ýshâk’ýn þöyle söylediðini aktarýyor: “Kulle” büyük su küplerine ve su içilen deðiþik kaplara denir.

Tirmîzî: Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþleri bu þekilde olup þöyle derler: ”Su, iki kulle miktarý olursa tadý, rengi ve kokusu deðiþmediði sürece o suyu hiçbir þey necis yapmaz bu miktar yaklaþýk olarak beþ “kýrba” kadardýr.

Bölüm: 51

Ø DURGUN SUYA ÝÞEMENÝN HOÞ OLMAYIÞI

68- Ebû Hüreyre (r.a.)’den bildirildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Hiç biriniz akmayan durgun suya iþemesin, sonra ondan su alýp abdest alabilir.” (Buhârî, Vudu: 73; Nesâî, Tahara: 31)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Câbir (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 52

Ø DENÝZÝN SUYU TEMÝZDÝR

69- Ebû Hüreyre (r.a.)’den aktarýldýðýna göre, þöyle demiþtir: “Bir adam; Rasûlullah (s.a.v.)’e biz deniz yolculuðu yaparýz ve beraberimizde az su bulundururuz o suyla abdest alýrsak içme suyumuz kalmayacak ve susuz kalacaðýz bu durumda deniz suyundan abdest alabilir miyiz?” diye sordu da, Rasûlullah (s.a.v.): “Denizin suyu temiz, ölüsü de helaldir” buyurdular. (Nesâî, Miyah: 5; Ýbn Mâce, Sayd:18)

ž Bu konuda Câbir ve el Firâsî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok alim kiþinin görüþü budur. Ebû Bekir, Ömer, Ýbn Abbâs, bunlardan olup deniz suyundan abdest almakta bir sakýnca görmezler.

Yine Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan bazý kimseler de deniz suyundan abdest almayý hoþ görmemiþlerdir. Ýbn Ömer ve Abdullah b. Amr bunlardandýr. Abdullah b. Amr deniz suyu için o ateþ gibi yakar demektedir.

Bölüm: 53

Ø ÝDRARINA DÝKKAT ETMEYÝP ELBÝSESÝNE SIÇRATAN KÝMSENÝN DURUMU

70- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: Rasûlullah (s.a.v.), iki kabre uðradý ve buyurdu ki: “Bu iki kabirdeki kimse azâb olunuyorlar azâblarý büyük bir þeyden dolayý da deðildir, þu kimse idrarýndan sakýnmaz ve üzerine sýçratýrdý, þu da insanlar arasýný bozmak için laf taþýrdý.” (Buhârî, Vudu: 58; Nesâî, Cenaiz: 116)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Ebû Musa, Abdurrahman b. Hasene, Zeyd b. Sabit ve Ebû Bekre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Mansûr bu hadisi Mûcâhid ve Ýbn Abbâs’tan rivâyet etmekte ve senedinde “Tavustan” bölümünden bahsetmemektedir. A’meþ rivâyeti daha sahihtir.

Veki’in katibi: Ebû Bekir ve Muhammed b. Ebân el Belhî’den iþittim þöyle diyordu: Vekî’den þöyle dediðini iþittim: “A’meþ, Ýbrahim’in isnadýný Mansur’dan daha iyi kavramýþtýr.”

Bölüm: 54

Ø YEMEK YEMEYEN ÇOCUÐUN ÝDRARININ TEMÝZLENMESÝ

71- Ümmü Kays binti Mýhsan (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Henüz yemek yemeyen çocuðumla Rasûlullah (s.a.v.)’in yanýna girmiþtim. Çocuk onun kucaðýnda iken üzerini ýslattý. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) su istedi ve o suyu ýslak yere serpti.” (Buhârî, Vudu: 64; Müslim, Tahara: 31)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Âiþe, Zeynep, Lübabe bintil Hâris ki, Abdulmuttalip oðlu Abbâs oðlu Fadl’ýn annesidir. Ebûs Semh, Abdullah b. Amr, Ebû Leylâ ve Ýbn Abbâs’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan, tabiinden ve tebe-i tabiinden çoðunluðun görüþü budur. Ahmed ve Ýshâk bunlardan olup þöyle derler: “Erkek çocuðun idrarýna su dökülür kýz çocuðunun idrarý ise yýkanýr bu hüküm yemek yemeyen çocuklar içindir yemek yemeye baþlayýnca her ikisinin idrarý da yýkanmalýdýr.”

Bölüm: 55

Ø ETÝ YENEN HAYVANLARIN DURUMU

72- Enes (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Ureyne kabilesinden bazý kimseler Medîne’ye gelmiþlerdi, çölde yaþamaya alýþýk olduklarý için Medîne’nin havasýna alýþamadýlar. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), zekat develerini çobanýyla beraber onlara verdi ve dedi ki: “Bu develerle Medîne dýþýna gidin, onlarýn süt ve idrarlarýndan için.” Onlarda oraya gidip Rasûlullah (s.a.v.)’in çobanýný öldürdüler develeri de beraberlerinde alýp, Ýslam dininden döndüler. Sonra yakalanýp Rasûlullah (s.a.v.)’e getirildiler ceza olarak elleri ve ayaklarý çaprazlama kesildi, gözleri oyuldu ve Hâre denilen bir bölgeye býrakýlýp ölüme terk edildiler. Hadisin râvîsi Enes der ki: “Onlardan kiminin susuzluktan aðýzlarýyla yeri týrmalar þekilde ölüp gittiklerini görmüþtüm.” Böyle rivâyet etmiþtir. Hammâd, hadisin son bölümünü, “Onlardan kimisi susuzluktan aðýzlarýyla yeri týrmaladýlar” demiþtir. (Ýbn Mâce, Hudûd: 20; Nesâî, Tahara: 191)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Enes’den baþka yollarla da rivâyet edilmiþtir. Ýlim sahiplerinin çoðunluðu bu görüþte olup eti yenen hayvanlarýn idrarýnda bir sakýnca görmezler.

73- Enes (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in onlarýn gözlerini oymasýnýn tek sebebi onlarýn da çobanýn gözünü oymalarýndan dolayýdýr.” (Buhârî, Vudu: 70; Nesâî, Tahara: 191)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Bu ihtiyar, Yahya b. Gaylân’dan baþkasýnýn Yezîd b. Zürey’den rivayetini bilmiyoruz.

Mâide süresinin 45. ayeti gereði: “Yaralamalarda kýsas vardýr” gerçeði böylece ortaya konmuþ oldu.

Ýbn Sirin’in, þöyle dediði rivâyet edilir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in o kimselere bu cezayý uygulamasý her konuda cezalarýn indirilmesinden önce gerçekleþmiþtir.”

Bölüm: 56

Ø YELLENMEDEN DOLAYI ABDEST ALMAK GEREKÝR

74- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Abdest, kokusu ve sesi olan yellenmeden dolayý alýnmalýdýr.” (Müslim, Hayz 26; Nesâî, Tahara: 115)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

75- Ebû Hüreyre (r.a.)’den bize bildirildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Mescidde namaz için bulunan bir kimse, iki kalçasý arasýndan bir hareket sezerse koku ve ses duymadýðý sürece abdest almak için mescidden dýþarý çýkmasýn.” (Nesâî,Tahara: 115; Müslim, Hayz: 26)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Zeyd, Ali b. Talk, Âiþe, Ýbn Abbâs, Ýbn Mes’ûd ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Alimlerin görüþü þöyledir: “Abdest almak ancak hadesten veya koku ve sesi olan yellenmeden dolayýdýr.”

Abdullah b. Mübarek þöyle demiþtir: “Kiþi abdestinin bozulduðundan þüphe ederse yemin edecek kadar kesinkes bilmedikçe abdestini yenilemesi gerekmez.” Kadýnýn önünden yel çýkarsa abdest almasý gerekir Þâfii ve Ýshâk’ýn görüþü budur.

76- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Abdesti bozulan kimsenin namazý tekrar abdest almadýkça kabul edilmez.” (Buhârî, Vudu: 2; Nesâî, Tahara: 115)

ž Tirmîzî: Bu hadis garib hasen sahihtir.

Bölüm: 57

Ø UYUMAKTAN DOLAYI ABDEST ALINMASI GEREKÝR

77- Ýbn Abbâs (r.a.)’den bildirildiðine göre, bizzat kendisi Rasûlullah (s.a.v.), secde ederken horlayacak þekilde uyuyup sonra kalkýp namaz kýldýðýný gördü ve: “Ya Rasûlullah! Sen gerçekten uyumuþtun” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Ýstirahat için yatarak uyuyana abdest gerekir, çünkü kiþinin uzandýðý zaman mafsallarý gevþer” buyurdu. (Müslim, Hayz: 6; Ýbn Mâce, Tahara: 62)

ž Tirmîzî: Hadisin râvîlerinden Ebû Hâlid’in adý Yezîd b. Abdurrahman’dýr. Bu konuda Âiþe, Ýbn Mes’ûd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

78- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabý uyurlar sonra kalkýp abdest almadan namaz kýlarlardý.” (Ýbn Mâce, Tahara: 62; Ebû Dâvûd, Tahara: 79)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Tirmîzî: Salih b. Abdulah’dan þöyle dediðini iþittim: “Abdullah b. Mübarek’e oturduðu yerde yaslanarak uyuyan kimseye abdest almasý gerekir mi?” diye sordum. O da: “Gerekmez” diye cevap verdi.

Tirmîzî: Saîd b. ebî Arûbe, Ýbn Abbâs’ýn bu hadisini Katâde’den, Ýbn Abbâs’tan rivâyet ederken aradaki rivâyetçilerden Ebûl Âliye’yi atlamýþ ve hadisi merfu duruma getirmemiþtir.

Alimler uykudan dolayý abdest alma konusunda farklý görüþler ortaya koydular, çoðunluk: “Ayakta ve oturarak uyuyana uzanýp yatmadýðý sürece abdest gerekmez görüþündedirler Sevrî, Ýbn’ül Mübarek ve Ahmed’in görüþü böyledir.” Bir kýsým alim ise: Aklýna ve hislerine sahip olamayacak derecede uykuya dalarsa abdest almasý gerekir” demektedirler ki, Ýshâk’ýn görüþü böyledir.

Þâfii: “Oturarak uyuyan kiþi, uykusunda rüya görür ve kalçalarý uyku sebebiyle gevþemiþse ona abdest lazým gelir” demektedir.

Bölüm: 58

Ø ATEÞTE pÝÞEN GIDADAN DoLAYI ABDEST GEREKÝR MÝ?

79- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ateþte piþen þeylerden dolayý abdest almak gerekir, hatta peynir parçasý bile olsa.” Bunun için Ebû Hüreyre, Ýbn Abbâs’a sordu: “Ey Ebû Hüreyre! Yað yesek sýcak su içsek bile abdest almamýz gerekir mi?” Ebû Hüreyre: “Ey kardeþçiðim! Rasûlullah (s.a.v.)’den bir hadis iþittiðinde ona karþý çýkmak için deðiþik misaller getirmeye kalkma.” (Müslim, Hayz: 24; Ýbn Mâce, Tahara: 65)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Habibe, Ümmü Seleme, Zeyd b. Sabit, Ebû Talha, Ebû Eyyüp ve Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bazý ilim adamlarý ateþte piþen þeylerden dolayý abdest alma gereði görüþündedirler. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan tabiin ve tebe-i tabiin devrindeki pek çok kimseler ise, ateþte piþen þeylerden dolayý “abdest almak gerekmez” görüþündedirler.

Bölüm: 59

Ø ATEÞTE PÝÞEN GIDALARDAN DOLAYI ABDEST ALMAK GEREKMEZ

80- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber iken Ensâr’dan bir kadýnýn evine girdik. Kadýn ona bir koyun kesti. Rasûlullah (s.a.v.), onun etinden yedi. Sonra bir tabak yaþ hurma getirdi ondan da yedi sonra öðle namazý için abdest alýp namazýný kýldý. Sonra tekrar o kadýnýn yanýna geldi de kadýn öðleden önceki yenilen koyun etinin parçalarýndan biraz daha et getirdi Rasûlullah (s.a.v.)’de ondan yedi ve abdest almadan ikindi namazýný kýldý.” (Müslim, Hayz: 24; Ýbn Mâce, Tahara: 66)

ž Bu konuda Ebû Bekir es Sýddýk, Ýbn Abbâs, Ebû Hüreyre, Ýbn Mes’ûd, Ebû Rafi’, Ümmül Hakem, Amr b. Ümeyye, Ümmü Âmir, Süveyd b. Numân ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Bekir’in bu konudaki hadisi sened yönünden sahih deðildir. Çünkü sadece Husâm b. Misâk bu hadisi Ýbn Sirîn, Ýbn Abbâs ve Ebû Bekir’den rivâyet etmektedir. Sahih olan rivâyet þekli budur. Hadis hafýzlarýnýn rivâyeti de bu þekildedir. Bu hadis deðiþik yollarla Ýbn Sirin’den, Ýbn Abbâs’dan da rivâyet edilmektedir. Atâ b. Yesâr, Ýkrime, Muhammed b. Amr b. Atâ, Ali b. Abdullah b. Abbâs’tan rivâyet ederek, Ebû Bekir’i rivâyete almadýlar ki bu rivâyet daha sahihtir.

Tirmîzî: Peygamber (s.a.v.) ashabý tabiin ve tebe-i tabiinden pek çok kimsenin görüþü bu hadis üzeredir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk, ateþte piþen gýdalardan dolayý abdest gerekmediði görüþündedirler. Bu, Rasûlullah (s.a.v.)’in son tatbikatýdýr. Bu hadis bir önceki hadisin hükmünü kaldýrmýþ gibidir.

Bölüm: 60

Ø DEVE ETÝ YENDÝÐÝNDE ABDEST GEREKÝR MÝ?

81- Berâ b. Âzib (r.a.)’den aktarýldýðýna göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e deve eti yenildiðinde abdest alýnmasýndan soruldu da: “Abdest alýn” buyurdu. Koyun etlerinden dolayý abdest alýnmalý mý? sorusuna da: “Abdest gerekmez” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Tahara: 71; Ýbn Mâce, Tahara: 67)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir b. Semure ve Üseyd b. Hudayr’dan da hadis rivâyet edilmiþtir

Tirmîzî: Haccac b. Ertaa bu hadisi Abdullah b. Abdullah, Abdurrahman b. ebî Leylâ ve Üseyd b. Hudayr’dan rivâyet ediyor. Fakat sahih olan; Abdurrahman b. ebî Leylâ’nýn, Berâ b. Âzib’den rivâyet ettiði hadistir. Ahmed ve Ýshâk’ta bu görüþtedirler.

Ubeyde ed Dabbî ise, bu hadisi; Abdullah b. Abdullah er Razî, Abdurrahman b. ebî Leylâ ve Zülkurra el Cühenî’den rivâyet etmiþtir.

Hammad b. Seleme bu hadisi, Haccac b. Ertaa’dan rivâyet ederek isim konusunda hataya düþüp þöyle demektedir. Abdullah b. Abdurrahman b. ebî Leylâ’dan, babasýndan ve Üseyd b. Hudayr’dan… Doðru ve sahih olan rivâyet: Abdullah b. Abdullah er Razî’nin Abdurrahman b. ebî Leylâ yoluyla Berâ b. Âzib’den yapýlan þeklidir. Ýshâk diyor ki: Bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den iki sahih hadis vardýr ki birisi Berâ b. Âzib’in diðeri de Câbir b. Semure’den gelir.

Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþü de bu doðrultuda olup Tabiin ve Tebe-i tabiinden bazý ilim adamlarýnýn: “Deve etinin yenilmesinden dolayý abdest almak gerekmediði görüþünde olduklarý” rivâyet edilmiþtir. Sûfyân es Sevrî ve Kufeli ilim adamlarý da bu görüþtedir.

Bölüm: 61

Ø ERKEKLÝK ORGANINA DOKUNMAKTAN DOLAYI

ABDEST GEREKÝR MÝ?

82- Büsre b. Safvân (r.a.)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Biriniz erkeklik uzvuna dokunursa abdest alsýn.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 70; Ýbn Mâce, Tahara: 63)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Habibe, Ebû Eyyûb, Ebû Hüreyre, Erva binti Üneys, Âiþe, Câbir, Zeyd b. Hâlid ve Abdullah b. Amr’dan da rivayetler vardýr.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi bu þekilde deðiþik kiþiler Hiþâm b. Urve’den babasýndan ve Büsre’den rivâyet etmiþlerdir.

83- Bu hadisi Üsâme (r.a.) ve baþkalarý; Hiþâm b. Urve’den, babasýndan ve Mervan b. Büsre’den benzer þekilde rivâyet etmiþlerdir. Ýshâk b. Mansur ve Ebû Usame’den de bu þekilde hadis rivâyet edilmiþtir. (Ebû Dâvûd, Tahara: 69; Ýbn Mâce, Tahara: 63)

84- Ebû’z Zinad (r.a.), bu hadisi Urve, Büsre’den rivâyet etti. Yine ayný hadis Ali b. Hucr yoluyla Abdurrahman b. Ebû’z Zinad ve babasýndan Urve ve Büsre yoluyla da benzeri þekilde aktarýlmýþtýr. (Ebû Dâvûd, Tahara: 69)

ž Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve Tabiin’den pek çok kimselerin görüþü bu doðrultudadýr. Evzâî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk da bu görüþü benimsemiþlerdir.

Buhârî: Bu konuda en sahih hadis Büsre’nin hadisidir. Ebû Zür’a: Ümmü Habibe’nin bu konudaki hadisi sahihtir diyor.

Bu hadis; Alâ b. el Hâris’in; Mekhûl, Anbese b. ebî Süfyan ve Ümmü Habibe yoluyla rivâyet edilmiþtir.

Muhammed þöyle diyor: Mekhûl, Anbese b. ebî Süfyân’dan bu hadisi iþitmemiþtir. Mekhûl baþka bir hadisi baþka bir râvî vasýtasýyla rivâyet etmiþtir. Böylece Muhammed’in bu hadisini sahih görmediði anlaþýlýyor.

Bölüm: 62

Ø ERKEKLÝK ORGANINA DOKUNMANIN ABDESTÝ BOZMAYACAÐI

85- Kays b. Talk b. Ali (r.a.)’in babasýndan rivâyet edildiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Erkeklik organý insandan bir parça deðil midir?” (Ebû Dâvûd, Tahara: 70; Ýbn Mâce, Tahara: 64)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Ümâme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bir kýsým sahabe ve Tabiinden erkeklik organýna dokunmaktan dolayý abdest gerekmez görüþü aktarýlmýþtýr. Onlar erkeklik organýna dokunmaktan abdestin bozulmayacaðý görüþündedirler. Ýbn’ül Mübarek ve Küfelilerin görüþü budur. Bu konuda rivâyet edilenlerin en güzelidir.

Yine bu hadis Eyyûb b. Utbe, Muhammed b. Câbir ve Kays b. Talk’ýn babasýndan da rivâyet edilmiþtir. Bazý hadisçiler Muhammed b. Câbir ve Eyyûb b. Utbe rivâyetini tenkit etmiþlerdir.

Mülâzým b. Amr’ýn, Abdullah b. Bedr’den rivâyeti daha sahih ve güzeldir.

Bölüm: 63

Ø ÖPME ABDESTÝ BOZMAZ

86- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) hanýmlarýndan bazýsýný öper ve abdest almadan namaza çýkardý.” Hadisin râvîsi Urve diyor ki: Âiþe (r.anha)’ya o hanýmý mutlaka sen olmalýsýn dediðimde Âiþe (r.anha) güldü, demiþtir. (Ebû Dâvûd, Tahara: 68; Nesâî, Tahara: 121)

ž Tirmîzî: Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerdeki ilim adamlarýnýn bu görüþte olduklarý rivâyet edilmiþtir. Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler de bu görüþtedirler yani “Öpmeden dolayý abdest almak gerekmez.”

Mâlik b. Enes, Evzâî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk öpmekten dolayý abdest almak gerekir diyorlar. Sahabe ve Tabiinden bir kýsým kimseler de bu görüþtedirler.

Hz. Âiþe’nin Rasûlullah (s.a.v.)’den rivâyet ettiði bu hadisi hadisçilerin kabul etmemeleri sened yönünden sýhhatli görmemelerinden dolayýdýr.

Ebû Bekir el Attar el Basrî’nin, Ali b. el Medînî’den naklen þöyle dediðini iþittim: Yahya b. Saîd el Kattan bu hadisi zayýf bulmuþ ve hiç hükmünde olduðunu söylemiþtir.

Diðer taraftan Muhammed b. Ýsmail bu hadisi zayýf görmüþ ve “Habib b. ebî Sabit, Urve’den bir þey iþitmemiþtir” demiþtir.

Ýbrahim et Teymî Âiþe (r.anha)’dan þöyle rivâyet etmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), öptü ve abdest almadý.” Bu hadiste yukarýdaki gibi sahih deðildir. Çünkü Ýbrahim et Teymî’nin, Âiþe (r.anha)’dan hadis iþittiðini bilmiyoruz. Bu konuda Rasûlullah (s.a.v.) sahih olarak bir hadis rivâyet edilmemiþtir.

Bölüm: 64

Ø KUSMA, BALGAM VE BURUN KANAMASINDAN DOLAYI ABDEST almak GEREKÝR MÝ?

87- Ebû’d Derdâ (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) kustu, orucunu bozdu ve abdest aldý.” Râvî diyor ki: “Þam mescidinde Sevbân ile karþýlaþtým ve o’na bu hadisi anlattým.” Dedi ki: “Doðrudur ben de abdest suyunu dökmüþtüm.” (Dârimî, Savm: 24; Ebû Dâvûd, Sýyam: 32)

ž Tirmîzî: Ýshâk b. Mansur: Ma’dan b. Talha diyor. Halbuki: Ýbn ebî Talha” ismi daha doðrudur.

Tirmîzî: Peygamber (s.a.v.)’in ashabý ve tabiinden pek çok kimselerin görüþü: “Kusma, balgam ve burun kanamasýndan dolayý abdest gerekir” demiþlerdir.

Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Ahmed ve Ýshâk da bu görüþtedirler. Bazý ilim adamlarý þöyle diyor: “Kusma, balgam ve burun kanamasýndan dolayý abdest gerekmez.” Mâlik ve Þâfii’nin görüþü de budur. Hüseyin el Muallim bu hadisin ceyyid olduðunu söylemiþtir. Bu konuda Hüseyin’in hadisi en sahih olanýdýr.

Ma’mer bu hadisi Yahya b. Kesir’den rivâyet etmekte ve senedinde yanýlarak þöyle demektedir: Yeîþ b. Velid’den, Hâlid b. Ma’dan’dan ve Ebû’d Derdâ’dan bir yönden senedinde el Evzaî’yi söylemiyor diðer yönden de Hâlid b. Ma’dan demektedir. Halbuki bu Ma’dan b. ebî Talha’dýr.”

Bölüm: 65

Ø ÞIRA ÝLE ABDEST ALINABÝLÝR MÝ?

88- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bana su kabýnda ne var diye sordu bende sadece þýra var dedim bunun üzerine, hurma güzeldir suyu temizdir dedi. Sonra da ondan abdest aldý.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 42; Ýbn Mâce, Tahara: 37)

ž Tirmîzî: Bu hadis yalnýz Ebû Zeyd’den ve Abdullah’dan rivâyet edilmiþtir. Ebû Zeyd hadisçiler tarafýndan meçhul kabul edilir. Bu hadisten baþka bir rivâyeti de bilinmemektedir. Ýlim adamlarýndan bazýlarý; Þýra ile abdest alýnabileceði kanaatindedirler. Sûfyân es Sevrî ve diðerleri bunlardandýr. Kimi ilim adamlarý ise: “Þýra ile abdest alýnmaz” derler. Þafii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedir. Ýshâk diyor ki: Bir kimse bu duruma düþerse abdest alýp teyemmüm yapmasý hoþtur.

Tirmîzî: “Þýra ile abdest olmaz” diyenlerin görüþü: Kur’ân’ýn hükmüne daha uygundur çünkü Allah: 4 Nisa: 43’de: “Ey iman edenler! Sarhoþ iken namaz kýlmaya kalkýþmayýn, ne dediðinizi bilinceye kadar bekleyin, boy abdestini gerektiren bir durumda iken de yýkanýncaya kadar kesinlikle namaz kýlmayýn. Fakat, yolcu iseniz ve yýkanma imkanýndan yoksun iseniz o baþka. Eðer hasta veya seyahatte iseniz yahut abdestinizi yeni bozmuþsanýz veya hanýmlarýnýzdan birisine yaklaþmýþsanýz ve hiç su bulamamýþsanýz, o zaman temiz toprakla teyemmüm edin, ellerinize ve yüzünüze hafifçe sürün. Bilin ki, Allah günahlarý temizleyen ve çok affedendir” buyurur.

Bölüm: 66

Ø SÜT ÝÇTÝKTEN SONRA AÐIZI su ÝLE ÇALKALAMAK

89- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: “Rasûlullah (s.a.v.) süt içti ve sonra su getirterek aðzýný çalkaladý ve buyurdu ki: Süt yaðlý içecektir.” (Buhârî, Vudu: 55; Nesâî, Tahara: 125)

ž Tirmîzî: Bu konuda Sehl b. Sa’d ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Bazý ilim adamlarý süt içmeden dolayý aðzýn çalkalanmasý görüþündedirler bize göre bu müstehabtýr. Bir kýsým ilim adamlarý ise: “Sütten dolayý aðzý çalkalamak gerekmez” derler.

Bölüm: 67

Ø ABDEST BOZARKEN SELAM ALMAK HOÞ DEÐÝLDÝR

90- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), idrarýný yaparken bir adam O’na selam verdi. O da onun selamýný almadý. (Nesâî, Tahara: 33; Ýbn Mâce, Tahara: 27)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bizce küçük ve büyük abdest bozana selam vermek hoþ karþýlanmamýþtýr. Bir kýsým ilim adamlarý. Bu hadisi böyle tefsir etmiþlerdir. Bu hadis bu konuda rivâyet edilenlerin en güzelidir.

Tirmîzî: Bu konuda Muhâcir b. Kunfûz, Abdullah b. Hanzala, Alkame b. Feðva, Câbir ve Berâ b. Âzib’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 68

Ø KÖPEÐÝN YALADIÐI KAP NASIL TEMÝZLENÝR?

91- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Köpeðin yaladýðý kap ilkinde veya sonuncusunda toprakla olmak üzere yedi sefer yýkanýr. Kedinin yaladýðý kap ise bir sefer yýkanýr.” (Müslim, Tahara:27; Nesâî, Tahara: 52)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ýn görüþü de bu hadisledir. Bu hadis Rasûlullah (s.a.v.)’den Ebû Hüreyre vasýtasýyla benzeri þekilde rivâyet edilmiþ olup “Kedinin yaladýðý kap bir kere yýkanýr” bölümü geçmemektedir. Yine bu konuda Abdullah b. Muðaffer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 69

Ø KEDÝ ARTIÐI SU ÝLE ABDEST ALINABÝLÝR MÝ?

92- Ka’b b. Mâlik (r.a.)’in kýzý Kebþe (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir, Kebþe, Ebû Katâde’nin oðlunun karýsý idi. Ebû Katâde’ye, abdest suyu hazýrladým; bu arada susamýþ bir kedi gelerek su kabýna yaklaþtý. Ebû Katâde su kabýný eðerek kediye su içirdi. Benim bu olaya hoþ bakmadýðýmý görünce: “Ey kardeþimin kýzý hayret mi ediyorsun?” dedi. Bende: “Evet” dedim. Bunun üzerine dedi ki; “Rasûlullah (s.a.v.): Kedi necis deðildir, çünkü o evcil olup çevrenizde dolaþan hayvanlardýr.” (Nesâî, Tahara: 54; Ýbn Mâce, Tahara: 32)

ž Bazý râvîler Kebþe’nin, Ebû Katâde’nin karýsý olduðunu Mâlik’den aktardýlar. Ama doðru olan Kebþe, Ebû Katâde’nin oðlunun karýsýdýr.

Bu konuda Âiþe ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamlarýnýn görüþü bu doðrultudadýr. Þâfii, Ahmed, Ýshâk bunlardan olup kedi artýðýnda bir sakýnca görmezler. Bu hadis bu konuda rivâyet edilenlerin en güzelidir. Mâlik bu hadisi Ýshâk b. Abdullah b. ebî Talha’dan en güzel þekilde rivâyet etmiþ. Mâlik’den daha mükemmel rivâyet eden olmamýþtýr.

Bölüm: 70

Ø MEST ÜZERÝNE MESH YAPMAK

93- Hemmâm b. Hâris (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Cerir b. Abdillah, küçük abdest bozdu sonra abdest aldý, sonra mestleri üzerine meshetti. Kendisine sen böyle mi yapýyorsun dediler. Bunun üzerine: “Bunu yapmama bir engel mi var? Ben, Rasûlullah (s.a.v.)’in böylece yaptýðýný gördüm.” Hadisin râvîlerinden Ýbrahim diyor ki: Cerir’in bu sözü Abdullah’ýn arkadaþlarýnýn hoþuna giderdi çünkü Cerir’in Müslüman olmasý Mâide süresinin geliþinden sonra idi. “Arkadaþlarýnýn hoþuna giderdi” sözü hadisin râvîlerinden Ýbrahim’in sözüdür. (Müslim, Tahara: 22; Ebû Dâvûd, Tahara: 60)

ž Bu konuda Ömer, Ali Huzeyfe, Muðýre, Bilâl, Saîd, Ebû Eyyûb, Selman, Büreyde, Amr b. Ümeyye, Enes, Sehl b. Saîd, Ya’la b. Mürre, Ubâde b. Sâmit, Üsâme b. Þerîk, Ebû Ümâme, Câbir, Üsâme b. Zeyd, Ýbn Ubâde (Ýbn Umâra da denilir) ve Übey b. Imara’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Cerir’in bu hadisi hasen sahihtir.

94- Þehr b. Havseb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Cerir b. Abdillah’ý gördüm. Abdest aldý mestleri üzerine meshetti. Bu konuyu kendisine sorduðumda, “Ben Rasûlullah (s.a.v.)’i gördüm; abdest aldý ve mestleri üzerine meshetmiþti” dedi. Ben de: Mâide suresinin inmesinden önce mi? Sonra mý? Dedim. O da: ben, Mâide süresinin inmesinden sonra Müslüman oldum dedi. (Müslim, Tahara: 22; Nesâî, Tahara: 96)

ž Kuteybe bu hadisi Hâlid b. Ziyâd et Tirmîzî, Mukatýl b. Hayyan, Þehr b. Havþeb yoluyla Cerir’den rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Bakýyye bu hadisi Ýbrahim b. Ethem, Mukatýl b. Hayyan, Þehr b. Havþeb ve Cerir’den rivâyet etmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis tefsire konu olmuþtur. Mest üzerine meshi inkar edenler bu hadise yorum getirerek, bu hadise; Rasûlullah (s.a.v.)’ Mâide sûresinin indirilmesinden öncedir, diyerek abdest ayetiyle neshedildiðini söylemeye çalýþmýþlardýr. Halbuki Cerir bu hadisinde Müslüman oluþ tarihini söylemek suretiyle diðer rivâyet edenlerin hoþuna gidecek þekle gelmiþtir.

Bölüm: 71

Ø YOLCU VE YOLCU OLMAYANLARIN MESH SÜRELERÝ

95- Huzeyme b. Sabit (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e mestler üzerine meshin süresinden soruldu da; “Yolcu olan kimse için üç gün, yolcu olmayanlar için ise bir gündür” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Tahara: 61; Ýbn Mâce, Tahara: 86)

ž Huzeyme b. Sabit’in mesh hakkýndaki hadisine Yahya b. Maîn’in sahih dediði aktarýlmýþtýr. Râvîlerden Abdullah el Cedelî’nin ismi Abd b. Abd’dir ve Abdurrahman b. Abd’de denilir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Ali, Ebû Bekre, Ebû Hüreyre, Saffan b. Assâl, Avf b. Mâlik, Ýbn Ömer ve Cerir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

96- Saffan b. Assâl (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) yolculuk yaptýðýmýzda üç gün üç gece boyunca cünüplük dýþýnda küçük ve büyük abdest bozduðumuzda ve uykudan dolayý mestlerimizi çýkarmamamýzý emrederdi.” (Nesâî, Tahara: 98; Ýbn Mâce, Tahara: 86)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Hakem b. Uteybe ve Hammâd bu hadisi Ýbrahim Nehâi, Ebû Abdullah el Cedelî, Huzeyme b. Sabit’den rivâyet etmiþlerdir ki bu rivâyet sahih deðildir.

Ali el Medinî diyor ki: Yahya b. Saîd, Þu’be’den aktararak, “Ebû Abdillah el Cedelî’den, Ýbrahim en Nehaî mest üzerine mesh hadisini iþitmemiþtir” dedi.

Zaide, Mansur’dan naklederek þöyle diyor: Ýbrahim et Teymî’nin odasýnda idik Ýbrahim en Nehaî’de bizimle bulunuyordu, Ýbrahim et Teymî bize mesh hadisini Amr b. Meymun’dan, Ebû Abdullah el Cedelî’den, Huzeyme b. Sabitten aktararak anlatmýþtýr. Muhammed b. Ýsmail diyor ki: Saffan b. Assâl el Muradî’nin bu konudaki hadislerin en güzelidir.

Tirmîzî: Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemin ilim adamlarýnýn pek çoðu, mesh süresinin yolcu için üç gün, yolcu olmayan için bir gün olduðu görüþündedirler. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed, Ýshâk bunlardandýr.

Tirmîzî: Bazý ilim adamlarýndan mesh için bir süre tayin edilmediðine dair rivâyetler de vardýr.Mâlik b. Enes bu görüþtedir.

Tirmîzî: Fakat vakit tayin edilmesi daha sahihtir. Bu hadis Âsým’ýn rivâyeti dýþýnda Safvân b. Assâl’dan da rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 72

Ø MESH, MESTÝN ALTINA MI ÜSTÜNE MÝ VERÝLÝR?

97- Mugîre b. Þu’be (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), mestin altýna ve üstüne meshetmiþtir.” (Ýbn Mâce, Tahara: 85; Buhârî, Vudu: 51)

ž Tirmîzî: Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan tabiin ve sonraki asrýn ilim adamlarýndan pek çoðunun görüþü bu þekildedir. Mâlik, Þâfii ve Ýshâk bunlardandýr.

Bu hadiste gizli bir hata vardýr. Râvîlerinden Sevr b. Yezîd’den, Velid b. Müslim’den baþkasý rivâyet etmemiþtir.

Tirmîzî: Ebû Zür’a ve Muhammed b. Ýsmail’e bu hadis hakkýnda sordum “Sahih” deðildir dediler. Çünkü Ýbn’ül Mübarek bu hadisi bu þekilde Sevr’den, Reca b. Hayve’den aktarýyor. Reca ise Muðîre’nin katibinden bana bildirildi diyor ki hadis mürsel konumuna getirilmiþ oluyor yani tabiin sahabeyi atlayarak direkt olarak Peygamber (s.a.v.)’den aktarmýþ oluyor ve Muðîre’nin adý geçmemiþ oluyor.

Bölüm: 73

Ø MESTLERÝN YÜZÜNÜ MESh YAPMAK

98- Yine Muðîre b. Þu’be (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) mestlerinin yüzüne meshederken gördüm.” (Ýbn Mâce, Tahara: 85; Buhârî, Vudu: 51)

ž Tirmîzî: Muðîre’nin bu hadisi hasendir. Bu hadis Abdurrahman b. ebû’z Zinad’ýn babasýndan, Urve ve Muðîre’den aktarýlmaktadýr. Urve ve Muðîre’den rivâyet edenler arasýnda Abdurrahman’dan baþka “Mestin yüzlerine” sözünü aktaraný bilmiyoruz.

Ýlim adamlarýndan bir kýsmýnýn görüþü böyledir. Sûfyân es Sevrî ve Ahmed bunlardandýr. Muhammed der ki:Mâlik b. Enes, Abdurrahman b. ebi’z Zinad’ý zayýf görür ve hakkýnda söz edilen biri olduðuna iþaret ederdi.

Bölüm: 74

Ø ÇORAP VE AYAKKABI ÜZERÝNE MESHETMEK

99- Yine Muðîre b. Þu’be (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) çorap ve ayakkabýsý üzerine meshederdi.” (Ebû Dâvûd, Tahara:62; Ýbn Mâce, Tahara: 88)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahih demiþtir. Ýlim adamlarýndan bir kýsmýnýn görüþü de böyledir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübârek, Þâfii, Ahmed, ve Ýshâk bunlardan olup; “Ayakkabý gibi saðlam ve tabansýz da olsa çoraba meshedilir” demiþlerdir. Bu konuda Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Salih b. Muhammed et Tirmîzî’den iþittim. Ebû Mukatil es Semerkandî’den iþittiðini söyledi ve þöyle dedi: “Vefat ettiði hastalýðý günlerinde Ebû Hanife’nin yanýna girdim su getirtti abdest aldý ayaklarýnda çorap vardý, çoraplarýna meshetti ve þöyle dedi: Daha önce yapmadýðým bir iþi bugün yapýyorum saðlam tabaný olmadýðý halde çoraplarýmýn üzerine meshettim.”

Bölüm: 75

Ø SARIK ÜZERÝNE MESH YAPMAK

100- Yine Muðîre b. Þu’be (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) abdest aldý sarýk ve mestlerinin üzerine meshetti.” (Buhârî, Vudu, 51; Ýbn Mâce, Tahara: 89)

ž Hadisin râvîlerinden Bekr: “Muðîre’nin oðlundan iþittim” demiþtir. Muhammed b. Beþþâr baþka bir yerde bu hadise þu cümleyi ilave etmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) alnýndaki saçýný ve sarýðýný meshetti.” Bu hadis Muðîre b. Þu’be’den deðiþik yollarla rivâyet edilmiþtir. Bazý rivâyetlerde: “Alnýný ve sarýðýný” denilmekte bazýlarýnda ise sadece “sarýðýný” denilmektedir.

Ahmed b. Hasen’den, Ahmed b. Hanbel’in þöyle dediðini iþittim: “Gözüm Yahya b. Sait el Kattân gibisini görmedi.” Bu konuda Amr b. Ümeyye, Selman, Sevbân ve Ebû Ümâme’den hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Muðîre b. Þu’be hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan Ebû Bekir, Ömer, Enes gibi kimselerde Evzâî, Ahmed, Ýshâk, “Sarýk üzerine mesh verilir” diyorlar. Yine Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiinden pek çok kimselerde: “Sadece sarýða mesh verilmez sarýkla birlikte baþýn bir kýsmý da mesh edilmelidir” derler ki, Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes, Ýbn’ül Mübarek ve Þâfii bu görüþtedirler.

Tirmîzî: Carûd b. Muâz’dan iþittiðime göre, þöyle demiþtir: Vekî b. el Cerrâh’ýn þöyle söylediðini iþittim: “Sadece sarýk üzerine meshetmekte, hadisi þerife göre yeterlidir.”

101- Bilâl (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) mestlerine ve sarýðýnýn altýna koyduðu baþörtüsüne meshetti. (Ýbn Mâce, Tahara: 89; Ebû Dâvûd, Tahara: 58)

102- Ebû Ubeyde b. Muhammed b. Ammâr b. Yâsir (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Câbir b. Abdillah’a mestlerin üzerine meshetmeyi sordum; “Sünnet olan Peygamber (s.a.v.)’in yaptýðýdýr” dedi. Sarýk üzerine meshetmeyi sordum: “Saçýna suyu deðdir! Ey kardeþimin oðlu” dedi. (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

Bölüm: 76

Ø CÜNÜPLÜKTEN DOLAYI YIKANMAK

103- Ýbn Abbâs (r.a.)’ýn teyzesi Meymûne (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir “Rasûlullah (s.a.v.)’in gusletmesi için su hazýrladým gusül abdesti aldý su kabýndan sol eliyle eðerek sað eline boþalttý ve ellerini yýkadý. Sonra eliyle su kabýndan alarak avret yerine döktü sonra elini duvara ve topraða sürterek ovdu sonra aðýz ve burnuna su verdi, yüzünü ve kollarýný yýkadý, baþýna üç sefer su döktü sonra tüm vücuduna su döktü ve kenara çekilerek ayaklarýný yýkadý.” (Buhârî, Gusül: 1; Müslim, Hayz: 29)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Ümmü Seleme, Câbir, Ebû Saîd, Cübeyr b. Mut’ým ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

104- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) gusül abdesti alacaðýnda su kabýna ellerini sokmadan önce yýkar sonra tenasül organýný yýkar, sonra namaz abdesti gibi abdest alýr ve saçlarýnýn diplerine varýncaya kadar baþýný ýslatýr sonra da baþýndan aþaðý üç kere su dökerdi.” (Buhârî, Gusul: 1; Müslim, Hayz; 90)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ýlim adamlarý cünüplükten dolayý yýkanmayý bu hadisteki gibi kabul ederek “Namaz abdesti gibi abdest alýnmalý, sonra baþa üç sefer su dökülmeli sonra tüm vücut yýkanmalý ve sonunda da ayaklar yýkanmalýdýr” demektedirler.

Ýlim adamlarý bu hadise göre hareket etmiþ ve þöyle demiþlerdir: Cünüp kiþi abdest almadan suya dalar çýkarsa gusül olarak bu yeterlidir. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ta böyle derler.

Bölüm: 77

Ø KADIN GUSLEDERKEN SAÇ ÖRGÜLERÝNÝ ÇÖZMELÝ MÝ?

105- Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e, “Ey Allah’ýn Rasûlü saçýmý sýkýca örmekteyim gusül abdesti için bu örgüleri çözeyim mi?” Buyurdular ki: “Baþýna üç sefer su akýtman yeterlidir, sonra tüm vücudunu yýkarsýn böylece temizlenmiþ olursun.” (Müslim, Hayz: 12; Nesâî, Gusul ve Teyemmüm: 12)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadise göre yapmýþlardýr. “Kadýnýn saç örgülerini çözmeden baþýna su dökmesi” yeterlidir.

Bölüm: 78

Ø HER KIL DÝBÝNDE CÜNÜPLÜK VAR MIDIR?

106- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Her kýlýn dibinde cünüplük vardýr; saçýnýzý yýkayýn, tüm vücudunuzu temizleyin.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 97; Ýbn Mâce, Tahara: 106)

ž Bu konuda Ali ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Hâris b. Vecihin bu hadisi garibtir. Bu hadisi sadece onun rivâyetinden tanýyoruz. Bu ihtiyar kimse hadis rivâyeti konusunda pek saðlam deðildir. Pek çok hadisçi liderler ondan rivâyet etmiþlerdir. Mâlik b. Dinar’dan bu hadisi sadece kendisi rivâyet etmiþtir. Kendisine “Hâris b. Vecih’in” oðlu denildiði gibi “Vecbe’nin oðlu” da denilir.

Bölüm: 79

Ø GUSÜLDEN SONRA ABDEST ALINIR MI?

107- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) gusülden sonra abdest almazdý.” (Nesâî, Gusül: 24; Ebû Dâvûd: Tahara: 98)

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Tirmîzî: Sahabe ve tabiin ilim adamlarýndan bir çoðunun görüþü budur. Yani “Gusülden sonra abdest almak gerekmez” derler.

Bölüm: 80

ØTENASÜL ORGANLARININ BÝRLEÞMESÝNDEN GUSÜL GEREKir

108- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Erkeðin sünnet yeri kadýnýn sünnet yerini aþýnca gusül yapmak gerekir. Ben ve Rasûlullah (s.a.v.) böyle yapýyoruz ve yýkanýyoruz.” (Buhârî, Gusül: 27; Müslim, Hayz: 22)

ž Bu konuda Ebû Hüreyre, Abdullah b. Amr ve Rafi’ b. Hadîc’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

109- Yine Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sünnet yeri sünnet yerini aþýnca gusul yapmak gerekir.” (Buhârî, Gusül: 25; Müslim, Hayz: 27)

ž Tirmîzî: Âiþe (r.anha)’nýn hadisi hasen sahihtir.

Tirmîzî: Bu hadis deðiþik yollarla rivâyet edilmiþtir. “Sünnet yeri sünnet yerini aþýnca gusül gerekir.” Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok kimse bu görüþtedir. Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali, Âiþe gibi tabiin ve sonraki dönemin alimleri de ayný görüþtedirler. Sûfyân es Sevrî, Þâfii, Ahmed, ve Ýshâk’da “Sünnet yerleri birbirine aþarsa gusül gerekir” demektedirler.

Bölüm: 81

Ø SUDAN DOLAYI SU GEREKÝR MÝ?

110- Übey b. Ka’b (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Su, yani yýkanmak sudan, yani meninin gelmesinden dolayýdýr, kaidesi Ýslamýn ilk dönemlerinde bir izin olarak vardý sonra kaldýrýldý.” (Müslim, Hayz: 21; Ýbn Mâce, Tahara: 110)

111- Bu hadis Ahmed b. Meni’, Abdullah b. Mübarek, Ma’mer ve Zührî’den de rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Guslün, meninin inmesinden dolayý gerekmesi Ýslamýn ilk dönemlerinde idi sonradan kaldýrýldý. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan deðiþik kimselerde ayný görüþtedirler. Übey b. Ka’b ve Rafi’ b. Hadîç bunlardandýr. Ýlim adamlarýnýn pek çoðu bu hadise göre amel etmektedirler ve, “Erkek karýsýyla münasebette bulunur ve menisi gelmese bile her ikisine de gusül gerekir” diyorlar.

112- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Gusletmenin gerekmesi sadece ihtilam olma halindedir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Carûd’dan iþittim þöyle diyordu: Vekî’ þöyle diyor: Bu hadisi sadece Þerîk rivâyet ediyor.

Tirmîzî: Ebû’l Cahhâf’ýn adý: “Davud b. ebî Avf’týr.” Süfyan es Sevrî’nin þöyle dediði rivâyet ediliyor: “Ebû’l Cahhaf bize hadis rivâyet etmiþ olup kendisinden razý olunan makbul bir kiþidir.”

Tirmîzî: Bu konuda Osman b. Affan, Ali b. ebî Talib, Zübeyr, Talha, Ebû Eyyûb, Ebû Said’den de: “Su sudan dolayý gerekir” þeklinde hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 82

Ø UYKUDAN UYANINCA YAÞLIK GÖRÜP RÜYA HATIRLANMAZSA

NE OLUR?

113- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.)’e: “Islaklýk görüp ihtilam olduðunu hatýrlamayan kimsenin durumundan soruldu: “gusül yapar” buyurdular. Ýhtilam olduðunu hatýrlayan fakat ýslaklýk görmeyen kimseden soruldu: “Gusül gerekmez” buyurdular.

Ümmü Seleme diyor ki: Ey Allah’ýn Rasûlü! Bunu gören kadýn olursa gusül gerekir mi?’ Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Evet çünkü kadýnlar da erkeklerin her yönden benzeridirler.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 94; Ýbn Mâce, Tahara: 112)

ž Tirmîzî: Bu hadisi sadece Abdullah b. Ömer, Ubeydullah b. Ömer’den, Âiþe (r.anha)’ýn “Islaklýk görüp ihtilam olduðunu hatýrlamayan…” hadisini bize aktarmýþtýr. Yahya b. Saîd bu hadisin râvîlerinden Ubeydullah b. Ömer’i hafýzasý yönünden zayýf bulmaktadýr. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiin dönemi alimlerinden pek çoðunun görüþü: “Uyanan kiþi ýslaklýk görürse gusletmesi gerekir” þeklindedir. Sûfyân es Sevrî ve Ahmed bunlardandýr.

Tabiin dönemi alimlerinden bir kýsmýnýn görüþü ise: “Eðer ýslaklýk meni ise gusül gerekir” Þâfii ve Ýshâk bunlardandýr. “Ýhtilam olursa ýslaklýk görmezse” ilim sahiplerinin çoðunluðuna göre gusül gerekmez.

Bölüm: 83

Ø MENÝ VE MEZÝ’DEN DOLAYI NE YAPILMASI GEREKÝR?

114- Ali (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e Mezi’den sordum: “Mezi’den abdest, meni’den gusül gerekir” buyurdular. (Buhârî, Gusul: 13; Müslim, Hayz: 4)

ž Bu konuda Mikdad b. Esved’den ve Übey b. Ka’b’tan da hadis rivâyet edilmiþtir. Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’den Ali b. ebî Tâlib yoluyla deðiþik yollarla bu hadis rivâyet edilmiþtir. “Yani; meziden abdest, meniden gusül gerekir” þeklindedir.

Sahabe, tabiin ve sonraki dönemlerdeki pek çok ilim sahiplerinin görüþü budur. Sûfyân, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bölüm: 84

Ø ELBÝSEYE BULAÞAN MEZÝYÝ NE YAPMALIYIZ?

115- Sehl b. Huneyf (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Mezi gelmesinden dolayý çok sýkýntý ve güçlük çekerdim, bu sebeple çok guslederdim. Durumu, Rasûlullah (s.a.v.)’e anlattým ve bu konu hakkýnda sordum. Meziden dolayý abdest alman yeterlidir buyurdular. Bunun üzerine elbiseme bulaþan mezinin durumu ne olacak dedim “Elbisene bulaþan yerine suyu serpmen kafidir” buyurdular. (Buhârî, Gusül: 13; Müslüm, Hayz: 4)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi bu þekilde sadece Muhammed b. Ýshâk’ýn rivâyetinden bilmekteyiz. Elbiseye bulaþan mezi hakkýnda ilim adamlarý deðiþik kanaattedirler bir kýsmý “yýkanmasý gerekir” demiþlerdir. Þâfii ve Ýshâk bu görüþtedir diðer bir kýsmý ise “üzerine su serpmenin yeterli” olacaðý kanaatindedirler.

Ahmed b. Hanbel: “Su serpmenin yeterli olacaðýnýn ümidindeyim.”

Bölüm: 85

Ø ELBÝSEYE BULAÞAN MENÝ’YE NE YAPMALIYIZ?

116- Hemmâm b. Harîs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Âiþe (r.anha)’ya bir misafir gelmiþti; uyumasý için sarý renkli bir yorgan verilmiþti. Yorganý örtünerek uyuyan misafir gece ihtilam oldu yorgan üzerinde ihtilam olduðunun izi olduðu halde býrakmaktan utandý ve su ile yýkayarak iade etti. Bunun üzerine Âiþe (r.anha) þöyle dedi. “Yorganýmýzý yýkamak suretiyle neden bozdu? parmaklarýyla ovuþturmasý yeterli idi. Bu gibi durumlarda Rasûlullah (s.a.v.)’in elbisesini bazen ovuþturduðum olmuþtur.” (Nesâî, Tahara: 188; Ýbn Mâce, Tahara: 82)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan, tabiinden ve sonraki gelen alimlerden pek çoðunun görüþü: “Ovuþturmak yeterlidir, yýkanmasý gerekmez” þeklindedir.

Sûfyân es Sevrî, Þâfii, Ahmed, Ýshâk bunlardandýr. Mansur, Ýbrahim, Hemmâm b. el Hâris’den, Âiþe’nin bu hadisi A’meþin rivâyeti gibi rivâyet edilmiþtir.

Ebû Ma’þer bu hadisi Ýbrahim’den, el Esved’den ve Âiþe’den rivâyet etmektedir ki A’meþ’in rivâyeti daha sahihtir.

Bölüm: 86

Ø ELBÝSEYE BULAÞAN MENÝ’NÝN YIKANMASI

117- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir. “Âiþe (r.anha) Rasûlullah (s.a.v.)’in elbisesine bulaþan meni’yi yýkamýþtýr.” (Nesâî, Tahara: 187; Ýbn Mâce, Tahara: 81)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir. Âiþe (r.anha)’nýn, “Rasûlullah (s.a.v.)’in elbisesinden meniyi yýkadý” hadisi ovuþturma hadisine karþýt deðildir. Çünkü ovuþturma yeterli olsa bile kiþi elbisesi üzerinde meni izi görmekten hoþlanmayabilir. Ýbn Abbâs “Meni, sümük yerinde bir maddedir bir nevi ot ve bezle giderilmesi kafidir.”

Bölüm: 87

Ø CÜNÜP KÝMSENÝN YIKANMAKSIZIN UYUMASI

118- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) cünüp iken uyur ve suya hiç dokunmazdý.” (Müslim, Hayz: 6; Ebû Dâvûd, Tahara: 88)

119- Hennâd bu hadisin benzerini Vekî, Sûfyân ve Ebû Ýshâk’tan rivâyet etmiþtir.

ž Tirmîzî: Saîd b. Müseyyeb ve daha baþka kimselerin görüþü de budur.

Diðer taraftan Evsed ve Âiþe yoluyla “Rasûlullah (s.a.v.) uyumazdan önce abdest aldýðý” da pek çok kimse tarafýndan bize aktarýlmýþtýr.

Bu hadis Ebû Ýshâk’ýn, Esved’den yaptýðý rivâyetleri daha sahihtir. Bu hadisi Ebû Ýshâk’tan, Þu’be, Sevrî ve daha baþkalarý da rivâyet ederler ve bu hadisi nakletme de Ebû Ýshâk’ýn yanýldýðý kanaatindedirler.

Bölüm: 88

Ø CÜNÜP KÝMSENÝN ABDEST ALARAK UYUMASI

120- Ömer (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. Ömer (r.a.), Rasûlullah (s.a.v.)’e sordu: “Herhangi birimiz cünüp olduðu zaman uyuyabilir mi?” “Evet abdest alýrsa uyuyabilir” buyurdular. (Buhârî, Gusül: 25; Müslim, Hayz: 6)

ž Bu konuda Ammâr, Âiþe, Câbir, Ebû Saîd ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Ömer hadisi bu konuda en güzel ve en sahih olanýdýr. Sahabe ve Tabiinden ileri gelenlerinin pek çoðunun görüþü bu hadise göredir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk gibi kimseler derler ki: “Cünüp olan kimse uyumak istediðinde abdest alýr ve öyle uyur.”

Bölüm: 89

Ø CÜNÜP KÝMSE BAÞKALARIYLA TOKALAÞABÝLÝR MÝ?

121- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir, Ebû Hüreyre (r.a.)’ cünüp iken Rasûlullah (s.a.v.) ile karþýlaþmýþtý. O durumda Rasûlullah (s.a.v.) ile musahafa etmek istemedim ve uzaklaþýp gusül yaptýktan sonra gelince: Neredeydin, nereye gittin dediler ben de cünüp olmuþtum o sebeple sizinle görüþüp tokalaþmak istememiþtim deyince “Müslüman necis, pis olmaz” buyurdular. (Ýbn Mâce, Tahara: 80; Müslim, Hayz: 29)

ž Bu konuda Huzeyfe ve Ýbn Abbâs’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Ýlim sahiplerinden pek çok kimse cünüp kimsenin tokalaþmasýnda bir sakýnca görmezler hayýzlý kadýn ve cünüp kimsenin terinde de bir sakýnca görmemektedirler.

Hadiste geçen “Fenhanestü” kelimesi uzaklaþmak geri çekilmek anlamýndadýr.

Bölüm: 90

Ø KADININ DA ERKEK GÝBÝ GUSLÜ GEREKTÝRECEK RÜYA GÖRMESÝ

122- Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Milhan’ýn kýzý Ümmü Süleym Peygamber (s.a.v.)’e gelerek: “Ey Allah’ýn Rasûlü, Allah! Hakkýn açýklanmasýný yüz kýzartýcý olarak kabul etmez. Kadýn da rüyasýnda erkek gibi guslü gerektirecek bir þey görürse gusül gerekir mi?” diye sordum. Evet meni (su) görürse gusletsin” buyurdular.

Hadisi rivâyet eden Ümmü Seleme dedi ki: Ya Ümmü Süleym kadýnlarý kepaze ettin. (Müslim, Hayz: 7; Nesâî, Tahara: 132)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Genelde tüm fýkýhçýlarýn görüþü “Kadýn ihtilam olur ve ýslaklýk görürse gusül gerekir” þeklindedir. Sûfyân es Sevrî ve Þâfii bu görüþtedir. Yine bu konuda Ümmü Süleym, Havle, Âiþe ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Bölüm: 91

Ø GUSULDEN SONRA KÝÞÝ HANIMIYLA ISINMASI

123- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bazen gusül abdesti aldýktan sonra yataðýma girer benimle ýsýnýrdý. Bende gusletmemiþ olduðum halde ona sarýlýrdým.” (Ýbn Mâce, Tahara: 97; Buhârî, Gusul: 26)

ž Tirmîzî: Bu hadisin isnadýnda bir sakýnca yoktur. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabý ve tabiin alimlerinden pek çoðu: “Gusül abdesti alan erkeðin yýkanmayan karýsýnýn yataðýnda onunla ýsýnmasýnda bir sakýnca görmemektedir.” Sûfyân es Sevrî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’da bu görüþtedirler.

Bölüm: 92

Ø SU BULUNMAZ ÝSE TEYEMMÜM EDÝLEBÝLECEÐÝ

124- Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Temiz toprak, Müslüman’ýn temizleyici maddelerindendir on sene su bulamasa bile toprakla temizlenebilir. Ama suyu bulduðunda onunla yýkan çünkü bu daha hayýrlýdýr.” (Ebû Dâvûd,Tahara:123; Nesâî, Gusül: 26)

ž Hadisin râvîlerinden Mahmûd: “Temiz toprak Müslümanýn abdest suyudur” demektedir.

Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Abdullah b. Amr ve Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadisi Hâlid b. Hazza’dan Ebû Kýlâbe, Amr b. Bücdân, ve Ebû Zerr yoluyla birçok kiþi böylece rivâyet etmiþlerdir. Eyyûb ise bu hadisi Ebû Kýlabe, Âmir oðullarýndan ismini vermediði bir kimse ve Ebû Zerr’den rivâyet etmektedir.

Bu hadis hasen sahihtir. Fýkýhçýlarýn genelinin görüþü “Cünüp ve hayýzlý kimse su bulamazsa teyemmüm ederler” þeklindedir.

Ýbn Mes’ûd’un; Su bulamayan cünüp için teyemmüm olmaz görüþünden sonradan döndüðü de rivâyet edilmiþtir. Sûfyân es Sevrî, Mâlik, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk da ayný görüþtedirler.

Ebû Muaviye kendi rivâyetinde: “Her vakit namazý için abdest al hayýz zamanýn gelinceye kadar” demektedir. Bu konuda Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe (r.anha)’nýn bu hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiinden pek çok ilim adamlarýnýn görüþü de budur. Sûfyân es Sevrî, Mâlik Ýbn’ül Mübarek ve Þâfii demektedirler ki: “Aybaþý kanýnýn süresini fazla gören kadýn hayýz günleri geçince yýkanýr ve her namaz için abdest alýr.”

Bölüm: 93

Ø KADINLARDA ÂDET DIÞI GELEN ÖZÜR KANININ DURUMU

125- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ebû Hubeyþ’in kýzý Fatýma Rasûlullah (s.a.v.)’e geldi ve: “Ey Allah’ýn Rasûlü ben hayýzdan geç temizlenen bir kadýným bu uzun süre için namazlarý terk edebilir miyim? diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.) de: “O hayýz deðildir, deðiþik bir hastalýk sebebiyle damardan gelen bir kandýr. Hayýz baþlayýnca namazýný býrak bitince kaný yýka ve namazýný kýl” buyurdular. (Buhârî, Hayz: 9; Ebû Dâvûd, Tahara: 108)

ž Ebû Muaviye, rivâyet ettiði hadisin de diyor ki: Bu vakit gelinceye kadar her namaz için abdest al. Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Tirmîzî: “Fatýma geldi” diye baþlayan Âiþe hadisi hasen sahihtir. Sahabe ve tabiinden pek çok ilim adamýnýn görüþü budur. Süfyan es Sevrî, Malik, Ýbn’ül Mübarek, Þafii þöyle derler: “Bir kadýnýn hayýzlýk süresi kendi bildiði günlerini geçerse geçtiði günler de her namaz için abdest alýr.”

Bölüm: 94

Ø ÖZÜR KANI GÖREN KADIN HER NAMAZ ÝÇÝN ABDEST ALIR

126- Adýy b. Hatîm (r.a.)’in dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) özür kaný gören bir kadýn hakkýnda þöyle buyurmuþtur: “Sayýsýný bildiði hayýz günlerinde namazýný býrakýr sonra yýkanýp her kýldýðý için abdest alýr, namazlarýný kýlar ve oruç tutar.” (Dârimî, Tahara: 98; Ýbn Mâce, Tahara: 128)

127- Ali b. Hucr (r.a.), ayný hadisi manasýyla Þerîk’den bize rivâyet etmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu hadisi Ebül Yakzan’dan sadece Þerîk rivâyet etmiþtir.

Muhammed’e bu hadis hakkýnda sordum; Hadisin senedinde Adiyy b. Sabit’in babasýndan, dedesinden deniliyor, Adiyy’in dedesinin adý nedir? Dedim. Muhammed bilemedi ben de: Yahya b. Maîn onun adýnýn “Dinar” olduðunu söylüyor dedimse de bana aldýrýþ etmedi.

Ahmed ve Ýshâk özür kaný gören hakkýnda þöyle diyorlar; Her vakit namazý için yýkanýrsa yeterlidir. Bir gusül ile iki vakit namazý bir arada kýlarsa bu da caizdir.

Bölüm: 95

Ø ÖZÜR KANI GÖREN KADIN BÝR GUSÜL ÝLE ÝKÝ NAMAZI BÝR ARADA KILABÝLÝR

128- Hamne binti Cahþ (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Günümden fazla ve çok þiddetli hayýz görürdüm, Rasûlullah (s.a.v.)’e geldim durum hakkýnda fetva alacaktým Onu kýz kardeþim Zeyneb’in evinde buldum dedim ki: “Günümden fazla ve çok þiddetli hayýz görüyorum namazdan ve oruçtan beni engelledi bu konuda bana ne emredersin?” Buyurdular ki: “Kaný giderecek pamuk tavsiye ederim” Bunun üzerine ben: “Pamuk yeterli olmayacak þekilde kan geliyor” deyince: “Kanýn akýp daðýlmasýný önleyici bir bað kullan” buyurdular. Ben kan bunlarýn bile yeterli olmayacaðý þekilde fazla deyince; “Hepsini koruyacak bir elbise kullan” buyurdular. Hamne kan bunlarýn bile yeterli olmayacaðý kadar fazla ve dökülürcesine akýyor deyince Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Sana iki yol göstereceðim hangisini yaparsan sana yeterlidir. Ýkisini de yapabilirsen o da senin bileceðin bir iþtir. Bu anlattýðýn hâdise þeytanýn sizleri ibadetten uzaklaþtýrmak için yaptýðý bir bozukluktur, hayýz gününü Allah’ýn ilmine havale ederek altý veya yedi günü say sonra yýkan temizlendiðini fark ettiðinde yirmi dört veya yirmi üç gece ve gündüz namaz kýl ve oruç tut o aldýðýn gusül abdesti sana yeterlidir. Diðer kadýnlarýn hayýz görüp temizlendikleri gibi sende aynen öylece yap.”

Eðer öðle namazýný geciktirip ikindiyi öne almaya gücün yetiyorsa tek bir gusül abdesti ile iki namazý bir vakitte kýlmaya çalýþ, Yine mümkün olursa akþamý geciktirip yatsýyý öne al ve bir gusül abdestiyle iki namazý birlikte kýl, Sabah namazýný da bir gusül abdesti ile kýlarsýn namazlarý bu þekilde kýl orucunu da tut gücün yetiyorsa böylece yap. Bu husus tarif ettiðim iki þekilden bana daha hoþ olanýdýr. (Ebû Dâvûd, Tahara: 109; Ýbn Mâce, Tahara: 117)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ubeydullah b. Amr er Rakkî, Ýbn’ü Cüreyc ve Þerîk, Abdullah b. Muhammed b. Akîl, Ýbrahim b. Muhammed b. Talha’dan ve amcasý Imrân’dan ve annesi Hamne’den rivâyet etmektedirler. Fakat Ýbn Cüreyc “Ömer b. Talha” demektedir, halbuki doðru olan “Imrân b. Talha” dýr.

Muhammed’e bu hadisi sordum O’da hasen sahihtir dedi. Yine Ahmed b. Hanbel de bu hadise hasen sahihtir diyor.

Ahmed ve Ýshâk özür kaný konusunda þöyle diyorlar: Özür sahibi olan kadýn hayýz süresini kanýn baþlangýç ve bitiþinden biliyorsa ki hayýzýn baþlangýcý kanýn siyah olmasý bitiþi ise sarýya dönüþmesidir ki bu durumda fetva, Ebû Hubeyþ’in kýzý Fatýma hadisine göre verilir. Özür sahibi kadýn hayýz günlerinin baþlangýç ve bitiþini bilirse o günler içinde namazýný býrakýr sonra yýkanýr ve her namaz için abdest alarak namazlarýný kýlar. Kan devam eder hayýz günleri de belli olmaz ise kanýn þiddetinden dolayý baþlangýç ve bitimini de bilemez ise bu durumda Cahþ’ýn kýzý Hamne’nin hadisi üzere fetva verilir. Ebû Ubeyd’de böyle söyler.

Þâfii diyor ki: Özür devam eder ve bu hal de sürüp giderse hayýzýnýn ilk baþlangýcý ile on beþ gün arasýnda namazlarýný býrakýr, Þayet on beþ günde veya daha önce temizlenirse o süre onun hayýz günleridir. Eðer on beþ günden fazla kan görürse geçen on dört günün namazýný kaza eder ve hayýz süresinin en azý olan bir gün ve gecenin namazýný býrakmýþ olur.

Tirmîzî: Hayýz süresinin azý ve çoðu hakkýnda ilim adamlarý deðiþik kanaatler ileri sürmüþlerdir. Kimileri en azýnýn üç, en fazlasýnýn on gün olduðunu söyledi. Sûfyân es Sevrî ve Küfelilerin görüþü böyledir. Ýbn’ül Mübarek’in hem bu görüþte hem de baþka bir görüþte olduðu bize aktarýlmýþtýr.

Aralarýnda Atâ b. ebî Rebah bulunan bazý ilim adamlarý hayýz müddetinin en azýnýn bir gün bir gece en fazlasýnýn on beþ gün olduðu söylenmektedir. Mâlik, Evzâî, Þâfii, Ahmed, Ýshâk ve Ebû Ubeyde de bu görüþtedirler.

Bölüm: 96

Ø ÖZÜR KANI GELEN HER NAMAZ ÝÇÝN YIKANMALIDIR

129- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Cahþ’ýn kýzý Ümmü Habibe Rasûlullah (s.a.v.)’den sorununa çare bulmak üzere: “Ben hayýz görüyor ve bir türlü temizlenemiyorum namazlarýmý býrakayým mý?” diye sordu, bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Hayýr o deðiþik bir hastalýk sebebiyle damardan gelen bir kandýr, günün bitince guslet ve namazlarýný kýl.” Bundan sonra Ümmü Habibe her namaz için yýkanýrdý. (Ebû Dâvûd, Tahara: 109; Müslim, Hayz: 14)

ž Kuteybe diyor ki: Leys þöyle demiþtir: Hadisin râvîlerinden Ýbn Þihâb: “Rasûlullah (s.a.v.) her namaz için yýkanmayý emretmemiþtir, kadýn bunu kendiliðinden yapmýþtý.

Tirmîzî: Bu hadis, Zûhrî, Amre yoluyla yine Âiþe’den ayný þekilde rivâyet edilmiþtir. Bazý ilim adamlarý: Özür kaný gelen kimsenin her namaz için yýkanmasý gerekir demiþlerdir.

Evzâî bu hadisi Zührî, Urve, Amre ve Âiþe’den rivâyet etmektedir.

Bölüm: 97

Ø HAYIZLI ÝKEN GEÇEN NAMAZLAR KAZA EDÝLMEZ

130- Muâze (r.anha)’dan rivâyete göre, bir kadýn Âiþe (r.anha)’a “Hayýzlý günlerimizde geçirdiðimiz namazlarý kaza edecek miyiz” diye sordu. Bunun üzerine Âiþe (r.anha) O kadýna “Sen Kur’ân dýþýnda baþka hükümleri kabul etmeyen Harûrâ’daki insanlardan mýsýn yoksa? Rasûlullah (s.a.v.) zamanýnda bizden hayýzlý kadýnlarýn namazlarýný kaza etmeleri istenmezdi” buyurdular. (Buhârî, Hayz: 21; Müslim, Hayz: 15)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

“Hayýzlý namazlarýný kaza etmez” þeklindeki hadis deðiþik kanallardan da Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edilmiþtir.

Fýkýhçýlarýn çoðunluðunun görüþü bu olup; “Hayýzlý orucunu kaza eder namazýný kaza etmez” görüþünde hemfikirdirler.

Bölüm: 98

Ø CÜNÜP VE HAYIZLI VAZÝYETTE KURAN OKUNUR MU?

131- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.): “Cünüp ve hayýzlý olan kimse Kur’ân’dan bir þey okumasýn” (Ýbn Mâce, Tahara: 105; Ebû Dâvûd, Tahara: 90; Muvatta, Kur’ân: 15)

ž Bu konuda Ali’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Ýbn Ömer’in hadisini yalnýzca Ýsmail b. Ayyaþ, Musa b. Ukbe, Nafi’ yoluyla bilmekteyiz.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabý, tabiin ve daha sonraki gelen ilim adamlarýnýn çoðunluðu bu görüþtedir. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk þöyle demektedirler: “Cünüp ve hayýzlý olan Kur’ân’dan bir þey okumamalý ancak bir ayetinin bir kýsmýný veya bazý bölümlerini okuyabilir ayrýca tesbih (Sübhanallah) ve tehlil (La ilahe ilallah) gibi þeyleri söylemelerinin bir sakýncasý yoktur.”

Tirmîzî: Muhammed b. Ýsmail’den iþittim þöyle diyordu: Hadisin râvîlerinden Ýsmail b. Ayyaþ, Hicaz ve Irak bölgesi adamlarýndan hoþ karþýlanmayan (münker) rivâyetleri aktarýyor dolayýsýyla pek güvenilmez demekle birlikte Ýsmail b. Ayyaþ’ýn bu rivâyeti Þam bölgesi adamlarýndandýr demekle bu hadise güvendiðini söylemektedir.

Ahmed b. Hanbel diyor ki: Ýsmail b. Ayyaþ Bakýyye” denilen kimseden daha saðlamdýr çünkü Bakýyye’nin” güvenilir kimselerden hoþ olmayan (münker) rivayetleri vardýr.

Tirmîzî: Ahmed b. Hasan bana aktardý ve dedi ki: Bu sözü Ahmed b. Hanbel’in kendisinden iþittim.

Bölüm: 99

Ø KÝÞÝNÝN HAYIZLI HANIMINDAN CÝNSEL ÝLÝÞKÝ DIÞINDA HER YÖNDEN ÝSTÝFADE EDEBÝLECEÐÝ

132- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) hayýzlý olduðum zaman bana hayýzlý elbise giymemi emreder ve yatakta benimle birlikte olurdu.” (Buhârî, Hayz: 22; Müslim, Hayz: 2)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Seleme ve Meymûne’den de rivâyetler vardýr.

Tirmîzî: Âiþe’nin bu hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.) ashabý ve tabiinden pek çok kiþi bu görüþte olup, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk’ta bu görüþtedir.

Bölüm: 100

Ø HAYIZLI KADINLA BERABER YEMEK YENMEZ MÝ?

133- Abdullah b. Sa’d (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’e hayýzlý kadýnla birlikte yemek yemenin durumundan sordum da: “Onunla beraber” ye buyurdular. (Ýbn Mâce, Tahara: 125; Müslim, Hayz: 3)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe ve Enes’den de rivâyetler vardýr.

Tirmîzî: Bu Abdullah b. Sa’d’ýn hadisi hasen garibtir. Ýlim adamlarýnýn çoðunluðunun görüþü bu olup hayýzlý kimseyle yemek yemekte bir sakýnca yoktur. Hayýzlý kadýnýn abdest aldýðý su kabýndan artan sudan dolayý deðiþik görüþler belirmiþtir. Kimisi buna izin verirken kimisi de hoþ görmemiþtir.

Bölüm: 101

Ø HAYIZLI KADIN MESCÝDE GÝRÝP ÇIKABÝLÝR MÝ?

134- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) bir gün bana mesciddeki namaz kýldýðým seccadeyi bana alýr mýsýn dedi. Ben de hayýzlý olduðumu söyledim” Bunun üzerine buyurdular ki: “Hayýz senin elinde deðil veya hayýzlý olup olmamak senin elinde deðil ki.” (Ýbn Mâce, Tahara: 120; Buhârî, Hayz: 11)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Ömer ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Âiþe hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýnýn pek çoðunun görüþü böyledir bu konuda ayrý görüþ bilmiyoruz. Hayýzlý kimsenin mescidden bir þey alýp vermesinde bir sakýnca yoktur.

Bölüm: 102

Ø HAYIZLI KADINA CÝNSEL ÝLÝÞKÝ ÝÇÝN YAKLAÞILIR MI?

135- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bir kimse hayýzlý hanýmýyla cinsel iliþkide bulunur veya hanýmýna arkadan yaklaþýr veya bir sihirbaza iþlerini havale etmek için müracaat ederse, Muhammed (s.a.v.)’e indirilen dine küfretmiþ olur.” (Ýbn Mâce, Tahara: 122; Dârimî, Tahara: 107)

ž Tirmîzî: Bu hadisi sadece, Hakîm el Esrem, Ebû Temime el Hüceymî’nin Ebû Hüreyre’den rivâyetinden bilmekteyiz. Ýlim adamlarýna göre bu hadis suçun büyüklüðünü ifade etmektedir. 136. ve 137. hadislerde bir veya yarým dinar sadaka vermesi emredilmesi bu iþin küfrü gerektirmediði fakat suçun büyüklüðünü açýklamak içindir. Muhammed bu hadisi isnadý yönünden zayýf bulmuþtur. Ebû Temime el Hüceymî’nin adý Tarîf b. Mûcâlid’dir.

Bölüm: 103

Ø HAYIZLI KADINA CÝNSEL YÖNDEN YAKLAÞMANIN KEFFÂRETÝ

136- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Hayýzlý iken hanýmýna cinsel iliþki için yaklaþan kimse yarým dinar sadaka vermelidir.” (Nesâî, Hayz: 9; Ýbn Mâce, Tahra: 123)

137- Yine Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Kan kýrmýzý ise bir dinar sarýmtýrak ise yarým dinar sadaka vermelidir.” (Ýbn Mâce, Tahara: 123; Dârimî, Tahara: 112)

ž Tirmîzî: Hayýzlý kadýna cinsel iliþki için yaklaþma konusundaki keffâret hadisi hem merfu hemde mevkuf olarak rivâyet edilmiþtir.

Bazý ilim adamlarýnýn görüþü bu hadise göredir. Ahmed ve Ýshâk’da bunlardandýr. Ýbn’ül Mübarek; “Rabbinden baðýþlanmasý için istiðfar eder keffâret gerekmez” demektedir. Tabiinden bazý kimselerin Ýbn’ül Mübarek’in görüþünde olduklarý rivâyet edilmektedir. Pek çok ilim adamý ve Saîd b. Cübeyr, Ýbrahim en Nehaî bunlardandýr.

Bölüm: 104

Ø ELBÝSEYE BULAÞAN HAYIZ KANINI YIKAMAK

138- Ebû Bekir (r.a.)’ýn kýzý Esmâ (r.anha)’dan rivâyete göre, bir kadýn Rasûlullah (s.a.v.)’e elbisesine bulaþan hayýz kanýnýn durumunu sordu da, Rasûlullah (s.a.v.)’de þöyle buyurdular: “Onu ovuþturup kazý sonra su dökerek yýka ve onunla namazýný kýl.” (Buhârî, Hayz: 10; Müslim, Hayz: 13)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre ve Ümmü Kays binti Mýhsan’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Esmâ’nýn hayýz kanýnýn yýkanmasýyla alakalý bu hadisi hasen sahihtir. Elbisesine hayýz kaný bulaþan ve onu yýkamadan namaz kýlan bir kimsenin durumu hakkýnda ilim adamlarý farklý görüþler ortaya koymuþlardýr. Tabiinden bazý ilim adamlarý: “Kan dirhem miktarý kadarsa namazýný iade eder” derler. Bir kýsmý da: “Dirhemden büyükse namazýný iade eder” demektedirler. Sûfyân es Sevrî ve Ýbn’ül Mübarek bunlardandýr. Tabiin ve diðerlerinden bazý ilim adamlarý kan dirhemden fazla bile olsa namazýn iadesi gerekmez görüþündedirler. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Þâfii: Bu konuda daha titiz davranarak: “Dirhem miktarýndan az bile olsa mutlaka yýkanmasý gerekir” demektedir.

Bölüm: 105

Ø DOÐUMDAN SONRA LOÐUSALIK MÜDDETÝ NE KADARDIR

139- Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) döneminde loðusa kadýn kýrk gün namaz kýlmaksýzýn evinde otururdu yüzünde meydana gelen lekeleri gidermek için yüzlerimize Yemen zaðferan bitkisi sürerdik.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 119; Ýbn Mâce, Tahara 128)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Ebû Sehl’in Müsse el Ezdiyye ve Ümmü Seleme’den gelen yolla bilmekteyiz. Ebû Sehl’in adý “Kesir b. Ziyâd” dýr.

Muhammed b. Ýsmail diyor ki: Ali b. Abdul A’lâ ve Ebû Sehl güvenilir kimselerdir. Muhammed bu hadisi sadece Ebû Sehl’in rivâyetinden bilmektedir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan tabiin ve sonraki dönemlerin ilim adamlarý “loðusanýn kýrk gün namazý býrakmasý üzerinde görüþ birliðine varmýþlardýr ancak bu süreden önce temizlenirse yýkanýp namaz kýlmasý gerekir demektedirler. Kýrk günden sonra kan görülürse ilim adamlarýnýn çoðunluðu bu konuda “namazý terk etmez” görüþündedirler. Fakihlerin çoðunluðu bu görüþtedirler. Sûfyân es Sevrî, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedir. Hasen el Basrî elli güne kadar temizlenmezse namazýný elli gün bile býrakabilir derken, Atâ b. ebî Rebah ve Þa’bi bu süreyi altmýþ güne” çýkarmýþlardýr.

Bölüm: 106

Ø HANIMLARIYLA CÝNSEL ÝLÝÞKÝDE BULUNANIN BÝR KEZ YIKANMASI

140- Enes (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) tek yýkanma ile kadýnlarýný cinsel iliþki için dolaþýrdý.” (Buhârî, Gusül: 12; Ýbn Mâce, Tahara: 10)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Rafî’den hadis aktarýlmýþtýr.

Tirmîzî: Enes (r.a.)’ýn bu hadisi hasen sahihtir. Pek çok ilim adamýnýn görüþü budur: Hasen el Basrî, bunlardandýr, “Abdest almaksýzýn cinsi münasebete dönmesinde bir sakýnca yoktur” demektedir.

Muhammed b. Yusuf bu hadisi Sûfyân, Ebû Urve, Ebûl Hattâb ve Enes’den rivâyet etmektedir.

Ebû Urve’nin adý Ma’mer b. Râþit’dir. Ebû’l Hattâb’ýn adý ise Katâde b. Diame’dir.

Tirmîzî: Bazýlarý da bu hadisi Muhammed b. Yusuf, Sûfyân, Ýbn ebî Urve’den diye rivâyet etmiþlerdir ki bu yanlýþtýr doðrusu “Ebû Urve” þeklindedir.

Bölüm: 107

Ø CÜNÜP KÝMSE TEKRAR CÝNSEL ÝLÝÞKÝ ÝSTERSE BU ARADA ABDEST ALIR

141- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den bize aktarýldýðýna göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþlardýr: “Sizden biriniz hanýmýyla cinsel iliþki yapar sonra tekrarlamak isterse ikisi arasýnda bir abdest alsýn.” (Müslim, Hayz: 6; Nesâî, Tahara: 169)

ž Bu konuda Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Saîd’in hadisi hasen sahihtir. Ömer b. Hattâb bu görüþtedir.

Ýlim adamlarýndan pek çok kimse: “Bir erkek eþine yaklaþtýktan sonra tekrar cinsel iliþkiye girecekse önce abdest alýr” demektedirler.

Ebûl Mütevekkil’in ismi Ali b. Davut’tur. Ebû Saîd el Hudrî’nin adý ise Sa’d b. Malik b. Sinan’dýr.

Bölüm: 108

Ø NAMAZ VAKTÝ GÝRÝNCE SIKIÞIK OLAN ÖNCE TUVALETE GÝTMELÝ

142- Abdullah b. Erkâm (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir: Namaz için kamet getirildi, O gün o toplumun imâmý olan Abdullah b. Erkâm bir adamý elinden tutarak imâmlýk yapmak üzere mihrâba geçirdi ve dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim buyurdular ki: “Kiþi namaza dururken tuvalete gitme ihtiyacý duyarsa önce tuvalet ihtiyacýný gidersin.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 43; Ýbn Mâce, Tahara: 114)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Ebû Hüreyre, Sevbân ve Ebû Ümâme’den de rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu Abdullah b. Erkâm hadisi hasen sahihtir. Ýmâm-ý Mâlik, Yahya b. Saîd el Kattan ve hadis hafýzlarýndan pek çok kiþi Hiþâm b. Urve, babasý ve Abdullah b. Erkâm’dan bu hadisi böylece bize aktardýlar. Yine bu hadis Vuheyb ve daha baþkalarýnca Hiþâm b. Urve, babasý ve baþka bir kimse vasýtasýyla Abdullah b. Erkâm’dan rivâyet edilmiþtir.

Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabý ve tabiinden pek çok kimse bu görüþtedir. Ahmed ve Ýshâk bu görüþte olmakla beraber þöyle demektedirler: “Küçük veya büyük abdest ihtiyacý duyan namaza baþlamaz, namaza baþladýðýnda böyle bir ihtiyacý hissederse tamamen kendisini meþgul etmediði sürece namazdan çýkmaz”

Bir kýsým ilim adamý: “Küçük ve büyük abdest ihtiyacý, namazýndan alýkoyacak kadar o kimseyi meþgul etmediði sürece bir sakýnca yoktur” demektedirler.

Bölüm: 109

Ø ELBÝSESÝ PÝSLÝÐE BULAÞANIN ELBÝSESÝ NASIL TEMÝZLENÝR?

143- Abdurrahman b. Avf (r.a.)’ýn çocuk doðuran cariyesinden rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ümmü Seleme (r.anha)’ya: “Ben eteðini uzatan ve pis yerlerde yürüyen biriyim eteðimin temizlenmesi nasýl olacaktýr” diye sordum. Dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.): “Pis yerden sonraki gelen temiz yerler o eteði temizler” buyurdular. (Ýbn Mâce, Tahara: 79)

ž Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd’tan da “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber olurduk pis yerlere basmaktan veya eteðimizin bulaþmasýndan dolayý ayrý bir temizlik yapmazdýk” diye rivâyet olunmuþtur.

Tirmîzî: Birden fazla ilim adamýnýn görüþü bu þekilde olup þöyle demektedirler: Pis yere basanýn, ayaðýný yýkamasý gerekmez fakat pislik yaþ olursa bulaþan kýsým yýkanýr.

Tirmîzî: Abdullah b. Mübarek bu hadisi, Mâlik b. Enes, Muhammed b. Umâra, Muhammed b. Ýbrahim, Hud b. Abdurrahman b. Avf’ýn çocuk doðuran cariyesinden Ümmü Seleme yoluyla rivâyet etmektedir. Bu söylenenlerde bir yanýlgý vardýr, þöyle ki; Abdurrahman b. Avf’ýn çocuk doðuran cariyesinden ve Ümmü Seleme’den denmelidir.

Bölüm: 110

Ø TEYEMMÜM

144- Ammâr b. Yâsir (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) kendisine teyemmüm etmesi için emretmiþ ve teyemmüm yüz ve iki ele toprakla meshetmekten ibarettir” demiþtir. (Buhârî, Teyemmüm: 1; Nesâî, Teyemmüm: 26)

ž Bu konuda Âiþe ve Ýbn Abbâs’tan da rivâyet vardýr.

Tirmîzî: Ammâr hadisi hasen sahihtir. Ammâr’dan baþka yollarla da bu hadis rivâyet edilmiþtir.

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan pek çok kimsenin görüþü budur. Ali, Ammâr, Ýbn Abbâs gibi yine tabiinden de pek çok kiþi de Þa’bi, Atâ, Mekhul de ayný görüþte olup “Teyemmüm eller ve yüz için topraða vurmaktan ibarettir” demektedirler. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Ýbn Ömer, Câbir, Ýbrahim ve Hasan ve bazý ilim adamlarý “Teyemmüm yüz ve elleri meshetmek için birer vuruþtan ibarettir.” Sûfyân es Sevrî, Mâlik, Ýbn’ül Mübarek ve Þâfii de ayný görüþtedir. Ammâr’ýn yüz ve eller için teyemmüm hadisi birkaç yönden daha rivâyet edilmiþtir.

Ammâr’dan þöyle dediði de rivâyet edilmektedir, “Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte iken omuzlara ve koltuklara kadar meshetmeyi ulaþtýrýrdýk.” Bazý hadisçiler Ammâr’dan; “Koltuklar ve omuzlar” hadisi rivâyet edilince: “Yüz ve eller” hadisinin zayýf olduðu kaydedilmiþtir.

Ýshâk b. Ýbrahim b. Mahled el Haznelî diyor ki: Teyemmüm “yüz ve ellerin meshedilmesinden ibarettir” þeklindeki Ammâr’ýn hadisi hasen sahihtir. “Omuzlar ve koltuk altlarýna kadar” hadisi bir önceki hadise ters deðildir. Çünkü Ammâr teyemmüm hadisinde omuzlara ve koltuklara kadar Rasûlullah (s.a.v.) emretti demiyor. Biz öylece yaptýk diyor. Sonunda Rasûlullah (s.a.v.)’e sorunca O da yüz ve elleri meshetmeyi emretmiþ O da sonunda bu þekilde karar kýlmýþtýr.

Tirmîzî: Ebû Zur’a Ubeydullah b. Abdilkerim’in þöyle dediðini iþittim diyor: Basra’da hafýzasý kuvvetli olan þu üç kiþiden baþkasýný görmedim. Ali b. el Medinî, Ýbnüþ Þazekûnî ve Amr b. Ali El Fellas. Ebû Zur’a diyor ki: Affân b. Müslim Amr b. Ali El Fellas’tan hadis rivâyet etmiþtir.

145- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, kendisine teyemmüm hakkýnda soruldu da cevaben dedi ki: Allah kitabýnda abdestten bahsederken, “Yüzlerinizi, dirseklerinize kadar kollarýnýzý yýkayýn” buyurdu. Teyemmüm konusunda da: “Yüz ve ellerinizi meshedin” buyurdu. Hýrsýzlýk eden konusunda da: “Hýrsýzlýk eden erkek ve kadýnýn ellerini kesin” buyurmaktadýr. Peygamber (s.a.v.)’in el kesmedeki sünneti “ellerin bilekten kesilmesi” þeklindedir. Teyemmümde ise “iki el ve yüz” meshedilir. (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garip sahihtir.

Bölüm: 111

Ø CÜNÜPLÜK DIÞINDA HERHALDE KUR’ÂN OKUNABÝLÝR

146- Ali (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), cünüp olmadýðýmýz sürece her durumda bize Kur’ân okuttururdu.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 90; Ýbn Mâce, Tahara: 105; Muvatta, Kur’ân: 2; Buhârî, Vudu’ 38)

ž Ali (r.a.)’ýn hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve tabiinden pek çok kimse bu görüþte olup þöyle demektedirler: “Abdestsiz olarak Kur’ân okunur fakat Mushaf’a temiz olanlar el sürerek okumalýdýr.” Sûfyân es Sevrî, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedir.

Bölüm: 112

Ø TOPRAÐA BULAÞAN ÝDRAR NASIL TEMÝZLENÝR?

147- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Peygamber (s.a.v.) mescidde oturmakta iken bir bedevî mescide girdi namaz kýldý namazýný bitirince: “Ey Allah’ým bana ve Muhammed’e acý bizimle beraber kimseye acýma” diye dua etti. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) “Sen geniþ olan bir þeyi daralttýn” buyurdular, çok geçmeden o kimse mescide iþemeye baþladý. Sahabîler O adamýn üzerine engellemek için koþtular. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) onun idrar yaptýðý yere bir kova su dökün dedikten sonra “Siz Ýslam ümmeti olarak, kolaylaþtýrýcý olarak gönderildiniz zorlaþtýrýcý deðil” buyurdular. (Buhârî, Vudu: 63; Ýbn Mâce, Tahara:78)

148- Yahya b. Saîd, Enes (r.a.)’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiþtir. (Buhârî, Vudu: 63; Ýbn Mâce, Tahara: 79)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Ýbn Abbâs ve Vâsile, Ýbn’ül Eskâ’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bir kýsým ilim adamlarý bu hadise göre uygulama yapagelmiþlerdir. Ahmed ve Ýshâk gibi Yunus bu hadisi Zührî’den Ubeydullah b. Abdullah’tan ve Ebû Hüreyre’den rivâyet etmektedir.


 

[1] Ben inanýr ve þâhidlik yaparým ki Allah’tan baþka ilah yoktur. O’nun ortaðý da yoktur. Yine inanýrým ki Muhammed O’nun kulu ve Peygamberidir. Allah’ým! beni tam tevbe edenlerden ve tertemiz temizlenenlerden eyle.