8: CENAZE BÖLÜMLERÝ

bölüm: 1

Ø hastalýklarýmýz bize sevap kazandýrýr mý?

965- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Mü’min bir kiþiye bir diken batsa veya baþýna daha büyük bir musibet gelse Allah o yüzden o kulun bir hatasýný siler ve derecesini de yükseltir.” (Müslim, bir Sýla: 14; Buhârî, Merda: 1)

ž Tirmîzî: Bu konuda Sa’d b. ebî Vakkâs, Ebû Ubeyde b. Cerrâh, Ebû Hüreyre, Ebû Ümâme, Ebû Saîd, Enes, Abdullah b. Amr, Esed b. Kürz, Câbir b. Abdillah, Abdurrahman b. Ezher ve Ebû Musa’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi hasen sahihtir.

966- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Mü’min bir kiþiye dokunan yorgunluk, üzüntü, hastalýk ve kendisini üzecek her þeyden dolayý Allah onun bir kýsým günahlarýný silip örter.” (Buhârî, Merda: 1; Müslim, Birr ve Sýla: 14)

ž Tirmîzî: Bu konuda bu hadis hasendir.

Tirmîzî: Carud’tan iþittim Veki’den naklederek þöyle diyordu: Kederlenmenin günahlara keffâret olduðu ancak bu hadisle duyulmuþ oldu.

Tirmîzî: Bazý kimseler bu hadisi Atâ b. Yesâr ve Ebû Hüreyre’den de rivâyet etmiþlerdir.

bölüm: 2

Ø hasta ziyaret etmenin sevâbý

967- Sevbân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Müslüman, Müslüman kardeþine hasta ziyaretinde bulunduðu vakit Cennet bahçelerinde meyve topluyor demektir.” (Buhârî, Merda: 4)

ž Bu konuda Ali, Ebû Musa, Berâ, Ebû Hüreyre, Enes ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Sevbân hadisi hasen sahihtir. Ebû Gýfâr ve Âsým el Ahvel bu hadisi Ebû Kýlâbe’den, Ebûl Eþ’as’tan, Ebû Esma’dan ve Sevbân’dan benzeri þekilde rivâyet etmiþlerdir.

Muhammed’den iþittim diyordu ki: Kim bu hadisi Ebûl Eþ’as ve Ebû Esma’dan rivâyet ederse o rivâyet daha sahihtir.

Muhammed diyor ki: Ebû Kýlâbe’nin bu hadisten baþka tüm rivâyetleri Ebû Esma’dan olup, bence bu hadisi de Ebûl Eþ’as ve Ebû Esma,dan olup bence bu hadisi de Ebûl Eþ’as ve Ebû Esma’dan rivâyet etmiþtir.

968- Sevbân (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.)’den bu hadisin bir benzeri rivâyet edilmiþ olup þu ilave vardýr: “Cennetin hýrfesi nedir?” Buyurdular ki: “Cennet meyvelerini toplamak demektir.” (Buhârî, Merda: 4)

ž Ahmed b. Abde ed Dabbî, Hammad b. Zeyd, Eyyûb, Ebû Kýlâbe, Ebû Esma ve Sevbân yoluyla Hâlid’in hadisinin bir benzerini bize rivâyet etmiþler ve “Ebûl Eþ’as” ismini zikretmemiþlerdir.

Tirmîzî: Bazýlarý da Hammad b. Zeyd diyerek rivâyet edip hadisi Rasûlullah (s.a.v.)’e kadar çýkarýrlar.

969- Süveyr (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ali, elimden tuttu ve haydi beraberce oðlum Hüseyin’e hastalýk ziyaretinde bulunalým dedi. Bir de baktýk ki Ebû Musa’da orada Ali (a.s.)’a dedi ki: “Ey Ebû Musa normal ziyaret maksadýyla mý geldin yoksa hasta ziyareti için mi?” Ebû Musa: “Hayýr hasta ziyareti için geldim deyince; Ali dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)’den duydum þöyle buyurmuþtu: “Bir Müslüman diðer bir Müslüman’ý hastalandýðýnda sabahleyin ziyarette bulunursa yetmiþ bin melek akþama kadar o kimsenin baðýþlanmasýna dua ederler. Eðer akþam vakti ziyaret ederse yine yetmiþ bin melek o kimseye sabaha kadar baðýþlanmasý için dua ederler ve o kimse için Cennet’te hazýrlanmýþ meyveler vardýr.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 3; Ýbn Mâce, Cenaiz: 2)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadis deðiþik bir þekilde Ali’den rivâyet edilmiþ olup kimi râvîler mevkuf olarak rivâyet ederek merfu hale getirmemiþlerdir. Ebû Fahite’nin ismi Saîd b. Ilâka’dýr.

bölüm: 3

Ø ölüm temenni edilmemeli

970- Hârise b. Mudarrib (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Karnýna ateþle daðlama yaptýran Habbab’ýn yanýna varmýþtým. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan benim kadar bela ve sýkýntýyla karþýlaþan kimse bilmiyorum. Rasûlullah (s.a.v.) zamanýnda bir dirhem bulamaz idim. Þimdi ise evimin bir köþesinde kýrk bin dirhemim var. Rasûlullah (s.a.v.) bize yasaklamamýþ olsaydý veya ölümü arzu etmeyi yasaklamamýþ olsaydý; çektiðim sýkýntýlardan dolayý ölmeyi arzu ederdim.” (Buhârî, Merda: 19; Müslim, Zikr Dua: 4)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes, Ebû Hüreyre ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Habbab hadisi hasen sahihtir. Enes b. Mâlik’den þu þekilde de rivâyet edilmiþtir: “Sizden biriniz baþýna gelen bir sýkýntýdan dolayý ölmeyi arzu etmesin ve Allah’ým yaþamak hakkýmda hayýrlýysa beni yaþat; ölüm hakkýmda hayýrlý ise beni öldür” desin.

971- Ayný þekilde Ali b. Hucr (r.a.); Ýsmail b. Ýbrahim’den ve Abdulaziz b. Suheyb’den ve Enes b. Mâlik’den benzeri bir hadis rivâyet edilmiþtir.

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 4

Ø hasta ziyaretinde hastaya dua okunur mu?

972- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, Cibril, Rasûlullah (s.a.v.)’e geldi ve “Ey Muhammed hasta mýsýn? Bir þikayetin var mý? dedi. Peygamber (s.a.v.)’de “Evet” deyince; Cibril: “Allah’ýn adýy ila sana zarar veren her þeyden her þahýs ve hased eden her gözden, senin korunmaný isterim. Yine Allah’ýn adýyla senin korunmaný isterim. Allah sana þifalar versin” diye dua etti ve böylece dua edilmesini öðretmiþ oldu. (Ýbn Mâce, Týp: 36)

973- Abdulaziz b. Suheyb (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Ben ve Sabit, Enes’in yanýna gitmiþtik. Sabit dedi ki: “Ey Ebû Hamza biraz rahatsýzým” Bunun üzerine Enes: “Rasûlullah (s.a.v.)’in okuduðu þekilde sana okuyayým mý? Sabit’te “Evet” dedi. Bunun üzerine Enes: “Allah’ým, ey insanlarýn Rabbi, hastalýk ve sýkýntýlarýn gidericisi þifa ver sen þifa verensin senden baþka þifa veren yoktur, öyle bir þifa ki hiçbir hastalýk býrakmasýn” duasýný yaptý. (Buhârî, Merda: 20; Ebû Dâvûd, Týp: 19)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir. Bu hadis hakkýnda Ebû Zür’a’ya þöyle sordum: Abdulaziz’in, Ebû Nadre’den ve Ebû Saîd’den rivâyeti mi yoksa Abdulaziz’in, Enes’den rivâyeti mi daha sahihtir. Dedi ki: Ýkisi de sahihtir.

Yine bu hadis: Abdussamed b. Abdulvaris’in babasýndan, Abdulaziz b. Suheyb’den, Ebû Nadre, Ebû Saîd, Abdulaziz b. Suheyb ve Enes’den de rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 5

Ø vasiyyet etmenin tavsiye edilmesi

974- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Vasiyet edebilecek kadar malý bulunan bir kimsenin vasiyeti yanýnda yazýlý bulunmaksýzýn iki gece bile geçirmesi caiz olmaz.” (Buhârî, Vesaya: 1; Müslim, Vasýyye: 1)

ž Ýbn Ömer hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 6

Ø malýn ne kadarý allah yolunda vasiyyet edilebilir?

975- Sa’d b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) hasta iken ziyaretime geldi ve dedi ki: “Mallarýn konusunda vasiyetin varmý?” “Evet” dedim. “Ne kadarýný?” buyurdu. Ben de: “Tüm malýmý Allah yolunda vakfettim” dedim. Bu sefer: “Çocuklarýna ne býraktýn?” buyurdu. Ben de: “Onlar zengin ve bolluk içindedirler” dedim. O’da: “Onda birini vasiyet et” buyurdu. Sa’d diyor ki: “Bu konuda daha fazlasýný vasiyet edebilmek için direttim sonunda; “Üçte birini vasiyet et, üçte birde çoktur” buyurdular. (Müslim, Vasýyye: 1; Buhârî, Vasiyet: 3)

ž Ebû Abdurrahman þöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v.)’in üçte bir de çoktur buyurmasýndan dolayý biz üçte birin altýna inmesini müstehab görürüz.

Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Sa’d hadisi hasen sahihtir. Deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir; “Üçte biride çoktur” veya “Üçte biride büyüktür” þeklinde de rivâyet edilmiþtir. Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar, üçte birinden fazlasýnýn vasýyyet edilmemesi görüþündedirler. Üçte birinin altýna inmesini müstehab görürler. “Sûfyân es Sevrî diyor ki: Alimlerimiz vasiyetin dörtte bire inmeksizin beþte bir olarak yapýlmasýný müstehab görürler veya üçte bire varmaksýzýn dörtte bir vasiyyeti de hoþ karþýlamýþlardýr. Her kim malýnýn üçte birini vasiyet etmiþse baþka da vasiyet için bir þey býrakmamýþ demektir. Ancak üçte biri vasiyet etmesi caizdir.

bölüm: 7

Ø ölüm anýnda hastaya telkin ve dua edilmesi

976- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ölecek durumdaki hastalarýnýza; “Lailahe illallah” sözünü söylemelerini telkin ediniz.” (Müslim, Cenaiz: 1; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 15)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Ümmü Seleme, Âiþe, Câbir ve Talha b. Ubeydullah’ýn karýsý Su’da el Mürriye’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Saîd hadisi hasen garib sahihtir.

977- Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) bize þöyle buyurdu: “Hasta veya ölecek bir kimseye geldiðinizde hayýr söyleyin çünkü melekler sizin söyleyeceklerinize Amin diyeceklerdir.” Ümmü Seleme dedi ki: Kocam Ebû Seleme öldüðünde Peygamber (s.a.v.)’e geldim ve Ebû Seleme öldü dedim. Rasûlullah (s.a.v.)’de þöyle de buyurdular: “Allah’ým beni ve onu affet ve bana ondan daha hayýrlýsýný ver.” Ben de aynen söyledim ve Allah ölen kocamdan daha hayýrlýsý olan Rasûlullah (s.a.v.)’i bana eþ olarak verdi. (Müslim, Cenaiz: 2; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 15)

ž Þakîk: Selemenin oðlu Ebû Vâil el Esedî’dir.

Tirmîzî: Ümmü Seleme hadisi hasen sahihtir. Ölüm anýnda hastaya Lailahe illallah kelimesini telkin etmek müstehabtýr. Bazý ilim adamlarý: “Ölecek kimse bu sözü bir sefer söyler ve konuþmazsa fazla ýsrar etmek gerekmez.” Abdullah b. Mübarek’den rivâyet edilmiþtir. Kendi ölüm hastalýðýnda iken bir adam Lailahe illallah sözünü telkin etti ve ýsrarlý davrandý. Bunun üzerine Abdullah dedi ki: Bir sefer söylediðim vakit baþka söz söylemediðim sürece ben o söylediðim þey üzerinde sayýlýrým. Abdullah’ýn bu sözünün manasý þöyle olmalýdýr. “Rasûlullah (s.a.v.)’in son sözü Lailahe ilallah olan Cennete girer” sözünü kastediyor olmalýdýr.

bölüm: 8

Ø ölüm anýndaki zorluklar

978- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in ölüm anýnda yanýnda idim yanýnda içinde su bulunan bir su kabý vardý, elini o kabýn içerisine daldýrýp yüzünü siliyor ve þöyle diyordu: “Allah’ým ölüm sancýlarýndan ve ölümün þiddetinden dolayý bana yardým et.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 64)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

979- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ölümündeki þahid olduðum aðýr durumdan dolayý hiç kimseye kolay ölümünden dolayý gýbta etmem.” (Nesâî, Cenaiz: 6)

ž Tirmîzî: Ebû Zür’a’ya bu hadis hakkýnda sordum ve þöyle dedim: Abdurrahman b. Alâ kimdir? Dedi ki: O Leccâc’ýn oðlu Alâ’dýr. O bu þekilde bilinir.

980- Alkame (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Abdullah b. Mes’ûd’tan iþittim þöyle diyordu: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle buyurmuþtu: “Mü’min alný terleyerek ve sýkýntýlý olarak ruhunu teslim eder ve ölür. Eþek ölümü gibi, ölümü sevmem.” Kendisine þöyle denildi: Eþek ölümü ne demektir? “Ansýzýn ve çabucak ölümdür” buyurdular. (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

bölüm: 9

981- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Gece ve gündüz boyunca kulun iþlediði amelleri muhafaza eden ve Allah’a sunan meleklerin bu sahifenin baþýnda ve sonunda bir hayýr varsa Allah þöyle buyurur: Ben bu kulumun bu sahifenin her tarafýndaki günahlarýný baðýþladým.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

bölüm: 10

Ø mü’min alýn teri çýkararak ölür

982- Abdullah b. Büreyde (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Mü’min ölümün þiddetinden veya Allah’ýn baðýþlamasýna karþý mahcup oluþundan dolayý alný terleyerek ölür.” (Nesâî, Cenaiz: 5; Ýbn Mâce, Cenaiz: 5)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Mes’ûd’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasendir. Bazý ilim adamlarý Katâde’nin, Abdullah b. Büreyde’den hadis iþittiðini bilmiyoruz diyorlar.

bölüm: 11

Ø ölüm anýnda allah’ýn rahmetini ümid, azabýndan korku gerekir mi?

983- Enes (r.a.)‘den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) ölmek üzere olan bir gencin yanýna girdi ve: “Kendini nasýl buluyorsun?” diye sordu. Genç: “Ey Allah’ýn Rasûlü! Allah’a yemin ederim ki Allah’ýn baðýþlamasýný umuyor günahlarýmdan da korkuyorum” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Böyle zamanlarda Allah, kulun kalbine gelen bu iki þeyden umduðunu kendisine verir korktuðu þeyden de onu kurtarýr.” (Ýbn Mâce, Zühd: 31)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Bazýlarý bu hadisi Sabit vasýtasýyla mürsel olarak rivâyet ederler.

bölüm: 12

Ø aðýt çýðlýk ve yaka paça yýrtarak ölüm haberi yaymak hoþ deðildir

984- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Aðýt ve çýðlýklarla ölüm haberi yaymayýn çünkü bu cahiliyye dönemi adetlerindendir.” Abdullah diyor ki: “Na’y; Aðýt ve çýðlýklarla ölüm haberi ilan etmek demektir.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 51; Nesâî, Cenaiz: 15)

985- Yine Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den merfu olmaksýzýn bu hadisin benzerini nakledilmiþ olup; “Na’y: aðýt ve çýðlýklarla ölüm haberi duyurmaktýr” sözü geçmemektedir.

ž Tirmîzî: Bu rivâyet Anbese’nin, Ebû Hamza’dan rivâyetinden daha sahihtir. Ebû Hamza: Meymun el A’ver olup hadisçiler yanýnda pek saðlam bir kimse sayýlmaz.

Tirmîzî: Abdullah hadisi hasen garibtir. Bazý ilim adamlarý na’yý hoþ karþýlamazlar ve na’yý: “Falan kimse öldü cenazesinde bulunun diye özel görevlilerle ilan etmektir” þeklinde tanýmlarlar. Bazý ilim adamlarý ise: Yakýn ve akrabalarýna bildirmekte bir sakýnca yoktur” derler. Ýbrahim’in þöyle dediði de rivâyet edilmiþtir: “Kiþinin ölümü yakýnlarýna bildirmekte bir sakýnca yoktur.”

986- Huzeyfe b. Yemân (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Ben öldüðüm zaman benim öldüðümü kimseye bildirmeyin çünkü na’y olabileceðinden korkarým çünkü Rasûlullah (s.a.v.)’den na’yý yasakladýðýný iþittim.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 14)

ž Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 13

Ø sabýr, hadiselerin ilk anýnda yapýlmalýdýr

987- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Sabr hadiselerin ilk anýnda yapýlandýr.” (Buhârî, Cenaiz: 32; Müslim, Cenaiz: 8)

ž Tirmîzî: Bu hadis bu þekliyle garibtir.

988- Yine Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Sabr’ýn deðer ve kýymeti ilk anda yapýlandýr.” (Buhârî, Cenaiz: 32; Müslim, Cenaiz: 8)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 14

Ø ölen kiþi öpülebilir mi?

989- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Osman b. Maz’un’u ölümü anýnda aðlayarak veya gözlerinden yaþlar döküldüðü halde öptü.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 35; Ýbn Mâce, Cenaiz: 7)

ž Bu konuda Ýbn Abbâs, Câbir ve Âiþe’den de rivâyet olup bu kimseler þöyle derler: Peygamber (s.a.v.) vefat ettiðinde Ebû Bekir, Peygamberimiz (s.a.v.)’i öpmüþtü.

Tirmîzî: Bu Âiþe hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 15

Ø ölen kimsenin yýkanmasý

990- Ümmü Atýyye (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in kýzlarýndan biri vefat etmiþti. Bunun üzerine: “Rasûlullah (s.a.v.); O’nu, tek olarak, üç veya beþ gerek duyarsanýz daha fazla yýkayýn su ve sidr ile yýkayýn sonuncusunda ise kafur veya kafurdan bir parça koyarak yýkayýn iþiniz bitince bana bildirin buyurdu. Bizde iþimiz bitince bildirdik. Bize kendi giydiði hýkv denilen elbisesini verdi ve bunu ona iç gömleði yapýn buyurdular.” (Buhârî, Cenaiz: 8; Müslim, Cenaiz: 12)

ž Hüþeym diyor ki: Bu hadisin baþka rivâyetlerinde -belki Hiþâm’da onlardan olabilir- Ümmü Atýyye þöyle demiþtir: Onun saçýný üç örgü halinde yapmýþtýk. Yine Hüþeym diyor ki: Zannedersem saçýnýn örgüsünü arka tarafýna getirdik dedi ve sözünü þöyle sürdürdü: Rivâyet edenler arasýndan Hâlid, Hafsa’dan, Muhammed’den Ümmü Atýyye’den naklederek þöyle dediler. Rasûlullah (s.a.v.) bize þöyle buyurdu: “Cenazeyi yýkamaya sað tarafýndan ve abdest organlarýndan baþlayýn.”

Bu konuda Ümmü Süleym’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ümmü Atýyye hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarýnýn uygulamasý bu hadise göredir.

Ýbrahim Nehaî’den: Rivâyete göre, þöyle demektedir. Cenaze yýkamak aynen cünüplükten temizlenmek için yapýlan yýkama gibidir.

Mâlik b. Enes der ki: Bizce cenaze yýkama iþinde belli bir sýnýrlama ve belli bir yoktur. Cenaze tertemiz yýkanýr.

Þâfii der ki: Mâlik kirden arýndýrýlýr ve temizlenir demekle kýsa ve özlü konuþmuþtur. Düz su veya sabun karýþtýrýlmýþ su ile yýkarsa bu gusül yerine geçer. Fakat benim hoþuma giden üç ve üçten fazla yýkanmasýdýr. Rasûlullah (s.a.v.)’in “O’nu üç, beþ kere yýkayýn” emrinden dolayý üçten eksik yýkanmamalýdýr. Üçten az yýkamakla da kirden temizlenirse buda yeterlidir. Bizce Rasûlullah (s.a.v.)’in “Üç, beþ kere yýkayýn” sözü sýnýr koymadýðý için sadece temizleyin anlamýndadýr. Fýkýhçýlar da ayný kanaatte olup, hadisin manalarýný daha iyi bilirler. Ahmed ve Ýshâk ta þöyle demektedirler: Yýkamalar su ve sidr ile olur sonuncusunda ise kafurdan bir parça atýlarak yýkama bitirilmiþ olur.

bölüm: 16

Ø misk güzel kokulardan mýdýr?

991- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Güzel kokularýn en iyisi misk’tir.” (Müslim, Edeb: 5; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 32)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

992- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e misk’den soruldu; “O güzel kokularýn en iyisidir” buyurdular. (Müslim, Edeb: 5; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 32)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahih olup bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr. Bazý ilim adamlarý ise cenazeye misk sürmenin hoþ olmadýðý kanaatindedirler.

Tirmîzî: Müstemir b. Reyyan bu hadisi ayný þekilde Ebû Nadra’dan ve Ebû Saîd el Hudrî’den rivâyet etmiþtir.

Ali diyor ki: Yahya b. Saîd þöyle der: Müstemir b. Reyyan güvenilir bir kimsedir.

Yahya der ki: Huleyd b. Cafer’de güvenilir bir kimsedir.

bölüm: 17

Ø cenazeyi yýkamak ve taþýmaktan dolayý birþey gerekir mi?

993- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cenazeyi yýkamaktan dolayý gusletmek, cenazeyi taþýmaktan dolayý ise abdest almak gerekir.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 34)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ali ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen olup yine Ebû Hüreyre’den mevkuf olarak ta rivâyet edilmiþtir. Cenaze yýkayan kimse hakkýnda ilim adamlarý deðiþik görüþler ileri sürmüþler olup Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve diðer dönemlerden bir kýsým ilim adamlarý cenazeyi yýkayan kimsenin gusletmesi gerekir derken bir kýsmý da abdest almasý yeterlidir demektedirler.

Mâlik b. Enes der ki: Cenaze yýkayan kimsenin gusletmesini müstehab görürüm, vâcib olduðu kanaatinde deðilim.

Þâfii’de: Ayný kanaattedir. Ahmed’de der ki: Cenaze yýkayan kimseye gusletmek gerekmez kanaatindeyim. Abdest almaya gelince; bu konuda söylenenlerin en azý abdest almaktýr. Ýshâk der ki: Abdest almak mutlaka gereklidir.

Tirmîzî: Abdullah b. Mübarek’in þöyle dediði rivâyet edilmiþtir. Cenaze yýkamaktan dolayý ne gusledilir nede abdest alýnýr.

bölüm: 18

Ø kefen nasýl olmalýdýr?

994- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Beyaz elbise giyiniz çünkü en hayýrlý elbiseleriniz beyaz renkli olanlardýr. Ölülerinizi de beyaz kefenle kefenleyiniz.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 29; Ýbn Mâce, Cenaiz: 12)

ž Bu konuda Semure, Ýbn Ömer ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý beyaz kumaþla kefenlenmeyi müstehab görürler.

Ýbn’ül Mübarek der ki: Kiþinin namaz kýldýðý elbisesiyle kefenlenmesi bence daha sevimlidir.

Ahmed ve Ýshâk’ta þöyle derler: Bizce kefenin beyaz renkli ve güzel olaný daha sevimlidir.

bölüm: 19

Ø kefen nasýl olmalýdýr?

995- Ebû Katâde (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ölen bir kimse adýna yetkili olan kimse onun kefenini güzelinden yapsýn.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Bu konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

Ýbn’ül Mübarek der ki: “Ölen kardeþinin kefenini güzelinden yapsýn” sözü üzerine Sellam b. ebî Mutî’ þöyle demektedir: “O kefen temiz olmalýdýr, pahalý olmasý gerekmez.”

bölüm: 20

Ø Rasûlullah (s.a.v.)’in kefenlenmesi nasýldý?

996- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), üç parça beyaz yemen kumaþý ile kefenlendi gömlek ve sarýk yoktu.” (Müslim, Cenaiz: 13; Ýbn Mâce, Cenaiz: 11 )

ž Tirmîzî: Âiþe (r.anha)’ya: “Ýki parça kumaþ birde çizgili kumaþla kefenlendiði söyleniliyor” denilince, Âiþe þöyle dedi: Çizgili bir kumaþ getirildi fakat onunla kefenlenmeyip o kumaþý geri verdiler.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

997- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Hamza b. Abdulmuttâlib’i çizgili tek bir kumaþla kefenlemiþti.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu konuda; Ali, Ýbn Abbâs, Abdullah b. Muðaffel ve Ýbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in kefeni hakkýnda deðiþik rivâyetler gelmiþ olup bu konuda en sahih olan rivâyet Âiþe’nin rivâyetidir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabý ve sonraki dönem ilim adamlarýnýn pek çoðu uygulamalarýný bu hadise göre yaparlar.

Sûfyân der ki: Erkek üç kat elbiseyle kefenlenir; biri gömlek ikiside sargý olmak üzere imkan varsa üç sargýyla da olabilir. Sarýlacak iki parça bulunmasa, tek parça bile yeterlidir. Ýki parça da yeterli olup üç parça olursa daha iyidir. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþte olup: “Kadýn beþ parça ile kefenlenir” demektedirler.

bölüm: 21

Ø ölen kimsenin ailesine yemek götürülür mü?

998- Abdullah b. Cafer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Cafer’in ölüm haberi gelince Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Cafer’in ailesi için yemek hazýrlayýn çünkü onlarý cenaze meþgul etti.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 25; Ýbn Mâce, Cenaiz: 59)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bazý ilim adamlarý ölünün ailesinin sýkýntýyla meþgul olduklarýndan dolayý bir miktar yiyecek ile gitmeyi müstehab görmüþlerdir. Þâfii bu görüþtedir.

Tirmîzî: Cafer b. Hâlid; Sare’nin oðludur ve güvenilir bir kimsedir. Ýbn Cüreyc kendisinden hadis rivâyet etmiþtir.

bölüm: 22

Ø ölen kimse için dövünmek yaka paça yýrtmak doðru mudur?

999- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ölüm ve benzeri sýkýntýlar anýnda yaka paça yýrtan yanaklarýný döven ve cahilce baðýrýp çaðýranlar bizden deðildir” (Buhârî, Cenaiz: 45; Ýbn Mâce, Cenaiz: 14)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 23

Ø ölü için yüksek sesle aðlanabilir mi?

1000- Ali b. Rebia el Esedî’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Ensâr’dan Karaza b. Ka’b denilen bir adam öldü ona yüksek sesle aðlandý. Bunun üzerine Muðîre b. Þu’be gelerek minbere çýktý Allah’a hamd ve övgülerden sonra þöyle dedi: “Ýslâm’da ölüye yüksek sesle aðlamak ta ne oluyor? Ben Rasûlullah (s.a.v.)’den kime yüksek sesle aðlanýrsa kendisine yapýlan bu feryat ve figandan dolayý o kimse azab olunur.” dediðini iþittim. (Buhârî, Cenaiz: 45; Ýbn Mâce, Cenaiz: 24)

ž Bu konuda Ömer, Ali, Ebû Musa, Kays b. Âsým, Ebû Hüreyre, Cünade b. Mâlik, Enes, Ümmü Atýyye, Semure ve Ebû Malik el Eþ’arî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Muðýre hadisi garib hasen sahihtir.

1001- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ümmetimde dört özellik cahiliyye adetlerinden olup onlarý pek býrakmak istemezler. 1- Ölünün arkasýndan yüksek sesle aðlamak. 2- Ýnsanlarýn þeref ve neseplerine dil uzatmak. 3- Bulaþýcýlýk (ki bir deve uyuz oldu, yüz deveyi uyuz yaptý ilk deveyi kim uyuz yaptý? 4- Yýldýzlardan yaðmur ve hava þartlarý hakkýndaki tahminler ki; (falan yýldýz vasýtasýyla bize yaðmur yaðdýrýldý gibi sözler.)” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir.

bölüm: 24

Ø ölünün arkasýndan aðlanabilir mi?

1002- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ölen kimse arkasýndan aðlanýrsa azâb görür.” (Buhârî, Cenaiz: 32; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 25)

ž Bu konuda Ýbn Ömer ve Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ömer hadisi hasen sahihtir. Bazý ilim adamlarý ölü arkasýndan aðlamayý hoþ karþýlamazlar ve “Ölü arkasýndan aðlanmakla azâblandýrýlýr” derler ve uygulamalarýný bu hadisle yaparlar.

Ýbn’ül Mübarek diyor ki: Ölen kimse saðlýðýnda aðlanmamasýný duyurmuþ ise kendisine bir þey olmayacaðýný ümit ederim.

1003- Ebû Musa el Eþ’arî’nin babasýndan bize naklettiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Bir kimse ölür de arkasýndan aðlayýcýlarý vah vah desteðimiz vah vah efendimiz ve benzeri ifadelerle aðlarlar ise o cenaze baþýna iki melek görevlendirilir ve itip kakarak sen böyle miydin derler.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 54; Buhârî, Cenaiz: 32)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

bölüm: 25

Ø ölü arkasýndan aðlamanýn bir sýnýrý var mýdýr?

1004- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.): “Ölen kimse kendisine aðlandýðý takdirde azâb görür.” Bu rivâyeti duyunca Âiþe dedi ki: Allah Ýbn Ömer’e acýsýn affetsin gerçekten yalan söylemedi ama herhalde yanýldý çünkü Rasûlullah (s.a.v.) ölen bir Yahudi için þöyle demiþti: “Ölen kimse azâb görüyor arkasýndakiler de ona aðlýyorlar.” (Buhârî, Cenaiz: 43; Müslim, Cenaiz: 10)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs, Karaza b. Ka’b, Ebû Hüreyre, Ýbn Mes’ûd ve Üsâme b. Zeyd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âiþe hadisi hasen sahihtir. Bu hadis Âiþe’den deðiþik þekillerde de rivâyet olunmuþtur. Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Ýsra sûresi 15. ayetini bu anlamda yorumlamýþlardýr. Þâfii’nin görüþü budur.

1005- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.), Abdurrahman b. Avf’ýn elinden tutarak son anlarýný yaþamakta olan oðlu Ýbrahim’in yanýna vardýlar. Peygamber (s.a.v.) çocuðunu kucaðýna aldý ve aðladý. Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf; Aðlamayý bize yasaklýyor ve kendiniz aðlýyorsunuz ha dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Ben sadece dengesizce ve baðýrarak aðlamaktan dolayý yasakladým. Yani musibet anýndaki dengesiz sesleri, yüzlerin týrmalanmasýný, yaka paça yýrtýlmasýný ve þeytanca gürültüsü durumundaki sesleri…” Bu hadis daha uzuncadýr. (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasendir.

1006- Ýbn Ömer’in “Dirilerin aðlamasý yüzünden ölü azâb görür” sözü Âiþe’ye hatýrlatýldý O’da þöyle dedi: Abdurrahman’ýn babasýný Allah affetsin yalan söylemedi fakat unuttu veya hatalý konuþtu. Çünkü; “Rasûlullah (s.a.v.), Yahudi bir kadýnýn kabri yanýndan geçti ve: Onlar ölü için aðlýyorlar o ise kabrinde azâb görüyor” buyurdular. (Buhârî, Cenaiz: 33; Müslim, Cenaiz: 10)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 26

Ø cenazenin önünde yürünebilir mi?

1007- Sâlim (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Ebû Bekir ve Ömer’in, cenazenin önünden yürüdüklerini gördüm.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 16)

1008- Yine Sâlim b. Abdullah’ýn babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Peygamber (s.a.v.)’i Ebû Bekir ve Ömer’i cenazenin önünden yürüdüklerini gördüm.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 16)

1009- Zührî (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Ebû Bekir ve Ömer, cenazenin önünden yürürlerdi.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 16)

ž Zührî diyor ki: Sâlim’in bana bildirdiðine göre babasý yani Ömer’in oðlu Abdullah cenazenin önünden yürürdü.

Tirmîzî: Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Ömer hadisi deðiþik þekillerde rivâyet edilmiþtir. Ýbn Cüreyc, Ziyâd b. Sa’d ve pek çok kimse Zührî’den, Sâlim’den ve babasýndan Ýbn Uyeyne’nin rivâyeti gibi rivâyet etmiþlerdir. Ma’mer, Yunus b. Yezîd, Mâlik ve pek çok hadis hafýzý Zührî’den “Peygamber (s.a.v.) cenazenin önünden yürürdü” þeklinde rivâyet etmiþlerdir.

Zühri der ki: Sâlim babasýnýn cenazenin önünden yürüdüðünü haber vermiþtir. Hadisçilerin hepsi bu konuda mürsel olan rivâyetin daha sahih olduðu kanaatindedirler.

Tirmîzî: Yahya b. Musa’dan iþittim þöyle diyordu: Ýbn’ül Mübarek’den naklederek Abdurrezzak diyor ki: Bu konuda Zührî’den gelen mürsel hadis Ýbn Uyeyne’nin hadisinden daha sahihtir.

Ýbn’ül Mübarek diyor ki: Ýbn Cüreyc’in bu hadisi Ýbn Uyeyne’den aldýðý kanaatindeyim.

Tirmîzî: Hemmâm b. Yahya bu hadisi Sa’dýn oðlu Ziyâd’tan, Mansur’dan, Bekir ve Sûfyân yoluyla Zührî’den, Sâlim’den ve babasýndan rivâyet etmiþtir. Hemmâm’ýn kendisinden rivâyet ettiði kimse Sûfyân b. Uyeyne’dir.

Ýlim adamlarý cenaze önünden yürümek konusunda deðiþik görüþler ileri sürmüþler. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerin alimlerinden bir kýsmý cenaze önünden yürümek daha deðerlidir demektedirler. Ahmed ve Þâfii bunlardandýr.

Tirmîzî: Bu konuda Enes hadisi pek þöhret bulmamýþtýr.

1010- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, “Peygamber (s.a.v.), Ebû Bekir, Ömer ve Osman cenazenin önünde yürürlerdi.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 16)

ž Tirmîzî: Bu hadis hakkýnda Muhammed’e sordum þöyle dedi: Bu hadis Muhammed b. Bekir’in yanýldýðý hatalý bir rivâyettir. Bu hadis Yunus’tan ve Zührî’den þöyle rivâyet edilmiþtir: “Peygamber (s.a.v.), Ebû Bekir ve Ömer cenazenin önünden yürürlerdi.”

Zührî der ki: Sâlim’in bana bildirdiðine göre, babasý cenazenin önünden yürürmüþ. Muhammed, bu rivâyet daha sahihtir diyor.

bölüm: 27

Ø cenazenin arkasýndan da yürünebilir mi?

1011- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) cenazenin arkasýndan yürümeyi sorduk þöyle buyurdular: Kýsa ve hýzlý adýmlarla yürüyün, o cenaze hayýrlý bir kimse ise; onu çabucak gideceði yere ulaþtýrmýþ olursunuz. Þerli bir kimse ise; Cehennem ehli bizden bir an önce uzaklaþýp gitsin. Cenazenin arkasýndan yürünür, cenaze arkadan gelen deðildir. Önde giden; cenaze merasiminde bulunmuþ sayýlmaz.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 44)

ž Tirmîzî: Abdullah b. Mes’ûd’un bu hadisini sadece bu þekliyle bilmekteyiz.

Tirmîzî: Muhammed b. Ýsmail’in Ebû Macid’in bu hadisine zayýf dediðini iþittim. Muhammed diyor ki: Ýbn Uyeyne, Humeydî’den naklen dedi ki Yahya’ya “Bu Macid’te kimdir? Diye soruldu. Bunun üzerine Yahya (O belirsiz bir kimse olarak) “Kuþtur uçtu geldi bize hadis rivâyet etti.”

Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonrakilerden bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve cenazenin arkasýndan ve yaya olarak yürümenin daha deðerli olduðu görüþündedirler. Sûfyân es Sevrî ve Ýshâk bunlardandýr.

“Ebû Macid” bilinmeyen meçhul bir kiþidir. Ýbn Mes’ûd’tan iki hadis rivâyet etmiþtir. “Yahya” Teymullah oðullarýnýn imamý olup güvenilir bir kimsedir, künyesi Ebûl Hâris’tir. Kendisine Yahya el Câbir veya Yahya el Mücbir’de denilir, Küfelidir. Þu’be, Sûfyân es Sevrî, Ebûl Ahvas ve Sûfyân b. Uyeyne kendisinden hadis rivâyet etmiþlerdir.

bölüm: 28

Ø cenaze arkasýndan binitle takip edilebilir mi?

1012- Sevbân (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte bir cenazede bulunmuþtuk. Rasûlullah (s.a.v.), binitlerine binerek cenazeyi takip eden kimseler gördü ve þöyle buyurdu: “Siz utanmaz mýsýnýz? Melekler yaya olarak katýlmýþlar, siz ise binit üzerindesiniz.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 15; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 42)

ž Tirmîzî: Bu konuda Muðîre b. Þu’be ve Câbir b. Semure’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Sevbân’ýn bu hadisi ayrýca kendisinden mevkuf olarak da rivâyet edilmiþ olup Muhammed diyor ki: Mevkuf rivâyet mürsel rivâyetten daha sahihtir.

bölüm: 29

Ø CENEZEYE BÝNÝTLE KATILMAK MÜMKÜN MÜDÜR?

1013- Simak (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Câbir b. Semure’den iþittim þöyle diyordu: “Peygamber (s.a.v.) ile beraber Ebû’d Dahdah’ýn cenazesinde bulunduk, Peygamber (s.a.v.), hýzlý giden ve þaha kalkan bir atýn üzerindeydi.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 44; Ýbn Mâce, Cenaiz: 215)

1014- Câbir b. Semure (r.a.)’den rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v.), Ebû’d Dahdah’ýn cenazesinin ardýndan yaya yürüdü dönüþte ise bir at üzerindeydi.” (Müslim, Cenaiz: 28; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 44)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 30

Ø cenaze bekletilmeksizin çabuk kaldýrýlmasý gerektiði

1015- Ebû Hüreyre (r.a.)’den aktarýldýðýna göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cenazeyi çabucak kaldýrýnýz; Eðer o iyi bir kimse ise onu hayýr ve sevâbýna yaklaþtýrmýþ olursunuz, eðer þerli bir kimse ise onu omuzlarýnýzdan indirip atmýþ olursunuz.” (Müslim, Cenaiz: 16; Ebû davud: Cenaiz: 45)

ž Bu konuda Ebû Bekre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 31

Ø uhud þehîdleri ve hamzanýn defnedilmesi

1016- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Uhud günü Hamza’nýn cesedinin yanýna geldi ve durakladý, cesed üzerinde müsle (gözü oyulmuþ kulaðý burnu kesilmiþ) yapýldýðýný gördü ve þöyle buyurdu. Halam ve Hamza’nýn kýz kardeþi Safiyye’yi sýkýntýya sokacak olmasaydým. Hamza’nýn cesedini böylece býrakýr vahþî hayvanlarýn yemesine terk eder kýyamette de onlarýn karýnlarýndan haþredilmesini isterdim.”

Enes diyor ki: “Sonra Rasûlullah (s.a.v.), çizgili kumaþtan yapýlmýþ bir elbise istedi onunla kefenledi. Bu kumaþ baþý tarafýna çekildiðinde ayaklarý, ayaklarýna doðru çekildiðinde ise baþý açýk kalýyordu.”

Enes diyor ki: “Þehîdler çok fakat kefen yapýlacak malzeme çok azdý.” Enes þöyle devam etti: Tek kiþi veya iki kiþi veya üç kiþi bir kefene sarýlýyor ve bir kabre defnediliyordu. Defnederken Rasûlullah (s.a.v.) Kurânî bilgisi hangisinin çoktur diye soruyor ve onu kýbleye doðru öne geçiriyordu. Enes diyor ki: Böylece tüm Uhud þehîdlerini defnetti ve onlara cenaze namazý kýlmadý. (Buhârî, Cenaiz: 74)

ž Tirmîzî: Enes hadisi hasen garib olup sadece bu þekliyle biliyoruz.

Nemire (Eskimiþ elbise) demektir.

Bu hadisin rivâyetinde Üsâme b. Zeyd’e muhalefet edilmiþtir. Leys b. Sa’d, Ýbn Þihâb’tan, Abdurrahman b. Ka’b b. Mâlik’den, Câbir b. Abdullah b. Zeyd’den bu hadisi rivâyet etmiþtir. Ma’mer ise yine bu hadisi; Zührî’den, Abdullah b. Sa’lebe’den, Câbir’den rivâyet etmiþtir.

Enes ve Zührî’den bu hadisi rivâyet eden Üsâme b. Zeyd’den baþka bir kimse bilmiyoruz. Muhammed’e bu hadis hakkýnda sordum þöyle dedi: Leys’in, Ýbn Sihab’tan, Abdurrahman b. Ka’b b. Mâlik’den ve Câbir’den rivâyet edileni daha sahihtir.

bölüm: 32

Ø Rasûlullah (s.a.v.)’in bazý ahlakî özellikleri nelerdir?

1017- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), hastayý ziyaret eder, cenazede bulunur, (Deve at varken bile) eþeðe bile biner, bir kölenin davetine bile icabet eden bir alçak gönüllülüðe sahibti. Hatta Benî Kurayza günü yularý ve semeri hurma lifi ve ipten örülmüþ bir eþeðe binmiþti.” (Ýbn Mâce, Zühd: 16)

ž Tirmîzî: Bu hadis sadece Müslim’in, Enes’den yaptýðý bu rivâyetiyle bilmekteyiz. Müslim el A’ver’in hadis konusunda zayýf olduðu söylenir. Müslim b. Keysân’da denilen bu kimse hakkýnda ileri geri konuþulmuþ olup kendisinden Þu’be ve Sûfyân el Melaî hadis rivâyet etmiþtir.

bölüm: 33

Ø Peygamberler hangi mezarlýða defnedilirler?

1018- Âiþe (r.anha)’dan rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) vefat edince defnedilmesi konusunda deðiþik görüþler ortaya atýldý. Ebû Bekir (r.a.) þöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþitip halen unutmadýðým bir söz vardýr þöyle buyurmuþtur: “Allah peygamberlerin ruhunu defnedilmek istediði yerde kabzeder öyleyse onu yataðýnýn olduðu yere defnediniz.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Abdurrahman b. Ebû Bekir el Müleykî’nin hafýzasýnýn zayýf olduðu söylenmiþtir. Bu hadis deðiþik yollarla da rivâyet edilmiþtir. ibn Abbâs, Ebû Bekir’den de ayný þekilde bu hadisi rivâyet etmiþtir.

bölüm: 34

Ø ölen kimselerin hangi özellikleri hatýrlanmalý?

1019- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Ölen kimselerin iyi yönlerini anýp hatýrlayýn kötülüklerini ise gündeme getirmeyin.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 20; Nesâî, Cenaiz: 51)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Muhammed’den iþittim þöyle diyordu: Imrân b. Enes el Mekkî hoþ olmayan rivâyetler yapan birisidir. Bazýlarý da bu hadisi Âiþe’den rivâyet ettiler.

Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Muhammed’den iþittim þöyle diyordu: Imrân b. ebî Enes el mekkî hoþ olmayan rivâyetler yapan birisidir. Bazýlarý da bu hadisi Âiþe’den rivâyet ettiler.

Tirmîzî: Imrân b. ebî Enes; Mýsýrlý olup Mekkeli Imrân b. Enes’den daha saðlam ve yaþlý birisidir.

bölüm: 35

Ø cenaze kabre konulmadan önce oturulabilir mi?

1020- Ubâde b. Sâmit (r.a.)’den rivâyete þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), cenazesine katýldýðý kimse kabre konulmadan önce oturmazdý. Bir Yahudi bilgini de: “Bizde böyle yaparýz” dedi. Bunun üzerine “Rasûlullah (s.a.v.) oturdu ve onlarýn yaptýklarý þeylerin aykýrý olanýný yapýn” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 42; Ýbn Mâce, Cenaiz: 35)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Biþr b. Rafi’ hadis konusunda pek saðlam birisi deðildir.

bölüm: 36

Ø Cennet’teki “hamd evi” kimlere verilecektir?

1021- Ebû Sinan (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Oðlum Sinan’ý defnettim. Ebû Talha el Havlanî kabrin kenarýnda oturuyordu kabirden çýkmak istediðimde elimden tuttu ve þöyle dedi: “Ey Ebû Sinan sana bir müjde vereyim mi? Bende evet dedim. Dedi ki: Dahhâk b. Abdurrahman b. Arzeb, Ebû Musa el Eþarî’den bana rivâyet ettiðine göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Bir kulun çocuðu vefat ettiðinde Allah; meleklerine kulumun çocuðunun ruhunu kabzettiniz mi? Buyurur. Melekler evet derler. Sonra Allah þöyle buyurur: Onun gönlünün meyvesini mi kopardýnýz? Meleklerde evet derler. Kulum ne dedi? Buyurur. Melekler de: “Hamdetti ve Ýnna lillahi ve inna ileyhî raciûn” dedi. Derler. Bunun üzerine Allah’ta þöyle buyurur: “Bu kuluma Cennet’te bir ev yapýn ve adýný “Hamd evi” koyun.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.

bölüm: 37

Ø cenaze namazýnda tekbir sayýsý kaçtýr?

1022- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) Habeþ Kralý olarak Necaþi’ye cenazesi yok iken arkasýndan gýyabî cenaze namazýný kýldý ve bu namazda dört tekbir almýþtý.” (Buhârî, Cenaiz: 6; Ýbn Mâce, Cenaiz: 24)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs, Ýbn ebî Evfâ, Câbir, Yezîd b. Sabit ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Yezîd b. Sabit; Zeyd b. Sabit’in kardeþi olup yaþça ondan büyüktür. Bedir savaþýnda bulunmuþtur. Zeyd ise bulunmamýþtýr.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve cenaze namazýnda dört tekbir alýrlar. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes, Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

1023- Abdurrahman b. ebî Leylâ (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Zeyd b. Erkâm cenaze namazýnda dört tekbir alýrdý. Bir seferinde ise beþ tekbir almýþtý. Kendisine bunu sorduk dedi ki: “Rasûlullah (s.a.v.) beþ tekbir de alýrdý.” (Müslim, Cenaiz: 22; Ebû Dâvûd: Cenaiz: 52)

ž Tirmîzî: Zeyd b. Erkâm hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden bazý ilim adamlarý bu görüþte olup cenaze namazýnda beþ tekbir alýnýr demektedirler.

Ahmed ve Ýshâk þöyle derler: Ýmam beþ tekbir alarak cenaze namazýný kýldýrýrsa imama mutlaka uyulur.

bölüm: 38

Ø cenaze namazýnda okunacak dualar

1024- Ebû Ýbrahim el Eþhelî (r.a.)’in babasýndan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) cenaze namazý kýldýðý zaman “Allah’ým dirimizi, ölümüzü burada bulunanýmýzý ve bulunmayanýmýzý, küçüðümüzü, büyüðümüzü, erkeðimizi ve diþimizi hepsini affet” diye dua ederdi. Yahya diyor ki: Ebû Seleme b. Abdurrahman, Ebû Hüreyre’den bu hadisin benzerini bize aktardý ve þu ilaveyi yaptý. “Allah’ým aramýzda yaþamasýný dilediðin kimseyi Ýslam üzere yaþat ölmesini istediðin kimseyi de imanla öldür.” (56; Ýbn Mâce, Cenaiz: 23; Buhârî, Cenaiz: 65)

ž Tirmîzî: Bu konuda Abdurrahman, Âiþe, Ebû Katâde, Avf b. Mâlik ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Ýbrahim’in babasýndan hadisi hasen sahihtir.

Hiþâm ed Destevâî ve Ali b. el Mübarek bu hadisi Yahya b. ebî Kesir’den, Ebû Seleme b. Abdurrahman’dan ve Peygamber (s.a.v.)’den mürsel olarak rivâyet etmiþlerdir. Ýkrime b. Ammâr; Yahya b. ebî Kesir’den, Ebû Seleme’den, Âiþe’den ayný hadisi rivâyet etmiþtir. Ýkrime b. Ammâr hadisi pek makbul deðildir. Ýkrime Yahya hadisinde vehme kapýlarak yanýlmýþtýr. Bu hadis ayný þekilde Yahya b. Ebû Kesir, Abdullah b. Ebû Katâde ve babasýndan da rivâyet edilmiþtir.

Muhammed’den iþittim diyor ki: Bu konuda en sahih rivâyet Yahya b. ebî Kesir’in, Ebû Ýbrahim el Eþhelî’nin babasýndan yaptýðý rivâyettir. Kendisine Ebû Ýbrahim’in isminin ne olduðunu sordum bilemedi.

1025- Avf b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) bir ölüye cenaze namazý kýlarken þöyle söylediðini iþittim namazýnda þöyle diyordu: “Allah’ým affet onu, acý ona, çamaþýrýn kirden temizlendiði gibi onu dolu (yaðmur, kar) ile günahlarýndan arýndýr.” (Müslim, Cenaiz: 26; Ýbn Mâce, Cenaiz: 23)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

Muhammed: Bu konuda en sahih hadis budur demektedir.

bölüm: 39

Ø cenaze namazýnda fatiha sûresi okunur mu?

1026- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v.), cenaze namazýnda Fatiha sûresini okudu.” (Buhârî, Cenaiz: 65; Nesâî, Cenaiz: 77)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ümmü Þerik’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs, hadisinin senedi pek saðlam deðildir.

Ýbrahim b. Osman’a Ebû Þeybe el Vasîtî denir rivâyeti pek kabul görmeyen kimselerdendir. Ýbn Abbâs’tan sahih olan rivâyet onun þöyle dediðidir: “Cenaze namazýnda Fatiha sûresi okumak sünnettendir.”

1027- Talha b. Avf (r.a.)’den rivâyete göre; Ýbn Abbâs ceneze namazýný kýlarken Fatiha sûresini okudu kendisine sordum: “Fatiha okumak sünnettendir veya sünnetin tamamýndandýr” dedi. (Buhârî, Cenaiz: 65; Nesâî, Cenaiz: 77)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönem ilim adamlarýndan bazýlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparak ilk tekbirden sonra Fatiha sûresini okumayý tercih ederler. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bazý ilim adamlarý da þöyle derler: Cenaze namazýnda Fatiha süresini okumak yoktur. Fakat Allah’a övgü Peygamber (s.a.v.)’e salevat ve ölen kimseye duadan ibarettir. Küfeliler, Sevrî ve baþkalarý bunlardandýr.

Talha b. Abdullah b. Avf, Abdurrahman b. Avf’ýn kardeþinin oðludur, kendisinden Zührî hadis rivâyet etmiþtir.

bölüm: 40

Ø cenaze namazý kaç saf olmalýdýr?

1028- Abdullah b. Yezenî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Mâlik b. Hübeyre bir sefer cenaze namazý kýldýracaðýnda cemaati az bularak onlarý üç saf haline getirdi sonra da dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: Bir kimse üzerinde üç saf cemaat cenaze namazý kýlarsa Allah, o kimseye imanla gittiði takdirde Cenneti ona vâcib kýlar. (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 39; Ýbn Mâce, Cenaiz: 19)

ž Tirmîzî: Bu konuda Âiþe, Ümmü Habibe, Ebû Hüreyre ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in hanýmlarýndan Meymûne’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Mâlik b. Hubeyre hadisi hasendir. Pek çok kimse bu hadisi Muhammed b. Ýshâk’tan böylece rivâyet etmiþlerdir.

Ýbrahim b. Sa’d yine bu hadisi Muhammed b. Ýshâk’tan rivâyet ederek Mâlik b. Hubeyre ile Mersed arasýnda bir râvî daha koymuþtur ki bizce onlarýn rivâyeti daha sahihtir.

1029- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: Müslümanlardan bir kiþi ölürde Müslümanlardan yüz kiþi o kimse üzerine cenaze namazý kýlar ve baðýþlanmasý için dua ederse Allah onlarýn bu konudaki dualarýný kabul eder. Ali b. Hucr diyor ki: “Yüz veya yüzden fazla kimse.” (Müslim, Cenaiz: 18; Nesâî, Cenaiz: 78)

ž Tirmîzî: Âiþe hadisi hasen sahih olup bazý râvîler mevkuf olarak rivâyet etmiþlerdir.

bölüm: 41

Ø güneþ doðarken ve batarken cenaze namazý kýlýnýr mý?

1030- Ukbe b. Âmir el Cühenî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Üç vakit var ki Rasûlullah (s.a.v.) o vakitlerde bizi namaz kýlmaktan ve cenaze defnetmekten yasaklardý; 1- Güneþ doðup biraz yükselinceye kadar, 2- Eþyalarýn gölgesiz halinden güneþ batýya kayýncaya kadar, 3- Güneþ batmaya yaklaþýp batacaðý ana kadar.” (Nesâî, Cenaiz: 89; Ýbn Mâce, Cenaiz: 30)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve daha sonraki dönemlerden bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yapar, bu saatlerde cenaze namazý kýlmayý hoþ görmezler.

Ýbn’ül Mübarek der ki: Bu hadisteki “Ölülerinizi defnetmekten” sözünün manasý cenaze namazý kýlýnmasý demektir. Dolayýsýyla güneþ doðarken, güneþ tam tepe noktasýnda iken ve güneþ batarken cenaze namazý kýlýnmasýný hoþ karþýlamýyor. Ahmed ve Ýshâk’ta ayný kanaattedirler.

Þâfii der ki: Namaz kýlmanýn mekruh olduðu bu vakitlerde cenaze namazý kýlmakta bir sakýnca yoktur.

bölüm: 42

Ø çocuklar üzerine cenaze namazý kýlýnýr mý?

1031- Muðýre b. Þu’be (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Binek üzerinde olan cenazenin arkasýndan, yaya olan cenazenin hangi tarafýndan isterse oradan yürüyebilir. Çocuk içinde cenaze namazý kýlýnýr. (Nesâî, Cenaiz: 59; Ýbn Mâce, Cenaiz: 26)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ýsrail ve bir çok kimse bu hadisi Saîd b. Ubeydullah’tan rivâyet etmiþlerdir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve derler ki: Ana karnýnda canlý olduðu belli olan fakat ölü olarak doðan çocuðun bile cenaze namazý kýlýnýr. Ahmed ve Ýshâk’ta ayný görüþtedir.

bölüm: 43

Ø canlý olarak doðmayan çocuða cenaze namazý kýlýnmaz

1032- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Canlý olarak doðmayan çocuða cenaze namazý kýlýnmaz o çocuk ne mirasý alan nede býrakan kimse olabilir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadiste hadisçiler kargaþaya düþmüþlerdir. Bazýlarý Ebû’z Zübeyr ve Câbir’den merfu olarak rivâyet etmiþ. Eþ’as b. Sevvar ve pek çok kimsede Ebû’z Zübeyr ve Câbir’den mevkuf olarak rivâyet etmiþlerdir. Yine Muhammed b. Ýshâk, Atâ b. ebî Rebah ve Câbir’den mevkuf olarak rivâyet etmiþlerdir ki bu rivâyet daha Sahih gözükmektedir. Bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yapmakta olup canlý doðmayan çocuða cenaze namazý kýlýnmaz derler. Sûfyân es Sevrî ve Þâfii bunlardandýr.

bölüm: 44

Ø mescid içerisinde cenaze namazý kýlýnabilir mi?

1033- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.), Süheyl b. Beyza için mescid içerisinde cenaze namazý kýldýrdý.” (Müslim, Cenaiz: 34; Ýbn Mâce, Cenaiz: 29)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Þâfii: Mâlik mescidin içerisinde cenaze namazý kýlýnmaz dedi, diyor ve bu hadisi delil olarak göstererek mescidde cenaze namazý kýlýnmasýna taraftar oldu.

bölüm: 45

Ø imam cenaze namazýnda erkek ve kadýnýn neresinde durmalýdýr?

1034- Ebû Gâlib (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Enes b. Mâlik ile beraber bir erkeðe cenaze namazý kýlmýþtým. Enes cenazenin baþýnýn hizasýna durmuþtu. Sonra Kureyþ’den bir kadýnýn cenazesini getirdiler ve Ey Ebû Hamza bu cenazenin de namazýný kýldýrýver dediler oda cenazenin tam ortasýna durdu ve namazý kýldýrdý. Bunun üzerine Alâ b. Ziyâd dedi ki: Ben de: “Rasûlullah (s.a.v.)’i erkek ve kadýn cenazelerini ayný þekilde kýldýrdýðýný görmüþtüm.” Bunu duyan Enes ise “Evet” dedi. Cenaze iþi bitince Enes dedi ki: “Bunlarý iyi öðrenin.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 51; Müslim, Cenaiz: 27)

ž Bu konuda Semure’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir. Pek çok kiþi bu hadisi Hemmâm’dan ayný þekilde rivâyet etmiþ vehme kapýlarak “Gâlib’den ve Enes’den” demiþtir. Sahih olan “Ebû Gâlib” rivâyetidir. Abdulvaris b. Saîd ve pek çok kiþi bu hadisi Ebû Gâlib’den, Hemmâm’ýn rivâyeti gibi rivâyet ettiler. Hadisçiler Ebû Gâlib’in ismi üzerinde ayrý görüþlere sahiptirler. Bir kýsmý ismi Nafi’dir derken bazýlarý da Rafi’ demektedirler. Bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadise göre yaparlar. Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

1035- Semure b. Cündüp (r.a.)’den rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v.) bir kadýnýn cenaze namazýný kýldýrdý ve cenazenin tam ortasýna durmuþtu.” (Buhârî, Cenaiz: 63; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 51)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Þu’be bu hadisi Huseyn el Muallim’den rivâyet etmiþtir.

bölüm: 46

Ø þehîdlere cenaze namazý kýlýnýr mý?

1036- Câbir b. Abdillah (r.a.)’ýn haber verdiðine göre Peygamber (s.a.v.), Uhud þehîdlerinden iki kiþiyi bir araya getirir tek bir kefenle sarar ve hangisi Kur’ân’ý daha çok bilir diye sorardý hangisine iþaret edilirse onu kabrin ön tarafýna geçirirdi ve derdi ki: “Ben kýyamet günü bunlarýn þâhidleri olacaðým. Þehîdlerin kanlarý içerisinde defnedilmelerini emretti, onlara cenaze namazý da kýldýrmadý onlar yýkanmadýlar da.” (Buhârî, Cenaiz: 72; Ýbn Mâce, Cenaiz: 28)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Câbir hadisi hasen sahihtir. Bu hadis Zührî ve Enes’den de rivâyet edilmiþtir. Ayný þekilde Zührî’den, Abdullah b. Sa’lebe b. ebî Suayr’den de rivâyet edilmiþtir. Kimileri de sadece Câbir’den naklederek rivâyet etmiþlerdir. Þehîd üzerine cenaze namazý kýlýnmasý konusunda ilim adamlarý deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Bir kýsmý þehîd üzerine cenaze namazý kýlýnmaz demektedirler. Medîneliler ve Ahmed ve Þâfii bu görüþte olanlardandýr. Bazý alimlerde þehîde de cenaze namazý kýlýnmasý görüþündedirler ve Rasûlullah (s.a.v.)’in þehîd olan Hamza’ya kýldýðý cenaze namazýný delil olarak gösterirler. Sevrî, Küfeliler ve Ýshâk bu kanaattedirler.

bölüm: 47

Ø kabre gömülmüþ kimse üzerine cenaze namazý kýlýnýr mý?

1037- Þa’bi (r.a.)’den bildirildiðine göre, þöyle rivâyet edilmiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’i gören bir kiþi bana bildirdi ki: “Rasûlullah (s.a.v.) tek baþýna bir kabir gördü ashabýný arkasýna saf yaparak o kabrin üzerine cenaze namazý kýldý. Þa’bi’ye soruldu bunu sana kim bildirdi diye oda “Ýbn Abbâs” dedi.” (Buhârî, Cenaiz: 66; Müslim, Cenaiz: 23)

ž Tirmîzî: Bu konuda Enes, Büreyde, Yezîd b. Sabit, Ebû Hüreyre, Âmir b. Rabia, Ebû Katâde ve Sehl b. Huneyf’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönem pek çok ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar. Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bunlardandýr.

Bazý ilim adamlarý da “Kabir üzerine namaz kýlýnmaz” derler. Mâlik b. Enes bu görüþtedir.

Abdullah b. Mübarek der ki: Cenaze namazý kýlýnmadan kabre gömülürse o kabrin üzerine namaz kýlýnabilir. Ýbn’ül Mübarek kabir üzerine namaz kýlýnýr görüþündedir. Ahmed ve Ýshâk: Bir aya kadar kabir üzerine namaz kýlýnabilir derler ve þunu ilave etmektedirler. Bu konuda Ýbn’ül Müseyyeb’den iþittiðimiz en uzun süren Peygamber (s.a.v.)’in Sa’d b. Ubâde’nin annesinin kabri üzerine bir ay sonra namaz kýldýðýdýr.

1038- Saîd b. Müseyyeb (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. Peygamber (s.a.v.) Medîne’de yok iken Sa’dýn annesi ölmüþtü Peygamber (s.a.v.) Medîne’ye gelince ona cenaze namazý kýldýrdý. Aradan bir ay zaman geçmiþti. (Buhârî, Cenaiz: 66; Müslim, Cenaiz: 23)

bölüm: 48

Ø Peygamber (s.a.v.) necaþi için cenaze namazý kýldýrmasý

1039- Imrân b. Husayn (r.a.)’dan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) bize: “Kardeþiniz Necâþî vefat etti kalkýn ona cenaze namazý kýlýn” buyurdular. “Bizde kalktýk cenaze namazýndaki gibi saf olduk cenazeye namaz kýlýndýðý gibi ona namaz kýldýk.” (Nesâî, Cenaiz: 57; Ýbn Mâce, Cenaiz: 33)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Câbir b. Abdillah, Ebû Said, Huzeyfe b. Esîd ve Cerir b. Abdullah’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis bu þekliyle hasen sahih garibtir. Ebû Kýlâbe, bu hadisi amcasý Ebûl Mühelleb’in ismi: Abdurrahman b. Amr’dýr. Ayrýca Muaviye b. Amr’da denilir.

bölüm: 49

Ø cenaze namazý kýlmanýn deðer ve kýymeti

1040- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: Her kim bir cenazenin namazýný kýlarsa ona bir kîrât sevap vardýr. Ve her kim cenazeyi takip eder ve defnedilinceye kadar bulunursa iki kîrât sevap vardýr ki o iki kîrâttan her biri veya en küçüðü Uhud daðý kadardýr. Bu konuyu Ýbn Ömer’e anlattým. O’da Âiþe’ye adam göndererek bu hadisi ona sordurdu da Âiþe: “Ebû Hüreyre doðru söyledi” dedi. Bunun üzerine Ýbn Ömer dedi ki: “Demek ki biz pek çok kîrâtlýk sevaplarý elden kaçýrmýþýz.” (Buhârî, Cenaiz: 57; Müslim, Cenaiz: 17)

ž Tirmîzî: Bu konuda Berâ, Abdullah b. Muðaffel, Abdullah b. Mes’ûd, Ebû Saîd, Übey b. Ka’b, Ýbn Ömer ve Sevbân’dan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahih olup deðiþik yollarla rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 50

Ø cenazeyi taþýmak ve takip etmek ne demektir?

1041- Ebûl Mühezzem (r.a.)’den iþittim þöyle diyordu: Ebû Hüreyre ile on yýl arkadaþlýk yaptým ondan iþittiðime göre, þöyle diyordu: Rasûlullah (s.a.v.)’den iþittim þöyle buyurmuþtu: “Her kim cenazeyi takip eder üç kez cenazeyi taþýrsa cenaze konusunda üzerine düþeni yapmýþ olur.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Bazý kimseler bu hadisi ayný senedle rivâyet edip Rasûlullah (s.a.v.)’e ulaþtýrmýyorlar. Ebûl Mühezzem’in ismi Yezîd b. Sûfyân’dýr. Þu’be onun zayýf olduðunu kaydediyor.

bölüm: 51

Ø cenaze için ayaða kalkýlýr mý?

1042- Âmir b. Rabia (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cenaze gördüðünüz zaman sizi geçinceye kadar veya omuzlardan indirilinceye kadar cenaze için ayaða kalkýn.” (Buhârî, Cenaiz: 47; Müslim, Cenaiz: 35)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, Câbir, Sehl b. Huneyf, Kays b. Sa’d ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Âmir b. Rabia hadisi hasen sahihtir.

1043- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cenaze gördüðünüzde ayaða kalkýn cenazeyi takip eden kimse cenaze omuzlardan indirilinceye kadar oturmasýn.” (Buhârî, Cenaiz: 49; Ýbn Mâce, Cenaze: 35)

Tirmîzî: Bu konudaki Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir. Ahmed ve Ýshâk bu hadisle amel ederler ve derler ki: “Cenazenin ardýndan giden cenaze omuzlardan indirilinceye kadar asla oturmasýn.” Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden bazý ilim adamlarýndan rivâyete göre: “Cenazenin önünde yürürler ve cenaze kendilerine ulaþmadan da otururlardý.” Þâfii’nin görüþü de budur.

bölüm: 52

Ø cenaze için ayaða kalkýlmasa da olur mu?

1044- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre: Kendisine cenaze omuzlardan indirilinceye kadar ayakta kalýnmasý meselesi anlatýldý da, O’da þöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v.) önceleri cenaze için kalkardý sonralarý ise kalkmaz ve otururdu.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 43)

ž Tirmîzî: Bu konuda Hasan b. Ali ve ibn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali hadisi hasen sahihtir. Bu hadisin rivâyeti, senedinde tabiinden dört kiþi birbirlerinden rivâyet etmiþlerdir. Ýlim adamlarýndan bir kýsmý uygulamalarýný bu hadise göre yaparlar.

Þâfii der ki: Bu konuda en sahih hadis budur.

Bu hadis “Cenaze gördüðünüz zaman kalkýnýz” hadisinin hükmünü kaldýrmýþtýr.

Ahmed diyor ki: Kiþi dilerse ayaða kalkar dilerse kalkmaz diyerek Peygamber (s.a.v.)’in önceleri ayaða kalkýp sonralarý kalkmadýðý ve oturduðu rivâyetini delil olarak ortaya koyuyor. Ýshâk b. Ýbrahim’de aynen böyle söylemektedir.

Tirmîzî: Ali (r.a.)’in: “Rasûlullah (s.a.v.) önceden cenaze için kalktý sonra oturdu” sözünün anlamý: “Rasûlullah (s.a.v.) önceleri cenaze gördüðünde ayaða kalkardý sonralarý bunu býraktý. Cenaze gördüðünde ayaða kalmaz oldu” diyor.

bölüm: 53

Ø kabri kazarken lahd yapmak müslüman modelidir

1045- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kýble tarafýna doðru ayrý bir bölüm yapýlarak kabir kazmak biz Müslümanlarýn kabir modelidir. Bizim dýþýmýzdakiler ise düz çukur gibi kabir kazarlar.” (Buhârî, Cenaiz: 71; Müslim, Cenaiz: 29)

ž Bu konuda Cerir b. Abdullah, Âiþe, Ýbn Ömer ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi bu þekliyle hasen garibtir.

bölüm: 54

Ø cenaze kabre indirildiðinde ne söylenir?

1046- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) ölü mezara konulduðu zaman bir keresinde: “Allah adýna Allah’ýn buyruðla ve Allah’ýn Rasûlünün yolu üzere” demiþ diðer bir seferinde ise “Allah adýna Allah buyruðuyla ve Allah Rasûlünün sünneti üzere seni kabre indiriyoruz demiþtir.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 63; Ýbn Mâce, Cenaiz: 38)

ž Tirmîzî: Bu hadis bu þekliyle hasen garibtir.

Bu hadis yine Ýbn Ömer vasýtasýyla baþka bir þekilde de rivâyet edilmiþtir. Ayrýca bu hadis Ebûs Sýddýk en Nacî tarafýndan Ýbn Ömer’den tekrar rivâyet edilmiþ olup yine Ebûs Sýddýk en Nacî’den mevkuf olarak ta rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 55

Ø Rasûlullah (s.a.v.)’in kabrinin altýna birþey serilmiþ miydi?

1047- Osman b. Ferkad (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Cefer b. Muhammed’in babasýndan iþittiðime göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in kabrini lahd þeklinde kazýp hazýrlayan Ebû Talha’dýr. Kabrin altýna kadife bir örtü atan ise Rasûlullah (s.a.v.)’in azâd ettiði kölelerden Þükran’dýr.”

Cafer diyor ki: Ubeydullah b. ebî Rafi’ bana bildirdi ve þöyle dedi: Þükran’dan iþittim þöyle diyordu: “Rasûlullah (s.a.v.)’in kabrinin tabanýna kadife örtüyü atan vallahi ben idim.” (Müslim, Cenaiz: 30; Nesâî, Cenaiz: 88)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ýbn Abbâs’tan da rivâyet vardýr.

Tirmîzî: Þükran hadisi hasen garibtir. Ali b. el Medînî’de bu hadisi Osman b. Ferkad’den rivâyet etmiþtir.

1048- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in kabrinin tabanýna kýrmýzý bir kadife serilmiþti.” (Nesâî, Cenaiz: 88; Müslim, Cenaiz: 30)

ž Tirmîzî: Muhammed b. Beþþâr baþka bir yerde de bu konuda bize hadis rivâyet edilmiþtir. Muhammed b. Cafer ve Yahya; Þu’be’den, Ebû Cemre’den, Ýbn Abbâs’tan bize rivâyet etti ki bu daha sahihtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.Þu’be, Ebû Hamza el Kassab’tan rivâyet ediyor. Bu kimsenin adý Imrân b. ebî Atâ’dýr. Ayný þekilde Ebû Cemre ed DubaÎ’den de rivâyet edilmiþ olup bu kimsenin adý Nasr b. Imrân’dýr. Her ikisi de Ýbn Abbâs’ýn arkadaþlarýdýr. Ýbn Abbâs’tan kabirde ölünün altýna bir þey serilmesini mekruh gördüðü de rivâyet edilmiþtir. Bazý ilim adamlarý da bu kanaattedir.

bölüm: 56

Ø kabirler yer seviyesinden fazla yükseltilmemeli

1049- Ebû Vâil (r.a.)’den rivâyet edilmiþtir. Ali, Ebûl Heyyac el Esedî’ye dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)’in beni gönderdiði bir görevle seni gönderiyorum; “Toprak seviyesinden yüksek kabirleri düzleyesin ve gördüðün her bir heykel ve putu kýrýp geçiresin.” (Müslim, Cenaiz: 31; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 66)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ali hadisi hasendir. Bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve yer seviyesinden yukarý kaldýrýlmasýný hoþ görmezler.

Þâfii diyor ki: Kabirlerin yer seviyesinden yüksek olmasýný hoþ karþýlamam Ama çiðnenmemesi ve üzerine oturulmamasý için kabir olduðu belli olacak kadar yükseltilmesi uygundur.

bölüm: 57

Ø kabir üzerine oturulmaz ve kabre doðru namaz kýlýnmaz

1050- Ebû Mersed el Ganevî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Kabirlerin üzerine oturmayýn kabirlere karþý da namaz kýlmayýn.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 71; Ýbn Mâce, Cenaiz: 45)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, Amr b. Hazm, Beþîr b. Hasaiyye’den de hadis rivâyet edilmiþtir. Muhammed b. Beþþâr, Abdurrahman b. Mehdî yoluyla Abdullah b. Mübarek’den bu hadisin benzerini bize rivâyet etmiþtir.

1051- Ebû Mersed el Ganevî (r.a.)’den benzeri þekilde yine hadis rivâyet edilmiþ olup “Ebû Ýdris’den” denmemiþtir ve sahih olan rivâyette budur.

ž Tirmîzî: Muhammed diyor ki: Ýbn’ül Mübarek’in rivâyeti yanlýþ olup Ýbn’ül Mübarek bu rivâyetinde yanýlarak “Ebû Ýdris el Havlanî’den” diye bir ilavede bulunmuþtur. Doðru olan rivâyet Büsr b. Ubeydullah’ýn Vasile’den yaptýðý rivâyetidir. Pek çok kimse Abdurrahman b. Yezîd b. Câbir’den rivâyet ettiler ve “Ebû Ýdris el Havlanî” den demediler, Büsr b. Ubeydullah, Vasile b. Eskâ’dan hadis iþitmiþtir.

bölüm: 58

Ø kabirler üzerine kireç (mermer) yapmak ve yazý yazmak

1052- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Rasûlullah (s.a.v.) kabirler üzerine kireç (ve mermer) yapmayý, kabirler üzerine yazý yazmayý, kabirler üzerine bina yapmayý ve kabirleri çiðnemeyi yasakladý.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 43; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 70)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Câbir’den baþka þekillerde de rivâyet edilmiþtir. Bazý ilim adamlarý “Kabirlere çamurdan sýva yapýlabilir” derler. Hasan el Basrî bunlardandýr.

Þâfii: “Kabre çamurla sýva yapmakta sakýnca yoktur” der.

bölüm: 59

Ø mezarlýklara girildiðinde okunacak dua

1053- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyet edildiðine göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) Medîne mezarlýklarýna uðradý ve yüzünü kabirdekilere doðru çevirerek þöyle buyurdular: Ey bu kabirlerde yatanlar! Allah’ýn selamý sizlerin üzerine olsun. Allah bizi de sizi de affetsin siz bizim önden gidenlerimizsiniz biz de sizin izinizden geleceðiz.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 36; Müslim, Cenaiz: 35)

ž Tirmîzî: Bu konuda Büreyde ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasen garibtir.

Ebû Kudeyne’nin ismi Yahya b. Mühellab’týr. Ebû Zabyan’ýn ismi ise Husayn b. Cündüp’tür.

bölüm: 60

Ø kabir ziyareti yapýlmalý mýdýr?

1054- Süleyman b. Büreyde (r.a.)’nin babasýndan rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: Bazý sebeblerden dolayý size kabirleri ziyaret etmeyi yasaklamýþ idim. Þimdi Muhammed’e annesinin kabrini ziyaret etme izni verildi siz de kabirleri ziyaret ediniz çünkü kabir ziyareti size ahireti hatýrlatýr.” (Nesâî, Cenaiz: 100; Ýbn Mâce, Cenaiz: 47)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, Ýbn Mes’ûd, Enes, Ebû Hüreyre ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Büreyde hadisi hasen sahihtir. Ýlim adamlarý uygulamalarýný bu hadisle yaparlar ve kabir ziyaretinde bir sakýnca görmezler. Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler.

1055- Abdullah b. ebî Müleyke (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: “Abdurrahman ibn ebî Bekir, Mekke’ye yakýn Hubþî denilen bir yerde vefat etmiþti. Cenazesi Mekke’ye nakledilerek oraya defnedildi. Âiþe Mekke’ye gelince Abdurrahman b. Ebî Bekir’in kabrinin yanýna ziyarete geldi ve Þair Temim’in þu iki beytini söyledi.

* Bir zamanlar Cezime denilen bir kralýn iki sohbet arkadaþý gibiydik

* Yýllarca süren bu arkadaþlýðýmýz karþýsýnda hiç ayrýlmayacaklar denilmiþti.

* Fakat birbirimizden ayrýlýnca sanki ben ve kardeþim Mâlik;

* Çok uzun süren arkadaþlýðýmýza raðmen bir gece bile bir arada kalmýþ gibi deðiliz.

Âiþe bu beyitleri okuduktan sonra dedi ki: “Cenazede bulunsaydým ancak öldüðün yere defnedilirdin. Ölürken senin yanýnda bulunsaydým kabrinde seni ziyaret etmezdim.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

bölüm: 61

Ø kadýnlarýn kabir ziyaretinin lanetlendiði

1056- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v.) kabirleri ziyaret eden kadýnlarý lanetlemiþtir.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 49)

ž Bu konuda ibn Abbâs ve Hassân b. Sabit’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bazý ilim adamlarýna göre bu hüküm Peygamber (s.a.v.)’in kabir ziyaretine izin vermelerinden önce idi izin verilince erkekler de kadýnlarda bu iznin içerisine girmiþ oldu. Bazý ilim adamlarý da kadýnlarýn sabýrlarýnýn az oluþu sýzlanmalarýnýn çok olmasý sebebiyle onlarýn ziyaretleri hoþ deðildir. Derler.

bölüm: 62

Ø cenazeler gece defnedilebilir mi?

1057- Ýbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) geceleyin ashabýndan birini defnetmek için kabre inmiþti. Kendisi için bir kandil yakýlmýþtý cenazeyi kýble tarafýna getirerek: “Allah sana rahmet etsin sen Allah korkusuyla devamlý inleyen ve çok Kur’ân okuyan bir kiþi idin” buyurdu ve cenaze üzerine dört kere tekbir getirdi. (Buhârî, Cenaiz: 69)

ž Bu konuda Câbir, Yezîd b. Sabit (Zeyd b. Sabit’in aðabeyidir) ten de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ýbn Abbâs hadisi hasendir. Bazý ilim adamlarý uygulamalarýný bu hadise göre yapar, “Cenaze kýbleye döndürülerek kabre indirilir” derler. Kimi ilim adamlarý ise: “Yukarýdan aþaðýya doðru çekilerek kabre yerleþtirilir” derler. Ýlim adamlarýnýn çoðu geceleyin cenaze defnedilmesine izin vermiþlerdir.

bölüm: 63

Ø ölü arkasýndan güzel söz söylemek gerekir

1058- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.)’in önünden bir cenaze geçti sahabe o kimseyi hayýrla andýlar bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Vâcib oldu” buyurdu sonra þöyle söyledi: “Sizler yeryüzünde Allah’ýn þâhidlerisiniz.” (Buhârî, Cenaiz: 85; Nesâî, Cenaiz: 51)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Ka’b b. Ucre ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir.

1059- Ebûl Esved ed Düvelî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Medîne’ye geldim, Ömer b. Hattâb’ýn yanýnda oturuyorken bir cenaze ile geçtiler oradaki insanlar o cenazeyi hayýrla andýlar bunun üzerine Ömer “Vâcib oldu” dedi. Bunun üzerine “ne vâcib oldu?” dedim. Rasûlullah (s.a.v.)’in söylediðini söylüyorum, Þöyle buyurmuþtu: “Herhangi bir Müslümana üç kiþi þâhidlik ederse Cennet ona vâcib olur. Biz iki kiþide mi? dedik. “Ýki kiþide olsa” buyurdu. Bizde tek kiþinin þâhidliðinden sormadýk. (Buhârî, Cenaiz: 85; Nesâî, Cenaiz: 50)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebûl Esved ed Düvelî’nin ismi Zalim b. Amr b. Sûfyân’dýr.

bölüm: 64

Ø müslümanýn ölen çocuklarýnýn kendisine faydasý olur mu?

1060- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Müslümanlardan her kimin üç çocuðu ergenlik çaðýna ulaþmadan ölürse o kimse Cehenneme girmez ancak Allah’ýn yemini yerini bulacak kadar ateþ ona dokunmuþ olur. (Yani 19 Meryem: 71 ayeti gereði) (Buhârî, Cenaiz: 6; Müslim, Birr ve Sýla: 47)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Muâz, Ka’b b. Mâlik, Utbe b. Abd, Ümmü Süleym, Câbir, Enes, Ebû Zerr, Ýbn Mes’ûd, Ebû Sa’lebe el Eþcaî, Ýbn Abbâs, Ukbe b. Âmir, Ebû Saîd, Kurre b. Ýyas el Müzenî’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Ebû Sa’lebe’nin Rasûlullah (s.a.v.)’den tek bir hadisi vardýr. O’da bu konudaki hadistir. Ebû Sa’lebe El Huþenî denilen kimse deðildir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

1061- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kimin ergenlik çaðýna ulaþmadan üç çocuðu kendisinden önce vefat ederse onlar Cehennem ateþine karþý ana-babalarý için saðlam bir kale oluþtururlar.”

Ebû Zerr: “Ben iki çocuk gönderdim” durumum nedir? Deyince Rasûlullah (s.a.v.), “Ýki çocukta ayný þekildedir” buyurdular. Kur’ân okuyanlarýn önderlerinden Übey b. Ka’b: “Ben bir çocuk gönderdim” deyince; Rasûlullah (s.a.v.): “Bir de olur fakat bu karþýlýk ilk anda gösterilen sabýr karþýlýðýdýr” buyurdular. (Ýbn Mâce, Cenaiz: 57; Müslim, Bir ve Sýla: 47)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Çünkü Ebû Ubeyde babasýndan hadis iþitmemiþtir.

1062- Ýbn Abbâs (r.a.)’den bize aktarýldýðýna göre kendisi Rasûlullah (s.a.v.)’den þöyle iþitmiþtir: “Ümmetimden ergenlik çaðýna ulaþmadan iki vefat eden çocuðu olan kimseyi Allah o iki çocuk sebebiyle Cennete koyacaktýr. Bunun üzerine Âiþe (r.anha), ümmetinden ayný durumda bir çocuðu olan kimse ne olacak? Deyince “Ey baþarýlý ve zeki kadýn, bir çocuðu ayný durumda olan da ayný þekildedir” buyurdular. Âiþe: “Ya hiç çocuk göndermeyen kimsenin durumu ne olacak? Deyince ümmetimin önde gideni ve þefaat verilecek ve þefaat edecek olaný ben olacaðým. Ümmetimin benden daha büyük kayýplarý olmayacaktýr. (Ýbn Mâce, Cenaiz: 57; Müslim, Bir ve Sýla: 47)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Abdi Rabbih b. Barik’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Pek çok hadisçiler ondan hadis rivâyet etmiþlerdir. Ahmed b. Saîd el Murabýtî, Habban b. Hilâl vasýtasýyla Abdi Rabbih b. Barik’den bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiþtir. Simak b. Velid, Ebû Zümeyl el Hanefî’dir.

bölüm: 65

Ø þehîdler kaç çeþittir, kimlere þehîd denilir?

1063- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Þehîdler beþ türlüdür; Allah’ýn istediði gibi Müslüman’ca yaþamakta iken Taun hastalýðýna yakalanmýþ karýn bölgesinden öldürücü hastalýða yakalanmýþ suda boðulmuþ ve enkaz altýnda kalmak suretiyle Müslüman olarak ölmüþ kimselerle; Allah’ýn dinini yeryüzüne hâkim kýlma yolunda ölen ve öldürülen kimseler þehîd sayýlýrlar.” (Buhârî, Cihad: 30; Müslim, Ýmara: 51)

Tirmîzî: Bu konuda Enes, Safvân b. Ümeyye, Câbir b. Atîk, Hâlid b. Urfuta, Süleyman b. Surad, Ebû Musa, ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

1064- Ebû Ýshâk es Sebiyî (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Süleyman b. Surad, Hâlid b. Urfuta’ya, (veya Hâlid, Süleyman’a) dedi ki: Sen, Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle dediðini iþitmedin mi? “Karýn bölgesinden öldürücü bir hastalýða yakalanýp sabrederek iman üzere ölen kimse kabir azabý görmez.” Bunun üzerine bu iki kiþiden biri diðerine “Evet” dedi. (Nesâî, Cenaiz: 111)

ž Tirmîzî: Bu konudaki bu hadis hasen garibtir. Deðiþik þekillerde de rivâyet edilmiþtir.

bölüm: 66

Ø bulaþýcý hastalýklar için karantina uygulamasý var mýdýr?

1065- Üsâme b. Zeyd (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.), Taun hastalýðýndan bahsederek þöyle buyurdu: “Ýsrail oðullarýndan bir gruba gönderilen bir azâb veya pis bir hastalýðýn artýðýdýr. Bu bulaþýcý hastalýk bir yerde ortaya çýkarda sizde orada bulunursanýz oradan dýþarýya çýkmayýn. Bir yerde bu hastalýðýn çýktýðýný görürseniz oraya girmeyin.” (Buhârî, Týp: 30; Müslim, Selam: 32)

ž Tirmîzî: Bu konuda Sa’d, Huzeyme b. Sabit, Abdurrahman b. Avf, Câbir ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Üsâme b. Zeyd hadisi hasen sahihtir.

bölüm: 67

Ø allah’a kavuþmayý seveni allah’ta sever

1066- Ubâde b. Sâmit (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kim Allah’a kavuþmayý sever ve isterse Allah’ta o kimseye kavuþmayý sever. Kim de Allah’la beraber olmaktan hoþlanmazsa Allah’ta o kimseyle buluþmak istemez.” (Buhârî, Rikak: 41; Müslim, Zikir ve Dua: 5)

ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Musa, Ebû Hüreyre ve Âiþe’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ubâde b. Sâmit hadisi hasen sahihtir.

1067- Âiþe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’in þöyle buyurduðunu bize aktarmýþtýr: “Kim Allah’a kavuþmayý arzu ederse Allah’ta o kimseyle buluþmayý sever. Kim de Allah’la beraber olmaktan hoþlanmazsa Allah’ta o kimseyle beraber olmayý sevmez.”

Âiþe dedi ki: “Ey Allah’ýn Rasûlü hepimiz ölümden hoþlanmayýz.” Bunun üzerine þöyle buyurdular: O anlamda deðil Mü’min son nefesinde ve her anýnda Allah’ýn rahmeti rýzasý ve Cenneti ile müjdelendiðinde Allah’a kavuþmayý arzu eder. Allah’ta o kimseyle bir araya gelmeyi arzu eder. Kafir ise hayatýnda ve ölüm anýnda Allah’ýn gazabý ve azabýyla müjdelenince Allah’a kavuþmayý istemez. Allah’ta onunla birlikte olmaktan hoþlanmaz. (Müslim, Dua ve Zikir: 5; Nesâî, Cenaiz: 10)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 68

Ø intihar edenin cenaze namazý kýlýnýr mý?

1068- Câbir b. Semure (r.a.)’den rivâyete göre; “Rasûlullah (s.a.v.), kendisini öldüren bir adamýn cenaze namazýný kýlmadý.” (Müslim, Cenaiz: 37; Nesâî, Cenaiz: 68)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Ýlim adamlarý bu konuda deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Bir kýsmý kýbleye dönüp namaz kýlan her kimsenin ve intihar edeninde cenaze namazý kýlýnýr derler. Sûfyân es Sevrî ve Ýshâk bu þekilde düþünür.

Ahmed der ki: Otorite sahibi olan devlet baþkaný durumundaki imam intihar eden kimsenin namazýný kýldýrmaz baþka birileri kýldýrabilir. (Rasûlullah (s.a.v.), intihar edenin cenaze namazýný isyan ettiði için ve insanlarý intihardan sakýndýrmak için kýlmamýþtýr. Borçlu kimselere de kýldýrmadýðý gibi)

bölüm: 69

Ø borçlu kimsenin cenaze namazý kýlýnýr mý?

1069- Osman b. Abdullah b. Mevhib (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Abdullah b. ebî Katâde’nin babasýndan naklettiðine göre Rasûlullah (s.a.v.)’e cenaze namazý kýldýrmasý için bir adamýn cenazesi getirildi de Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Arkadaþýnýzýn namazýný siz kýlýn çünkü onun borcu vardýr.” Ebû Katâde: “O borcu ben ödeyeceðim” dedi. Rasûlullah (s.a.v.) “Ödemeye kefilsin deðil mi?” deyince Katâde “Evet ödeyeceðin” dedi. Bunun üzerine o kimseye cenaze namazýný kýldý. (Nesâî, Cenaiz: 67)

ž Tirmîzî: Bu konuda Câbir, Seleme b. Ekvâ’, Esma binti Yezîd’den de hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Katâde hadisi hasen sahihtir.

1070- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre; Rasûlullah (s.a.v.)’e borçlu olarak ölen bir kimsenin cenazesi getirilirdi de bunun üzerine “Borcunu ödeyecek bir mal býraktý mý?” diye sorardý. Ödeyecek miktarda mal býrakmýþtýr denilirse; o kimsenin namazýný kýlardý, deðilse Müslümanlara; “Arkadaþýnýzýn namazýný siz kýlýn” buyururdu.

Allah fetihler nasip edip Ýslam devleti zenginleyince Rasûlullah (s.a.v.) minbere çýkýp þöyle konuþtu: “Ben mü’minlere kendilerinden daha yakýným dolayýsýyla borç býrakarak vefat eden kimsenin borcunu ödemek bana düþer, Kim de mal býrakýrsa o mal varisleri arasýnda bölüþtürülür.” (Nesâî, Cenaiz: 67)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Yahya b. Bükeyr ve pek çok kimse bu hadisi Leys b. Sa’d’tan, Abdullah b. Sa’d’ýn hadisinin benzeri gibi rivâyet etmiþlerdir.

bölüm: 70

Ø kabir azabý var mýdýr?

1071- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Sizden biriniz veya ölü kabre konulunca simsiyah mavi gözlü iki melek ona gelir onlardan birine münker diðerine nekîr denilir. O iki melek þöyle derler: Bu Muhammed denilen adam hakkýnda ne dersin? O kimse ise ölmeden önce söylediðini aynen tekrar ederek: O Allah’ýn kulu ve Rasûlüdür. Ben þehâdet ederim ki Allah’tan baþka gerçek ilah yoktur. Muhammed’de onun kulu ve elçisidir. O iki melek derler ki: Senin böyle söyleyeceðini biliyorduk. Sonra o kabir yetmiþ arþýn kadar geniþletilir ve aydýnlýk hale getirilir ve rahatça yat uyu burada denilir. O kimse bu durumu benim aileme dönüp haber verebilir miyim? Deyince o iki melek; gelin güvey gibi rahatça uyu gelin güveyi olan kimseyi ailesinden en çok sevdiði kimse uyandýrýr derler. O kiþi o kabirde mahþer için diriltilinceye kadar rahat rahat uyur.

O kabre konulan kimse münafýk ise Muhammed (s.a.v.) hakkýnda sorulan soruya; Ýnsanlarýn peygamber dediklerini duydum bende aynen öyle söyledim, gerçek midir? deðil midir? bilemiyorum diyecek. Bunun üzerine o iki melek; senin böyle söyleyeceðini biliyorduk derler. O kabre, sýkýþtýr onu denilir, kabirde onu sýkýþtýrýr da kaburga kemikleri yerlerinden oynar. Allah onu böylece mahþer günü uyandýrýncaya kadar azab etmeye devam eder.” (Nesâî, Cenaiz: 114; Buhârî, Cenaiz: 86)

ž Bu konuda Ali, Zeyd b. Sabit, Ýbn Abbâs, Berâ b. Âzib, Ebû Eyyûb, Enes, Câbir, Âiþe, Ebû Saîd’den de kabir azabýyla alakalý hadis rivâyet edilmiþtir.

Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen garibtir.

1072- Ýbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Bir kimse öldüðü zaman ahiretteki kalacaðý yer sabah akþam kendisine gösterilir o kimse Cennetliklerden ise Cennet’ten, Cehennemliklerden ise Cehennem’den olan yeri gösterilir ve ona iþte senin oturacaðýn yer burasýdýr, kýyamet günü Allah seni buraya gönderecek denilir.” (Buhârî, Cenaiz: 89)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.

bölüm: 71

Ø hastalýk ve deðiþik bir felakete uðrayan kimseyi ziyaret

1073- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Baþýna bir felaket gelene geçmiþ olsun ziyaretinde bulunan kimseye felaket gelen kimseye verilecek sevâbýn aynýsý vardýr.” (Ýbn Mâce, Cenaiz: 56)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Merfu olarak sadece Ali b. Âsým’ýn rivâyetiyle bilmekteyiz. Bazý râvîler bu hadisi Muhammed b. Suka’dan ayný senedle mevkuf olarak rivâyet etmiþlerdir. Ali b. Âsým’ýn ençok imtihan olunduðu konunun bu hadis olduðu söylenir. Hadisçiler bu rivâyetinden dolayý ona öfkelenirler.

bölüm: 72

Ø cuma günü veya gecesi ölen kimsenin durumu

1074- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Cuma günü veya Cuma gecesi ölen bir Müslüman’ý, Allah kabir fitnesinden korur.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Senedi muttasýl deðildir. Rabia b. Seyf sadece Ebû Abdurrahman el Hubullî vasýtasýyla Abdullah b. Amr’dan rivâyet ediyor. Rabia b. Seyf’in, Abdullah b. Amr’dan hadis duyduðunu bilmiyoruz.

bölüm: 73

Ø cenazenin bekletilmeyip çabuk kaldýrýlmasý

1075- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) kendisine þöyle buyurmuþtur: “Ya Ali! Üç þeyi geciktirme; Vakti girince namazý, hazýrlanýnca cenazeyi, dengini bulduðun zaman kocasýz kadýný evlendirmeyi.” (Buhârî, Cenaiz: 51; Müslim, Cenaiz: 16)

Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Senedinde de muttasýl olduðunu sanmýyorum.

bölüm: 74

Ø cenaze sahiplerine baþsaðlýðý dilemenin deðer ve kýymeti

1076- Ebû Berze (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Her kim çocuðunu kaybeden bir kadýna baþsaðlýðý ziyaretinde bulunursa o kimseye Cennet’te bir elbise giydirilir.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Senedi de pek kuvvetli deðildir.

bölüm: 75

Ø cenaze namazý tekbirlerinde ellerin kaldýrýlýp býrakýlmasý

1077- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) cenaze namazýný kýldýrmak üzere ilk tekbiri getirdi ellerini kaldýrdý ve sað elini sol eli üzerine koydu.” (Tirmîzî rivâyet etmiþtir.)

ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Sadece bu þekliyle bilmekteyiz. Ýlim adamlarý bu konuda deðiþik görüþler ortaya koymuþlardýr. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabýndan ve sonraki dönemlerden pek çok kimse cenaze namazýnda her tekbirde ellerin kaldýrýlmasý görüþündedirler. Ýbn’ül Mübarek, Þâfii, Ahmed ve Ýshâk bu görüþtedirler. Bazý ilim adamlarý ise: “Sadece ilk tekbir de eller kaldýrýlýr” derler. Küfeliler ve Sevrî’nin görüþü de böyledir. Ýbn’ül Mübarek’in cenaze namazý konusundaki þöyle dediði aktarýlýr: “Cenaze namazýnda sað el sol el üzerine baðlanmaz.” Diðer bir kýsým alimler ise: “Aynen namazda yapýldýðý gibi sað el sol el üzerine baðlanýr.”

Tirmîzî: Ellerin baðlanmasý bence daha hoþtur.

bölüm: 76

Ø mü’minlerin ruhu, borcu ödeninceye kadar baðlýdýr

1078- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir: Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurdu: “Mü’min ruhu, kafasý ve kalbi borcu ödeninceye kadar oraya takýlý ve baðlýdýr.” (Ýbn Mâce, Sadakat: 20)

1079- Yine Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Mü’minin kafasý, kalbi, borcu ödeninceye kadar borcuna takýlý kalmýþtýr.” (Ýbn Mâce, Sadakat: 12)

ž Tirmîzî: Bu hadis hasen olup birinci hadisten daha saðlamdýr.