besmele.jpg (16387 Byte)

ISRÂ SURESI

Kur'an-i Kerîm'in onyedinci sûresi. Ilk ayetinde Peygamberimizin Miracindan bahsedildigi için "gece yürütmek" anlamina gelen "Isra" adini almistir. Bu sureye "Subhân" ve "Benû Israil" sûresi de denilmistir. Ayetlerinin sayisi, Kûfelilere göre 111, digerlerine göre 110'dur. 26, 32, 33 ve 57. ayetlerle 73-80 arasi ayetler. Medine'de, digerleri Mekke'de inmistir. Kelime sayisi 1563, harf sayisi ise 6460'dir. Ayet sonlarina ahenk veren fasilalari "elif" ve "râ" harfleridir.

Hz. Âîse'den rivayet edildigine göre Peygamber efendimiz Isrâ ve Zümer sûrelerini okumadikça uyumazdi (Tirmizî, Deavât, 22).

Abdullah b. Mes'ud da Isrâ, Kehf ve Meryem sureleri için: "Onlar ilk gelen surelerdendir ve onlar, benim ilk servetimdendir", demistir (Buhârî, Tefsiru sureti Bem Isrâil, 17).

Isrâ suresinde üzerinde durulari hususlardan baslicalari sunlardir:

Surenin ilk ayetinde Mi'rac mucizesinden bahsedilmekte, daha sonra da Israilogullarinin durumundan söz edilmektedir.

Kur'an-i Kerîm, en dogru yola ileten bir rehberdir.

Ahirete inanmayanlar için aci bir azap hazirlanmistir.

Kimse kimsenin günahini yüklenmez.

Dünyayi isteyene dünya, ahireti isteyene ahiret verilir.

Yüce Allah, sadece kendisine ibadet edilmesini ve ana-babaya iyiligi emretmektedir.

Akrabaya ve yoksullara yardim edilmeli ancak mali gereksiz yere saçip savurmamalidir. Cimrilikten de kaçinmalidir.

Çocuklari öldürmek, zina etmek ve haksiz yere cana kiymak yasaktir.

Yetim mali yenilmeyecek, ölçüde dürüst davranilacak, gizli seyler arastirilmayacak ve kibirden sakinilacaktir.

Allah birdir, O'ndan baska tanri yoktur. Yerde ve gökte olanlar O'nu tesbih etmektedirler.

Ilk defa yaratan Allah, yarattiklarim tekrar diriltecektir.

Yüce Allah, Hz. Âdem'e secde etmeleri için meleklere emir verdi. Melekler secde ettiler, yalniz Iblis diretti; bunun üzerine kovuldu. O da, insanlari, hakiki kullar müstesna, dogru yoldan saptiracagini bildirdi. insan nankör bir varliktir; sikinti aninda Allah'i hatirlar, sikintisi geçince de unutuverir.

Yüce Allah, Âdem ogullarina pek çok ikramda bulunmustur.

Ruhun mahiyeti bilinmez, o, Allah'in emrindendir.

Kur'an Allah kelâmidir. O'nun benzerini meydana getirmek mümkün degildir.

Inkârcilar, Hz. Peygambere ve Kur'an'a inanmamak için mantik disi bahane ve isteklerde bulunmuslardir. Gerçekte, hidâyete erdirecek olan yalniz yüce Allah'tir.

Yüce Allah, Hz. Musa'ya dokuz ayet (Mucize) vermistir. Hz. Musa'yi sürüp atmak isteyen Fir'avn, yakinlariyla birlikte bogulmustur.

Kur'an-i Kerîm Hak olarak parça parça indirilmis, Hz. Peygamber de müjdeleyici ve uyarici olarak gönderilmistir. Kendilerine bilgi verilenler, Kur'an okuyunca Allah'i tesbih ederek secdeye kapanirlar.

En güzel isimler yüce Allah'indir. Sadece O'na hamdetmek ve O'nu yüceltmek gerekir.

Sure, Allah'i bütün noksan sifatlardan tenzih (tesbih) ederek baslar; O'na hamdederek son bulur. Ilk ayet söyledir: "Kulu Muhammed'i geceleyin delillerini göstermek için, Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kildigimiz Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah, noksan sifatlardan münezzehtir. Süphesiz 0, herseyi isitir ve herseyi görür" (1). Hz. Peygamber'in bir gece Mekke'deki Mescid-i Haram'dan alinip, Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya, oradan da yedi kat göklere, Sidretü'l Müntehâ'ya kadar yolculuk yapmasi, pek çok olaganüstü seyler görmesi ve. yatagi sogumadan geri dönmesi büyük bir olaydir. Ayette "Kulu Muhammed'i götüren Allâh..." denilerek, Hz. Peygamber'in insan ve bir kul olduguna dikkat çekiliyor. Böylece O'nda bir ulûhiyyet gücü olmadigina, bu geziyi sonsuz kudret sahibi olan Allah'in yardimiyla yaptigina isaret ediliyor. Çünkü hristiyanlik alemi, Hz. Isa'nin dogumu ve ölümü sirasinda görülen olaganüstü haller yüzünden kullukla ilâhligi birbirine karistirmis ve itikat bozukluguna düsmüstür.

Surenin Mekke'de inen bölümünde iman, edep, ahlâk esaslari agirliktadir. Surede Allah'in yüceligi, bütün noksan sifatlardan münezzeh olusu, O'nun sonsuz nimetlerine karsi hamd ve sükrün geregi defalarca tekrarlanir. Bu arada Hz. Nuh'un çok sükreden bir kul oldugu belirtilir ve Kur'an-i Kerîm'in su özelligine dikkat çekilir:"Süphesiz bu Kur'an, insanlari en dogru yola götürür. Salih amel isleyen müminlere büyük bir mükafat oldugunu, ahirete iman etmeyenlere de can yakici bir azap hazirladigimizi müjdeler" (9-10).

Mescid-i Aksâ dolayisiyla, bu bölgede yerlesen Israilogullarinin asiriliklarindan söz edilir. Birinci bozgunculuklarinin cezasini, güçlü düsmanlarinin onlari yurtlarindan çikarmasiyla çektikleri, kendilerine güçlenmek için yeniden firsat verildigi; yeryüzünde ikinci defa bozgunculuk çikarirlarsa, yine üzerlerine salinacak düsmanla perisan edilecekleri hatirlatilir (4-7).

Surenin Medine'de inen ayetleri hüküm agirliklidir. Çünkü orada, bu hükümleri uygulayacak bir Islâm devleti olusmustur. Asagidaki ayetler buna örnek verilebilir: "Akrabaya, düskünlere, yolda kalan yolcuya haklarini ver" (26); "Sakin zinaya yaklasmayin; Çünkü o rezilliktir, kötü bir yoldur. Allah'in öldürülmesini haram kildigi bir cana, hakli bir sebep olmadikça, kiymayin. Biz haksiz yere öldürülenin velisine bir yetki vermisizdir. O da öldürmede siniri asmasin" (32, 33).

Sure su ayetle son bulmaktadir: "Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte ortagi bulunmayan âciz olmayip bir yardimci da edinmeyen Allah'a mahsustur, de. O'nu layik oldugu sekilde yücelt. " (111).

Hamdi DÖNDÜREN

Abdurrahman ÇETIN