Muhterem Müslümanlar!
Pek
çok hayır ve bereketi bünyesinde barındıran, manevî haz ve vecdin doruğa
ulaştığı Ramazan ayının son günlerine yaklaşmanın hüznünü taşırken,
bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ne kavuşuyor olmanın sevinç ve heyecanını
yaşıyoruz. 9 Kasım Salı gününü 10 Kasım Çarşamba gününe bağlayan gece Kadir
Gecesi’dir.
Zaman
ve mekanlar; kendilerinde meydana gelen önemli olaylarla değer kazanırlar. Kadir
Gecesini bu derece değerli kılan en önemli sebep de Kur’ân-ı Kerîm’in bu gece
indirilmeye başlanmış olmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in nüzulü ve Peygamberimizin
insanlığa son peygamber olarak gönderilmesi, dünya tarihinin en önemli hadisesidir.
Kur’ân-ı Kerîm’de bu gece hakkında şöyle buyurulmaktadır: “Şüphesiz, biz
onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen ne
bileceksin! Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede,
Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına
kadar bir esenliktir.”[1]
Aziz
Mü’minler!
Kadir
Gecesini gereği gibi anlayıp hakkıyla değerlendirmenin yolu, Kur’ân-ı Kerîm’in
eşsiz mesajlarını anlamaktan geçer. Bu itibarla, Kadir Gecesi; Kur’ân-ı öğrenme
ve Rasûlüllah’ı tanıma, onların öngördüğü fazilet ilkeleri doğrultusunda
yaşama ve her türlü kötülüğü terketme vesilesi kabul edilmelidir. Zira, insanlara
dünya ve âhiret mutluluğunu sağlamayı hedefleyen ve manevi varlığımızı karartan
her türlü olumsuzluktan arındırarak, bizi üstün ahlâkî değerlere yönelten Kur’ân’dır.
O’nun getirdiği ilke ve prensiplerin özünde aydınlık, hoşgörü, dostluk ve kardeşlik
vardır. O, insanlar arasında sevgi, uzlaşma, yardımlaşma, kardeşlik ve istikrarı
sağlayacak; fert ve toplum planında pek çok ahlâkî ve sosyal problemin hak ve adalet
çerçevesinde çözülmesine ışık tutacak ve insanlara gelişme yollarını göstererek
onları geleceğe hazırlayacak ilâhî ölçüleri içeren bir kitaptır. Kur’ân’ın
bu özelliği, “Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve iyi işler
yapan mü’minler için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler”[2], “Biz Kur’an’dan,
mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz....”[3] ayetleriyle
dile getirilmektedir.
Değerli
Mü’minler!
Sayısız
manevî güzelliğin yaşandığı ve mükafatların sınırsız olarak verildiği bu
gecede;özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulamalı, kendimizle
hesaplaşmalı, iyi ve güzel davranışlarımızı artırmaya, kötü davranışlardan
uzaklaşarak kalbimizdeki manevî kirleri temizlemeye çalışmalıyız.
Bu
gece; Yüce Allah’ın bizlere bilgi, anlayış ve ihlâs vermesini, doğruyu bulduktan
sonra kalplerimizi saptırmaması ve bizi affetmesi için dua edelim. Acı ve sıkıntı içindeki
yüzlerin gülmesi ve göz yaşı dökerek yaşamak zorunda kalan insanların kurtuluşu için
neler yapabileceğimizi düşünelim. Sevgili Peygamberimiz, faziletine inanarak ve sevabını
da yalnız Allah’tan bekleyerek bu geceyi ihya edenlerin, geçmiş günahlarının
bağışlanacağı müjdesini vermiştir.[4]
Hutbemizi,
Peygamber Efendimizin Hz. Aişe annemize bu gecede yapılmasını tavsiye ettiği duâ ile
bitirelim. “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet”[5]
Yüksel SALMAN
Din İşl. Yük. Krl. Uzmanı
_________________
[1]
Kadr, 97/1-5.
[2]
İsrâ, 17/9.
[3]
İsrâ, 17/82.
[4]
Buhârî, “Fadl-u Leyleti’l-Kadr”, 1.
[5]
Tirmizî, “Deavât”, 84. |