.

RA’D SURESİ

 

Ra’d Suresi 13/ Ayet: 4

“Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler; bir kökten çıkan çok gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır ki hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda bir kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir kavim için (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır.”

Bu ayetteki topraklardaki bitişik arsalardan, bağlardan, ekinlerden ve hurmalardan olmak üzere dört çeşit topraktan veya toprağın dört kısma ayrıldığından bahsedilmektedir. Buna göre arsaların bitişik olması gerekir. Ayrı arsalarda izin almak suretiyle inşaat yapılabilir.

Ayette üzüm, ekin ve hurma ağaçlarının aynı su ile sulandıklarından bahsedilirken yağmur ve nehir sularının tabiatında bir farklılık olmadığına[1] yemişlerin de birbirinden üstün olduğu söylenirken meyvelerin değerlerinin farklı olacağına işaret edilmiş olabilir.

 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar:

1- Topraklar parsellenerek isteyen müteşebbislere dağıtılır.

2- Hangi topraklarda nelerin ve hangi ürünlerin yetiştirilip üretileceği genel planda tavsiye edilebilir.

3- Topraklar, arsa, bağlık, ekin ve bahçelik-ağaçlık olmak üzere dört şekilde ihya edilir ve mülkiyete mevzu olur.

4- Arsaların birbirine bitişik olarak ihya edilmesi şarttır.

5- Nerelerin arsa olacağı genel planda haritalarda gösterilebilir. 

6- Ayrı arsalarda inşaat yapmak için yönetimden izin alınabilir.

7- Sulama suları bütün meyve ağaçlarına ve ekinlere aynı şekilde verilir.

8- Meyvelerin değerleri aynı değildir.

9- Topraklar bilimin gösterdiği esaslar dâhilinde kullanılır.

 

Ra’d Suresi 13/ Ayet: 8

“Allah, her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin artırdığı şeyi ve eksilttiği şeyi bilir. Her şey O’nun katında bir ölçü iledir.”

Bu ayetten devlet planlamasını çıkarmak mümkündür. Ancak neyin nerede ve ne zaman planlamayı gerektirdiği başka ayetlerle anlaşılır. Burada bütün işlerin bir ölçü ve bir plan ile olduğu söylenmektedir.

 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar

1- İşler standartlara göre yapılır.

2- Mallar standartlara göre üretilir.

3- Planlamada ölçüler belirtilir.

4- Belli ölçüler dâhilinde devlet planlaması yapıla bilir.

 

Ra’d Suresi 13/ Ayet: 11

“İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.”

Bu ayet sosyal bir kanunu açıklamaktadır. O da şudur ki, iyi bir toplumun devleti, idaresi, düzeni ve her şeyinin iyi olacağıdır. Kötü bir toplumun da devleti, idaresi, düzeni ve her şeyinin de kötü olacağıdır. Ayette bunlar bildirilmektedir. Çünkü toplum bozulmaya yüz tutunca bütün kurumlarıyla beraber çöker. İyiliklerine devam eden topluma Allah da nimetler ihsan eder. Eğer bir toplum itaat değil de isyan ederse Allah da nimetlerini nikmete, afiyetlerini musibete çevirir. Allah’ın kötülük murat ettiği bir toplum için de bu kötülüğü ve çöküntüyü giderebilecek bir kuvvet yoktur.[2] 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar:

1- Devlet düzeninin değişmesi için önce halkın değişmesi gerekir.

2- Önce halk düzelir, sonra devlet idaresi iyileşir.

3- Önce halk bozulur, sonra devlet idaresi bozulur.

4- İyileşme veya kötüleşme düzelme veya bozulma gelişme veya çökme toplum düzeninde önce halktan, tabandan başlar.

 

Ra’d Suresi 13/ Ayet: 17

“O, gökten su indirdi de dereler kendi ölçülerince dolup aktı ve sel üste çıkan köpüğü aldı götürdü. Süs eşyası veya yararlanılacak bir şey elde etmek için ateşte erittikleri şeylerden de böyle köpük olur. İşte Allah, hak ile batıla böyle misal getirir. Köpüğe gelince sönüp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır. İşte Allah, böyle misaller verir.”

Bu ayetten üretim hakkında bazı esaslar çıkarmak mümkündür. Mesela bir madenden üretim yapılırken faydalı olanın alındığı, faydası olmayanın ise bir köpük gibi atılıp gittiği ifade edilmektedir. Üretim, gerekli olan bir şeyin yerine getirilmesi işine denilir.  

 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar:

1- Üretim, faydalı olan ile faydasız olanı birbirinden ayırmak suretiyle yapılır.

2- Üretimde her şey yerli yerince kullanılır.

3- Bir yerde faydalı olan başka bir yerde zararlı olabilir. Üretimde buna dikkat edilmelidir.

 

Ra’d Suresi 13/ Ayet: 20

“Onlar, Allah’a verdikleri sözü yerine getiren ve sözleşmeyi bozmayanlardır.”

 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar:

1- Verilen sözün yerine getirilmesi gerekir.

2- Yapılan sözleşmelerin aynen uygulanması gerekir.

3- Ahid yani verilen söz kişiyi bağlar.

 

İBRAHİM SURESİ

 

İbrahim Suresi 14/ Ayet: 7

“Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: “And olsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.”

Ayetteki şükür kelimesine iman, ihlâs ve amel-i Salih gibi manalar verilmiştir.[3] Biz de bu ayete dayanarak ekonomik anlam olarak bu malların yerinde kullanılmasıdır diyerek mallar ve emekler yerinde kullanıldıkları zaman artar ve çoğalır diye bir esasa varmak istiyoruz.

 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar:

1- Malların ve emeklerin yerinde kullanılması malların ve nüfusun artmasına yardımcı olur.

2- Malların ve emeklerin yerinde kullanılmaması sıkıntılar ve üzüntüler meydana getirir. 

 

İbrahim Suresi 14/ Ayet: 18

“Rablerini inkâr edenlerin durumu şudur: Onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. İşte bu, derin sapıklıktır.”

Bu ayeti Allah’a küfredenlerin yani düzene karşı gelen kimselerin çalışmalarının boşa gideceği, üretimde payları kalmayacağı ve kazandıkları kendilerinin olmayıp devlete kalacağı şeklinde anlamak mümkündür.

 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar:

1- İslami esas ve prensiplere karşı gelenlerin malları devlet hazinesine devredilir.

 

İbrahim Suresi 14/ 32

Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize sunandır.”

Teshîr : Bir adamı ücretsiz, meccanen çalıştırmak, zoraki iş yaptırmak, üretim yaptırmak demektir.[4]

Bu ayette su ve toprağın birleşmesiyle insanların faydalandığı meyvelerin üretildiğinden ve bu üretilen malların deniz yolu ile nakledildiğinden bahsedilmektedir. Buna göre üretimden gerçek faydalanmanın ancak ulaşımla tamamlanacağı anlaşılmaktadır.[5]

Rızk : Bu kelime yiyecek, içecek, giyecek ve insanoğlunun faydalanacağı her şeye delalet eder.[6] Yer ve gök, hava ve güneş, toprak ve su, sebze ve meyvelerin oluşmasına yardım eder. Yalnız kara parçaları değil, deniz ve okyanuslar da insanın faydasına sunulmuştur. Bundan başka üretimde akarsuların önemi de büyüktür.

 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar:

1- Ulaşımın ekonomide önemli bir yeri vardır.

2- Üretim sistemi yeryüzüne gökten gelen suların devri daimi ile kurulmuştur.

3- Meyveler insanın asli yiyecek maddelerindendir.

4- Bitkiler insan için var edilmişlerdir.

5- Yeryüzü, karalar ve denizler hep insanoğlu için var edilmişlerdir.

6- Denizler ve okyanuslar da insanın yararlanması için var edilmişlerdir.

7- Denizlerin altı da üstü de insanlar için faydalıdır.

8- Denizlerde araçlarla seyredilir, üretilen mallar gemilerle bir ülkeden diğer bir ülkeye nakledilirler.

9- Üretilen mallardan gerçek faydalanma ulaşımla tamamlanır.

10- En önemli ulaşım yollarından biri de denizlerdir.

11- Ulaşım bir yerde üretilen malları üretilmeyen yerlere ve ülkelere götürüp ulaştırmaktır.

12- Üretilen meyveler ve sebzeler gemilerle üretilmeyen yerlere ve ülkelere nakledilirler.

13- Üretimde akarsuların da önemli bir yeri vardır.

 14- Üretime yer ve gök, hava ve güneş, toprak ve su birlikte katılırlar.

 

İbrahim Suresi 14/ Ayet: 33

“O, düzenli seyreden güneşi ve ayı size faydalı kıldı; geceyi ve gündüzü de istifadenize verdi.”

İnsanoğlu ay ve güneşten çok faydalanmaktadır.[7] Dünyanın güneş ve ay ile olan münasebetlerinden meydana gelen mevsimler ve aylar, insanın umumi faydasına hizmet ederler.[8]

Teshîr ücretsiz olarak üretim yaptırmak manasına olunca güneş, ay, geceler ve gündüzlerin birer üretim faktörü olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunlar insan için ücretsiz olarak tabiatta üretim yapmaktadırlar.

Size diye çoğul zamiri getirildiği için bu doğal imkânların toplumun olacağı ve insanların bunları kumanda etme gücüne sahip oldukları anlaşılabilir.

 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar:

 1- Güneş bir üretim faktörüdür; o, tabiatta insan için ücretsiz olarak bir üretim yapmaktadır.

2- Ay bir üretim faktörüdür; o, tabiatta insan için ücretsiz olarak bir üretim yapmaktadır.

3- Geceler bir üretim faktörüdürler; onlar tabiatta insan için ücretsiz olarak bir üretim yapmaktadırlar.

4- Gündüzler bir üretim faktörüdür. Onlar tabiatta insan için ücretsiz olarak üretim yapmaktadırlar.

5- İnsanlar, ay, güneş, gece ve gündüz gibi doğal imkânlardan hep birlikte faydalanırlar.

6- Ay, güneş, gece ve gündüz gibi doğal imkânlar toplumundur ve herkesindir.

7- İnsanoğlu doğal imkânları kumanda etme gücüne sahiptir.

 

İbrahim Suresi 14/ Ayet: 37

““Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.”

İbrahim Peygamber çocuklarından bir kısmını ekin ekilmemiş bir yerde iskân etmişti. Sonra burada su çıkınca Cürhümi kabilesi gelip İbrahim peygambere komşu olmak istemişler ve onlar gelmişler hep beraber yaşamışlar.[9] Bu ayetten anlaşıldığına göre topraklar, iskân ve ekim alanları olmak üzere genel olarak iki kısma ayrılmalı, iskân alanları ekili olmayan yerlerden seçilmeli, ziraat ise ekim yerlerinde yapılmalıdır.  İskân alanları ise sanayi ve kültür merkezleri olarak kullanılmalıdır. 

Yine ayette iskân edilen yerlere insanların meyledip akmaları istenmektedir. Razi, bu duanın din ve dünyayı içerisine aldığını, bu yerin bazı ibadetler sebebiyle din merkezi haline geldiğini; alış-veriş ve ticaret sebebiyle de bir ticaret merkezi haline geldiğini söylemektedir.[10]

 

Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar:

               1- Topraklar, iskân ve ekim alanları olmak üzere genel olarak iki kısma ayrılabilirler.

2- İskân alanları ekim toprakları dışında kalan alanlardan seçilir.

3- Ziraat için ayrılmış olan topraklar sadece ekim dikim için kullanılmalıdırlar.

4- İskân için ayrılmış olan alanlar sanayi, kültür ve ticaret merkezleri haline getirilebilirler.

5- Sanayi, kültür ve ticaret merkezi olan alanla, başka insanları kendilerine çekmek için gereken hizmeti veririler ve tedbirleri alırlar.



[1] Alusi, XIII, 102

[2] Razi, XIX, 19; Mehmet Vehbi, Hulasat-ül Beyan, VII, 2617

[3] Alusi, XIII, 190

[4] Kamus, II, 385

[5] Razi, XIX, 127

[6] Alusi, XIII, 223

[7] Razi, XIX, 128

[8] Hulasat-ül Beyan, VII, 2706

[9] Razi, XIX, 136; Hulasat-ül Beyan, VII, 2712

[10] Razi, XIX, 137


 

emailrol.gif (21439 bytes)

arrow1b.gif (1866 bytes)

.