KÂBE NASIL KIBLE OLDU?
KEMAL SÜLEYMANOGLU
Rasulullah s.a.v. Efendimiz, Hicret'in on
altinci ya da on yedinci ayina kadar namazlarini Mescid-i Aksa'ya yönelerek kildi.
Bununla birlikte, kiblenin Mescid-i Haram'a döndürülmesini gönülden arzu eder, bunun
için dua ederdi. Sonra bir gün ilâhi emirle bu da gerçeklesti.
Bes yüz kisilik bir kafile
Medine'den yola çiktilar. Çogunlugu puta
tapiyor, fakat Kâbe'yi ve Arafat'i kutsal biliyorlar ve kendi inançlarina göre hacca
gidiyorlar. Aralarinda yetmis kadar müslüman da var.
Birinci Akabe beyatinda iman etmis olan
Medineliler, kavimlerinin hidayetine vesile olmak için çok gayret etmisti. Kur'an'i
ögretmesi için Peygamber Efendimiz tarafindan gönderilen Mus'ab b. Umeyr, gece gündüz
demeden insanlara Allah'in dinini anlatmisti. Iste simdi yetmis küsur müslüman olarak
Mekke'ye, Rasulullah s.a.v.'e gidiyorlar. Yine Akabe'de O'nunla bulusacaklar.
Kudüs'e yönelmek istemiyorum'
Kafiledeki müslümanlarin çogu Allah
Rasulü s.a.v.'i henüz tanimiyor. O'nu ilk kez görecek olmanin heyecani içindeler.
Müslüman Medinelilerin ileri gelenlerinden
Bera b. Marur r.a. arkadaslariyla konusuyor:
- Arkadaslar! Benim bir düsüncem var. Ama
bana uyar misiniz, uymaz misiniz bilmiyorum.
- Nedir o? diye sordular. Bera Kâbe'yi
kasdederek:
- Bu binayi arkamda birakmak istemiyorum,
namazimi ona yönelerek kilmak istiyorum.
Arkadaslari söyle karsilik verdi:
- Bize, Peygamberimiz'in sadece Kudüs'teki
Mescid-i Aksa'ya dogru namaz kildigi haber verildi. O'nun yaptiginin aksini yapmak
istemeyiz.
Bera b. Marur yine de:
- Ben Kâbe'ye yönelerek kilacagim, dedi.
Kafiledekiler yol boyunca namaza
durduklarinda Mescid-i Aksa'ya yönelirken Bera b. Marur Kâbe'ye dönerek namaz
kildi. Fakat Mekke'ye vardiklarinda içine bir kurt düstü; acaba dogru mu yapmisti?
Yegeni sair Kaab b. Malik r.a.'a durumu açti. Rasulullah s.a.v.'e gidip yaptigi isin
dogru olup olmadigini soracaklardi.
Yola çiktilar ama ikisi de Allah Rasulü
s.a.v.'i tanimiyordu. Karsilastiklari bir adama, O'nu nerede bulabileceklerini sordular. O
da Kâbe'nin yaninda amcasi Abbas r.a. ile birlikte bulundugunu söyledi. Bu habere memnun
oldular, çünkü ikisi de Abbas r.a.'i ticaret için arada bir Medine'ye ugradigi için
taniyorlardi.
Keske sabretseydin'
Mescid-i Haram'a girdiklerinde Rasulullah
s.a.v.'i amcasi ile otururken buldular. Selam verip oturdular. Efendimiz s.a.v. amcasina
sordu:
- Bu iki adami taniyor musun?
Abbas r.a. cevap verdi:
- Evet. Bu, Bera b. Marur. Kavminin
ileri gelenelerindendir. Bu da Kaab b. Malik.
- Sair olan mi?
- Evet.
Kaab r.a., Allah Rasulü tarafindan giyaben
taniniyor olmasina çok sevindi. Bera b. Marur söz aldi ve meselesini söyle arz
etti:
- Ey Allah'in Nebisi! Bu yolculuga çiktim,
Allah beni Islâm'a hidayet etti. Bu binayi arkama almamayi düsündüm ve namazlarimi ona
dogru kildim. Arkadaslarim bu konuda bana uymadi. Benim içime de bir kurt düstü. Ne
buyurursunuz ya Rasulallah?
Efendimiz s.a.v. söyle buyurdu:
- Bir kiblen (Mescid-i Aksa) vardi. Onun
üzerine sabretseydin ya!
Bu görüsmeden sonra arkadaslariyla birlikte
Mescid-i Aksa'ya dogru namazlarini kilmaya basladi. (Ahmed b. Hanbel: Müsned)
Bera b. Marur r.a., bu görüsmenin
gerçeklestigi günlerde yapilmis olan Ikinci Akabe Beyati'nda Medinelilerden seçilen on
iki kisiden birisi oldu. Medine'ye döndüklerinde pek fazla yasamadi. Bir süre sonra,
Efendimiz'in hicretinden bir ay önce vefat etti. Malinin üçte birinin Rasulullah
s.a.v.'e verilmesini vasiyet etmisti. Diger bir vasiyeti de yüzü Kâbe'ye dönük olarak
defnedilmesiydi. Böyle yapildi.
Efendimiz s.a.v. Medine'ye hicret ettiginde
onu sordu. Bir ay önce vefat ettigi bildirildi, vasiyetlerinden söz edildi. Efendimiz
s.a.v. vasiyet etmis oldugu malinin çocuklarina verilmesini emir buyurdu ve mezarinin
basina gidip cenaze namazini kildi.
Rasulullah s.a.v. Efendimiz, Hicret'in on
altinci ya da on yedinci ayina kadar namazlarini Mescid-i Aksa'ya yönelerek kildi.
Mekke'de iken Kâbe'nin yakininda bulundugunda, Kâbe'yi araya alarak Mescid-i Aksa'ya
dogru namaz kildigi da nakledilmistir. Bununla birlikte, Efendimiz s.a.v. kiblenin
Mescid-i Haram'a döndürülmesini gönülden arzu eder, bunun için dua ederdi. (Cessâs:
Ahkâmu'l-Kur'an)
Rastlanti olabilir mi?
Bir gün Rasulullah s.a.v. Efendimiz,
namazlarini Kâbe'ye yönelerek kilmak isteyen Bera b. Marur r.a.'in mahallesine
gitmisti. Ögle vakti girdiginde, oradaki Benî Seleme mescidinde namazi kildirdi. Her
zaman oldugu gibi Kudüs'e dogru namaza durdu ve ilk iki rekati o sekilde kildi. Tam bu
esnada Yüce Mevlâ, bundan sonra kible olarak Kâbe'yi seçtigini söyle ferman buyurdu:
Biz senin yüzünün göge dogru
dönüp durdugunu görüyoruz. Iste simdi seni, memnun olacagin bir kibleye
döndürüyoruz. Artik yüzünü Mescid-i Haram tarafina çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz
de nerede olursaniz olun, yüzlerinizi o tarafa çevirin. Süphe yok ki Ehl-i Kitap, onun
Rablerinden gelen gerçek oldugunu çok iyi bilirler. Allah onlarin yapmakta oldularindan
habersiz degildir. (Bakara, 244)
Rasulullah s.a.v. Efendimiz kilmakta oldugu
namazin son iki rekâtini Kâbe'ye dönerek kildi. Bu haber kisa zamanda yayildi. Artik o
günden sonra Kâbe müslümanlarin kiblesi oldu.
Benî Seleme mescidi, böyle önemli ve
mübarek bir olaya sahitlik ettigi için iki kibleli mescid anlaminda Mescidü'l-Kibleteyn
diye anildi.
KIBLE NEDIR?
Kible, yön ve yönelinen taraf ya da
yönelinen sey anlaminda bir kelimedir. Dinimizde müslümanlarin namaz kilarken
dönmeleri gereken istikameti yani Kâbe'yi ifade eder.
http://www.semerkanddergisi.com/708.htm
|