HASSAN B. SÂBIT (r.a)
Kâfirlere karsi Islâm ve Müslümanlari siirleriyle destekleyen, "Rasûlullah'in
sâiri" diye bilinen Sahabî. Nesebi; Hassan b. Sâbit, b. Münzir b. Haram
b. Amr b. Zeyd-i Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. Neccâr b. Sa'lebe b.
Amr b. Hazrec; künyesi, Ebu'l-Velid Ebû Abdurrahman ve Ebu'l-Hasan
olarak bilinmektedir. Ünvâni; Sâir-i Rasûlullah'dir. Babasi Sâbit,
Annesi ise Furay'a bint-i Hâlid'dir. Soyu, Neccarogullari kabilesinden
gelip Kâhtanî Araplarina ulasir. Peygamberimizden yedi veya sekiz yil
önce dünyaya gelen Hassan b. Sâbit, yüz yirmi yasini geçkin olarak
Muaviye döneminde Medine'de vefat etmistir (682M). Onun vefati ile
ilgili ayri ayri tarihler verilmektedir (Ibn Hacer el-Askalanî, el-Isabe,
I, 326).
Hassan b. Sâbit, müslüman olmadan önce siirleriyle taninan ve sevilen
sâirlerden olup, bu durum daha sonra da devam etmis, Müslüman olduktan
sonra da Islâm hakkinda siirler yazip söylemeye baslamistir. O,
bulundugu Gassânî sarayinda Yahûdi bir din adamindan duydugu yeni bir
peygamberin gelecegine dair sözler üzerine onu beklemeye koyulmus,
sonuçta Hazrec kabilesinden Medine'de yeni bir Peygamber'in geldigi
haberini duymasiyla müslüman olmustur. O sirada Hassan b. Sâbit'in ileri
bir yasta, yaklasik altmis yaslarinda oldugu söylenmektedir (Ahmed Nedvî,
Sâib Ensârî, Asr-r Saâdet, Türkçe çev. III, 367).
Hassan b. Sâbit (r.a) müslüman olduktan sonra peygamberimizin yanindan
ayrilmamis, ihtiyarligina ragmen Ibn Abbâs'a göre bizzat Peygamberimizin
gazvelerine katilmistir. Bedir savasinda yaslilik ve bedenen zayiflik
sebebiyle bulunamamis, ancak yazdigi ve söyledigi siirleri ile müsrikler
üzerinde büyük te'sir yaparak müslümanlari cihada tesvik etmistir.
Rasûlullah, Hassan b. Sâbit'in müsriklere karsi söyledigi siirler
hakkinda "Hassan'in beyitleri düsmana ok darbesinden daha etkilidir"
buyurmustur (Ibnü'l-Esîr, Üsdü'l-Gâbe, III, s. 26).
Hassan b. Sâbit (r.a) siirleriyle; Rasûlullahi, Islâmiyeti ve
müslümanlari över, Islâm'in yücelmesini ve cihâdi tesvik edici beyitler
söylerdi. Ayrica Kureys kâfirleri ve diger müsriklerin Islâm'a
saldirilarina karsi onlarin yüzkaralarini ortaya koyucu siirlerle
agizlarini sustururdu. Hz. Hassan bütün sâirlerin en üstünlerinden biri
kabul etmistir (Ibn Rüseyk, Kitabü'l-Umde, I, 56).
Medine'de Peygamberimiz Mecsid-i Nebevîde Hassan b. Sâbit'e ait bir
minber yaptirmis, gerek ihtiyar olmasi ve gerekse o dönemin bir gelenegi
olan siirin arab insaninin üzerindeki te'sirini gözönüne aldigindan
Islâmî tebligin yönünün sadece kiliçla degil ayni derecede söz ve
yaziyla da gerçeklestirilmesinin önemine dikkat çekmistir. Bu gün dahi
bin dört yüz on yildir yürütülen bu yolda; yazili ve sözlü tebligin
önemi kat kat artarak devam edegelmistir. "Ey Hassan, müsriklerin,
kâfirlerin yüz karalarini ortaya koy! Cebrâil seninledir. Ashabim
silahla harbettikleri gibi sen de dilinle savas" (Tehzibu't-Teshib, II,
247, Asr-i Saadet, III, 372).
Hassan b. Sâbit (r.a), hayati boyunca siir sahasinin önde gelen
simâlarindan biri olmustur. Bedir savasindan sonra yahudi sair lideri
Ka'b b. Esref savasta ölen Mekkeli müsrikleri için siirler söylemisti.
Çevrede te'sir uyandiran bu siirlere karsi Peygamberimiz (s.a.s) de
Hassan b. Sâbit'e siirler yazmasini söylemis Hassan b. Sâbit de Yahudi
saire karsi siirler yazarak onun Mekkeli müsrikler arasinda itibarinin
sarsilmasina neden olmustur. Hicretin dokuzuncu yilinda Temimogullari
kabilesinden bir heyet, esirlerini almak üzere Medine'ye gelmisti.
Yanlarinda en meshur hatiblerinden de getirerek Islâm aleyhinde
propaganda yapmayi düsünüyorlardi. Ancak Peygamberimiz Hassan b. Sâbit,
Utarid adli müsrik sâirin söyledigi siire karsi "Kalk bunun konusmasina
karsilik ver" emriyle, Hassan b. Sabit oradaki müsriklere güzel bir ders
vermis ve onlarin meclisten çikip gitmelerini saglamistir. Daha sonra
Temim heyetinden Akra b. Hâbis, kendinden geçerek "Allah'a yemin olsun
ki bu Zat'a (Rasûlullah'a), bizim bilmedigimiz bir yardim gelmektedir. O
muhakkak muvaffak olur, onun hatibi ve sâiri bizim sâirimizden üstündür"
diyerek hayranlik ve Islam'in gücünü itiraf etmistir. Sonra Akrâ b.
Habis Peygamberimize gelerek müslüman olmus ve orada bulunan
Temimogullari da Islâm'i seçmisti. Bu olaya sebep olan Hassan b.
Sâbit'in, su meâldeki bir siir söyledigi kaydedilmektedir: "Fihr ve
kardeslerimin önde gelen kisileri, insanlara uyacaklari bir adeti
açikladilar. Kalbinde Allah'a karsi tavka duygusu bulunanlar ve her
türlü hayri isleyenler bu adeti memnuniyetle kabul ederler. (...) Çok
iffetlidirler. Onlarin iffeti hakkinda vahy nâzil oldu. Hiç bir pislige
bulasmayan müslümanlardir. Dünyaya düskünlükleri de onlari kirletmez
(..). Arzular ve taraftarlar farklilik gösterdikleri zaman sen
Rasûlullah'in kendilerine taraftar oldugu kavme ikramda bulun (...)
onlar bütün kabilelerin en faziletlisidirler; ister ciddi olarak
konussunlar isterse alay etsinler bu hüküm degismez; (Ibn Kayyim
el-Cevziyye, Zâdü'l Meâd, çev. Vecdi Akyüz, Ali Vasfikurt, Salim Ögüt,
Istanbul 1990, IV, 68-69). Ayni dönemde Abdullah b. Revâha ve Ka'b b.
Mâlik de Islâm'in yüceligi için siirler söylüyorlardi.
Hassan b. Sâbit (r.a), Peygamberimizin vefatiyla ruhî bir çöküntü
içerisine girmis ve üzüntüsünden gözleri görmez olmustur. Uzun
mersiyeler söyleyerek Peygamberimizin arkasindan yas tutmustur.
Siirlerinin birinde "Rasûlullah'in pak alni karanlik içinde göründügü
zaman ortaliga nur saçan, karanligi aydinlatan çerag gibi görünür"
demisti. Daha sonralari böyle bir hal içinde uzun bir hayat yasayan
Hassân b. Sâbit, M. 862 yilinda vefat etmistir. Peygamberimizin "Muhakkak
ki Allahu Teâla, Rasûlünü övmek ve müdafaa etmek hususunda Hassân'i
Cebrâil (a.s)'la takviye etmektedir" Hadisi onun tek tesellisi olmustur
(Buhâri, Bedu'l-Halk 6; Megâzî, 30; Müslim, Fadailü's-Sahabe,153-157).
Hassân b. Sâbit'in Peygamberimiz hakkinda "Sizden iyisini gözlerim
görmedi asla, sizden güzelini dogurmadi hiçbir ana, her ayip ve kusurdan
pak yaratildiniz, sanki diledigimiz gibi yaratildi mi" (Müslîm,
Fedâilü's-Sahâbe,151) sözleri de "sâirlere sapiklar uyar. Onlarin her
sahaya dalip çiktiklarini ve yapmadiklari seyleri söylediklerini görmez
misin? Ancak imân edip sâlih amel isleyenler Allah'i çok zikredenler ve
haksizliga ugratildiktan sonra haklarini alanlar böyle degildir. O
zâlimler, yakinda nasil bir inkilapla yikilacaklarini bileceklerdir" (es-Suarâ,
26/224-227) âyetlerinde geçen "Sâlih amel isleyen" sâir kullar arasinda
oldugunu göstermektedir.
Naci YENGIN
|