ÖMER B. ABDÜLAZIZ (99-101/717-720)
Onlar (o
kimseler ki) kendilerine yeryüzünde iktidar verdigimiz takdirde, namazi kilarlar, zekati
verirler, iyiligi emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalisirlar. Bütün islerin
sonu Allaha aittir. (Hac/41)
Dogum yeri ve
tarihi konusunda degisik rivayetlerin bulundugu Ömer b. Abdülazizin Medinede
dogdugu rivayeti kuvvetli görüslerdendir.
Babasi Abdülazizin
Misir alisi olmasi münasebetiyle hayatinin büyük bir bölümü orada geçmistir. Daha
sonra babasinin istegi üzerine Medineye giden Ömer b. Abdülaziz egitimini orada
tamamlamaya çalisti. Sahabenin, hadis ravilerinin meclislerine devam eder, ayrica siir ve
edebiyat meclislerine katilirdi. Hatta onun meclisi, fakihler, alimler ve edipler
meclisiydi. Ömerin annesi de, Ümmü Asim bint. Asim b. Ömer b. Hatta binttir.
Yumusak huylu, güzel ahlakli, zühd ve takva sahibi bir hanimdi.
Halife Abdülmelik,
onu Dimeske (Sam) çagirmis ve kizi Fatima ile evlendirmistir. Daha sonra Halife
Velid tarafindan Hicaz Valiligine tayin edildi.
Keyfî
uygulamalarda bulunan diger valilerin aksine Ömer, sehre gelir gelmez hadis bilen 10
dindar kimseden bir meclis kurdu. Bütün mühim isleri bunlarla görüsüp karara bagladiktan
sonra uygulamaya koyulurdu. Bu uygulamasindan dolayi, Haccacin zulmünden kaçan kisiler,
Mekke ve Medineye siginmaya basladilar. Bu durum Haccacin Ömere karsi
tavir almasina sebep oldu. Aralari açildi ve görevden aldirdi. Yedi yil yaptigi bu görevdeki
basarisiyla saygin zevat tarafindan takdir topladi. Nitekim bu alim Reca b. Hayyanin
destegi sayesinde veliaht tayin edildi.
Halife Süleyman
b. Abdülmelikin ölümünden sonra Halife seçildi. Abdülmelikin ogullari
Yezid ve Hisam tarafindan buna itiraz edilmisse de halkin teveccühüyle bu is tamamlandi.
Ömer b. Abdülaziz Halife oldu. (*)
HALIFE OLDUKTAN
SONRA YAPTIKLARI ISLER
Itiraf etmek
gerekir ki, Muaviyeden itibaren fethedilen bölge sakinleri ikinci sinif (mevalî)
vatandas muamelesi görüyorlar, Müslüman olmalarina, askerî seferlere katilmalarina
ragmen haraç vermeye mecbur tutuluyorlar veya ganimetten çok az pay aliyorlardi. Gayr-i
Arap (Arap olmayan) kimseler Islama karsi süpheyle bakiyorlardi.
Halife Ömer,
Müslüman olanlarin hangi irktan olursa olsun diger Müslümanlarla esit olduklarini açikladi.
Onlardan vergi (haraç) alinmayacagini ifade etti.
Savastan ziyade
barisi esas alan Ömer, bu tutumundan dolayi birçok kabilenin Müslüman olmasini
sagladi. Bu, tefessüh eden Emevî hanedaninda idari bir reform niteligi tasimaktadir.
Kararlarin alinmasindan ziyade uygulanmasi daha büyük önem arzetmekte; bunun için de
derhal idareye gelir getirmeyen halk tarafindan sevilmeyen, halka zulmeden ve keyfî
tasarrufta bulunan valileri degistirip yerine yenilerini getirdi. Tayinde en çok dikkate
aldigi konu; ehliyet, ilim, takva ve salih ameldi. O, devlete sadikane hizmet verecek
idarecilere görev verdi. Böylece hilafet müessesesi taze kanla takviye edilmis ve dört
halife devrindeki canliligina kavusmustur.
Bu degisiklikler
ve uygulamalar, hilafeti elinde bulunduran Umeyye ogullarini ciddi sekilde rahatsiz
ediyordu. Yer yer açiga vursalar da pek fazla bir sey de yapamiyorlardi.
Emevî ileri
gelenleriyle Ömer arasinda söyle bir tartisma geçer:
Ömer onlarin
Bize görev ver tekliflerine, Isterseniz her birinizi asker yapayim.
cevabini verir.
Emevîler:Ne
diye yapamayacagimiz bir seyi bize teklif ediyorsun? diye söylenip, Akraba degil
miyiz? Bizim de bir hakkimiz yok mu? diye diretince Ömer:
Benim için
bu konuda, sizinle en uzak bir Müslüman arasinda hiçbir fark yoktur. diyerek bu
konuda tavrini koydu.
Ömer,
minberlerde Hz. Ali (R.A.)yi lanetlemeyi kaldirdi. Babasi Abdülazizin Misirda
takip ettigi yolu takip etmis olmasina sasilmaz. Zira kendisinden rivayet edildigine göre
babasi hutbede Hz. Ali (R.A)nin adinin zikredildigi yere gelince kekeler, dili
tutulurdu. Oglu Ömer, niçin öyle yaptigini sordugunda söyle cevap verdi:
Ogulcagizim!
Bilesin ki, Ali b. Ebi Talip hakkinda bizim bildiklerimizi halk bilse, bizden ayrilip onun
çocuklarina tâbi olurlar. Ömer halife olunca hutbede Hz. Aliye sebti
lanetlemeyi kaldirdi. Onun yerine Nahl 90. ayetin okunmasini sagladi.
Bu
uygulamalaridir ki, Ömer b. Abdülazizi müceddit, II. Ömer ve Besinci Halife
ünvanina kavusturmustur. Herseyi Allahta gören bir insanin neler yapabileceginin
en güzel örnegini veren Ömer b. Abdülaziz, hadis ilminin tedvininde oynadigi rol de
takdire sayandir.
Iki sene bes
aydan fazla sürmemis olan Hilafeti esnasinda, içte ve dista fevkalade hayirli isler
yapmistir. Fitnecilerin fitnesine maruz kalan Halife, hicrî 101 yilinin Recep ayinda
vefat etti.
DEVLET ADAMLIGINA
TIPIK ÖRNEK
Emirul Müminin
Ömer b. Abdülaziz vefat edince, ondan sonra Yezid b. Abdülmelik halife oldu. Hanedandan
biri gelerek:
Ey müminlerin
Emiri Yezid! Su müraî adam (Ömer b. Abdülaziz) Müminlere ihanet etti.
Gücünün yettigi kadar cevher ve inciyi evinin iki odasina doldurup kilitledi.
dedi. Bunun üzerine Yezid, Ömerin hanimi olan kiz kardesine haber göndererek çagirtti
ve:
Bana, Ömerin
kilitli iki odaya cevher ve incilerini doldurup biraktigina dair haber geldi.dedi.
Bunun üzerine Fatima:
Kardesim,
Ömer su bohçanin içindekinden baska ne bir tüy, ne de bir yele birakti. dedi.
Yezid bohçayi açti. Içinde yamali ve kalin bir entari, bir aba ve zayif astarli kalin
bir cübbe buldu... Bana bunlari degil, kilitli iki odanin anahtarini verin denmesi
üzerine Fatima:
Müminlerin
Emirinin ölümüyle bana musibet veren Allaha yemin ederim ki, o halife olali onun
istemedigini bildigim için, o iki odaya hiç girmedim. Sunlar oranin anahtaridir. Gel, aç
ve içindekilerini Beytül Male naklet.
Yezid ve sikayetçi
Ömer b. Velid gidip eve girdiler; odalardan birini açtilar, baktilar ki deriden bir
sandalye, yaninda serilmis dört çömlek ve bir de testi buldular. Bunun üzerine sikayetçi
Estagfirullah dedi. Sonra ikinci odayi açtilar. Baktilar ki çakillarla
serilmis bir mescid ve tavaninda da asilmis bir zincir vardi. O zincirde de boynuna geçecek
kadar bir halka vardi... Orada kilitli bir sandik buldular, açtilar. Onda bir sepet
vardi, sepette bir cübbe ile bir yün elbise vardi. Yezid ve yanindaki aglayarak söyle
dedi:
Ey kardesim,
Allah sana rahmet eylesin. Muhakkak senin hem gizlin ve hem de asikârin temizmis.
Sikayetçi de:
Estagfirullah,
ben bana söylenen seyi söyledim.
(Prof. I. Süreyya
Sirma, Emeviler Dönemi, Hilafetten Saltanata, s. 108, 109)
DÜSMANINI HAYRAN
BIRAKAN HALIFE
Bir
insanin, imkansizliklari dolayisiyla, ruhbanca bir yasantiya sahip çikmasi, dünyadan
el-etek çekmesi çok kolaydir. Çünkü onun zaten terkedecegi herhangi bir dünya malina
sahipligi yoktur. Fakat bu halife gibi, dünyanin en büyük devletinin yöneticisi için
ayni seyleri söylemek mümkün degil. Onun elindeki hazinelere ragmen, bunlarin hiçbirine
aldirmayip, siradan bir fakirin yasantisina sahip çikmasina hayran olmamak dogrusu elden
gelmiyor. (**)
Bu sözler, Ömer
b. Abdülaziz vefat ettikten sonra ona olan hayranligini gizlemeyen Roma Imparatoruna ait.
ÖMER B. ABDÜLAZIZDEN
HIKMETLI SÖZLER
Ey
insanlar, kim bizimle arkadaslik yaparsa, bes sey için yapsin, bunu yapmazsa, bizden
uzaklassin:
1- Ihtiyaçlarini
karsilayamayanlari bize bildirsin.
2- Hayir için
bize yardimci olsun.
3- Bilmedigimiz
hayir yollarini bize ögretsin.
4- Bizim
yanimizda kimsenin giybetini yapmasin.
5- Bos seylerden
bize bahsetmesin.
Seni en
çok hayrete düsüren sey nedir? diye soran arkadasina:
Beni en
çok sasirtan sey, bir kimsenin, Allahi bilip, Ona isyan etmesi; Seytani
bilip ona itaat etmesi ve dünyayi bilip ona meyletmesidir.
Hanedandan biri:
Ya Emirel
Müminin, senden önceki Halifeler bize hediyeler verirlerdi. Sen ise bize yasakladin.
Halbuki buna alismis ailem ve de sikintim var. Izin ver de, eskisi gibi bize birseyler
verilsin! Ömer:
Ölümü sikca
an! Geçimde daraldiysan, seni rahatlatir; bolluk içerisindeysen de seni daraltir.
Istisareye çok
önem veren Ömer b. Abdülaziz, Muhammed b. Kaba:
Basima
gelenleri görüyorsunuz, bana ne tavsiye edersiniz.
Sen
ihtiyarlari baba, gençleri kardes ve çocuklari evlat kabul et. Babana ihsan,
kardeslerine rahmet, evladina da sefkat göster!
Reca
ise:
Kendin
için istedigini baskasi için de iste, kendin için istemedigin bir seyi baskasina da
isteme!
Salim
ise:
Bütün
dünya nimetlerine karsi öyle bir oruç tut ki, iftarin ölüm olsun. (***)
HALIFE
SEÇILINCEKI HALI
Kendi
adinin anildigi hilafet fermani okundugunda Ömer:
Vallahi,
ben bu isi asla Allahtan istememistim.
Ne var
ki salih iradeler, onu böylesine tehlikeli anlar için seçmisti. O da adam
olacak ve emaneti kabul edecekti. Büyük hukukçu Salimus-Sûddîye:
Hilafetim,
seni sevindirdi mi, üzdü mü? Sûddî:
Insanlarin
hesabina sevindim; ama senin payina da üzüldüm. Ömer:
Nefsimin
helakindan korkuyorum. Sûddî:
Korkuyorsan
çok iyi... Çünkü ben de korkmamandan endiseliydim. Ömer:
Bana bir ögüt
ver! Sûddî:
Sunu
unutma: Babamiz Adem, bir tek günah için cennetten çikarildi.(1)
ILK HUTBE
Ey Nâs! Kuskusuz
Kurandan sonra Kitap, Muhammed (s.a.v.)den sonra Peygamber yoktur.
Bilesiniz ki, ben hakim degil infaz ediciyim. Kanun koyucu degil tâbiyim. Ben sizin
hiçbirinizden daha hayirli degilim; üstelik içinizde yükü en agir olan kisiyim. Zalim
devlet reisinden kaçan adam zalim degildir. Surasini iyi biliniz ki, Allaha isyan
hususunda kula itaat edilmez.(2)
Kaynaklar
(*) Dogustan Günümüze
Büyük Islam tarihi, c. II, s. 402-413 Çag Yay.
Islam Tarihi
(Siyasi, Dini, Kültürel, Sosyal) c. I, s. 412-148 Kayhan Yay.
(**) Islamda
Ihya Hareketleri, Mevdudi, Pinar Yay., s. 69
(***)
Emeviler Dönemi, Hilafetten Saltanata, s. 85-86/89-93
(1)
Ömer b. Abdülaziz Dönemi ve Islam Inkilâbi, Imadüddin Halil s. 58-59, Bir Yayincilik
Emeviler
Dönemi/Hilafetten Saltanata
(2)
Islam Tarihi, H. Ibrahim Hasan 1. c. s. 415.
Kaynak: Ilkadimdergisi
|