.


Örten ve Örtünen’e dair


Numan YILDIZ
Bir zulüm karsisinda en son ne zaman titredi kalbimiz? Bir duayi bile zikretmekten aciz dudaklarimiz, en son ne zaman bir zulmü haykirdi zalimin yüzüne. Haydi, öncelik sirasina göre tüm dertlerimizi siralayalim. Sonra bakalim ki, bu siralamada bir zulüm kaçinci sirada kendine yer bulabilecek.. Bir tufan ayagimiza kadar geldi. Neden hala, kurtulusa gözlerimizi yumuyoruz. Söyleyin, kalplerin katilasmasindan daha büyük bir tufan var midir ?
Tanidigimiz yüzler onlar. Bildigimiz yüzler.. Onlari, ilkin üniversite kapilarinda gördük. Kara coplariyla adelet(!) dagitiyorlardi. Emir kullan(!), kulluklarim eksiksiz yerine getiriyordu.
Sonra Imam-Hatip Liseleri'nin bahçelerinde göründü-ler. Henüz on üç yasindaki çocuklara kelepçe takarken... Kiz çocuklarinin basindan örtüsünü çekerken... Temelinde kan ve gözyasi olan sistem, bu sefer kendine kurban olarak on üç yasindaki çocuklari seçmisti. Çünkü zalimler bu küçücük çocuklarin inançlari ugruna dosdogru duruslarindan korkuya kapilmisti.
Bu küçücük çocuklar örtülerini çikarmak yerine direndiler. Çogu hakkinda sorusturma açildi. Uzaklastirma cezalari aldilar. Bazilari milyonlarca insanin gözleri önünde kelepçelenerek karakola götürüldü. Yüzlerce çocuk zorla otobüslere bindirilerek hiç bilmedikleri semtlerde birakildilar.
Bir anda pempe düslerin kucagindan kopartilan çocuklar, kendilerini bir kaosun içerisinde buldu.
Oysa tek istekleri vardi... Okumak... Sirf inançlari geregi taktiklari bösörtüleriyle derslere girebilmek istiyorlardi. Bu istekleri zalimlerin siddetli karsi koymasiyla reddedildi.. Onlar da onurlu olani tercih ettiler, yani direnisi....
Iste ikinci raunt. Ikinci perdesi de oynanmaya baslandi bu oyunun. Zalim ayni zalim. Zulüm bir önceki zulüm kadar siddetli. Ayni senaryo ayni seyirciler önünde birkez daha sergilenir halde. Degisen sadece, zulme muhatap olanlarin yasi. Henüz on üç yasindaki kiz çocuklarim hedef almis kan tüccarlari. Zulüm dünden daha siddetli, fakat seyirciler hala seyir halinde seyretmekte tüm olanlari. Dün, meydanlardaki milyonlardan eser yok.
basortu.JPG (42733 Byte)Imam-Hatip Lisele-' ri'ndeki çocuklar, Eyüp'de, Üsküdar'da, Istanbul'un muhtelif semderinde okullarina girebilme mücadelesi verirken, bu çocuklarla sözde ve özde ayni yolun yolcusu olmasi gereken biz müslümanlar bu olup bitenlere adeta kör-sagir kesilmisiz..
Insanliginin bedeninin disinda birakmis bir üniformali zevat, Üsküdar'da okullarina örtüsüyle girme mücadelesi veren çocuklara hakaret yagdiriyor, bir bayan velimizi yaka-sindan tutarak yere firlatiyor. Eyüp'de ise, disaridan bakildiginda insan görünümündeki, bazi zavalli kölecikler, ellerinde kalin sopalarla sokak aralanna degin kovaliyorlar küçücük kizlarimizi. Bir kizimiz basindan yaralaniyor. Ter ve gözyasinin hiç eksik olmadigi ten, bu sefer de kan ile tanisiyor. Ama, gittikçe yasadigi sehre benzeyen bizler, tas ve beton kiliklilar, olanlari dükkanlanmizin kapisindan ya da kaldirimlardan seyretmekle yetiniyoruz. Kimimiz ise televizyon karsisinda, elimizdeki kumandayla bol reytingli bir programa kosarken, gözümüze takilan zulüm görüntüleri ardindan, zalimlere karsi sadece dilimizden dökülen kivrak bir küfürle yetiniyoruz.
Inançlanna simsiki sarilmis bu çocuklar simdi yapayalniz. Rabbierine sonsuz güvenlerinden baska birseyleri yok. Ama yalniz kalmalarina degil, yürekleri tas kesilmis bizler için üzülmekteler. Çünkü biliyorlar ki bir gün; on üç yasindaki çocuklari kelepçeleyen zihniyet, Allah'in arzinda lanetlenecek, sadece zalimler degil, zulme sessiz kalanlar da bundan nasibini alacaktir. Inaniyorlar ki, direnmekle baslar özgürlükleri. Ve bu inançlarim dosdogru duruslariyla ilan ediyorlar, tüm tas kesilmis yürek sahiplerine. Herkese. Belki bugün degil ama bir-gün, gerçek saadet onlarin olacaktir. Gözyaslariyla yikanan yüzleri, Allah'in arzinda toplanilan o gün, bir ay gibi parlayacak ve yüzlerinde bin tebessüm açacak. Iste o zaman eyvah diyecek zalimler. Eyvah! diyecek zulme sesssiz kalanlar. Eyvah!!!
Ey zalimler! Ey zulme sessiz kalan tas yürekliler! Ey her mazluma karsi dislerim törpüleyen, dilimde agaran kelimelerin menzilindeki o korkulu yüzler, o efendiler... Hepiniz.. Süphesiz ki Rabbimin vaadi haktir. Ve O'nun yakalamasi çok çetindir. Mazlumlarin intikami, siz zalimlerin zül-münden çok daha siddetli olacaktir..
Bir sehrin avuçlari gökyüzüne yaslanmiyorsa, yuvalanmamissa o kan kokusu hala üzerimize, çocuklardan agzi sulananlarin hinligim arttiracak kadar dosdogru degilse sözlerimiz, bizi serinlige ulastiramayacaktir; istahla bitirilmis kitaplarin ardindaki gerçek ve sevdigimizin giydigi kursuni gelinlik, bir de çocuklarin yanaklarinda tasidigi izler.. Koruyamayacaktir atesdiyarindan; ne kelimelerimizdeki anlam, ne de alnimizla kutsadigimiz dünya, bir de ask..
O halde o gün bizi bulmazken, henüz en yakin kiyametimiz; ölüm, bizi teslim almadan önce Allah'a teslim olalim.
Ey Rabbim! Sirf Sana olan imanlarindan vaçgeçmediklerinden dolayi, bu zulme maruz kalan bu küçücük çocuklarin, Sana olan hayranligim arttir ve ayaklanrii yolun üzere sabit kil. Onlari ve bizleri, yakiti taslar ve insanlar olan o yakici atesten koru. (Amin)
Dosdogru duruslari ve Allah'a itaatkar davetleri nedeniyle bu küçücük çocuklari saygiyla selamliyoruz.

Kaynak: Yürüyüs dergisi, sayi 12, 2002

arrow1b.gif (1866 Byte)

.