HIRİSTİYANLIK
http://dunyadinleri.com/hiristiyanlik.html
Hıristiyanlık, bugünkü dünya coğrafyasının hemen her bölgesinde
mensubu bulunan, temelde vahiy ve mukaddes kitap ile tektanrıcılığa dayanan bir
dindir. (1)
Hıristiyan kelimesi Yunanca "khristianos" kökünden gelir. İsa'nın
adı bu dilde Khristos (2) olarak geçer. Bu kökten çıkan "khristianos" ve "khristian"
kelimeleri de, İsa'ya bağlanan, O'nun yolundan giden anlamına gelmektedir.
Hıristiyanlık, Filistin bölgesinde doğmuştur. Nasıralı İsa'yı merkez alan bir
Yahudi -Mesihi hareketi-dir. İsa, İsrail'i gelecek Tanrı Krallığına hazırlamak
istemiştir. Ancak bugünkü Hıristiyanlık İsa'nın havarilerinin arasına sonradan
giren Pavlus'un yorumlarıyla değişik bir hüviyet kazanmıştır.
İsa soy itibariyle Yahudi’dir ve Mesih olduğunu açıklamıştır. (3)
İsa, kendinin bir peygamber olduğunu, insanları doğruluk, kardeşlik ve hak yola
çağırmak için geldiğini açıklaması Yahudilerin işine gelmemiştir. (4)
Dinler Tarihçilerine göre Hıristiyanlığın tarihi oldukça uzundur.
Takriben yirmi asırlık bir zamanı içine alan Hıristiyanlık tarihi dört devrede
incelenmiştir:
1- Havariler tarafından yayılan ve Batı Roma İmparatorluğu'nun
yıkılmasına kadar devam eden dönem. Hıristiyanlık bu dönemde geniş yayılma
sahası bulmuştur.
2- V. yüzyıldan XVI. yüzyılın başlarına kadar süren dönem Doğu
Kilisesi'nin Batı Kilisesi'nden ayrıldığı bu dönemde Hıristiyanlık Avrupa'nın
kuzey bölgesinde yayılmıştır.
3- XVI ve XVII. yüzyılları içine alan dönem. Hıristiyanlık için çok
önemli olan bu devrede Protestanlık ortaya çıkmış, Katolik Mezhebi ile çatışma
sonucunda Batı Kilisesi bölünmüştür. Çünkü Roma Katolik Kilisesi'nin gösterdiği
halas yani kurtuluş fikri o dönem Hıristiyanlarını tatminden uzaktı.
4- XVIII. yüzyıldan itibaren başlayan ve Hıristiyanlığın
karışıklıklar içinde geçtiği bir dönem olarak bilinen bu devrede Hıristiyanlık
üzerindeki münakaşalar kilise dışına taşmıştır. Dinler Tarihçilerinden bazıları
da Hıristiyanlığı üç devrede incelemişlerdir:
1- Hıristiyanlığın klasik dönemi (I-VIII. yüzyıl),
2- Hıristiyanlığın Ortaçağ dönemi (IX-XV. yüzyıl),
3- Hıristiyanlığın Yeni dönemi (XV. yüzyıl vd.).
Hıristiyanlara, İsa'ya yardım ettikleri, Nasıra köyünde O'nunla
birlikte bulundukları için Nasranî denilmiştir.
Hıristiyanlığı Kudüs ve civarı dışında yepyeni bir hüviyetle yayan
Pavlus (5) olmuştur. Yaygın şifahî Hıristiyan nakline göre Pavlus Hıristiyanlığı
ve İncil'i bir mucize ile İsa'dan almış, ileride kilisenin talimlerine kendi
zihniyetini hâkim kılmak için gayret sarfetmiştir. İngiliz tarihçilerinden
Wels'e göre Pavlus, zeki ve zamanının bütün dinî cereyanlarını bilen bir
insandır. Diğer dinlerden birçok hususları Hıristiyanlığa aktarmıştır. Pavlus'un,
Hıristiyanlık için değişmez prensipler olarak ilân ettiği hususlar şunlardır:
1- Hıristiyanlık bütün insanlığa hitap eden bir dindir.
2- Allah'ın oğlu olan Mesih İsa, insanların günahlarına keffaret
olmak üzere Haç'ta can vermiştir.
3- İsa ve Ruhu'l-Kuds, aynı derecede Tanrıdır.
4- Ölüler arasından dirilerek kalkmış olan İsa, semaya çıkarak
Baba'sının sağ yanına oturmuştur.
Pavlus, İsa'nın ve Ruhu'l-Kuds'ün Tanrı oldukları inancını
yerleştirmeğe çalışmıştır. Ayrıca yine O, İsa'nın vazettiği sünnet olmayı ve
domuz eti yememeği de kaldırmıştır.
Bir bakıma bugünkü Hıristiyanlığa Pavlus'un yorumları demek
mübalağalı bir ifade sayılmamalıdır. Nitekim, gerek mukaddes metinler gerek ilk
kilise, gerek ilk Hıristiyan inançlarının Pavlus'un eseri olduğunda Hıristiyan
ilâhiyatçıları görüş birliği içindedirler. (6)
İnanç ve İbadet Sistemi
Hıristiyanlık monoteist bir dindir, İncillerde ve diğer mukaddes
metinlerde bu anlayışı destekleyen ifadeler mevcuttur. (7) Ancak yine aynı
metinlerde ve kilisenin sahih kabul ettiği İncil metinlerinde İsa için
"Tanrı'nın Oğlu" Allah için de "Baba" terimlerinin kullanıldığı görülmektedir.
Hıristiyanlığın mukaddes kitabı'nda geçen "Ben ve Baba biriz", "Babanızın Ruhu",
"Allah'ın Ruhu" vb. deyimler, bunlar İslami çevrelerce teslis olarak
yorumlanmaktadır.
Hıristiyanlıktaki iman ikrarına giren esasların nelerden oluştuğu
İncil metinlerinde açık bir şekilde yer almamakla beraber, bu prensiplerin ilk
Havariler Konsili'nden itibaren tesbite başlandığı, son şeklini ise IV. ve V.
yüzyıldaki konsillerde aldığı yaygın bir kanaat halindedir. Bununla beraber
inançlar konusunda gerek kiliseler, gerek mezhepler arasında bazı ortak ana
unsurlar bulunduğu gibi farklı anlayışlar da vardır. Günümüz Hıristiyanlarının
da hemen büyük bir kesiminin kabul ettiği Havariler inanç sistemi (8) şu
maddelerden oluşmaktadır:
1- Ben, Tanrı'ya Kudretli Baba'ya, 2- Biricik oğlu Rab İsa'ya,
3- İsa'nın Bakire Meryem ve Ruhul'-Kuds'ten doğduğuna,
4- Pilatus zamanında çarmıha gerilerek gömüldüğüne,
5- Ölüler arasından üçüncü gün dirildiğine,
6- Göklere yükseldiğine,
7- Baba'nın sağında oturduğuna,
8- Ölüleri ve dirileri yargılamak üzere oradan ineceğine,
9- Ruhu'l-Kuds'e,
10- Mukaddes Kilise'ye
11- Günahların bağışlanacağına,
12- Bedenin dirileceğine, inanırım. (9)
img src="hiristiyan3.jpg">
Hıristiyan Mukaddes Kitabı'nda "teslis" kelimesi veya O'na iman
etmeye çağıran açık bir ifade mevcut değilse de İsa'nın , "Baba, Oğul ve Ruhu'l-Kuds
ismiyle vaftiz eyleyin" (10) şeklinde Havarilere emir verdiği bilinmektedir.
Ancak ilk konsillerde bu konu tartışılmış, İznik Konsili (325) 'nde Ruhu'l-Kuds'ün
tanrılığı karara bağlanmıştır. (11)
Bazı Dinler Tarihçilerine göre, monoteizm inancının hâkim olduğu
Yahudi çevresinde çıkmış olan "teslis" inancı, büyük bir ihtimâlle İsa'nın
tanrılaştırılmasının tabiî bir sonucu telâkki edilmelidir. Bunun yanında Ruhu'l-Kuds'ün
de ayrı bir ilâhî varlık sayılması üç ayrı tanrı anlayışına zemin hazırlamıştır.
Daha sonraki dönemlerde birtakım kelâmî ifadelerle açıklanmaya çalışılan
teslisin üç unsuru (Baba, Oğul, Ruhu'l-Kuds) bir ulûhiyetin üç ayrı görüntüsü
olan bugünkü formülün benimsenmesiyle noktalanmıştır. (12)
Hıristiyanlara göre teslis öyle büyük ve gizemli bir kavramdır ki
sırf insan aklı onu derinliği ve şümulü ile kavrayamaz. (13) Bu bakımdan,
mahiyet ve köklerini araştırmaya girişmeksizin insanın O'na inanması gerekir.
Bununla beraber Hıristiyanlık'taki inanç esaslarının bütün mezheplerce aynı
şekilde benimsendiğini söylemek mümkün değildir. Protestanlığın inanç esasları
ise şunlardır:
1-Mukaddes kitaplara iman,
2- Uluhiyete iman,
3- İnsanın günahsızlığına iman,
4- Günahların keffaretine iman,
5- Ahirete iman.(14)
Bu konuya son vermeden önce Hıristiyanlık'ta melek inancına birkaç
cümle ile değinelim. Hıristiyanlık'taki melek inancının temeli onların masum ve
ruhanî varlık oluşlarıdır. Ancak kilise bu ruhanî varlığı cisimlendirerek
açıklamaktadır. Onlara göre melekler Allah'a yardımcı olmakla görevlidirler.
Ancak bazı Hıristiyan mezheplerinde melekler, insanlar gibi günah işleyebilir
olarak algılanmıştır. Onlardan bazılarına "Tanrı'nın Kızları" adı verilmiştir.
Kutsal Kitapları
Hıristiyanlığın mukaddes kitapları İncillerdir. Yunanca "evangelion"
kelimesinden gelen İncil, "müjde, iyi haber" anlamlarını ifade eder. (15) İncil
kelimesinin bu açıklamasına dayanarak ilk dönem Hıristiyanları, İsa'nın
gelişini, insanları kötülük ve günahtan kurtararak selamete ulaştırmak manasında
yorumlamışlardır.
Bugün Hıristiyanların ellerinde bulunan Yeni Ahit, 4 İncil (16) ile
23 küçük kitabın birleşmesinden meydana gelmiştir; hepsi 27 kitaptır. Bu
kitapların hemen tamamı II. yüzyıldan sonra yayılmıştır, Yunanca'dır.
Hıristiyanlar bu kitapların Havarilerden geldiğini ve doğru olduğunu kabul
ederler. Bununla beraber İncillerin İsa'nın eseri olmadığını, ihtiyaç duyuldukça
sonradan yayıldığını, İsa'nın düşüncelerini yansıtmadığını iddia edenler de
vardır.
Hıristiyan dinî literatüründe kilisenin sahih kabul ettiği İncil
metinlerine "kanonik", sahih kabul edilmeyen İncil metinlerine de "apokrif"
denir. (17) Apokrif metinler üzerinde gerek ilâhiyatçıların, gerek mezhepler
tarihi uzmanlarının tartışmaları hâlâ bitmiş değildir. İnciller arasında bir
takım ayrılıklar bulunmakla beraber ilk üç İncil (Matta, Markos, Luka)'de bazı
benzerlikler tesbit etmek mümkündür. Aralarındaki şekil ve konu berzerliğinden
dolayı bunlara "Sinoptik" İnciller denir. (18) Nitekim, mucizeler ve İsa'nın
hayatına dair olayların anlatımına Sinoptik İnciller oldukça açık benzerlikler
sergilemekte, her üçü de ortak şifahî kaynağa dayanmaktadır. Bu İnciller edebî
yönden birbirlerine bağlıdır. Yuhanna İncili ise anlattığı olayların tefsirine
daha fazla önem verdiği için "sembolik" bir anlam taşır.
Hıristiyan ilâhiyatçılardan bazılarına göre İsa'ya ilk inanan
Havarilerden dördü, sonradan O'nun sözlerini toplayarak birer İncil meydana
getirmişlerdir. İlk dört İncil (19)'den en eskisinin Markos olduğuna kesin
gözüyle bakılmaktadır. İlk İnciller genellikle İbranca ve Yunanca yazılmış, Orta
çağ boyunca da Latince'sinden okunmuştur.
Bir diğer açıdan Hıristiyanlar, İsa'nın kanun ve öğretilerini içine
alan kitapların tamamına İncil adını vermektedirler.(20) Hıristiyanların kabul
ettikleri bir sınıflandırmaya göre 27 kitaptan meydana gelen Ahd-i Cedid iki
bölümdür:
1- Tarihi İnciller (1-4 kitap),
2- Talimi İnciller (5-27 kitap).
Bugünkü İncil'in muhteviyatını tarihî bir muamelenin sonucu olarak
kabul etmek mümkündür. İsa Arami dilini kullanmıştır. Sonraki dönemlerde İncil
halk Yunancası ile yazılmıştır. İçinde Arami dilinde birkaç cümle de vardır.
1546'da toplanan Merano Ruhani Meclisi, İncil'in Tanrı ilhamı olduğundan şüphe
edilmesini yasaklamıştır.
Elimizdeki İncil Gerçekmidir?
Hıristiyanlığın kutsal kitabı olan İncil’lerin hiçbir şekilde
değişmediğini söyleyen ve Tanrı’nın bunu kendi kutsal kitabında belirterek
değişmediğini güvenceye aldığını savunan Hıristiyanlara karşılık, İncil’in Tanrı
sözü olduğuna inanan fakat değiştiğini iddia eden İslam Dini mensupları arasında
sürekli devam eden bir tartışma mevcuttur. İslam taraftarları İncil’in
değiştirildiğine dair iddialarını aşağıdaki dayanaklara bağlarlar;
1-İsa'nın soyu Luka İncili'nde başka, Matta İncilinde başka şekilde
anlatılmıştır. (20) 2-Tanrıyı görme konusu İncillerde farklı farklı geçmektedir.
(22)
3-İsa'nın doğum yeri bile İncillerde değişiktir. (23)
4-Kendi kutsal kitapları İncil'in "Allah'ın İncili" veya "Oğlumun
İncili" şeklinde zikredilişi yine ellerindeki İncillerin ifadeleridir. (24)
5-Kurtarıcılık vasfı bir İncilde "Kurtarıcım Allah" diye geçerken
yine aynı İncilde "Kurtarıcı İsa" şeklinde geçmektedir. (25)
6-İsa'nın gösterdiği mucizelerden biri olan "körlerin gözlerini
açma" mucizesi İncillerde değişik sayıda ifade edilmiştir. (26)
7-Hz. Yahya İncillerden birine göre çekirge ve yaban balığı yemiş,
yine aynı İncil'e göre hiçbir şey yememiş ve içmemiştir. (27)
Hıristiyanların İncilin değişmediğine dair kanıtları Kitabı Mukaddes
ve Kuranı Kerim deki ayetlerle (I) eski İncil ve Tevrat nüshalarıdır. İncil’in
değiştirilmediğine dair Kitabı Mukaddes’teki ayetlerden bazıları şöyledir;
“Çünkü doğrusu size derim:gök ve yer geçip gitmeden,herşey vaki
oluncaya kadar, şeriattan en küçük bir harf veya bir nokta bile yok
olmayacaktır”(Matta5:18)
“Gök ve yer geçecek,fakat benim sözlerim geçmeyecektir”(Matta
24:35) ayrıca bkz. 2.Petrus 1:21,Malaki 3:6,Mezmur 119:160, Mezmur117:7-8,Luka
:16:16-17
Hıristiyanlar ayrıca İslam peygamberinin Kitabı Mukaddesi kabul
ettiğini (II) ve İslam peygamberinin zamanında da Kutsal Kitap’ın sapasağlam
mevcut olduğunu (III) Kuran’ın incelenmesiyle kuranda incilin değiştirildiğine
dair bir hüküm bulunmadığı ve bunu iddia edenlerin kafir olacağını
savunmaktadırlar.(IV)
Hıristiyanların bu iddialarına bazı İslam aydınlarınca Kuran’da
belirtilen İncil günümüz incili değil Barnaba İncili diye açıklama
getirilmektedir. Hıristiyanlar; Barnaba İncilinin incelenmesi sonucunda Bu
incilin Kuranı Kerimin yazıldığı zamandan çok sonraları kaleme alındığının
anlaşılacağını bu nedenle bu İncilin gerçek İncil olmadığını İslam dinine mensup
kişiler tarafından propaganda amaçlı yazıldığını iddia etmektedirler. (V)
Günümüz Hıristiyan Mezhepleri
Hıristiyanlık'ta mezheplerin teşekkülünü, İsa'nın dünyadan
ayrılmasından hemen sonra O'nun dinine giren Pavlus'la İsa'nın cemaati
arasındaki ihtilâflara bağlayan görüş daha ağır basmaktadır. Gerçektende
Pavlus'un Hıristiyanlığı kabul etmesinden sonra O'nunla İsa'nın cemaati arasında
çıkan ihtilâflar onların kısa zamanda ikiye bölünmelerine sebep olmuştur.
Bir başka açıdan mezheplerin doğmasını, inanç, ayin vb. konulardaki
ihtilâflarla, XI. yüzyılda Doğu-Batı Kiliseleri'nin birbirinden kopmasına, hatta
reform hareketlerine bağlayan görüşü benimseyenler de bulunmaktadır. Burada
kiliseler arasındaki ihtilâflardan çok, halen günümüzde varlığını sürdüren belli
başlı üç Hıristiyan mezhebinden (Katolik, Ortodoks, Protestan) ana hatlarıyla
söz edilecektir.
1-Katolik Mezhebi
Bir diğer adı Roma Katolik Kilisesi olan Katolik Mezhebi, Hıristiyan
dünyasının en büyük ve en köklü mezhebidir. İnançlarına göre bu mezhebi,
havarilerin ilki olan Petrus kurmuştur. (28) O aynı zamanda İsa'nın vekilidir.
Petrus'tan sonra gelen papalar da Petrus'un vekili sayılırlar. Böylece Papa
ruhanî reis sıfatıyla İsa'nın yeryüzündeki temsilcisidir. 1870 yılında toplanan
Vatikan Ruhani Meclisi Papa'nın yanılmazlığını ilân etmiştir. (29) Katolik
Mezhebi'nde ruhban sınıfı aşağıdan yukarıya rahip, piskopos , kardinal ve papa
şeklinde hiyerarşik bir yapıya sahiptir. Katolik Mezhebi'nin başlıca özellikleri
şunlardır:
1-Papa dinî başkandır, İsa'nın vekili, Petrus'un halefidir.
2-Papa yanılmaz bir otoritedir. Roma diğer kiliselerin hepsinden
üstündür.
3-Ruhu'l-Kuds tarafından idare edilen Roma Kilisesi evrenseldir.
4-Ruhu'l-Kuds, Baba ve Oğul'dan çıkmıştır.
5-İsa hem ilâhî, hem insanî tabiata sahiptir.
6-İsa da, Meryem de günahsızdır, aslî suçtan uzaktır. Meryem, Tanrı
yanında şefaatte bulunabilir. O, göğe yükselmiştir. (30)
7-Azizler de Tanrı katında sözcü olur, şefaatte bulunabilir.
8-İnsan aslî günah içindedir. Buna karşılık kötülüğe meyletmek günah
değildir, günaha sevkeder. Günah çıkarma çok önemlidir. Bunun, günah çıkarma
hücresinde papaza itiraf şeklinde olması gerekir. (31)
9- Sakramentler yedi tanedir. Ruhban zümresi evlenemez. Onların
dışındaki evlenenler de boşanamaz. Boşandıktan sonra evlenmek zina sayılır.
10-Yirmi Konsil'in aldığı kararlar kabul edilir.
11-Cuma günü et ve yağlı yiyecek yemek yasaktır.
12- Son hüküm gününü, cenneti, cehennemi ve Araf'ı kabul ederler.
13- Geleneklere bağlı kalmak lâzımdır.
14-Ayin dili Latince'dir. 1965'deki II. Vatikan Konsili'nde değişik
dillerde de ayin yapılmasına izin verilmiştir. (32)
Katolik Mezhebi'nde papazların başlıca görevleri, vaftiz, tövbe,
çile, günah çıkartma, ahilere yağ sürme, evlenme vb. takdis törenlerini
yönetmektir. (33) Temelde aynı inançları paylaşmakla beraber, ayrıntılara ait
konularda Katolik Mezhebi'nden ayrılarak ortaya çıkan bazı küçük mezhepler
vardır:
1- Keldani Mezhebi
2- Ermeni Mezhebi
3- Süryani Mezhebi
4- Maruni Mezhebi
5- Kıpti Mezhebi.
2-Ortodoks Mezhebi
Yunanca'da Ortodoks " Doğru görüş, inanç ve doğru itiraf" anlamına gelir. Bu
mezhebin Dinler Tarihindeki diğer isimleri şunlardır: Doğunun Ortodoks, Katolik
ve Apostolik Kilisesi, Ortodoks Doğu Kilisesi, Doğu Kilisesi, Ortodoks Kilisesi
ve Rum Ortodoks Kilisesi. (34) Ortodoks Kilisesi'nin Katolik Kilisesi'nden 1054
yılında (35) kesin olarak ayrılmasında (36) dinî ve siyasî birtakım sebeblerin
büyük rolü olmuştur:
1- Katolik Kilisesi'nin müşrikler arasında dini yaymak için bazı
tavizler vermesi.
2- Roma'nın itirazına rağmen imparatorluk merkezinin İstanbul
olması.
3- Batı Roma Devleti'nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan otorite
boşluğunu Papalığın doldurmak istemesi.
İnanç ve ayinler bakımından Ortodoks Kiliseleri bazı siyasî ve idarî
sebeblerden dolayı birbirinden ayrılmıştır:
a-1054'deki Doğu-Batı ayrılığından sonra Ortodoksluğun merkezi
Bizans olmuştur.
b-İstanbul'un Türkler tarafından fethedildiği 1453'ten sonra Rus
Ortodoks Kilisesi İstanbul Patrikliği ile mücadeleye girişmiştir.
c-Rus ihtilâli (1917)'nden sonra İstanbul Ortodoks Patrikliğiyle
mücadeleden vazgeçen Rus Ortodoks Kilisesi Patriklik halini almıştır.
Ortodoks dünyasının dört büyük patrikliği (İstanbul-İskenderiye,
Antakya, Kudüs) vardır. Diğer, bölgelerdeki millî kiliseler idari yapı
itibariyle bu dört patrikliğe bağlıdır. Ortodoks Mezhebi'ni diğer Hıristiyan
mezheplerinden ayıran başlıca özellik şunlardır:
1- Patrik ruhanî başkandır.
2- Papa yanılabilir. O İsa'nın vekili değildir.
3- Ruhu'l-Kuds, Oğul yoluyla Baba'dan çıkmıştır.
4- İlk yedi konsilde alının kararları kabul etmek lâzımdır.
5- Ancak, Meryem, İsa ve Aziz ikonlarına (37) saygı gösterilir.
6- Her ülke ibadetini kendi diliyle yapmakta serbesttir.
7- Günahkârlar, işledikleri günah ölçüsünde A'râf ta bekletilirler.
8- Keşişler, piskoposlar ve patrikler evlenemez; papazlar
evlenebilir. Boşanma ancak bazı şartlarla mümkündür.
9- Vaftizden hemen sonra Konfirmasyon yapılmalıdır.
10- Evharistiya ayininde ekmeğe maya, şaraba su katarlar.
11- Haç sağdan sola çıkarılır ve Haç'ın kolları birbirine eşittir.
Kuruluş dönemlerinde bütün Doğu Ortodoks Kiliseleri, İstanbul
Ortodoks Kilisesi'nin idare ve kontrolü altında iken, daha sonraları
parçalanmalar olmuş şu kiliseler doğmuştur:
1-Süryani Ortodoks Kilisesi,
2-Rum Ortodoks Kilisesi,
3-Ermeni Ortodoks Kilisesi,
4-Rus Ortodoks Kilisesi.
Dinler Tarihçilerinin genellikle savunduklarına göre Ortodoks
Mezhebi'nin doğması, İznik (325) ve O'nu takibeden altı Konsil'de alınan bazı
kararlar sonucunda olmuştur. (38) Ancak Ortodoksluğu kabul edenler İznik
Konsili'nde değişik fikirler ortaya atan Arius, Nestorius vb. din büyüklerinin
görüşlerine her zaman cephe almışlardır.
Katolik mezhebi ile Ortodoks mezhebi arasında tesbit edilebilen
başlıca ayrılıklar şunlardır:
1- Katoliklere göre Ruhu'l-Kuds Baba ile Oğul'dan, Ortodokslara göre
ise Allah'ın göndermesinden meydana gelmiştir. (39)
2- Katoliklere göre papa yanılmaz; ilâhî kudrete sahiptir.
Ortodokslara göre ise O, ruhani bir liderdir; ilâhî bir gücü yoktur.
3- Katoliklere göre papanın iman, ibadet, ahlâk vb. konulardaki her
sözü münakaşasız kabul edilmelidir, Ortodokslara göre ise papa da bir insandır,
yanılabilir.
3-Prostestan Mezhebi
Almanca'da "protestieren" kelimesinden alınmış olan Protestan
"itiraz, protesto, başkaldıran" anlamlarına gelir. Protestan mezhebinin doğuşu,
XVI. yüzyılda Martin Luther (1489-1546)'in Roma Katolik Kilisesi'ne karşı;
1- Günahları bağışlamak,
2- Günahların bağışlanmasını malî bir kaynak haline getirmek,
3- İncil yorumunu kendi tekeline almak,
4- Ayin dilinin mutlaka Latince olması vb. hususlara itirazları ile
başlamıştır.
Martin Luther itirazlarına kısa zamanda taraftar bulunca hareket
hızla büyüyerek yayılmıştır. (40) İtirazcılar kendi görüşlerini çeşitli
mahfillerde açıklamak imkânı buldukça, onların fikirlerini benimseyenler de o
nisbette artarak geniş bir coğrafyaya sahip olmuştur. Protestan mezhebine İncil
Kilisesi de denir.
Protesto hareketinin yaygınlık kazanması, reformasyonun başlaması ve
çeşitli kiliselerin doğmasıyla sonuçlanmıştır. Protestanlığa göre Allah'a
ulaşabilmek için hiçbir kilise görevlisinin aracılığına ihtiyaç yoktur.
Hıristiyan geleneğinin yakın geçmişten aldığı şeklin bir diğer adı olan
Protestanlık, kilisenin bizzat kendi değerlendirmesine göre:
1- İtirafla ilgili durum,
2- Ruhanî tavır,
3- Hıristiyanlığa daha uygun bir görünüm verme vb. noktalarda
geçmişine nisbetle yeni bir hüviyet kazanmıştır.
Protestanlık, tarihinin belirli bir döneminde ve bazı özel şartlar
sonucunda ortaya çıkmasına rağmen, fikir ve ruhî yapı itibariyle sadece XVI.
yüzyılın mahsulü sayılmamalıdır. Bazı Dinler Tarihçilerine göre, Protestan
reformcular ile onları takib edenler, o yüzyılda yapılan dinî yorumlarla yeni
bir gerçeği bulmak yerine, eski dinî gelenekleri yeniden ortaya koymuşlardır. Bu
bakımdan Protestanları, kâşif değil, yenileyici olarak görmek lâzımdır.
İnançlarına göre günahkâr bir kişi ancak Tanrı'nın karşılıksız inâyetiyle
kurtuluşa erebilir. Protestan mezhebi son dört yüz yıl içinde başlıca iki dinî
tür olarak kendini göstermiştir:
1- Klasik Protestanlık,
2- Radikal Protestanlık.
1- Klasik Protestanlıkla Hıristiyanlığın aldığı yeni şekle karşı
isyan ederek kilisenin Katolik anlamını koruyan büyük kilise sistemleri
kastedilmektedir.
2- Radikal Protestanlık terimi daha çok bu mezhebin ortaya çıkışını
açıklayan olayı anlatmak için kullanılmaktadır. Bu terim aynı zamanda dinî
gruplarla dinî düşünce ekollerini de içine almaktadır. Bu ekolün mensupları
Kitab-ı Mukaddes ile Hıristiyan kilisesinin dinî merasim varisleri (41)
olduklarını iddia etmişlerdir.
Protestanlığın ilk ifadesi Lutheryanizm'dir. Bu terimle Martin
Luther'in faaliyetleri, O'nun ruh ve görüşüne borçlu olan Hıristiyan fikirleri
ile özel kiliseler anlaşılır. Bu ekol, kulun hayatı ve kilise ibadeti üzerinde
özellikle durmuştur.
Protestan Mezhebi'nin özellikleri şunlardır:
1-Papa da bir insandır, yanılabilir.
2-Diğer iki büyük Hıristiyan mezhebinin kabul ettiği teslise
inanırlar.
3-Kutsal kitabı yorumlamaya herkes yetkilidir.
4-Sakramentlerden yalnız Vaftiz ve Evharistiya'ya inanırlar.
5-Azizleri kabul etmezler.
6-Kiliselerde resim ve heykel lüzumsuzdur.
7-Haç çıkarma geleneklerine inanmazlar.
8-İbadet ve ayinleri herkes kendi diliyle yapabilir.
9-A'râf ve ebedî ceza yoktur.
10- Meryem sıradan bir insandır; ilâhî bir niteliği yoktur.
11-Günah çıkartma işlemi mantıksız bir uygulamadır.
Protestan Mezhebi öncelikle kendi bünyesinde üç ana kola
ayrılmıştır:
1- Lutheryanizm,
2- Kalvinizm,
3- Anglikanizm.
1- Lutheryanizm, Protestanlığın ilk şeklidir ve Martin Luther'in
fikir ve ideallerini benimseyen özel Hıristiyan görüşünü temsil eder. Lutheryan
Kiliseleri Almanya, Skandinav ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletlerinde daha
çok yaygındır. İnançlarına göre kilise, lâik hayattan sorumlu tutulamaz.
2- Kalvinizm, günümüz Protestan dünyasının ikinci ekolünü teşkil
eder. Bir diğer adı Reforme Hıristiyanlık'tır. Akımın kurucusu ve öncüsü olan
John Çivin, sıkı bir dinî tecrübeden geçmiş Fransız asıllı, ilâhîyat sahasındaki
yazılarıyla tanınmış bir kişidir. O'nun gayesi mevcut Hıristiyanlık'ta reform
yaparak dinî başlangıçtaki, asıl haline kavuşturmaktır. O'na göre
Hıristiyanlığın topluma karşı, birtakım görevleri olmalıdır.
3- Anglikanizm, VIII. Henry devrinden beri İngiltere'nin Resmi
Kilisesi'dir. VIII. Henry (1491-1547) ile Papa arasındaki bir kavgadan sonra
doğmuş olan Anglikanizm'in en başta gelen hedefi Hıristiyanlığı kendi öz
niteliğine yeniden kavuşturmaktır. Onlara göre papalık ile Presbiterianlık
arasında en azından orta bir yol olmalıdır. Bu yalnız kilise teşkilâtı düzeyinde
değil, doktriner anlamda da gerçekleştirilmelidir.
Protestanlık bu üç ana kolun dışında ikinci derecede diyebileceğimiz
on küçük gruba daha ayrılmıştır.
Radikalizm ve Protestanlık
Fransızca'da Radikalizm "ilim, din ve siyasette temelden, kökten
değişiklikler yapma temayülü" anlamına gelir. Bizim burada üzerinde duracağımız
Radikalizm, Hıristiyanlık üzerinde yapılmak istenen köklü değişikliklerle
ilgilidir.
Dinler Tarihi terminolojisinde Radikal Protestanlık terimi ile daha
çok genel Protestanlık'tan yavaş yavaş kopan ve O'ndan bağımsız olarak teşekkül
eden Hıristiyan grupları ve dinî ekolleri kastedilmektedir. Bir bakıma bu
gruplara, Reformasyon'un birtakım tartışmalardan sonra dünyaya gelen çocukları
demek mümkündür. Bunlar özel yapı ve davranışlarından dolayı İngiltere'nin resmî
kilisesiyle uyum sağlayamamışlardır. Radikal Protestanlığı iki grupta incelemek
mümkündür:
1- Evangelik,
2- Hümanist,
Radikal Protestanlığın en önde gelen temcilcileri Babtistler,
Kongregasyonistler, Metodistler ve Kuveykırlar'dır. Bu sayılan temsilcilerin,
kendilerine özgü farklı görünümler sergiledikleri bilinmektedir. Hatta bu
akımlardan bazıları bağımsız,Hıristiyanlıktan ayrı bir din görünümündedir.
Bununla beraber Radikal Protestanlığın Hümanist kanadı, Hıristiyan Kilisesi'nin
din tanımayan kesimi ile özel bir şekilde ilgilenmiştir. Hümanistlerin en büyük
arzuları Hıristiyanlığın "zevk sahibi insanlara" karşı bir değeri bulunduğunu
ispat etmektedir.
Hümanistler düşüncenin en büyük rehberi olarak vahiy yerine aklı
temel almışlar onu gerçeğin başlıca kaynağı kabul etmişlerdir. Onların baz
aldığı ölçü Hıristiyanlık vahyi değil, ilmî bir buluş, bir felsefî ilke veya
herhangi bir düşüncedir. Ancak bu akımın, gün geçtikçe nüfuz ve değerini
kaybettiği ifade edilmektedir. Radikal Protestanlık özellikle şu ana noktalar
üzerinde durarak kimliğini kanıtlamak istemiştir:
1- Kurtuluşa ermek için İsa'ya tam anlamıyla inanmak lâzımdır.
2- Kilise'nin ve dünyanın mutlak efendisi İsa'dır.
3- Gerçek kilise İsa tarafından kurulmuştur. Kurtuluş ancak bu
kilisededir.
4- İsa'nın gözle görünen kişiliği İncil'de açıklanmıştır. İnsan
yaşamı boyunca daima O'nu örnek almalıdır.
5- Çarmıh'tan sonra dirilen İsa sonsuz bir güç ve çalışma kaynağı
olmuştur.
Çağdaş Protestanlıkla meydana gelen gelişmeler hakkında John A.
Mackay şöyle diyor?
Protestanlığın henüz dinî erginliğine erişemediğini, tarihî görevini
tamamlamadığını belirtmek gerekir. Dörtyüzyıl önce Reform hareketinde olup
bitenler bugün de hayatta, doktirinde ve kilise teşkilâtında ifade edilmek
durumundadır. Çağdaş Protestanlıkla ortaya çıkan önemli gelişmeleri şöyle
sıralayabiliriz:
1-Tarihî Hıristiyan inancı yeniden kavranmalıdır.
2-Kutsal Katolik Kilisesi gerçeği protestanları da kuşatmalıdır.
3-Dine dayanmayan düzen ile ilgili sorumluluk duygusunun yeniden
canlanması sağlanmalıdır.
4-Evangelik Hıristiyanlığın dünya çapında yayılması, Protestan
düşünürlerin bu yolda çaba sarf etmelerini gündeme getirmelidir.
4-Angikan Mezhebi
Reform Hareketi'nden sonra (XVI. yüzyıl) İngiltere'de doğmuş bir
Hıristiyan ekolüdür. Protestanlığın İngiltere'ye has şekli olan Anglikanizm,
Katolik-Protestan çatışmasında uzlaşmacı bir yol izlemiştir. Anglikan Kilisesi,
VIII. Henry'den itibaren Roma ile olan bağlarını koparmıştır. Anglikanizm'i
Kitab-ı Mukaddes'e bağlı, kısmen reforme edilmiş bir Katolik Mezhebi olarak
görmek daha yaygındır. Papanın otoritesini reddeden Anglikan Kilisesi, XVI.
yüzyıldan beri ibadette Latince yerine İngilizce'yi kullanır. Kilise kral ve
kraliçe tarafından temsil edilir. VAnglikan Kilise'sine göre iki sakrament
(Vaftiz, Evharistiya) esastır. Anglikanizm XVIII. yüzyıldan itibaren Amerika,
Kanada, Avustralya, Afrika, Yeni Zelanda ve Hindistan'da yayılmıştır.Yaklaşık 30
milyon mensubu bulunan Anglikan Kilisesi ve Roma Katolik Kilisesi arasında II.
Vatikan Konsili (1962-1965)'nden sonra uzlaşma zemini arama gayretlerine
girişilmiştir.
Günümüzde Hıristiyanlık
Günümüzde Hıristiyanlık dünyada hemen hemen her bölgede taraftara
sahip bir dindir.Taraftar sayısı bakımından dünyada ilk sıradadır. Özellikle
Avrupa, Amerika ve Avustralya kıtası ülkelerinde Hıristiyanlık yaygın bir din
konumundadır.
Hıristiyan ülkelerdeki Mezheplerin yoğunluğu farklılıklar
göstermektedir. Rusya, Bulgaristan, Yunanistan gibi ülkelerde Ortodokslar ;
İtalya, İspanya, Paraguay, Portekiz, Vatikan gibi ülkelerde Katolikler; İsveç,
Norveç, Danimarka, ABD gibi ülkelerde Protestanlar; İngiltere’de Anglikanlar
diğer Hıristiyan mezheplerine göre çoğunluğu oluşturmaktadırlar.
Hıristiyanlıktan kopan bazı akımların (Yehova Şahitleri, Mormonlar,
Unitaryenler, Kuveykırlar gibi) bağımsız ayrı bir din hüviyetine bürünmesi veya
ayrı bir din gibi hareket etmeleri ve farklı Kültlerin ortaya çıkıp yayılması
Hıristiyanlığın önündeki sorunların başında gözükmektedir. Tüm bunlara rağmen
Hıristiyanlık gittikçe taraftar sayısını arttıran ilahi bir dindir. Günümüzde
çoğunluğu Katolik olmak üzere ( % 51 – 53 ) yaklaşık 1.560.000.000 Hıristiyan
yaşamaktadır.
Yukarı Çık
Ana Sayfa
10.01.2003'den beri
Kişi tarafından ziyaret edildi
www.bodrumkilisesi.tk
AÇIKLAMALAR ve
KAYNAKLAR
(1) Bazı Hıristiyan kelâmcıları "teslis"i şöyle açıklar: 1-Baba (akıl), 2- Oğul
(İsa natuk), 3-Ruhu'l-Kuds (ilim).
(2) Kelimenin İbrancası "maşiah"tır, "yağlanmış" anlamına gelir. Hıristiyan ve
Hıristiyanlık terimleri incillerde geçmez. Bu terimlerin ilk kez İsa'dan
yaklaşık 20-30 yıl sonra Antakya'da kullanıldığı ileri sürülmektedir.
(3) Yahudilerin O'na inanmamaları, Mesih'in Davud soyundan geleceğine dair
inançlanndan kaynaklanmaktadır.
(4) G. Tümer, A. Küçük, a.g.e., s. 136.
(5) Pavlus'un ilk adı Saul'dür. Kilisenin kuruluşunun ilk yıllarında
Hıristiyanlar kin ve nefret sonucu O'na zulmetmişlerdir. Pavlus Efes, Galatya,
Mekadonya, Korent'te dinini yaymış, M. 52'de Esine'ye gitmiştir. Kudüs'te iki
kere hapsedilmiş, idam olunmak üzere Roma'ya gönderilmiştir. (M. 67) Yanında
çeşitli kiliselere yönelik 14 mektup bulunmuştur. Bu mektupların en önemlisi
Galatya, Efes, Korent ve Romalılara aittir. (Muncid, Beyrut, 1960)
(6) Hıristiyanlığı aslî haliyle açıklayan ve Hıristiyanların İslâm'a
yönelttikleri mantık dışı ithamları en güzel şekilde cevaplandıran kaynak
eserlerin başında Şeyhülislam İbn Teymiye (1262-1328)'nin dört ciltlik
el-Cevabu's-Sahih Limen Beddele Dine'l-Mesih (Kahire, 1964)'i gelmektedir.
(7) Bkz. Yuhanna, V, 44.
(8) Bir diğer adı Havariler Kredosu olan bu inanç sistemi IV. yüzyıla aittir, üç
bölümlü oniki maddeden meydana gelir. I. bölüm Tanrı'ya, II. bölüm Hıristiyan
inançlarına, III. bölüm de Teslis'e ait umdeleri ihtiva etmektedir.
(9) Abdullah Tercüman, Hıristiyanlığa Reddiye, İst., 1965, s. 11.
(10) Matta, XXVIII, 19.
(11) G. Tümer, A. Küçük, A.g.e., s. 149.
(12) Teslis terimini Yunanca "trias" ilk defa Antakya'lı Teofilos tarafından
büyük bir ihtimâlle 180 yılları civarında kullanmıştır.
(13) Teslis Hıristiyanlık dışındaki diğer bazı eski dinlerde de mevcuttur.
Sümerler'de Anu-Enlil-Ea, Mısırlılar'da Isis-Osiris-Horüs, Hintliler'de,
Brahma-Şiva-Vişnu vb. İnançlar Hıristiyanlık'taki teslis inancına benzemektedir.
(14) Muallim Herrik, Protestanlıkta İtikat ve İbadet, ist., 1884; Guseppe
Descuffi, Hıristiyan Dini, İzmir, 1963.
(15) İnciller, Kitab-ı Mukaddes'in bir bölümünü oluşturan Yeni Ahit içinde
bulunmaktadır.
(16) Enacil-i Erbaa denilen bu dört incil sıra ile şunlardır: 1,-Matta,
2-Markos, 3-Luka, 4- Yuhanna.
(17) Halen Hıristiyanların ellerinde bulunan incillerin birtakım tahrif ve
sapmalardan korunamadığını ifade eden günümüz Amerikalı İlâhiyatçı prof.
Friedman, bu konudaki görüşlerini, "İncili Kim Yazdı?" adlı kitabında
açıklamıştır. (Zaman Gazetesi, 21 Ağustos 1991)
(18) Sinoptik incillerin M. 60-70 yılları civarında yazıldığı tahmin
edilmektedir. Büyük bir ihtimâlle Dördüncü İncil (Yuhanna) M. 100 yıllarında
yazılmış olmalıdır.
(19) Bu Dört İncil'e "kanonik" (kanuna uygun, resmî) İnciller de denir.
(20) Katolik Kilisesi ise, ilk dört İncil'i gerçek kabul ederek bunlara Kilise
İncilleri demektedir.
(21) Bkz. Luka, III, 23, Matta, 1,16.
(22) Bkz. Yuhanna, V, 37, XIV, 7-9, Matta, XVIII, 1-14, Markos IX, l -8.
(23) Bkz. Matta, XIII, 54-58, Markos, VI, 4; Luka, IV, 29, Yuhanna, IV, 3.
(24) Bkz. Markos, I, 14; Romalılara Mektup, 1,8-10.
(25) Bkz. Luka, I, 47,1, 11.
(26) Bkz. Matta, XX, 30; Markos, X, 46.
(27) Bkz. Matta, III, 4; XI, 18-19.
(28) Bundan dolayı Katolik Kilisesi'ne Petrus'un Kilisesi de denir.
(29) Papa aynı zamanda Vatikan Devleti'nin başkanıdır. Resmi adı Stato Citta
Vaticana olan, dünyanın bu küçük, fakat nüfuzlu devleti Roma şehrinin
ortasındadır. Yüzölçümü 39 Km2'dir. Devlet başkanı olan Papanın seçtiği vali,
şehrin idaresini üstlenmiştir. Devletin gelirini, dünyanın her yerinden
katoliklerin yaptıkları yardımlar teşkil eder.
(30) Papalık Meryem'in İsa gibi günahsız olduğunu 1854'te, göğe yükseldiğini de
1950'de karara bağlayarak bunları bir dogma halinde ilân etmiştir, inançlarına
göre Meryem hiç kimse ile ilişki kurmadan İsa'ya hamile kalmıştır.
(31) Lateran Konsili 1215 yılında toplanarak her Hıristiyanın yılda en az bir
kere günah çıkartmasına karar almıştır.
(32) G. Tümer, A. Küçük, a.g.e., s. 161.
(33) Mehmet Aydın, Din Fenomeni, Konya, 1993, s. 131 vd.
(34) Monofîzit kiliselerle birlikte bu kiliselere İstanbul Patrikliği veya Rum
Ortodoks Patrikliği de denir.
(35) Bazı Dinler Tarihçilerine göre bu ayrılığı 857 yılında başlatmak mümkündür.
(36) Bu ayrılığın en büyük sebebi Ayasofya Kilisesi üzerinde Romalıların
hükümranlık isteklerini Bizanslıların reddetmesi ve hemen ardından Roma'yı
lânetlemeleridir. Aforozun kaldırılması için ilk ciddi teşebbüs 7-12-1965
tarihinde Vatikan ile Fener arasında İstanbul'da gerçekleşmiştir.
(37) Meryem, İsa ve azizleri tasvir eden, özel bir şekilde yapılmış, kilise ve
evlerde bulunan resimler.
(38) Ortodoks Mezhebi'nin teşekkülünde Gregorios, Athanasios, Kyrillos vb.
kilise itibarını kazanmış kişilerin büyük rolü vardır.
(39) Katoliklerle Ortodoksların 1054 yılında birbirlerinden ayrılmalarına,
Ruhu'l-Kuds'ün yalnız "Baba"dan mı, yoksa "Baba-Oğul"dan mı çıktığı meselesi de
sebeb olmuştur. 1962 de başlayan II. Vatikan Konsili ise bu ayrılığı gidermek
için toplanmıştır.
(40) Protestanlık ana hatlarıyla oluştuktan sonra ancak 1529'da Roma Katolik
Kilisesi'nden ayrılmıştır.
(41) A. Abdullah Masdusi, a.g.e., s. 177.
kaynak : Yrd.Doç.Dr.Osman CİLACI , Günümüz Dünya Dinleri, Ankara 1995
(I)Bakınız Kur’an-ı Kerim En’am 6:115,Yunus 10:64,Kehf 18:27,Ahzap 33:62,Fatır
35:43
(II)Bakınız Kur’an-ı Kerim Bakara 2:285,Ali İmran 3:119 ve 3:84
(III) Bakınız Kur’an-ı Kerim Maide 5:43, Bakara 2:113,Enbiya 21:7, Yunus
10:94-95,Ali İmran 3:93,Nahl 16:43
(IV)Dan Wickwire , “Kutsal Kitap Değiştirildimi?”, Müjde Yayıncılık ,İstanbul
1994
(V)Dan Wickwire , “Kutsal Kitap Değiştirildimi?”, Müjde Yayıncılık ,İstanbul
1994
======================================================================================================================